TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MUSA SONGUR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/26780)

 

Karar Tarihi: 14/2/2024

R.G. Tarih ve Sayı: 20/5/2024-32551

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

Raportör

:

Mustafa ŞENOCAK

Başvurucu

:

Musa SONGUR

Vekili

:

Av. Ayhan AYTEKİN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, başvurucunun ceza davasında keşif işlemi sırasında hazır bulundurulmaması suretiyle usule ilişkin imkânlar bakımından zayıf duruma düşürülmesi nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Kumluca Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) başvurucunun taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçunu işlediği iddiasıyla başvurucu hakkında soruşturma başlatmıştır. Soruşturma neticesinde Başsavcılık, başvurucunun anılan suçtan cezalandırılması talebiyle 14/12/2020 tarihli iddianame düzenlemiştir.

3. İddianamenin kabulü ile açılan dava, Kumluca 2. Asliye Ceza Mahkemesince (Mahkeme) görülmeye başlanmıştır. Yargılamada 25/12/2020 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapılmıştır. Tensip Tutanağı'nda diğerlerinin yanı sıra suçun unsurlarının ve niteliği ile kusur durumunun tespiti bakımından mahallinde 25/1/2021 tarihinde keşif yapılmasına karar verilmiştir.

4. Tensip Tutanağı'nda 25/1/2021 tarihinde icrasına karar verilen keşif işlemiyle ilgili olarak Mahkeme, hava şartları nedeni ile keşfe gidilemediğinden keşfin 29/1/2021 tarihine ertelenmesine karar vermiştir. Söz konusu erteleme kararı başvurucu ve müdafiine tebliğ edilmemiştir. Mahkeme 29/1/2021 tarihinde taraflar hazır olmaksızın keşif işlemi yapmış, dosyayı bilirkişiye tevdi etmiştir.

5. Duruşma üç celsede bitirilmiştir. İlk celse öncesi bilirkişi raporu Mahkemeye sunulmuştur. Bilirkişi raporunda, başvurucunun yaya veya okul geçitlerine yaklaşırken yavaşlama kuralını ihlal ettiği tespitinde bulunulmuştur. Başvurucu 2/3/2021 tarihli ilk celsede yaptığı savunmasında üzerine atılı suçu kabul etmediğini, Kaza Tespit Tutanağı ile bilirkişi raporu arasında çelişki olduğunu, bu nedenle dosyanın Adli Tıp Kurumuna (ATK) gönderilmesini talep etmiştir. Mahkeme, dosyanın ATK'ya gönderilmesine karar vermiştir.

6. 20/4/2021 tarihli ikinci celsede ATK raporu Mahkemeye sunulmuştur. ATK raporunda başvurucunun asli kusurlu olduğu tespitinde bulunulmuştur. Başvurucu müdafii ikinci celseye katılamayacağını belirterek mazeret dilekçesi vermiştir. Yine aynı celsede iddia makamı esas hakkında mütalaa sunmuştur. Mahkeme, başvurucu müdafiinin mazeretinin kabulüne, duruşmaya ara vererek sonraki celsenin 20/5/2021 tarihinde yapılmasına karar vermiştir.

7. 20/5/2021 tarihli üçüncü ve son celsede başvurucu müdafii esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını yapmıştır. Başvurucu müdafii; başvurucunun olay anında kusuru olmadığını, keşif işlemi sırasında hazır bulunamadıklarını, olay yerinin yanlış tespit edildiğini, olayın yaya geçidinde gerçekleşmediğini, başvurucunun frene basmadığını, bilirkişi raporunda bahsedilen fren izini kabul etmediklerini, uzman heyetten tekrar bilirkişi raporu alınmasını talep etmiştir.

8. Başvurucu müdafiinin talebi Mahkemece "dosya kapsamında aynı mahiyetli dosyalarda son mercii olarak görüşüne başvurulan ATK'dan alınmış raporun mevcut olduğu, söz konusu raporun da kendi içinde tutarlı ve gerekli yeterlilikte olduğu" gerekçesiyle reddedilmiştir. Mahkeme, başvurucunun taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan 2.240 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına kesin olarak karar vermiştir.

