TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ÇELİK SAN ÇELİK SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/49158)

 

Karar Tarihi: 3/4/2024

İKİNCİ BÖLÜM

 

 

KARAR

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Osman KODAL

Başvurucu

:

Çelik San Çelik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

Temsilci

:

Arif TÜRKOĞLU

Vekili

:

Av. Sedat AYDIN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, sermaye şirketinin adli yardım talebinin reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu Şirketin yargılama harç ve giderlerini karşılama gücünden yoksun olduğunu belirterek adli yardım talebiyle açtığı ödeme emrinin iptali davasında Ankara 6. Vergi Mahkemesi (Mahkeme) 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334. maddesi uyarınca gerçek kişiler, kamuya yararlı dernek ve vakıflar dışında diğer tüzel kişilerin adli yardım talep etme haklarının bulunmadığı gerekçesiyle başvurucunun adli yardım talebini reddetmiştir. Başvurucu Şirket, Mahkemenin söz konusu 14/10/2021 tarihli kararına itiraz etmiş; Ankara 7. Vergi Mahkemesi başvurucunun itirazını 14/10/2021 tarihinde kesin olarak reddetmiştir.

3. Anılan karar 1/11/2021 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş, başvurucu 10/11/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Komisyon başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Adli Yardım Talebi Yönünden

4. Başvurucu Şirket, mali açıdan zor durumda olduğunu ve yargılama giderlerini ödeyemeyeceğini belirterek adli yardım talep etmiştir.

5. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin iki numaralı fıkrasında bireysel başvuruların harca tabi olduğu belirtilmiş; 49. maddesinin (7) numaralı fıkrasında ise bireysel başvuruların incelenmesinde bu Kanun ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nde (İçtüzük) hüküm bulunmayan hâllerde ilgili usul kanunlarının bireysel başvurunun niteliğine uygun hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır. İçtüzük'ün “Bireysel başvuru harcı ve adlî yardım” kenar başlığını taşıyan 62. maddesinin iki numaralı fıkrasında ise “Adli yardım talepleri, genel hükümlere göre başvuruların kabul edilebilirliği hakkında karar verecek Bölüm veya Komisyonlar tarafından hükme bağlanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.

6. Hukukumuzda yargılama giderlerine ve bu kapsamda harçlardan geçici muafiyete ilişkin adli yardım hükümleri 6100 sayılı Kanun'un 334. ila 340. maddelerinde düzenlenmiştir. Dolayısıyla 6216 sayılı Kanun ile İçtüzük’ün yukarıda belirtilen hükümleri uyarınca bireysel başvuru harcından geçici muafiyete ilişkin adli yardım talepleri hakkında, bireysel başvurunun niteliğine uygun düştüğü oranda uygulanacak olan genel hükümler 6100 sayılı Kanun'un adli yardıma ilişkin 334. ila 340. maddeleridir.

7. Adli yardımdan yararlanacak kişiler 6100 sayılı Kanun'un 334. maddesinde belirtilmiştir. Anılan Kanun hükmüne göre ancak gerçek kişiler adli yardımdan yararlanabilecek, tüzel kişilerden ise yalnızca kamuya yararlı dernek ve vakıflar adli yardım talebinde bulunabilecektir.

8. Anayasa Mahkemesi; sermaye şirketlerinin tarafı oldukları davalardaki adli yardım taleplerinin adli yardım talebinde bulunamayacakları gerekçesiyle kabul edilmemesi hususunu mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelediği Kemtaş Tekstil İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. ([GK], B. No: 2020/22192, 17/5/2023) kararında, adli yardım talebinin kabul edilmesi için gerekli olan yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olma kriterinin sadece gerçek kişiler için geçerli bir kavram olmadığını, borca batan yani aktifleri borçlarını karşılayamayan ticari şirketlerin de bu kapsamda değerlendirileceğini belirtmiş; ödeme gücünden yoksunluğun ise şirketlerin yıllık ve ara dönem finansal tablolarından, denetime tabi şirketlerde denetim raporlarından, erken teşhis komitesinin raporlarından, yönetim organının tespitlerinden objektif olarak belirlenebileceğini ifade etmiştir (anılan kararda bkz. § 71).

9. Bu itibarla anılan kararda benimsenen ilkeler çerçevesinde sermaye şirketlerinin bireysel başvuruda bulunurken de adli yardım talep edebilecekleri açık olup bununla birlikte adli yardım talebinin kabul edilebilmesi için şirketin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olma durumunu yukarıda belirtilen nitelikteki belgelerden biri ile ortaya koyması, başka bir ifadeyle talebin dayanaksız olmaması gerekir.

10. Somut başvuruda başvurucu Şirket, adli yardım talebine dayanak bilgi ve belge olarak Şirketin 2020 yılına ait defter ve belgelerinin incelenmesiyle düzenlenen ve Şirketin mali durumunu gösteren 30/3/2021 tarihli ve 188/2021-06 sayılı yeminli mali müşavirlik raporunu bireysel başvuru dosyasına sunmuştur. Anılan raporda Şirketin banka hacizleri nedeniyle gayrifaal hâle geldiği 31/12/2020 tarihli gelir tablosuna göre hiçbir gelir/hasılatının olmadığı, ticari zararda olduğu, aynı tarihli bilançosuna göre geçmiş yıllar zararlarının (-) 1.138.113,50 TL olduğu yönünde tespitlere yer verildiği görülmüştür.

