TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

S. F. O. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2017/37403)

 

Karar Tarihi: 2/5/2023

R.G. Tarih ve Sayı: 26/9/2023-32321

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

M. Emin KUZ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Ali Erdem ŞAHİN

Başvurucu

:

Vekili

:

Av. İbrahim AFŞAR

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, kamu görevlisi olan başvurucunun hakkındaki soruşturma nedeniyle yönetici olarak görevlendirilmemesi nedeniyle örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvurucu, nihai kararı 20/10/2017 tarihinde öğrendikten sonra 1/11/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. Başvurucu, başvuruya konu olayların yaşandığı tarihte Diyarbakır'da bir ilkokulda sınıf öğretmeni olarak görev yapmaktadır. Başvurucu aynı zamanda Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM SEN/Sendika) üyesidir.

6. Başvurucu, müdür kadrosuna görevlendirme yapılmak üzere ilan edilen eğitim kurumları arasından görev yaptığı ilkokul da dâhil olmak üzere yirmi tercihte bulunmuştur. Başvurucu, söz konusu talebine ek olarak tercih dışı görevlendirme de istemiştir.

7. Başvurucu,görevlendirme talebine ilişkin bilgisayar sorgulamasında sınav sonucuna ulaşamaması üzerine idareye başvurmuştur. İdare, müdür olarak görevlendirmeye hak kazanan adayların il millî eğitim müdürünün teklifi üzerine valinin onayı ile görevlendirilebileceğini ve başvurucu hakkında devam eden disiplin soruştuması nedeniyle görevlendirme talebinin Valilik tarafından uygun görülmediğini belirtmiştir.

8. Bahse konu disiplin soruşturması, terör örgütü PKK tarafından gerçekleştirilen terör eylemlerine karşı yürütülen operasyonlar kapsamında ilan edilen sokağa çıkma yasakları etrafında şekillenmiştir. Sendika, anılan yasakları protesto etmek amacıyla bir gün süreyle göreve gitmeme kararı almış ve söz konusu karar uyarınca göreve gitmeyen başvurucu hakkında disiplin soruşturması -görevlendirmeme işleminin dayanağı- başlatılmıştır (anılan olaylara ilişkin arka plan bilgisi için bkz. Gülser Yıldırım (2) [GK], B. No: 2016/40170, 16/11/2017, §§ 28-30).

9. Başvurucu, görevlendirme talebinin uygun görülmediğine ilişkin işlemin (bkz. § 7) iptali talebiyle idare mahkemesine başvurmuştur. Mahkeme, ilgili mevzuatta müdür olarak görevlendirmeye ilişkin genel ve özel şartları açık olmasına rağmen somut olayda bu koşul ve hususlar yönünden bir irdeleme yapılmaksızın işlem tesis edildiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir.

10. İdare, anılan karara karşı bölge idare mahkemesine istinaf talebiyle başvurmuştur. Bölge idare mahkemesi, davalı idarenin istinaf başvurusunu kabul ederek davanın reddine kesin olarak karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

"Olayda ise, davacının üyesi olduğu sendikanın 29.12.2015 günü, ... bir günlük hizmet üretmeme kararı aldığı, davacının da sendikanın aldığı karar doğrultusunda göreve gelmediği görülmekte ise de; anılan eylemin, ... güvenlik güçleri tarafından bölücü terör örgütü mensuplarına yönelik olarak yapılan operasyonları ve sokağa çıkma yasaklarını protesto etmek amacıylagerçekleştirildiği, kamu görevlilerinin ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfaatlerinin iyileştirilmesi amacını taşımadığı açıktır.

Öte yandan, anılan eyleme katılımın belirli bölgelerde yoğunlaşması ve yakın aralıklarla işe gelmeme ya da hizmet üretmeme eylemlerinin artması (14, 15, 21, 22 ve 29 Aralık 2015)nedeniyle bu bölgelerdeki eğitim ve öğretimin aksadığı, vatandaşların eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davacı hakkındaki soruşturma gözetilerek mevzuatta Valiye tanınan takdir yetkisinin kullanılması suretiyle davacının atamasının yapılmamasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık, aksi yöndeki istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir."

