TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
ÖZCAN ŞAHANOĞLU BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2022/19234) |
|
Karar Tarihi: 28/11/2024 |
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Hasan Tahsin GÖKCAN |
Üyeler |
: |
Recai AKYEL |
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ |
|
|
İrfan FİDAN |
|
|
Yılmaz AKÇİL |
Raportör |
: |
Yücel ARSLAN |
Başvurucu |
: |
Özcan ŞAHANOĞLU |
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, ziyaret gününün öğrenim gören çocuğuyla görüşmeyi sağlayacak şekilde belirlenmesi talebinin reddedilmesi nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
A. Bireysel Başvuruya Konu Süreç
2. Hükümlü olarak Tekirdağ 2 Numaralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda bulunan başvurucu, kızının eğitim durumu nedeniyle hafta içi olarak belirlenen ziyaret gününün hafta sonuna alınması için 7/9/2021 tarihinde ceza infaz kurumuna (Kurum) müracaat etmiştir. Kurum, İdare ve Gözlem Kurulu (Kurul) 7/10/2021 tarihli kararıyla başvurucunun talebini COVID-19 pandemi tedbirleri ve pandemi sürecinde başlayan izole çalışma şekli ve personel durumu, kurum güvenliği ve kapasitesini dikkate aldığını belirterek hafta sonu ziyaret yapılmasının mevcut şartlarda uygun olmayacağı gerekçesiyle reddetmiştir.
3. Başvurucu, hafta sonu görüş yapma hakkı verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek Tekirdağ 1. İnfaz Hâkimliğine (Hâkimlik) şikâyette bulunmuştur. Hâkimlik 12/12/2021 tarihinde şikayeti reddetmiş ve kararının gerekçesinde Adalet Bakanlığı (Bakanlık) Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğünün 9/11/2021 tarihli yazısı ile 15/11/2021 tarihinden itibaren ceza infaz kurumlarındaki personel izolasyon uygulamasının kaldırılarak normal çalışma düzenine geçilmesinin istendiğini ve Kurul kararının karar tarihi itibarıyla yerinde olduğu anlaşılmışsa da başvurucunun talebinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Hâkimlik, belirtilen gerekçelerle şikâyet başvurusunun reddine ve başvurucunun talebinin idare ve gözlem kurulunca yeniden değerlendirilmek üzere kararın ve başvurucunun dilekçesinin bir suretinin gereği için Kuruma gönderilmesine karar vermiştir.
4. Başvurucu, karara karşı Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesine (Mahkeme) itirazda bulunmuş; Mahkeme 6/1/2022 tarihli kararı ile itirazı reddetmiştir. Mahkeme karar gerekçesinde Kurulun 7/10/2021 tarihli kararının Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğünün 9/11/2021 tarihli yazısından (bkz. § 3) önce alındığını, o tarih itibarıyla hâlen pandemi tedbirleri uygulanmakta olduğundan kararın verildiği tarih itibarıyla usul ve kanuna uygun olduğunu belirterek itirazı reddetmiştir. Bu karar, başvurucuya 19/1/2022 tarihinde tebliğ edilmiş olup başvurucu 8/2/2022 tarihinde süresinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. Bireysel Başvuru Sonrası Süreç
5. Bakanlık görüşü ve ekindeki belgeler ile başvurucunun bu görüşe karşı beyanlarından şu tespitler yapılmıştır: Başvurucu ile diğer hükümlü ve tutukluların hafta sonu görüş yapma talepleri üzerine Kurul 1/12/2021 tarihli karar ile personel durumu, kurum güvenliği ve kapasitesini gerekçe göstererek hafta sonu ziyaret yapma taleplerinin reddine karar vermiştir.
6. Başvurucu, Tekirdağ 2. İnfaz Hâkimliğine (2. İnfaz Hâkimliği) şikâyette bulunmuştur. 2. İnfaz Hâkimliği 17/1/2022 tarihinde şikâyet başvurusunu reddetmiştir. Başvurucu, Hâkimliğin kararına karşı Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz başvurusunda bulunmuştur. Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesi 15/2/2022 tarihinde idarenin kararını iptal etmiş ve 2. İnfaz Hâkimliğinin kararının ortadan kaldırılmasına karar vermiştir. Karar gerekçesinde Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesi, başvurucunun eğitim gören çocukları ile hafta sonu görüş yapması yönünden talebinin aile hayatı bütünlüğü kapsamındaki anayasal hakla ilgili olduğunu, bu hususlar kapsamında daha evvelden Anayasa mahkemesinin ihlal kararları bulunduğunu, her ne kadar COVID-19 salgın tedbirleri nedeniyle yeterli personelin olmadığı şeklindeki Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğünün görüşü dikkate alınmak sureti ile İnfaz Hâkimliği tarafından ret kararı verilmişse de ceza infaz kurumlarında normal kapalı ve açık görüşlerin 1/12/2021 tarihinde başlamış olması karşısında bu hususun hafta sonu görüşlerini tamamen ortadan kaldıracak şekilde yorumlanamayacağını, duruma göre ve durumu gerektiren hükümlüler yönünden belli aralıklarla bazı görüşlerin hafta sonu yapılması gerektiğini belirtmiştir.