9. Mahkemenin gerekçeli kararının ilgili kısmı şöyledir:

"... sanığın sevk ve idaresindeki 07 ... 399 plaka sayılı araç ile Kumluca İlçesi Yeni Mahalle Ahmet Ali Ağa Bulvarı üzerinde seyir halindeyken [M.] isimli iş yeri karşısında yaya olarak yaya geçidi üzerinden karşıdan karşıya geçmekte olan mağdura çarparak mağdurun kemik kırığı oluşacak şekilde (hayati fonksiyonlara etkisi:2) yaralanmasına sebep olduğu, olay mahallinde yapılan keşif sonucu tanzim edilen bilirkişi raporunda sanığın yaya geçidine yaklaşırken hızını azaltmaması ve yayaya ilk geçiş hakkını vermediğinden bahisle bu kuralı ihlal ettiği, 23/9/2021 tarihli adli tıp kurumu raporunda sanığın idaresindeki araç ile seyir halindeyken hızını azaltması ve yaya geçidindeki müşteki yayaya ilk geçiş hakkını verdikten sonra seyrine devam etmesi gerekirken bu hususlara riayet etmemek sebebiyle kusurlu bulunduğu, ATK raporu, bilirkişi raporu, taraf beyanları ve dosya kapsamı bütün olarak değerlendirildiğinde; sanığın sevk ve idaresindeki araç ile seyir halindeyken yaya geçidi üzerinden karşıdan karşıya geçmeye çalışan katılana çarpmak suretiyle katılanın yaralanmasına sebep olmak suretiyle üzerine atılı Taksirle Bir Kişinin Yaralanmasına Neden Olma suçunu işlediği..."

10. Başvurucu, nihai hükmü 20/5/2021 tarihinde tebliğ ile öğrendikten sonra 2/6/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

11. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

12. Başvurucu, Mahkemece yapılan keşif işlemi sırasında hazır bulunamadığını, olay yerinin yanlış tespit edildiğini, olayın yaya geçidinde gerçekleşmediğini, katılanı bir anda önüne atladığı için frene basma imkânı bulamadığını belirtmiş, bu hususları yargılama aşamasında ileri sürmesine rağmen tekrar keşif yapılması ve uzman heyetten rapor alınması talebinin reddedildiğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

13. Başvurucunun iddialarının özünün adil yargılanma hakkının güvencelerinden biri olan silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine ilişkin olduğu, bu kapsamda bir inceleme yapılması gerektiği değerlendirilmiştir.

14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvuruda, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

15. Anayasa'nın 36. maddesi kapsamındaki çelişmeli yargılama ilkesi taraflara dava dosyası hakkında bilgi sahibi olma ve yorum yapma hakkının tanınmasını gerektirir. Dolayısıyla ceza davalarında mahkemenin kararını etkilemek amacıyla dosyaya sunulan görüş ve delillerden sanığın haberdar olmasına, bunlara karşı etkili bir şekilde karşı çıkmasına fırsat verilmesi gerekir (Tahir Gökatalay, B. No: 2013/1780, 20/3/2014, § 25; Cezair Akgül, B. No: 2014/10634, 26/10/2016, §§ 27-31). Çelişmeli yargılamanın bir amacı da dosyaya bir görüşün/talebin girmesini sağlamakla sınırlı olmayıp onun mahkemece dikkate alınarak bir sonuca ulaşılmasını sağlamaktır. Çelişmeli yargılama ilkesi, sanığın aleyhindeki delillerin çelişmeli bir usul ile mahkemeye sunulmasını ve sadece tanık beyanlarının değil diğer delillerin de tartışılmasını gerektirir. Böylelikle sanıklar delilin davayla ilgisini ve ağırlığını değerlendirerek güvenirliği hususundaki iddialarını ve itirazlarını dile getirebilecektir (Cezair Akgül, § 28).

16. Taraflar arasında hakkaniyete uygun bir dengenin sağlanmasını amaçlayan silahların eşitliği ilkesi ise davanın taraflarının usule ilişkin haklar bakımından aynı şartlara tabi tutulması, taraflardan birinin diğerine göre daha zayıf bir duruma düşürülmeksizin iddia ve savunmalarını makul şekilde mahkeme önünde dile getirme fırsatına sahip olması anlamına gelir (Yaşasın Aslan, B. No: 2013/1134, 16/5/2013, § 32).

