GİRİŞ

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un geçici 10. maddesi ile 31.07.2023 tarihi itibarıyla kapalı ceza infaz kurumunda, açık ceza infaz kurumunda ve denetimli serbestlikte bulunan hükümlüler için düzenlemelerde bulunulmuştur.

Bu hükümlülerden 31.07.2023 tarihi itibarıyla açık ceza infaz kurumunda ya da denetimli serbestlikte bulunanlar için:

-Geçici 10/1 maddede belirtilen, covid-19 salgın hastalığı nedeniyle izin bitimi olan 31.07.2023 tarihini takip eden onbeş gün içinde infaz işlemlerinin devam ettiği kuruma dönmeyenler hakkında 5275 sayılı Kanun’un 105/A/6-a maddesindeki “ Hükümlünün ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra, talebinde belirttiği denetimli serbestlik müdürlüğüne beş gün içinde müracaat etmemesi halinde, … koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine … karar verilir.” hükmü gereğince açık ceza infaz kurumuna gönderme kararı verilebilecek midir?

-Geçici 9/5 maddedeki “ Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle, açık ceza infaz kurumunda bulunanlar ile kapalı ceza infaz kurumunda bulunup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan hükümlüler, 105/A maddesi kapsamında denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen hükümlüler ve 106 ncı madde veya diğer kanunlar uyarınca denetimli serbestlik tedbirinden yararlanan hükümlüler 31.07.2023 tarihine kadar izinli sayılır… Bu fıkra uyarınca izinli sayılanlar hakkında 95 ve 97 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmü ve 105/A/8 maddedeki “Denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmesi gereken sürenin bitiminden itibaren iki gün geçmiş olmasına karşın müracaat etmeyenler … hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 292 nci ve 293 üncü maddelerinde yazılı hükümler uygulanır.” hükmü uyarınca hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan mahkumiyet hükmü kurulabilecek midir?

1. 31.07.2023 TARİHİ İTİBARIYLA AÇIK CEZA İNFAZ KURUMUNDA BULUNANLAR

1. 1.  Hükümlü veya Tutuklunun Kaçması Suçu

Geçici 10. madde yürürlüğe girdiğinde uygulamada, geçici 10/2 maddeye binaen covid-19 izninde bulunan açık ceza infaz kurumu hükümlülerinin geçici 10/1 madde gereğince 15 gün içerisinde açık ceza infaz kurumlarına dönmeleri beklenmeksizin haklarında 105/A madde gereğince denetimli serbestlik kararı verildiğinden hükümlü veya tutuklunun kaçması suçu yönünden fiilen bu hükümlüler için geçici 9/5 maddeye göre değil, 105/A/8 maddeye göre değerlendirmede bulunmak gerekecektir. Zira covid-19 izni zamanında açık ceza infaz kurumunda olan hükümlülerin, denetimli serbestlik tedbiri kararı ile açık ceza infaz kurumuna dönme yükümlülükleri kaldırılmıştır. Eğer covid-19 izninde bulunan açık ceza infaz kurumu hükümlüleri hakkında denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmeseydi geçici 10/1. maddedeki 15 günlük sürede açık ceza infaz kurumuna müracaat edilmemesi ve geçici 9/5 maddenin göndermede bulunduğu 97/1 maddedeki 2 günlük sürenin de geçmesiyle 97/1 maddenin göndermede bulunduğu TCK’nın 292. maddesindeki tutuklu veya hükümlünün kaçması suçu oluşabilecekti.

Bu suçun oluşabilmesi için sanık hakkındaki denetimli serbestlik tedbiri kararının sanığa (hükümlüye) tebliğinden başlamak üzere sanığın 5275 sayılı Kanunun 105/A/6-a maddesindeki 5 gün ve aynı Kanunun 105/A/8 maddesindeki 2 gün olmak üzere toplam 7 gün içerisinde denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmemesi gerekmektedir. Sanığa yapılacak tebliğde, denetimli serbestlik tedbiri kararı maddelerinde yok ise denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat edilmesi gereken 5 günlük süre geçtikten sonra 2 gün içerisinde de denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat edilmemesi halinde hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunun işlenmiş sayılacağı ihtarının yer alması gereklidir.

