TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ABDULAZİZ KAYA VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/12785)

 

Karar Tarihi: 20/3/2024

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Mehmet AKTEPE

Başvurucular

:

Abdulaziz KAYA ve Diğerleri (bkz. ekli tablo)

Vekilleri

:

bkz. ekli tablonun (D) sütunu

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvurular, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. DEĞERLENDİRME

2. Talepte bulunan ve ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucuların adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

3. 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'a göre kurulan Tazminat Komisyonuna, 2/3/2024 tarihli ve 7499 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'la 6384 sayılı Kanun'un 2. maddesine eklenen (3) numaralı fıkrasında öngörülen düzenlemeyle birlikte ceza hukuku kapsamındaki soruşturma ve kovuşturmalar ile özel hukuk ve idare hukuku kapsamındaki yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddiasıyla doğrudan yapılan başvurularda da manevi tazminat taleplerini inceleme görevi verilmiştir.

4. 7499 sayılı Kanun'la 6384 sayılı Kanun'a eklenen geçici 5/A maddesine göre Tazminat Komisyonuna müracaatın soruşturma, kovuşturma veya yargılama sürecinde ya da en geç bunların kesin bir kararla sonuçlandığının öğrenilmesinden itibaren bir ay içinde yapılabileceği hükme bağlanmıştır. Yine aynı Kanun'a eklenen geçici 3. maddeye göre Anayasa Mahkemesince verilen düşme ve başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararlarından sonra 3 ay içinde Tazminat Komisyonuna başvuru imkânı getirilmiştir.

5. Bu şekilde yargılamaların makul sürede sonuçlanmadığı iddialarıyla ilgili olarak doğrudan Tazminat Komisyonuna başvuru yolu ihdas edilmiştir. Ceza davaları, hukuk davaları ve idari yargı alanına ilişkin davalarda yargılamanın makul sürede sonuçlanmadığı iddiasıyla yapılacak başvuruların değerlendirilerek karara bağlanmasında izlenecek yol belirlenmiştir. 7499 sayılı Kanun'la getirilen bu başvuru yolunun ulaşılabilirlik açısından, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi yönünden ayrı ayrı incelenmesi gerekir.

6. Anayasa Mahkemesi Ferat Yüksel ve Veysi Ado kararlarında Tazminat Komisyonuna başvuru yolunun etkililiğini incelemiştir. Anılan kararlarda; Tazminat Komisyonuna başvuruların nasıl yapılacağının detaylı olarak düzenlenmesi, kişileri mali külfet altına sokmaması ve kişilere makul bir süre içinde doğrudan başvuru imkânı tanıyarak başvuruda kolaylık sağlaması nedenleriyle ulaşılabilir olduğu sonucuna varılmıştır. Tazminat Komisyonunun yapısının kanun ile önceden belirlenmiş olması, özellikle kararlarına karşı yargı yolunun açık olması, bu kapsamda adil yargılanma hakkına ilişkin güvencelerin yargılama sırasında sağlanmasının Anayasa'nın 36. maddesi gereği zorunluluk arz etmesi ve kanun ile bu konuda sınırlama getirilmemiş olması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde söz konusu başvuru yolunun düzenleniş şekli itibarıyla başvurucunun ihlal iddiaları yönünden makul bir başarı şansı sunma kapasitesi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Kararlarda ayrıca Tazminat Komisyonuna başvuru yolunun başvuruculara tazminat ödenmesine imkân tanıması ve/veya bu mümkün olmadığında başka türlü telafi imkânları sunması nedeniyle potansiyel olarak yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu sonucuna varılmıştır (Ferat Yüksel, B. No: 2014/13828, 12/9/2018; Veysi Ado [GK], B. No: 2022/100837, 27/4/2023).

