Bakanlığın hazırladığı raporda, ABD'nin sağladığı silahların, İsrail'in yükümlülükleriyle "çelişen şekilde" kullanılmış olabileceğini değerlendirmenin "makul olduğu" dile getirildi.
Öte yandan ABD'nin henüz incelemelerini tamamlamadığı ve silah sevkiyatının devam edebileceği de rapora eklendi.
Söz konusu rapor Cuma günü, gecikmeli olarak ABD Kongresi'ne sunuldu.
Beyaz Saray'ın talep ettiği raporda, İsrail'in geçen yılın başından bu yana ABD'nin sevk ettiği silahları nasıl kullandığı ele alınıyor.
Rapor İsrail'in Gazze'deki bazı saldırılarıyla ilgili açık bir eleştirel tutum içerse de, İsrail ordusunun uluslararası hukuku ihlal ettiği yönünde kesin bir hüküm bildirmiyor.
Ek olarak raporda İsrail'in "Hamas ile savaşta olağanüstü askeri zorluklarla karşı karşıya kaldığı" da ileri sürülüyor.
İsrail'in ABD'ye "Amerikan silahlarının yasal zeminde kullanılması" yönünde verdiği güvencelerin de "güvenilir" olduğu savunuluyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı raporunda Hamas'ın "sivil altyapıyı askeri amaçlarla kullandığı ve sivilleri canlı kalkan haline getirdiği" iddia edilerek "aktif savaş sahasında olguları birbirinden ayırt etmenin zor olabileceği" söyleniyor.
Bununla birlikte İsrail'in ABD yapımı silahları "muhtemel olarak uluslararası insani hukuka ilişkin yükümlülükleriyle çelişen durumlarda kullanmış olabileceği" de ekleniyor:
"İsrail sivillere yönelik zararı en aza indirmek için en iyi pratiğin ortaya konması adına bilgi, deneyim ve araçlara sahip. Ancak sahadaki sonuçlar ve sivil kayıpların fazlalığı, İsrail ordusunun bazı durumlarda bu bilgi ve deneyimi etkin şekilde kullanıp kullanmadığına yönelik soru işaretlerine neden oluyor."
Raporda, Birleşmiş Milletler'in (BM) ve insani yardım örgütlerinin, İsrail'in sivil kayıpları azaltmaya yönelik çabalarını "tutarsız, yetersiz ve etkisiz" bulduğu da hatırlatılıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in Gazze'ye insani yardım girebilmesi doğrultusunda ABD'nin çabalarıyla bütünüyle işbirliği göstermediğini dile getiriyor.
ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi David Satterfield de raporun yazarları arasında. Satterfield BBC'ye yaptığı açıklamada, ilk kez bu türde bir raporun ortaya çıkarıldığını kaydederek, ABD'nin İsrail'in eylemlerini "değerlendirmeye devam edeceğini" söyledi.
Satterfield, "Bu, dünyanın daha önceden görmediği türden bir çatışma. Son derece açık sözlü ve aynı zamanda güvenilir bir yargıya varabilmek için tüm etkenleri hesaba katmaya çalıştık" dedi.
Rapor ABD Başkanı Joe Biden'ın, İsrail eğer Refah saldırısına devam ederse ABD'nin bazı bomba ve mühimmat sevkiyatını durduracağını söylemesinden günler sonra kamuoyuyla paylaşıldı.
ABD Başkanı Joe Biden'ın İsrail'de büyük ses getiren silah sevkiyatını kesme tehdidine Başbakan Binyamin Netanyahu, "gerekirse tırnaklarıyla savaşacaklarını" söyleyerek yanıt vermişti.
BM'ye göre Gazze'nin güneyindeki Refah'tan Pazartesi gününden bu yana 80 bini aşkın kişi göç etti.
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında 7 Ekim'den bu yana 34 bin 900'den fazla kişi öldürüldü. 7 Ekim'de Hamas'ın İsrail'e başlattığı saldırıda 1200 kişi öldürülmüş, 252 kişi rehin alınmıştı.
Halihazırda devam eden ateşkes görüşmelerinde, İsrail'in saldırıları durdurması ve rehinelerin serbest bırakılması masaya yatırılıyor. Görüşmelerden henüz somut bir sonuç çıkmış değil.
Gazze'de 7 ayı geride bırakan savaş nedeniyle milyonlarca kişi gıda, su, elektrik ve temel ihtiyaçların yokluğu altında yaşam mücadelesi veriyor.
