TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

HASAN TOKLU VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/20018)

 

Karar Tarihi: 3/4/2024

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Hüseyin Özgür SEVİMLİ

Başvurucular

:

Hasan TOKLU ve diğerleri (bkz. ekli tablo)

Vekilleri

:

bkz. ekli tablonun (F) sütunu

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvurular, ceza davasında sanıkların hazır bulunma talepleri reddedilerek duruşmaya ses ve görüntüyle uzaktan katılımlarının sağlanması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurular, muhtelif tarihlerde yapılmıştır. Ekli listenin (B) sütununda bulunan başvurular, konu yönünden hukuki irtibat bulunması nedeniyle birleştirilmiş ve inceleme 2021/20018 numaralı bireysel başvuru dosyası üzerinden yürütülmüştür.

3. Başvurucular; çeşitli ceza infaz kurumlarında tutuklu iken Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye olma suçundan, başvurucular Recep Ergül ve Sinan Gürelse ayrıca nitelikli dolandırıcılık suçundan farklı mahkemelerde yargılanmıştır. Başvuruculardan bazıları celse arasında sundukları dilekçelerle, bazıları da duruşmada savunmalarının alındığı sırada Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yerine duruşmalarda bizzat hazır bulunma talebinde bulunmuş; mahkemeler başvurucuların bu yöndeki taleplerini çeşitli nedenlerle reddedetmiş ya da taleple ilgili karar vermemiştir. Bu nedenle bazı başvurucular esaslı işlemlerin yapıldığı duruşmalara, bazıları da duruşmaların tümüne tutuklu bulundukları ceza infaz kurumlarından SEGBİS aracılığı ile katılmıştır. Mahkemeler, başvurucuların atılı suçlardan mahkûmiyetlerine karar vermiştir.

4. Başvurucuların istinaf talepleri farklı bölge adliye mahkemelerince esastan reddedilmiştir. Başvurucular, gerekçeli temyiz dilekçelerinde diğerlerinin yanı sıra celselere SEGBİS aracılığı ile katılmak zorunda bırakıldıklarını ileri sürmüştür. Temyiz incelemesi üzerine başvurucular Sinan Gürel ve Recep Ergül hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkûmiyet kararlarının yanı sıra Sinan Gürel dışındaki diğer başvurucular hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen mahkûmiyet kararları kesinleşmiştir.

5. Komisyon; başvurucuların bireysel başvuru harç ve masraflarını karşılama imkânlarının bulunmadığını belirterek adli yardım talebinde bulunanların adli yardım taleplerinin kabulüne, tüm başvurucular yönünden duruşmada hazır bulunma hakkı dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan hakka ilişkin şikâyetlerin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

6. Başvurucuların bir kısmı yargılama süreci boyunca, bir kısmı da esaslı işlemlerin yapıldığı celselerde SEGBİS aracılığı ile dinlenildiğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

7. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucuların SEGBİS aracılığı ile katıldıkları duruşmalar sırasında müdafi yardımından da yararlanarak, herhangi bir sınırlamaya maruz kalmadan ve teknik bir bağlantı sorunu yaşamadan etkili bir şekilde savunma yaptıkları ifade edilmiştir. Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunan bazı başvurucular, bireysel başvuru formlarında dile getirdikleri itirazlarını yinelemiştir.

8. Başvurular, adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkı kapsamında incelenmiştir.

9. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

10. Anayasa Mahkemesi Şehrivan Çoban([GK], B. No: 2017/22672, 6/2/2020) ve Emrah Yayla ([GK], B. No: 2017/38732, 6/2/2020) kararlarında duruşmada hazır bulunma hakkı ile ilgili ilkeleri belirlemiştir. Anayasa Mahkemesi bu kararlarda öncelikle kişilerin talebine aykırı olarak SEGBİS yoluyla duruşmaya katılmasının duruşmada hazır bulunma hakkına yönelik bir müdahale teşkil ettiğini tespit etmiştir. Bu müdahalenin kanunilik, meşru amaç ve ölçülülük yönünden inceleneceğini ifade etmiştir. Anılan kararlarda 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 196. maddesinin kanunilik ölçütünü karşıladığı ve müdahalenin usul ekonomisinin gerçekleştirilmesine yönelik meşru bir amaca dayandığı sonucuna ulaşmıştır (Şehrivan Çoban, §§ 72-104; Emrah Yayla, §§ 58-86).