IV. İLGİLİ HUKUK

11. 25/8/2011 tarihli ve 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 37. maddesinin (8) numaralı fıkrası şöyledir:

"Okul ve kurum müdürleri; yazılı ve/veya sözlü olarak yapılacak okul veya kurum müdürlüğü sınavında başarılı olmak kaydıyla, hizmet süreleri, performans ve yeterlikleri dikkate alınarak il millî eğitim müdürünün teklifi üzerine vali tarafından atanır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikle düzenlenir"

12. 6/10/2015 tarihli ve 29494 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine Dair Yönetmelik'in (mülga Yönetmelik) "Yönetici olarak görevlendirileceklerde aranacak genel şartlar" kenar başlıklı 5. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"(1) Yönetici olarak görevlendirileceklerde aşağıdaki genel şartlar aranır;

a) Yükseköğretim mezunu olmak,

b) Değerlendirme başvurusunun son günü itibarıyla Bakanlık kadrolarında öğretmen olarak görev yapıyor olmak,

c) Görevlendirileceği eğitim kurumu ile aynı türdeki eğitim kurumlarından birine öğretmen olarak atanabilecek nitelikte olmak ve görevlendirileceği eğitim kurumu ile aynı türdeki eğitim kurumlarından birinde aylık karşılığında okutabileceği ders bulunmak,

ç) Değerlendirme başvurusunun son günü itibarıyla, son dört yıl içinde adlî veya idarî soruşturma sonucu yöneticilik görevi üzerinden alınmamış olmak,

d) Zorunlu çalışma gerektiren yerler dışındaki eğitim kurumu yöneticiliklerine görevlendirilecekler bakımından, ilgili mevzuatına göre zorunlu çalışma yükümlülüğünü tamamlamış, erteletmiş ya da bu yükümlülükten muaf tutulmuş olmak."

13. Mülga Yönetmelik'in "Müdür olarak görevlendirileceklerde aranacak özel şartlar" kenar başlıklı 6. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"(1) Müdür olarak görevlendirileceklerin aşağıdaki şartlardan en az birini taşımaları gerekir:

a) Müdür olarak görev yapmış olmak.

b) Kurucu müdür, müdür başyardımcısı, müdür yardımcısı ve müdür yetkili öğretmen olarak ayrı ayrı veya toplam en az bir yıl görev yapmış olmak.

c) Bakanlığın şube müdürü veya daha üst unvanlı kadrolarında görev yapmış olmak."

14. Mülga Yönetmelik'in "Müdürlüğe görevlendirme" kenar başlıklı 26. maddesinin (4) numaralı fıkrası şöyledir:

"(4) Müdür olarak görevlendirilmeye hak kazanan adaylar, bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarına göre hesaplanan puan üstünlüğüne göre tercihleri de dikkate alınarak il millî eğitim müdürünün teklifi üzerine valinin onayı ile müdür olarak görevlendirilir."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

15. Anayasa Mahkemesinin 2/5/2023 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

16. Başvurucu; üyesi olduğu Sendikanın kararı doğrultusunda iş bırakma eylemine katıldığını, eylemin şiddet ortamında öğretmen ve öğrencilerin zarar görmemesi ve eğitimin aksamaması amacıyla yapıldığını, bölge idare mahkemesinin yerindelik denetimi yaptığını belirterek müdür olarak görevlendirilmemesinin sendika hakkını ihlali ettiğini ileri sürmüştür.Bakanlık görüşünde; başvurucunun kamu görevlisinin ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfaatlerini hiçbir şekilde ilgilendirmeyen, siyasi amaçla düzenlenen göreve gitmeme eylemine katılarak kamu hizmetinin ve öğrencilerin eğitim alma haklarının engellenmesine sebebiyet verdiği ifade edilmiştir. Bu itibarla yürütülen soruşturmayı gerekçe göstererek sahip olduğu takdir yetkisi çerçevesinde başvurucuyu müdür olarak görevlendirmeyenidarenin sendika hakkının esasını etkilemediği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı cevabında temel olarak başvuru formundaki beyanlarını yinelemiştir.

