TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Ş.H. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/2782)

 

Karar Tarihi: 2/5/2024

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GİZLİLİK TALEBİ KABUL

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Kemal ÖZEREN

Başvurucu

:

Ş.H.

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, mektubun bazı kısımlarının çizilerek gönderilmesi nedeniyle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Hükümözlü olarak Ereğli (Konya) T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) bulunan başvurucunun eşine ve çocuklarına göndermek istediği mektup şifreli haberleşme olabileceği gerekçesiyle alıkonulmuştur. İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığının 27/8/2019 tarihli kararında anılan mektupta yer alan ifadelerin Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyeleri ile haberleşme niteliği taşıdığı, maddeler halinde yazılan dua, hadis, buyruk şeklindeki yazıların üyelerin motivasyonlarını yükseltme çabası içerdiği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.

3. Başvurucu anılan kararın yasal dayanağının bulunmadığını, mektubun hangi kısmında şifreli haberleşme olduğunun belirtilmediğini ifade ederek Ereğli (Konya) İnfaz Hâkimliğine itirazda bulunmuştur. İnfaz Hâkimliği 22/10/2019 tarihli kararıyla başvurucunun itirazını kısmen kabul etmiştir. Kararın gerekçesinde mektuptaki bazı yerlerin başladığı ve bittiği kelimeler vurgulanarak mektubun bunlar dışındaki kısmının gönderilmesine karar verilmiştir.

4. Bu karara karşı yapılan itiraz Ereğli (Konya) Ağır Ceza Mahkemesi tarafından İnfaz Hâkimliği kararının usule ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir.

5. Başvurucu nihai hükmü 3/12/2019 tarihinde tebellüğ ettikten sonra 2/1/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

6. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

7. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

8. Başvurucu, mektubun çizilen kısımlarının neden sakıncalı olduğuna ilişkin somut bir gerekçenin ortaya konulmadığını belirterek adil yargılanma hakkının, haberleşme hürriyetinin ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık görüşünde haberleşme hürriyetinin ihlal edilip edilmediği konusunda yapılacak incelemede Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri ile somut olayın kendine özgü koşullarının da dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı sunduğu cevap dilekçesinde önceki beyanlarını yinelemiştir.

9. Başvuru haberleşme hürriyeti kapsamında incelenmiştir.

10. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

11. Mahpusların mektuplarının denetlenmesi ve alıkonulması suretiyle haberleşme hürriyetine yapılan müdahalelerin kanuniliği, meşru amacı, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğu ve ölçülülüğünün denetiminde gözetilmesi gereken genel ilkeler Anayasa Mahkemesince birçok kararda ayrıntılı olarak açıklanmıştır (bkz. Ahmet Temiz, B. No: 2013/1822, 20/5/2015, §§ 37-68; Muhittin Pirinççioğlu (3), B. No: 2017/34566, 10/3/2020, §§ 44-57; Cihat Ayik ve Hacı Ali Baştürk, B. No: 2017/31506, 10/3/2020, §§ 44-57).

12. Başvuru konusu olayda başvurucunun göndermek istediği mektubun şifreli haberleşme olabileceği gerekçesiyle alıkonulması suretiyle başvurucunun haberleşme hürriyetine müdahale edilmiştir. Bu müdahalenin kanuni dayanağının ve meşru amacının bulunduğu konusunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır (ayrıntılı açıklama için bkz. Ahmet Temiz, §§ 46, 55; Muhittin Pirinççioğlu (3), §§ 45, 47).

13. Öte yandan özellikle suç işlenmesinin önlenmesi, kamu düzeninin korunması ile ceza infaz kurumunun güvenliğini sağlama ve terör örgütleri ile mücadele amaçları doğrultusunda terör örgütüne üye olma suçundan hükümlü veya tutuklu olanların yazışmaları ile ilgili daha geniş sınırlamalar getirmenin mümkün olduğu vurgulanmalıdır. Ancak bu sınırlamanın temel hak ve özgürlüğü tamamen ortadan kaldıran ya da kullanılmasını imkânsız hâle getiren nitelikte olmaması gerekir. Bu kapsamda özellikle örgüt üyelerinin yazışmalarda kullandıkları ve ilk bakışta bir anlam ifade etmeyen, sadece muhatabının anlamlandırabileceği özelliğe sahip şekillerin, kısaltmaların, çizimlerin ve kelimelerin şifre kabul edilerek yazışmalarda kullanılmasının yasaklanmasının suç işlenmesinin önlenmesi ve terör örgütleri ile mücadele amaçları kapsamında zorunlu bir tedbir olmadığı söylenemez. Ancak hükümlü veya tutuklunun şifreli bir dil kullanarak örgütsel haberleşme sağladığına yönelik tespitin, gönderen ile muhatap ve yazışma içeriği bir bütün hâlinde değerlendirilerek yeterli bir gerekçeyle açıklanması gerekir (K.Ö., B. No: 2017/34068, 28/1/2020, § 34; (Mehmet Fatih Göksan (2), B. No: 2017/38886, 8/9/2020, § 61).

14. Somut olayda ise disiplin kurulu ve derece mahkemelerinin kararlarında başvurucunun ailesine göndermek istediği mektubun çizilen kısımlarının şifreli bir dil kullanılarak örgütsel haberleşmeyi ve örgütsel motivasyonu artırmayı sağladığı hususunun müdahalenin haklı olduğunu gösterecek düzeyde ikna edici gerekçelerle ortaya konulmadığı görülmektedir. Bu bağlamda mektubun çizilen kısımlarının gönderilmemesine dair mektuba özgü, kabul edilebilir makul gerekliliklerin somut verilere dayanılarak ortaya konulmadığı, bu kısımların gönderilmemesiyle ilişkili, yeterli bir gerekçenin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olmadığı kanaatine varılmıştır.

15. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

16. Başvurucu; ihlalin tespitine, yeniden yargılama yapılmasına ve tazminat ödenmesine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.

17. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

18. Öte yandan ihlalin niteliği dikkate alındığında yeniden yargılamanın yeterli giderimi sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun tazminat talebinin reddedilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurucunun kamuya açık belgelerde kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,

B. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

C. Haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

D. Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLDİĞİNE,

E. Kararın bir örneğinin haberleşme hürriyetinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ereğli (Konya) İnfaz Hâkimliğine (E.2019/1511, K.2019/1538) GÖNDERİLMESİNE,

F. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

G. Kararın bir örneğinin bilgi için Ereğli (Konya) Ağır Ceza Mahkemesine (2019/1602 D. İş) ve Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 2/5/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.