Geçici 10/1 maddede geçen 15 günlük sürenin, denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmeme sonucu hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunun oluşumunda bir etkisi yoktur. 7456 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. maddenin 1. fıkrasında getirilen 15 günlük sürenin amacı, sanığın covid-19 izni sırasında hangi infaz kurumunda ise oraya müracaat etmesi gerektiğidir. Zira 5275 sayılı Kanunun geçici 10/1.maddesi ''31.07.2023 tarihi itibarıyla geçici 9 uncu maddenin beşinci fıkrası uyarınca Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle izinde bulunan hükümlüler, izin bitimini takip eden onbeş gün içinde infaz işlemlerinin devam ettiği kurumlara dönmek zorundadır.''  şeklindedir. Sanığın geçici 10. madde yürürlüğünde açık ceza infaz kurumunda (ya da 5275 sayılı Kanunun 105/A/2 maddesi gereğince kapalı ceza infaz kurumunda olmasına rağmen açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartlarını taşıdığı) olmasına göre 15 gün içerisinde müracaat etmesi gereken yer denetimli serbestlik müdürlüğü değil, açık ceza infaz kurumudur. Dolayısıyla hakkında verilen denetimli serbestlik tedbiri kararı kendisine tebliğ edilmeyen sanık denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmemesinden dolayı sorumlu tutulamayacaktır.

TCK nun 4. maddesi gereğince ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz, ancak denetimli serbestlik tedbiri kararı kanun olmayıp bu kararın kendisine tebliğ edilmemesinde sanığın mazereti vardır. Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz hükmü 5275 sayılı Kanunun geçici 10/1 madde yönünden değerlendirildiğinde bu madde zaten sanığa, denetimli serbestlik müdürlüğüne değil açık ceza infaz kurumuna dönme zorunluluğu yüklemektedir.

5275 sayılı Kanunun geçici 10/3 maddesindeki ''Yukarıdaki fıkralar uyarınca, izinden dönecek hükümlüler ile hakkında denetimli serbestlik kararı verilecek hükümlülere ilişkin hususlar, Adalet Bakanlığının resmi internet sitesinde duyurulur.'' şeklindeki hüküm, hükümlülere süreçte yol göstermeye ilişkin olup bu hüküm gereğince denetimli serbestlik tedbiri kararı hükümlüye tebliğ edilmiş sayılamaz. Yine geçici 10/1 maddedeki açık ceza infaz kurumuna 15 gün içerisinde dönme zorunluluğu, geçici 10/3 maddeyle hükümlü ve tutuklunun kaçması suçunu oluşturacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğüne dönme zorunluluğu şeklinde değiştirilemez. Yani, geçici 10/3 maddedeki duyuruyla sanığın müracaat etmesi gereken açık ceza infaz kurumu yerine infaz işlemlerinin daha pratik yürümesi için denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaatı istenebilir. Ancak denetimli serbestlik tedbiri kararı kendisine tebliğ edilmemiş olan sanığa bundan dolayı suçta ve cezada kanunilik ilkesine aykırı olarak sorumluluk yüklenemez. Geçici 10/3 madde gereğince duyurularla, geçici 10/1 madde yürürlükten kaldırılamayacağı gibi (zira geçici 10/1 de sanığın müracaat etmesi gereken yer açık ceza infaz kurumudur) suç da ihdas edilemez. Yapılan duyurular, kanunu bilmemek mazeret sayılmaz hükmü gibi duyuruyu bilmemek mazeret sayılmaz aşamasına çıkartılamaz. Suçta ve cezada kanunilik ilkesi TCK 2. maddede açıklanmış olup idarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz, kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Geçici 10/3 madde ile de, geçici 10/1 maddede açık ceza infaz kurumuna müracaat zorunluluğu olan hükümlüye denetimli serbestlik tedbiri kararı açıkça tebliğ edilmeden duyuru yoluyla suç oluşturacak şekilde zorunluluk yüklenemez. Bu duyuru ancak suç oluşturmadan yol gösterici mahiyette olabilir.