B. Değerlendirme

1. Uygulanabilirlik Yönünden

17. Anayasa Mahkemesi Dilek Kaya (B. No: 2018/14313, 17/7/2019, §§ 35-42) kararında, başvuru konusu eylem ile aynı sendika çağrısına dayanan göreve gitmeme eylemi nedeniyle yapılan bir müdahalenin sendika hakkı kapsamında incelenip incelenemeyeceğini değerlendirmiştir. Anılan kararda sendikanın eylem çağrısının çalışma hayatına ilişkin olmadığını ve çekirdek faaliyet alanında kalmadığını belirterek başvurunun sendika hakkı yönünden incelenemeyeceğine karar vermiştir. Dolayısıyla mevcut başvuru yönünden de söz konusu kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu itibarla mevcut başvurunun örgütlenme özgürlüğü yönünden incelenmesine karar verilmiştir (sendika kararından kaynaklanan benzer eylemlerin örgütlenme özgürlüğü kapsamında incelendiği kararlar için bkz. Ahmet Parmaksız [GK], B. No: 2017/29263, 22/5/2019, §§ 50,62; Tayyip Akbudak, B. No: 2018/5558, 11/9/2019, §§ 46-52; kamu görevlileri sendikalarının faaliyet alanlarına ilişkin geniş açıklamalar için bkz. Ahmet Parmaksız, §§ 50,62; Ayfer Altuntaş ve İkbal Ünzile Gürsoy, B. No: 2018/24874, 31/3/2022, §§ 26, 36).

2. Kabul Edilebilirlik Yönünden

18. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

3. Esas Yönünden

a. Müdahalenin Varlığı

19. Sendika üyesi olan başvurucunun bir gün iş bırakma eylemine katılması nedeniyle açılan soruşturma kapsamında yönetici olarak görevlendirilmemesinin örgütlenme özgürlüğüne yönelik bir müdahale olduğu kabul edilmelidir.

b. Müdahalenin İhlal Oluşturup Oluşturmadığı

20. Yukarıda anılan müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen koşullara uygun olmadığı müddetçe Anayasa’nın 33. maddesinin ihlalini teşkil edecektir. Anayasa’nın 13. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Temel hak ve hürriyetler, ... yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, ... demokratik toplum düzeninin ... gereklerine... ilkesine aykırı olamaz."

21. Bu sebeple müdahalenin Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen ve somut başvuruya uygun düşen kanunlar tarafından öngörülme, Anayasa’nın ilgili maddesinde belirtilen nedenlere dayanma ve demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olma koşullarını sağlayıp sağlamadığının belirlenmesi gerekir.

22. 652 sayılı KHK'nın 37. maddesinin (8) numaralı fıkrasının kanunla sınırlama ölçütünü karşıladığı sonucuna varılmıştır. Müdahalenin Anayasa'nın 33. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan kamu düzeninin korunması meşru amacını taşıdığı değerlendirilmiştir. Örgütlenme özgürlüğüne yönelik bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması ve orantılı olması gerekir (Tayfun Cengiz, B. No: 2013/8463, 18/9/2014, § 51; Kristal-İş Sendikası [GK], B. No: 2014/12166, 2/7/2015, § 70; Birleşik Metal İşçileri Sendikası, B. No: 2015/14862, 9/5/2018, § 43; Ahmet Parmaksız, § 80). Bu itibarla müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğu yönünden inceleme yapılacaktır.

23. Başvuru konusu olayda öğretmen olan başvurucu, müdür kadrosu münhal bulunan ve ilan edilen eğitim kurumları arasından tercih ettiği-görev yaptığı ilkokul dâhil- veya tercih dışı kurumlara görevlendirilmek üzere başvuruda bulunmuştur. İdare, başvurucu hakkında yürütülmekte olan bir disiplin soruşturması olduğundan bahisle başvurucunun talebini uygun görmemiştir (bkz. §§ 6, 7). Yargılama neticesinde başvurucunun disiplin soruşturmasına konu edilen eyleminin -sendika kararına istinaden göreve gitmemek- kamu görevlilerinin çıkarlarına ilişkin olmadığı ve bu eylem nedeniyle eğitim ve öğretimin aksadığı belirtilerek dava konusu işlemin mevzuatta valiye tanınan takdir yetkisinin kullanılmasından ibaret olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir (bkz. § 10).

24. Anayasa Mahkemesi İbrahim Çiçek (B. No: 2015/19462, 26/12/2018, § 39) kararında eğitim kurumları yöneticilerine yönelik geniş açıklamalarda bulunmuştur. Anılan kararda yöneticilerin okullarda eğitimin aksamadan yürütülmesini, öğrenci ve öğretmenlerin derslerin başlama saatlerine riayet etmesini ve eğitim hizmetlerinin mevzuata uygun şekilde yerine getirilmesini gözetmekle görevli ve sorumlu olduğunu belirtmiştir. Bununla birlikte yöneticilerin süreklilik arz eden eğitim hizmetinin yürütülmesini koordine ederken sevkli veya izinli olan öğretmenlerin takibini yapmakla ve kanunların tanıdığı imkânların kullanımının suistimalini öncelikle engellemekle yükümlü olduğunun altını çizmiştir. Bu bağlamda yönetici olarak görevlendirilmek üzere talepte bulunan adaylardan ilkesel olarak söz konusu kararda ifade edilen görev ve sorumlulukları yerine getirebilecek kapasitede olmaları beklenir.