7. 7499 sayılı Kanun'la 6384 sayılı Kanun'da yapılan değişiklik öncesi Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararlara da değinmek gerekir. Mahkeme ilk olarak Nevriye Kuruç kararında, makul sürede yargılanma hakkına ilişkin olarak Anayasa Mahkemesine bireysel başvurudan önce başvuru yapılabilecek idari veya yargısal başvuru yolunun bulunmaması nedeniyle Anayasa'nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı kapsamındaki makul sürede yargılanma hakkı ile bu hakla bağlantılı 40. maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkının ihlal edildiği sonucuna varmıştır. Kararda böyle bir yolu oluşturmanın gerekliliği açıklandığı gibi bu konuda yapısal sorun olduğu tespit edilmiş ve pilot karar usulünün uygulanmasına karar verilmiştir (Nevriye Kuruç [GK], B. No: 2021/58970, 5/7/2022).

8. Anılan pilot kararın yayımlanmasından sonra 6384 sayılı Kanun'un geçici 2. maddesinde 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanun'un 40. maddesi ile değişiklik yapılmıştır. 5/4/2023 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren geçici 2. maddeye göre 9/3/2023 tarihi itibarıyla Anayasa Mahkemesi önünde derdest olan yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı veya mahkeme kararlarının geç ya da eksik icra edildiği veya icra edilmediği iddialarıyla yapılan başvurulara ilişkin olarak Anayasa Mahkemesince başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilecek kabul edilemezlik kararından sonra Tazminat Komisyonuna başvuru yapılmasının yolu açılmıştır.

9. Ancak Nevriye Kuruç kararındaki tespitlere, İnsan Hakları Eylem Planı'nda belirlenen ilkelere, yasama ve yürütme organlarının ortaya koyduğu hedeflere rağmen makul sürede yargılama yapılmaması nedeniyle ortaya çıkan zararların telafi edilmesi amacıyla Anayasa Mahkemesine başvuru yapılmadan önce başvuru yapılabilecek daimî bir başvuru yolunun ihdas edilmediği anlaşılmıştır.

10. Anayasa Mahkemesi bu nedenle Keser Altıntaş kararında yeni bir değerlendirme yapılması gerektiği sonucuna ulaşmıştır. Mahkemeye göre Nevriye Kuruç kararında belirtilen ilkeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesine başvuru yapılmadan idari veya yargısal bir başvuru yolunun oluşturulmaması, makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddialarının Anayasa Mahkemesince ilk elden incelenmesine devam edilmesi verilen pilot kararın anlam ve önemini ortadan kaldıracaktır. Makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddiasıyla yapılan başvurulardaki inceleme yöntemi, verilen ihlal kararının sayısı ve pilot kararda belirtilen ilkeler dikkate alındığında anılan ihlal iddiasıyla yapılan başvuruların Anayasa Mahkemesince incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden kalmadığı ortadadır. Mahkeme tüm bu nedenlerle Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 80. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ç) bendine göre, makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddiasıyla yapılan başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmediği için başvurunun düşmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşmıştır. Anayasa Mahkemesi ayrıca bireysel başvuru yapılmadan önce makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasıyla başvuru yapılabilecek idari veya yargısal başvuru yolunun ihdas edilmesi hâlinde anılan yolun etkili ve erişilebilir olup olmadığı, yeterli bir giderim sağlayıp sağlamadığı hususlarında Anayasa Mahkemesince yeniden bir değerlendirme yapılacağını belirtmiştir (Keser Altıntaş [GK], B. No: 2023/18536, 25/7/2023).

11. Keser Altıntaş kararında verilen düşme kararından sonra, Yasama Organı tarafından 6384 sayılı Kanun'da değişiklik yapılmıştır. Bu kapsamda 7499 sayılı Kanun'la 6384 sayılı Kanun'da yapılan değişiklikle Anayasa Mahkemesine başvuru yapılmadan önce makul sürede yargılama yapılmadığı iddiasıyla ilgili olarak doğrudan Adalet Bakanlığı Tazminat Komisyonuna başvuru yapılabilmesi imkânı sağlanmıştır. Yine aynı düzenleme ile Anayasa Mahkemesince makul sürede yargılanma yapılmadığı iddiasıyla yapılan başvurular üzerine verilen düşme veya başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemezlik kararlarından sonra Tazminat Komisyonuna başvuru imkânı getirilmiştir. Anılan değişiklikler 12/3/2024 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiştir.