11. Anılan kararlarda ölçülülük yönünden yapılan incelemedeyse başvurucuların duruşmada hazır bulunma taleplerinin hangi zorlayıcı nedene dayanılarak kabul edilmediğinin ortaya konulmaması ve başvurucular yönünden SEGBİS yoluyla katıldıkları celselerde esaslı işlemlerin yapılması nedeniyle müdahalenin gerekli olmadığı değerlendirilmiştir.

12. Öte yandan Anayasa Mahkemesi daha önce adil yargılanma hakkı güvencelerinden açık veya örtülü şekilde feragat edilmesinin mümkün olduğunu belirterek feragatin Anayasa'ya uygun kabul edilebilmesi için feragat iradesinin açık olmasının ve sonuçlarının kişi yönünden makul, öngörülebilir olmasının gerekliliğini belirtmiştir. Buna ek olarak asgari usul güvencelerinin sağlanmış olması, ayrıca adil yargılanma hakkından feragat edilmesini meşru olmaktan çıkaran üstün bir kamu yararının da bulunmaması gerekir (Nurettin Balta, B. No: 2016/10023, 28/12/2021, § 45). Örtülü feragatin hangi durumlarda Anayasa'ya uygun kabul edileceğine ilişkin ilkeler genel olarak Ansar Onat (B. No: 2019/14515, 15/6/2022) kararında belirtilmiştir. Buna göre örtülü feragatin geçerli olabilmesi için feragat eden tarafın söz konusu eylemlerinin sonuçlarını makul olarak öngörebileceğinin ortaya konulması gerekir. Dolayısıyla yetkili yargı organları bu konuda varsayıma dayalı bir değerlendirme yapmamalıdır (duruşmada hazır bulunma hakkı bakımından yapılan benzer değerlendirmeler için bkz. Emrah Yayla, § 75). Bununla birlikte adil yargılanma hakkı güvencelerinden feragat iradesi, bunu gösteren olguların bulunmasından veya suç isnadı altındaki kişinin tutum ve davranışlarından anlaşılabilir (Ansar Onat, § 21).

13. Somut olaylarda başvurucular, duruşmaların tüm ya da esaslı işlemlerin yapıldığı celselerine SEGBİS aracılığı ile katılmıştır. Başvurucuların doğrudan duruşmada hazır bulunma hakkından feragat ettiklerine dair beyanları yoktur. Duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katılan başvuruculardan bazıları bu duruma yönelik herhangi bir itirazda da bulunmamıştır. Bununla birlikte bu başvurucular, mahkemelerce hazır bulundurulma talepleri reddedildiği ya da bu talepleri hakkında karar verilmediği için SEGBİS aracılığıyla savunma yapmak zorunda kaldıklarını ya da sistemde yaşanan teknik aksaklıklar nedeniyle savunma yapmakta zorlandıklarını duruşmalarda dile getirmiştir. Bu çerçevede duruşmada hazır bulunma hakkından açık bir şekilde feragat etmeyen başvurucuların tutum ve davranışlarından zımnen feragat edip etmedikleri de anlaşılamamıştır. Ayrıca zımnen feragat iradesinin ortaya konulduğunu gösteren somut olguların varlığından söz etmek de mümkün değildir.

14. Bu çerçevede derece mahkemelerince diğer seçenekler değerlendirilmeden ve olaya özgü somut gerekçeler sunulmadan başvurucuların duruşmaların tümüne ya da esaslı işlemlerin yapıldığı celselerine video konferans yöntemiyle uzaktan katılımlarının sağlanması, en uygun aracın seçilmemesi nedeniyle müdahalenin gerekli olmadığı sonucuna yol açmıştır. Buna göre somut olaylarda da anılan kararlarda yer alan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamıştır.

15. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

16. Başvurucular; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

17. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019,§§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

18. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucuların manevi tazminat taleplerinin, uğradıklarını iddia ettikleri maddi zararlarla ilgili bilgi/belge sunmadıklarından da maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin duruşmada hazır bulunma hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere ekli listede yer alan ilgili ilk derece mahkemelerine GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucuların tazminata ilişkin taleplerinin REDDİNE,

E. Vekille temsil edilen başvuruculara vekâlet ücretinin aynı avukatla temsil edilenler yönünden ekli tabloda gösterildiği şekilde MÜŞTEREKEN, diğerlerine AYRI AYRI, ekli tablonun (E) sütununda belirtilen harcın da ekli tabloda gösterildiği şekilde ÖDENMESİNE,

F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 3/4/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.