11. Bu itibarla mali açıdan zor duruma düşmeden gerekli yargılama giderlerini ödeyemeyecek durumda olduğu anlaşılan başvurucu Şirketin açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

B. Mahkemeye Erişim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia Yönünden

12. Başvurucu; Şirketin mali durumunun iyi olmadığını bu konuda mahkemelerin farklı kararları olduğunu belirtmiş, somut davada adli yardım talebinin reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

13. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

14. Yukarıda da ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesi Kemtaş Tekstil İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. kararında ticari şirketlerin adli yardım talebinin kabul edilmemesini mahkemeye erişim hakkı yönünden incelemiş ve uygulanacak ilkeleri belirlemiştir.

15. Anılan kararda; kanun koyucunun adli yardım talebinden kimin yararlanacağını ve buna ilişkin şartları belirlemede takdir yetkisi olduğu ancak bu takdir yetkisini anayasal ilkelere bağlı kalarak kullanması ve ekonomik durumuna bakılmaksızın ticari şirketler açısından adli yardımdan yararlanamayacaklarına ilişkin kategorik yasağı objektif ve makul gerekçelerle ortaya koyması gerektiği belirtilmiştir. Söz konusu kararda adli yardım talebinin kabul edilmesi için gerekli olan yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olma kriterinin sadece gerçek kişiler için geçerli bir kavram olmadığı, borca batan yani aktifleri borçlarını karşılayamayan ticari şirketlerin de bu kapsamda değerlendirileceği, ödeme gücünden yoksunluğun ise şirketlerin yıllık ve ara dönem finansal tablolardan, denetime tabi şirketlerde denetim raporlarından, erken teşhis komitesinin raporlarından, yönetim organının tespitlerinden objektif olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu ifade edilmiştir. Başvurucunun bireysel durumu değerlendirilmeden sırf tüzel kişi olması nedeniyle adli yardım müessesesinden yararlanamayacağına ilişkin olarak kanundan kaynaklanan yaklaşımın meşru amacının bulunmadığı tespitinde bulunulan kararda, yapılan müdahalenin başvurucunun mahkemeye erişimini aşırı derecede zorlaştırdığı hatta imkânsız hâle getirdiğinden başvurucu üzerinde ağır bir külfet oluşturduğu, bu nedenle ölçülü olmadığı sonucuna varılmıştır (Kemtaş Tekstil İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş., §§ 70-74).

16. Somut olayda başvurucunun adli yardım talebi, ticari şirket olması ve 6100 sayılı Kanun'da adli yardımdan yararlanacak kişiler arasında gösterilmemesi nedeniyle reddedilmiştir. Ticari şirketlerin, bir diğer ifadeyle sermaye şirketlerinin mali durumlarının iyi olmaması durumunda adli yardım ihtiyacı içinde bulunabileceği gözetildiğinde ticari şirket olan başvurucunun ödeme gücüne ilişkin bir değerlendirme yapılmaksızın finansal tabloları, denetleme raporları, varsa iflas, konkordato ve tasfiye kararları incelenmeden kategorik olarak adli yardım talebinin reddedilmesinin Anayasa Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararında açıklanan ilkelere göre mahkemeye erişim hakkına yönelik ölçüsüz bir müdahale olduğu sonucuna varılmıştır. Bu itibarla Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

17. Başvurucu, mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğinin tespitini talep etmiştir.

18. Anayasa Mahkemesi, ihlalin kanundan kaynaklandığı hâllerde giderimin ne şekilde yapılacağı ile ilgili olarak Hulusi Yılmaz ([GK], B. No: 2017/17428, 1/12/2022) kararında ilkeleri tespit etmiştir. Buna göre ihlal, idari makamların veya derece mahkemelerinin Anayasa’ya uygun yorum yapmalarına imkân vermeyecek açıklıkta bir kanun hükmünü uygulamaları veya kanundaki belirsizlikler nedeniyle ortaya çıkmışsa bu ihlal, kanunun uygulanmasından değil doğrudan kanundan kaynaklanmaktadır. Bu durumda ancak ihlale yol açan kanun hükmünün ortadan kaldırılması veya ilgili hükmün yeni ihlallere yol açılmayacak bir şekilde değiştirilmesi ya da yeni ihlallere yol açılmasının önüne geçilmesi için belirsizliğin ortadan kaldırılması hâlinde söz konusu ihlalin bütün sonuçlarıyla giderilebildiğinden söz edilebilir (Hulusi Yılmaz, § 56).

19. Anayasa Mahkemesinin Hulusi Yılmaz kararında benimsendiği üzere kanundan kaynaklanan ihlal durumunda ihlalin giderimini sağlayabilecek yöntemlerden biri de ihlale neden kanuni düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle ilgili mahkemesince itiraz yoluna başvurulmasıdır. Bu bağlamda somut başvuruda Anayasa'nın 152. maddesi uyarınca ilgili kanun hükmünün iptali için Anayasa Mahkemesine itiraz yoluyla başvurulmasının sağlanması amacıyla yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğu sonucuna varılmıştır.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 6. Vergi Mahkemesine (E.2021/1389 ) GÖNDERİLMESİNE,

E. 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 3/4/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.