Bu hususlara göre denetimli serbestlik tedbiri kararının tebliği yapılmadan hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunun oluştuğundan bahsedilemez.

1.2. Açık Ceza İnfaz Kurumuna Gönderme Kararı

Burada geçici 9/5. madde uygulama alanı bulamayacaktır. Zira geçici 9/5. madde hükümlü veya tutuklunun kaçması suçuna ilişkindir. Yine geçici 10/1 maddenin uygulanması da söz konusu olamayacaktır. Bu madde de açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlüler yönünden 15 günlük sürede açık ceza infaz kurumuna dönülmesi hususunu kapsamaktadır; oysa açık ceza infaz kurumunda bulunan bu hükümlüler için talep aranmaksızın geçici 10/2 maddeyle denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmiş durumdadır. Bu durumda açık ceza infaz kurumuna gönderme kararı yönünden, haklarında denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmiş olup denetimli serbestlik müdürlüğüne 5 gün içerisinde müracaat etmeyenlere ilişkin olan 105/A/6-a maddenin uygulanmasının değerlendirilmesi söz konusu olabilecektir.

Hükümlü veya tutuklunun kaçması suçu için denetimli serbestlik tedbiri kararının tebliği ve duyuru hususunda yapılan açıklamalar 31.07.2023 tarihi itibarıyla açık ceza infaz kurumunda iken haklarında  denetimli serbestlik tedbiri kararı verilip denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmeyen hükümlüler hakkındaki açık ceza infaz kurumuna gönderme kararları için de geçerlidir.

Denetimli serbestlik tedbiri kararı tebliğ edilmeden duyuruyla denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmemesi gereğince hükümlü hakkında açık ceza infaz kurumuna gönderme kararı verilemez. Bu da suçta ve cezada kanunilik ilkesi kapsamındadır. Zira kişi hakkında cezanın infaz şekli değişmekte ve denetimli serbestlik yerine infaz, açık ceza infaz kurumunda olmaktadır.

1.3. Geçici 10/2. Madde

Geçici 10. maddenin yürürlük tarihi 7456 sayılı Kanunun 30/1-ğ maddesine göre 15.07.2023’ tür. Geçici 10/2. maddede ise açık ceza infaz kurumunda olan hükümlüler hakkında talepleri aranmaksızın denetimli serbestlik tedbiri kararı verilebileceği belirtilmiştir. Maddenin yürürlük tarihinden itibaren kendisi hakkında denetimli serbestlik kararı verilmesi gereken hükümlünün 31.07.2023 covid-19 izni bitim tarihine kadar aslında denetimli serbestlikte bulunmuş sayılması gerektiğine dair açıklamanın yer aldığı “5275 Sayılı Kanuna Eklenen Geçici 10. Maddenin Değerlendirmesi” adlı makalemizi burada bilgi amaçlı ifade ediyoruz.

2. 31.07.2023 TARİHİ İTİBARIYLA DENETİMLİ SERBESTLİKTE BULUNANLAR

2.1. Hükümlü veya Tutuklunun Kaçması Suçu

Geçici 9/5 maddede “ Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle, açık ceza infaz kurumunda bulunanlar ile kapalı ceza infaz kurumunda bulunup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan hükümlüler, 105/A maddesi kapsamında denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen hükümlüler ve 106 ncı madde veya diğer kanunlar uyarınca denetimli serbestlik tedbirinden yararlanan hükümlüler 31.07.2023 tarihine kadar izinli sayılır… Bu fıkra uyarınca izinli sayılanlar hakkında 95 ve 97 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmü ve 97/1 maddede “İzinden dönmeyen veya iki günden fazla bir süre geçtikten sonra dönen hükümlüler hakkında Türk Ceza Kanununun 292 nci ve izleyen maddelerinde yazılı hükümler uygulanır.” hükmü bulunmakta ve 97/1 madde ile TCK’nın 292. maddesindeki hükümlü veya tutuklunun kaçması suçuna gönderme yapılmaktadır.