17. Anılan ilkeler kapsamında yapılacak incelemede delillere ilişkin olarak iddia ve savunma makamı arasında oluşturulan dengesizlik iddiaları da yargılamanın bütünü ışığında değerlendirilmelidir. Özellikle sanığın kendisinin elde etme olanağı bulunmayan deliller bakımından yargı makamlarınca savunmaya bunların aksini ortaya koyma hususunda makul imkânların sunulması gerekir (Ruhşen Mahmutoğlu, B. No: 2015/22, 15/1/2020, § 60).

18. Somut olayda başvurucu, üzerine atılı olan taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçuna ilişkin olay yerinin yanlış tespit edildiğini, olayın yaya geçidinde gerçekleşmediğini ve katılanın bir anda önüne atladığını belirterek olay yerinde yeniden keşif yapılması ve uzman heyetten rapor alınması gerektiğini savunmuştur. Mahkeme ise başvurucunun bu savunmasına rağmen başvurucuyu da hazır etmeden yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ile ATK raporuna dayanarak başvurucu hakkında adli para cezası kararı vermiştir. Başvuruya konu davada başvurucunun olayda herhangi bir kusuru olmadığı yönünde ileri sürdüğü hususlarla ilgili araştırma yapılmamış, delil toplatma talepleri Mahkemece somut gerekçe açıklanmaksızın soyut ve genel ifadelerle reddedilmiştir.

19. Başvurucunun olay yerinin yanlış tespit edildiği, olayın yaya geçidinde gerçekleşmediği ve katılanın bir anda önüne atladığı için frene basmadığı şeklindeki iddiaları, üzerine atılı olan taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçu açısından belirleyici bir nitelik taşımaktadır. Olay yeri ile ilgili sonuca etkili bu iddia ve itirazların ileri sürüldüğü durumlarda yapılan keşifte başvurucunun da hazır olması büyük bir önem taşımaktadır. Buna karşın başvurucudan kaynaklanan bir kusur da ortaya konulamadığı hâlde Mahkemece başvurucu keşifte hazır edilmemiş, başvurucunun yeniden keşif yapılması talebi de Mahkeme tarafından ilgili ve yeterli gerekçe ortaya konulmadan reddedilmiştir.

20. Dolayısıyla başvurucu, usule ilişkin imkânlar noktasında iddia makamına nazaran dezavantajlı konuma düşürülmüştür. Bu şartlarda Mahkemenin izlediği yöntemin silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin gereklerine uygun olmadığı, başvurucunun menfaatlerini koruyan güvenceler içermediği açıktır. Bu durum, yargılamanın bir bütün hâlinde adil olmaktan çıkmasına neden olmuştur.

21. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

22. Başvurucunun silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar verildiğinden adil yargılanma hakkının diğer güvenceleri kapsamında ileri sürdüğü şikâyetleri hakkında kabul edilebilirlik ve esas yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

23. Başvurucu, ihlalin tespiti talebinde bulunmuştur.

24. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

25. Belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri değerlendirme ve gösterilen delilin davayla ilgili olup olmadığına karar verme yetkisi kural olarak yargılamayı yürüten derece mahkemelerine aittir (Orhan Kılıç [GK], B. No: 2014/4704, 1/2/2018, § 44). Bu bağlamda somut olayda başvurucunun taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçunu işleyip işlemediği yönünde karar vermek Anayasa Mahkemesinin görevi değildir. Anayasa Mahkemesince verilen ihlal kararı, sanığın beraat ettiği anlamına gelmediği gibi ihlal kararının gereklerinin yerine getirilmesi amacıyla yapılacak yeniden yargılama neticesinde sanık hakkında mutlaka beraat kararı verilmesi gerektiği anlamına da gelmemektedir. İhlalin sonuçlarını gidermek üzere gereken işlemler yerine getirildikten sonra yapılacak değerlendirmede mahkemenin delillerin takdir biçimine göre benzer veya farklı bir sonuca varması mümkündür.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Kumluca 2. Asliye Ceza Mahkemesine (E.2020/463, K.2021/260) GÖNDERİLMESİNE,

D. 487,60 TL harç ve 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 19.287,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 14/2/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.