25. Somut olaya konu disiplin soruşturması, başvurucunun 29/12/2015 tarihinde üyesi olduğu Sendikanın kararına dayanarak bir gün süreyle göreve gitmemesi nedeniyle başlatılmıştır. Anayasa Mahkemesi söz konusu eylem nedeniyle yapılan bir müdahaleyi incelediği Dilek Kaya kararında, sendika üyelerinin ekonomik ve sosyal menfaatleriyle doğrudan ilgili olmayan ve politik yönü ağır basan bir amaçla işe gitmemek şeklinde bir eylemin yol açacağı sonuçlara devlet idaresinin ve toplumun katlanmasını gerektiren bir sebep bulunmadığı sonucuyla örgütlenme özgürlüğünün ihlal edilmediğine karar vermiştir (Dilek Kaya, § 62). Dolayısıyla şu hâlde başvurucunun eyleminin bir öğretmen olarak üstlendiği kamu hizmetini kesintisiz yürütme ödevi ve yukarıda detaylı olarak ifade edilen yönetici nitelikleriyle bağdaştığını söylemek son derece güçtür (bkz. § 24).

26. Somut olayda başvurucu, müdürlük için mevzuatta öngörülen şartları (genel ve özel) taşıdığını (bkz. §§ 12,13) ve hakkında yürütülen soruşturmanın mevzuat kapsamında görevlendirmeye engel teşkil etmediğini ileri sürmüştür. Gerçekten de anılan şartlar haricinde hakkında soruşturma bulunan adayların müdür olarak görevlendirilemeyeceklerine ilişkin olarak mevzuatta herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Öte yandan görevlendirmenin anılan şartları taşıyan adaylar arasından il millî eğitim müdürünün teklifi ve valinin onayı ile yapılabileceği dikkate alındığında idarenin bu hususta belirli bir takdir yetkisine sahip olduğunu da kabul etmek gerekir (bkz. §§ 11, 14).

27. Bu itibarla başvurucuyu müdür olarak görevlendirmeyen idarenin ve bu müdahalenin hukuka uygunluğu hakkında nihai kararı veren bölge idare mahkemesinin gerekçeleri dikkatli bir şekilde ele alınmıştır (bkz. §§ 7-10). Buna göre anılan mercilerin terör örgütüyle yaşanan şiddetli çatışmaların yaşandığı bir sırada toplumun çoğunluğunca oldukça tartışmalı görülecek bir görüşün kamu tarafından duyulmasını sağlamak amacıyla göreve gitmemesi ile yöneticilik vasıfları arasındaki ilişkiyi değerlendirerek görevlendirmeme işleminin gerekçesini somut olarak ortaya koydukları görülmüştür. Bu itibarla yukarıda yapılan tüm açıklamalar ışığında somut olaya konu müdahalenin mevzuatta yer alan görevlendirmeye ilişkin genel ve özel şartların (bkz. §§ 12, 13) başvurucu aleyhine genişletilmesinden ziyade yönetici vasıflarıyla bağdaşmayan bir eylem yönünden soruşturulan başvurucunun idarenin takdir yetkisi kapsamında müdürlük görevine uygun bulunmamasından ibaret olduğu anlaşılmıştır.

28. Nihayetinde başvurucunun talep ettiği görevin nitelikleri, göreve gitmeme eyleminin amacı ve süresi ile müdahale gerekçesinin dosya kapsamında ilgili ve yeterli olarak ortaya konulması karşısında kamu hizmetinin sürekliliği için gerekli görülen önlemler çerçevesinde tesis edilen görevlendirmeme işleminin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı ve orantılı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

29. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 33. maddesinde güvence altına alınan örgütlenme özgürlüğünün ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 33. maddesinde güvence altına alınan örgütlenme özgürlüğünün İHLAL EDİLMEDİĞİNE,

C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,

D. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 2/5/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.