12. 7499 sayılı Kanun'la 6384 sayılı Kanun'daki değişiklik sonrasında yapılan incelemede; yargılamaların uzun sürdüğü ve makul süre içinde sonuçlanmadığı iddialarıyla ilgili olarak doğrudan Tazminat Komisyonuna nasıl başvuru yapılacağı ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre, Tazminat Komisyonuna müracaatın; soruşturma, kovuşturma veya yargılama sürecinde ya da en geç bunların kesin bir kararla sonuçlandığının öğrenilmesinden itibaren bir ay içinde yapılabileceği, haklı bir mazeret nedeniyle süresi içinde müracaat edemeyenlerin, mazeretin kalktığı tarihten itibaren on beş gün içinde ve mazeretlerini belgeleyen delillerle birlikte müracaat edebilecekleri, müracaatta bulunan kişinin dilekçesinde, açık kimlik ve adresini, zarara uğradığı işlemi, zararın nitelik ve niceliğini belirtmesi ve bunların belgelerini dilekçesine eklemesi gerektiği, dilekçedeki bilgi ve belgelerin yetersizliği durumunda eksikliğin bir ay içinde giderilmesi, aksi hâlde istemin reddedileceği, Tazminat Komisyonuna müracaatın Cumhuriyet başsavcılıkları aracılığıyla da yapılabileceği, başvurunun harca tabi olmadığı, verilen kararlara karşı Ankara Bölge İdare Mahkemesine itiraz edilebileceği ve kararın kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde tazminatın Adalet Bakanlığı tarafından ödeneceği ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Sonuç olarak Tazminat Komisyonuna doğrudan başvurunun kişileri mali külfet altına sokmaması ve kişilere makul bir süre içinde doğrudan başvuru imkânı tanıyarak başvuruda kolaylık sağlaması nedenleriyle ulaşılabilir, makul bir başarı şansı sunma ve potansiyel olarak yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu sonucuna varılmıştır.

13. Öte yandan, aynı düzenleme ile Anayasa Mahkemesince makul sürede yargılama yapılmadığı iddiasıyla yapılan başvurular üzerine verilen düşme veya başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararlarından sonra Tazminat Komisyonuna başvuru imkânı sağlanmıştır.

14. Tazminat Komisyonunun Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği tazminat miktarlarına uygun olarak tazminat miktarı belirlemesi gerektiği ve kararından sonra yargısal başvuru yollarının bulunduğu dikkate alınmalıdır. Tazminat Komisyonu ve devamında yargısal yolların tüketilmesinden sonra Anayasa Mahkemesine başvuru yapılabileceği ve Tazminat Komisyonu tarafından verilen tazminatın başvurucu açısından yeterli giderim sağlayıp sağlamadığının değerlendirileceği gözönünde tutulmalıdır.

15. Sonuç olarak 12/3/2024 tarihinde yürürlüğe giren 7499 sayılı Kanun'la 6384 sayılı Kanun'a eklenen 5/A maddesi ve ayrıca anılan Kanun'un geçici 3. maddesinde yapılan değişiklik gereği, 12/3/2024 tarihi itibarıyla Anayasa Mahkemesinde derdest olan, yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddiasıyla yapılan başvurulara ilişkin olarak ilk bakışta ulaşılabilir ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı neticesine varılmıştır. Somut başvuruda da anılan kararlarda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamıştır.

16. Açıklanan gerekçelerle ekli tabloda belirtilen başvuruların diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinde bulunan başvurucuların adli yardım taleplerinin KABULÜNE,

B. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. 1. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. Maddesinin iki numaralı fıkrası uyarınca adli yardım talebi kabul edilen başvurucuların yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA,

2. Diğer başvurucular tarafından yapılan yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 20/3/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.