Bu hükümlüler, haklarında ilk defa denetimli serbestlik tedbiri kararı verilmeyip geçici 10. maddenin yürürlüğünde zaten denetimli serbestlikte olduklarından ilk defa denetimli serbestliğe ayrılmaya ilişkin 5275 sayılı Kanun’un 105/A/6-a maddesindeki “ Hükümlünün ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra, talebinde belirttiği denetimli serbestlik müdürlüğüne beş gün içinde müracaat etmemesi halinde, … koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine … karar verilir.” hükmü ve 105/A/8 maddedeki “Denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmesi gereken sürenin bitiminden itibaren iki gün geçmiş olmasına karşın müracaat etmeyenler … hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 292 nci ve 293 üncü maddelerinde yazılı hükümler uygulanır.” hükmü uygulanamayacaktır. Bu hükümlüler yönünden geçici 9/5 maddeye göre değerlendirme yapmak gerekecektir.

Geçici 9/5 maddenin göndermede bulunduğu 5275 sayılı Kanunun 95. ve 97.maddelerinin kapsamı aynı Kanunun 93. maddesi gereğince belirlenecektir. 93. maddede ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin izinlerinden bahsedilmesine göre izin süresine uymayan ceza infaz kurumunda bulunan hükümlüler için 97. madde uygulanabilecek, denetimli serbestlik tedbirinde olan hükümlüler hakkında 97. madde uygulanamayacaktır. Zira denetimli serbestlikteki hükümlüler için uygulanan Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinde izne aykırı davranma hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunu oluşturmayıp yükümlülük ihlalini oluşturmaktadır.

Ayrıca 5275 sayılı Kanun'un 95 ve 97. maddelerine atıfta bulunan aynı Kanun'un geçici 9/5 maddesinde denetimli serbestlikteki hükümlüler amaçlanmış olsaydı doğrudan TCK'nın 292. maddesindeki hükümlü veya tutuklunun kaçması suçuna atıfta bulunulup ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülere yönelik 97. madde vasıtasıyla TCK 292. maddeye dolaylı bir atıf yoluna gidilmezdi.  Dolayısıyla bu atıf yöntemiyle geçici 9/5 madde yönünden ceza infaz kurumunda bulunan hükümlüler kastedilip denetimli serbestlikteki hükümlüler amaçlanmamaktadır.

Bunlardan daha önemlisi geçici 10/4 maddedeki “105/A maddesi kapsamında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezası infaz edilip geçici 9 uncu maddenin beşinci fıkrası uyarınca Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle 31/07/2023 tarihi itibarıyla izinde bulunan hükümlüler, koşullu salıverilme tarihine kadar olan süreleri 105/A maddesinin beşinci fıkrasında belirtilen yükümlülüklere tabi olmadan geçirirler.” hükmüdür. Bu madde geçici 9/5 maddeden daha sonra yürürlüğe girmiştir ve bir sonuç çıkarmada geçici 9/5 madde ile geçici 10/4 madde birlikte göz önünde bulundurulup yorumlanmalıdır.

Geçici 10. maddenin yürürlüğünde  covid-19 izinlisi olup denetimli serbestlikte bulunan hükümlülerin, tüm yükümlülükleri geçici 10/4 madde ile kaldırılmışken geçici 9/5 madde gereğince aynı zamanda hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunu işlediklerini kabul etmek mantık kurallarına ve Kanunun amacına aykırıdır. Hukukta yapılacak yorumun her şeyden önce mantık kurallarına aykırı olmaması gerekir.

Bu hususlara ve geçici 9/5. maddenin düzeltici yorumuna göre geçici 10. maddenin yürürlüğünde covid-19 izinlisi olup denetimli serbestlikte bulunan hükümlülerin hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunu işlediklerinden bahsedilemeyecektir.

