6183 sayılı yasanın, 23 Md. gereğince, kamu alacaklarından fazla tahsil edilmiş olanların, ret ve iadesi sırasında, eğer vadesi gelmiş kamu alacağı var ise, iadenin öncelikle amme alacağına mahsup edilmek suretiyle ret ve iadesi konusu düzenlenmiştir. Amme alacaklarının, tahsilatı farklı kanallardan ve değişik şekillerde yapıldığı için, doğmuş veya doğacak olan kamu alacağından fazla tahsilat yapılmış olabilir. Bunun en yaygın örneği dönem içinde kesinti yoluyla veya geçici vergi olarak peşin vergi alınmasıdır. Özellikle kesinti yoluyla vergi alınmasında henüz doğmamış olduğu gibi pek çok zaman doğup doğmayacağı da belli olmayan bir gelir üzerinden vergi alınmaktadır. Geçici vergi de yine aynı şekilde üçer aylık dönemler itibariyle vergi tahsil edilmektedir ve sonraki üç aylık dönemlerde doğacak zararlardan dolayı yıllık beyanda vergiye tabi gelir doğmaması mümkündür. Bu nedenle mükellefin, vergi borcundan, daha fazla vergi ödemiş olması, her zaman mümkündür. Bunun yanı sıra gerek borçlunun gerekse alacaklı kamu idaresinin yapabileceği hatalardan dolayı kamu alacağının gerçek tutarından fazla alınması her zaman mümkün olabilir. İşte bu şekilde, fazla tahsil edilmiş olan alacakların mükellefe vergi dairesi tarafından, mükelleflere veya vergi sorumlularına ret ve iade edilmesinde kamu idaresinin eğer fazla ödeme yapmış olandan vadesi gelmiş alacağı varsa ise, bu alacağa mahsup yapılacaktır. Eğer arta kalan kısım var ise,  mükellefin kendisine nakden iade yapılacaktır.

Bu özelliği ile, 23. Madde kamu alacaklarının korunmasına yönelik bir güvenlik önlemidir. Bu bakımdan, 6183 sayılı kanunun 23. Maddesi iadeyi düzenleyen bir madde olarak değil, tersine kamu alacağının tahsilini gerektiren bir madde olarak anlamak ve yorumlamak gerekir.

Öte yandan, konumuzla ilgili, 23. Madde de istenen koşullar madde madde aşığa da olduğu gibidir;

1) 23. Madde, amme alacağının korunması ile ilgilidir. 

2) Ortada, fazladan yapılmış bir ödeme bulunması gerekmektedir.

3) Amme alacağının, ret ve iade edilecek sürece gelmiş olması gerekir.

4) Fazladan tahsil edilen tutar, aynı idarenin alacaklarına mahsup yapılabilir.

5) Amme alacağının, vadesinin gelmiş olması zorunludur.

6) Madde hükmü, resen mahsup yapılmasına ilişkindir.

Uygulamada vergi daireleri, mükelleflerden, fazladan tahsil edilen paraların tekrar mükellefe ret ve iadesinde SGK kurumuna borçlarının bulunup bulunmadığını da sorgulama yetkisine sahiptir. İade sırasında vergi daireleri, SGK kurumuna, yazı yazarak mükellefin, SGK’ya borcu var ise bu tutarı da kesip SGK’ ya transfer edebilmektedirler. (Bkz: TGT - Seri A/1, Seri A/2)

Sonuç olarak, uygulamada vergi daireleri, 6183 sayılı kanunun, ilgili 23. Md. ‘ni uygularken, bazen yanlış yorum yaparak, hatalı uygulama sonucu mükelleflerin mağdur olmalarına neden olabilirler. Örneğin yaşanan somut bir olayda, bir mali müşavire sorumluluk raporundan dolayı mükellefin vergi borcu gerekçe gösterilerek, meslek mensubunun açmış olduğu davada meslek mensubu ödeme emri iptal ettirdiği halde, vergi dairesi, önceden koymuş olduğu blokajı kaldırmayıp, bloke etmiş olduğu parayı mükellefe, ödememektedir. Oysa ki, Vergi Mahkemesi kararlarının, vergi daireleri tarafından, derhal tatbiki ve infazı gerekmektedir. (Bkz: İYUK Md. 27-28, TC Anayasa Md. 38)