İsrail'den eleştiri
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu en yakın müttefiki ABD'den gelen ve giderek artan eleştirilere meydan okudu.
Sözcülerinden biri, İsrail'in "yaklaşık 14,000 sivili" öldürdüğünü söyledi ancak bunun Hamas'ın suçu olduğunu çünkü sivillerin canlı kalkan olarak kullanıldığını iddia etti.
Uluslararası insan hakları grupları ve eski Dışişleri ve askeri yetkililer, akademik uzmanlar ve diğerlerinden oluşan gayri resmi bir panel tarafından yapılan bir inceleme, savaş kanunları ve insancıl hukukun ihlal edildiğine dair güvenilir kanıtlar olduğunu söyledikleri bir düzineden fazla İsrail hava saldırısına işaret etmişti.
Hedefler arasında yardım konvoyları, sağlık çalışanları, hastaneler, gazeteciler, okullar, mülteci merkezleri ve uluslararası hukuk kapsamında geniş korumaya sahip diğer yerler vardı.
Gazze'de 31 Ekim'de bir apartmana düzenlenen ve 106 sivilin ölümüne yol açtığı bildirilen saldırı gibi pek çok saldırıda ölen sivillerin sayısının, herhangi bir askeri hedefin değeriyle orantısız olduğunu savundular.
İsrail ise tüm ABD hukuku ve uluslararası hukuka uyduğunu, güvenlik güçlerinin suiistimal iddialarını soruşturduğunu ve Gazze'deki operasyonunun Hamas'tan kaynaklandığını söylediği varoluşsal tehditle orantılı olduğunu savunuyor.
Büyük ölçüde İsrail'in Gazze'ye gıda ve yardım erişimine getirdiği kısıtlamalar nedeniyle artan Filistinli kayıpları ve kıtlığın başlaması, iç ve dış eleştirilerin artmasına neden oldu. Netanyahu, Biden'ın sert muhalefetine rağmen Refah'taki askeri saldırıyı yoğunlaştırma sözü verince gerilim daha da tırmandı.
Donald Trump'a karşı zorlu bir seçim yarışının ortasında olan Biden, Demokratların İsrail'e saldırı amaçlı silah sevkiyatını durdurması yönündeki baskısıyla karşı karşıya kalırken Cumhuriyetçiler de onu İsrail'e verdiği destekte tereddüt etmekle suçluyor.
Geçtiğimiz günlerde Demokrat yönetim, İsrail'in bir milyondan fazla Filistinlinin yaşadığı Refah kentine yönelik saldırı tehdidine ilişkin endişeler nedeniyle 3.500 bombalık bir sevkiyatı durdurarak İsrail'e askeri yardımın şartlandırılmasına yönelik ilk adımı attı.
Şubat ayında yayınlanan bir başkanlık direktifi, Savunma ve Dışişleri Bakanlıklarının, ABD tarafından sağlanan askeri teçhizatın İsrail tarafından uygunsuz bir şekilde kullanıldığına dair her türlü güvenilir rapor ya da iddiayı değerlendirmelerini ve bu doğrultuda Kongre'ye rapor vermelerini gerektiriyordu.
Direktif ayrıca İsrail'in Gazze'de açlık çeken sivillere insani yardım ulaştırılmasını engelleyip engellemediğine ilişkin raporlama yapılmasını da zorunlu kıldı.
Muhalifler, ABD'nin İsrail aleyhine bir karar almasının Hamas ve İran destekli diğer gruplara karşı çabalarını baltalayacağını iddia ettiler. İsrail'e yönelik eleştiriler Biden üzerindeki askeri yardımları kısıtlama baskısını arttırarak Netanyahu hükümeti ile ilişkileri gerginleştirebilir ve yaklaşan seçimlerde İsrail yanlısı seçmenlerin desteğini tehlikeye atabilir.
Beyaz Saray söz konusu incelemeyi Demokrat milletvekillerinin ve Senatör Bernie Sanders'ın İsrail'e silah sevkiyatının kısıtlanması yönündeki çağrılarına yanıt verirken başlattı.
ABD ve BM yetkilileri İsrail'in 7 Ekim'den bu yana uyguladığı gıda kısıtlamalarının Gazze'nin kuzeyinde ciddi bir kıtlığa yol açtığını belirtiyor. (euronews)