2.2. Açık Ceza İnfaz Kurumuna Gönderme Kararı

Geçici 10. maddenin yürürlüğünde denetimli serbestlikte bulunan ve haklarındaki denetimli serbestlik tedbiri kararı kendilerine daha önce tebliğ edilmiş olan hükümlülerin 15 gün içerisinde müracaat etmesi gereken yer geçici 10/1 maddeye göre denetimli serbestlik müdürlüğüdür. Açık ceza infaz kurumuna gönderme kararı hususunda bu hükümlüler için geçici 9/5 madde uygulanamaz, zira bu madde hükümlü veya tutuklunun kaçması suçuna ilişkindir.  105/A/6-a madde de uygulanamaz. Bu madde ilk defa denetimli serbestlik tedbirine ayrılan hükümlülere ilişkindir. Buradaki hükümlüler ise zaten denetimli serbestlikte olan ve Kanun gereği izinli sayılan hükümlülerdir. Geçici 10. maddede de 15 gün içerisinde müracaat etmemenin yaptırımı belirtilmemiştir. Geçici 10/3 maddedeki duyuru yoluyla da yukarıdaki 1.1. bölümdeki açıklamalar gereğince suçta ve cezada kanunilik ilkesine binaen hükümlüye sonradan açık ceza infaz kurumuna gönderme yaptırımı getirilemeyecektir.

Bu durumda covid-19 salgın hastalığı nedeniyle 31.07.2023 tarihine kadar Kanun gereği izinli sayılan hükümlünün geçici 10/1 maddeye göre 15 gün içerisinde denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmemesi Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği gereğince yükümlülük ihlali olarak kabul edilecek ve hükümlüye gerekli uyarı tebliği yapılacaktır. Geçici 10/4 maddede, denetimli serbestlikteki hükümlülere yükümlülük yüklenmemesi hükmü getirilmiş ise de geçici 10/1 maddedeki denetimli serbestlik müdürlüğüne 15 gün içerisinde müracaat yükümlülüğünü bu kapsamda değerlendirmemek gerekir. Geçici 10/1 maddede Kanun açıkça müracaat yükümlülüğünü getirdiğinden ve geçici 10/4 te bu müracaat yükümlülüğünün de kaldırıldığına dair açık bir ifade bulunmadığından hükümlünün 15 gün içerisinde denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmesi gerektiği sonucuna varılacaktır. Bu tespitlere göre ise hükümlü iki uyarı tebliği ve üç ihlal sonucunda Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği’nin 87/1-b-1 ve 5275 sayılı Kanunun 105/A-6-b (“hakkında belirlenen yükümlülüklere” ifadesi gereğince buradaki yükümlülük 15 gün içerisinde denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etme yükümlülüğü olmaktadır.) maddeleri gereğince açık ceza infaz kurumuna gönderilebilecektir.

3. YARGITAY KARARI

Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2024/167 esas 2024/2907 karar 26/04/2024 tarih sayılı kararında da, geçici 10. maddenin yürürlüğe girmesinden önce 06.07.2023 tarihinde denetimli serbestlik tedbirine ayrılmış olup geçici 10. maddenin yürürlüğe girmesiyle 15 günlük sürede müracaat etmeyen ve hakkında açık ceza infaz kurumuna gönderme kararı verilmiş olan hükümlü hakkında denetimli serbestlik tedbiri kararının tebliğ edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak Yargıtay kararında tebliğ hususu farklı olarak şu şekilde ifade edilmiştir: “…İnfaz Hakimliğince şartla tahliye tarihine kadar olan cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilmesine karar verilen hükümlünün, 5275 sayılı Kanun’un geçici 10 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca izin bitimini takip eden onbeş gün içinde infaz işlemlerinin devam ettiği açık ceza infaz kurumuna dönme zorunluluğu olduğunu ve dönmediği kabul edilerek hakkında verilen denetimli serbestlik kararının kaldırılarak açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilmiş ise de, hükümlünün yokluğunda şartla tahliye tarihine kadar olan cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına dair İnfaz Hakimliğince 06.07.2023 tarihinde karar verildiği anlaşılmakla, Erzurum Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü tarafından düzenlenen ve hükümlünün 01/08/2023 tarihine kadar Erzurum Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat etmesi gerektiğine dair “27.07.2023 tarihli ve 2023/725 sayılı Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne Nakil ve Tebliğ Tebellüğ Belgesinin” hükümlüye usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, edildi ise hangi tarihte tebliğ edildiği, ayrıca hükümlünün UYAP sisteminde kayıtlı GSM numarasına cezasının infaz durumu ile ilgili SMS gönderilip gönderilmediği, gönderildi ise hangi tarihte gönderildiği araştırılmaksızın, eksik inceleme sonucu verilen karar hukuka aykırı olup bu karara karşı yapılan bu nedenle kabulü yerine reddine dair itiraz merciince verilen karar Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi açıklanan bu sebeple yerinde görülmüştür.”

Yargıtay kararındaki SMS gönderilmesinin geçici 10/3 maddedeki duyuruya ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ancak yukarıdaki bölümlerde duyurunun Kanunun ifade şekline göre yol gösterici mahiyette olup sorumluluk doğuramayacağını açıkladık. Hükümlü cep telefonunu bir yakınının kullandığını, telefon kullanmayı iyi bilmediğini, telefonunu kaybettiğini savunabilir, SMS’te gerekli ihtarlar olmayabilir. Kesin bir tebliğ işlemi olmadan hükümlüyü sorumlu tutmak doğru değildir.

Bu konuda benzer hüküm olan 7179 sayılı Askeralma Kanununun 27/1 maddesindeki “ Yoklama, celp ve sevk ile ilgili hususlar, Bakanlık  tarafından Türkiye Radyo Televizyon Kurumu ve diğer ulusal yayın yapan televizyon ve radyo kanalları aracılığıyla zorunlu yayın kapsamında duyurulur. Ayrıca Bakanlığın resmi internet sitesinde ve e-Devlet sisteminde ilan edilir. Bu duyuru ve ilan yükümlülere tebliğ mahiyetindedir.” şeklindeki hüküm değerlendirildiğinde konu açıklığa kavuşacaktır. Bu maddede  açık bir şekilde “Bu duyuru ve ilan yükümlülere tebliğ mahiyetindedir.” denilmekle ilgililere, tebliğ hususunda sorumluluğun ağırlığı ve kesinliği belirtilmektedir. Bu maddeyle, ilgililer kendiliğinden duyuruları takip ve araştırma durumuna girmektedirler. Geçici 10/3 maddede ise duyuruların tebliğ mahiyetinde olduğuna dair kesin bir ifade bulunmadığından duyuruların yol gösterici mahiyette olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

SONUÇ

5275 sayılı Kanunun geçici 10. maddesi gereğince hükümlü veya tutuklunun kaçması suçu ile açık ceza infaz kurumuna gönderme kararı verme hususunda; geçici 10/1 maddeye binaen hükümlünün müracaat etmesi gereken kurumun doğru tespit edilmesi gerektiğinin, geçici 10. maddenin yürürlüğünde açık ceza infaz kurumunda bulunanlar hakkında doğrudan denetimli serbestlik tedbiri kararı verilebilmesi gereğince haklarında denetimli serbestlik tedbiri kararı verilen bu hükümlülerin müracaat yerlerinin açık ceza infaz kurumu olmadığının, denetimli serbestlik tedbiri kararlarının tebliğ edilmesi lazım geldiğinin, geçici 10. maddenin yürürlüğünde denetimli serbestlikte bulunan hükümlülerin denetimli serbestlik yükümlülüklerinin kaldırıldığının, duyuruların tebliğ sayılamayacağının bilinip Kanunun amacına göre yorumda bulunulması gerekmektedir.

Cumhur ŞENGÜL

İstanbul Hakimi