7. Bunun üzerine Kurul 1/3/2022 tarihli kararı ile; başvurucunun çocuğu ile görüşebilmesi için salı günleri 13.00-14.00 saatleri arasındaki ziyaretinin, ara dönem ve yaz tatili dönemleri haricindeki haftalarda tüm ziyaretçileri ile cumartesi günleri 9.30-10.30 saatleri arasında yaptırılmasına, ara dönem tatili ve yaz tatili dönemlerinde hafta sonu yerine normal ziyaret gününde ziyaret yaptırılmasına karar vermiştir.
8. Öğrenim dönemi boyunca uygulamanın bu yönde tesis edildiği, yeni öğretim dönemi başlangıcında tekrardan talepte bulunan başvurucu yönünden Kurulun 3/10/2022 tarihli kararı ile başvurucunun salı günleri 15.15-16.30 saatleri arasındaki ziyaretinin, ara dönem ve yaz tatili dönemleri haricindeki haftalarda tüm ziyaretçileri ile cumartesi günleri 9.00-10.15 saatleri arasında yaptırılmasına karar verilmiştir. Uygulamanın hâlen bu şekliyle devam ettiği Adalet Bakanlığının görüş yazısından anlaşılmıştır.
9. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
10. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
11. Başvurucu, kızının örgün eğitime (ilkokul 4. sınıf) devam etmesi nedeniyle hafta içi görüşe gelemediğini, hafta sonu görüş yapılmasına ilişkin talebinin haksız şekilde reddedildiğini belirterek özel hayata saygı hakkı, eğitim hakkı ve diğer bazı anayasal haklarının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Başvurucu 7/9/2021 tarihinden bireysel başvuru tarihine kadar eğitim görmekte olan kızıyla hafta içi görüş yapmak zorunda bırakıldığını, kızının hafta içi gelemediği günler görüşemediklerini, geldiği günlerde ise kızının eğitiminden mahrum kaldığını belirtmiştir.
12. Bakanlık görüşünde, öncelikle başvurucunun halihazırda tüm ziyaretçileri ile cumartesi günleri görüşebildiği, bu nedenle başvurucunun hâlen mağdur sıfatının bulunup bulunmadığının yapılacak kabul edilebilirlik incelemesinde değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Görüşte, iddiaların aile hayatına saygı hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği, eğitim hakkı yönünden ayrıca inceleme yapılması hâlinde başvurucunun ihlal edildiğini ileri sürdüğü hak nedeniyle kişisel olarak ve doğrudan etkilenip etkilenmediği, kızının söz konusu hak nedeniyle kişisel olarak ve doğrudan etkilendiği düşünülüyorsa da doğrudan bireysel başvuruda bulunması gerekip gerekmediği yahut somut olayın koşulları ve hakkın niteliği itibarıyla dolaylı bir mağduriyet bulunup bulunmadığı hususlarının başvurucunun mağdur sıfatı yönünden yapılacak incelemede dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.
13. Görüşte, başvurucunun bireysel başvuru formunda soyut şekilde eğitim hakkı ile özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini iddia ettiği, söz konusu hakların hangi somut olay ve olgularla, ne şekilde ihlal edilmiş olduğunu ve kendisi üzerinde ne şekilde olumsuz bir etkisinin bulunduğunu yeterli bir biçimde açıklamadığı belirtilerek başvurucunun iddialarının temellendirilmemiş şikâyet niteliğinde olup olmadığı hususunun yapılacak değerlendirmede dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Bakanlık görüşünde devamla başvurucunun özel ve aile hayatına saygı hakkı ile Kurumun güvenliği ve disiplini sağlama amacı arasında adil bir denge sağlanıp sağlanmadığı hususu incelenirken olay tarihi ve öncesindeki pandemi koşullarına ilişkin bilgilerin gözönünde bulundurulmasının uygun olacağı değerlendirilmiştir.
14. Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvurucu kabul edilebilirlik yönünden Bakanlık görüşünde belirtilen hususlara cevaben Kurumun, İnfaz Hâkimliğinin yeniden değerlendirme yapılması yönündeki kararı üzerine yeniden yaptığı başvuruyu reddettiğini; COVID-19 pandemi önlemleri alındığı, personelin izole ve vardiyalı sisteme geçerek çalıştığı ve dünya genelinde aşının bulunmadığı dönemde dahi çocuğuyla hafta sonu görüşebildiğini ve mağduriyetinin devam ettiğini belirterek iddialarını temellendirdiğini ifade etmiştir. Başvurucu talebinin reddine ilişkin Kurul'un 7/10/2021 tarihli kararından itibaren kızının ziyaretine geldiği günleri gösterir belgeleri dilekçesi ekinde sunmuş ve bireysel başvuru formundaki ifadelerini tekrar etmiştir.
15. Başvuru konusu özü itibarıyla başvurucunun örgün eğitime devam eden kızıyla hafta içi belirlenen saatlerde görüşememesine ilişkin olduğundan iddialar bir bütün olarak aile hayatına saygı hakkı kapsamında incelenmiştir.
16. Hakimlik kararında (bkz. § 3), Kurul kararının karar tarihi itibarıyla yerinde olduğu belirtilmiş, başvurucunun talebinin yeniden değerlendirilmesi için kararın ve başvurucunun dilekçesinin bir suretinin gereği için kuruma gönderilmesine hükmedilmiştir. Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından uygun bulunan İnfaz Hâkimliğinin verdiği söz konusu karar ile başvurucunun talebinin değerlendirilmesi yeniden Kurumun takdirine bırakılmıştır. Dolayısıyla bahse konu karar başvurucunun mağduriyetini ortadan kaldıran bir sonuç doğurmamıştır.
17. Ayrıca başvurucunun Kuruma başvuru tarihi olan 7/9/2021 tarihinden çocuğu ile hafta sonu görüşebilmesine imkân tanıyan Kurul'un karar tarihi olan 1/3/2022 tarihine kadar öğrenim gören çocuğuyla hafta içi görüşmek zorunda kaldığı ya da çocuğunun öğrenimi nedeniyle görüşemediği anlaşılmış olup 1/3/2022'den itibaren bu konudaki mağduriyeti giderilmiş olsa bile söz konusu dönemde aile hayatına saygı hakkı bakımından başvurucunun güncel bir hakkının muhtel olduğu ve bundan dolayı başvurucunun kişisel olarak ve doğrudan etkilendiği anlaşıldığından başvurucunun mağdur statüsünün bulunduğu kabul edilmelidir (Onur Doğanay, B. No: 2013/1977, 9/1/2014, § 42).
18. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
19. Hükümlü ve tutukluların haftalık telefon görüşme gün ve saatlerinin öğrenim gören çocuklarıyla görüşme sağlayacak şekilde tespit edilmesi gerektiğine ilişkin genel ilkeler Anayasa Mahkemesinin Yeliz Erten (B. No: 2020/99, 11/3/2021, §§ 34-38) kararında açıklanmıştır. Bu bağlamda Anayasa’nın 20. ve 41. maddeleri ebeveynin çocuklarıyla bütünleşmesinin sağlanması amacıyla tedbirler alınmasını isteme hakkını ve kamusal makamların bu tür tedbirleri alma yükümlülüğünü içermektedir. Mahkemeler, idari makamlar ve yasama organı tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde çocuğun üstün yararının gözetilmesi ve aile ilişkilerinin sürdürülmesini sağlayacak şekilde hareket edilmesi devletin pozitif yükümlülüklerinin gereğidir. Hükümlü ve tutukluların bazı haklarının sınırlandırılması, tutulmanın kaçınılmaz sonucu olsa da ceza infaz kurumu idaresi hükümlü ve tutukluların ailesiyle temasını sağlayacak tedbirler almak zorundadır. Bu tedbirler alınırken çocuğun yüksek yararı gözetilerek kamu düzeni ve suç işlenmesinin önlenmesi ile aile hayatına saygı hakkı arasında adil bir denge sağlanmalı ve bu konuda ilgili ve yeterli gerekçeler ortaya konmalıdır. Telefonla görüşme hakkı konusunda tespit edilen bu ilkeler, açık ve kapalı görüşlerin çocuk ve ebeveynin aile bağlarını sürdürecek şekilde temas etmesini sağlaması bakımından da geçerlidir.
20. Başvurucunun çocuğunun örgün eğitime devam ettiği ve ziyaret hakkının hafta içi kullandırılması nedeniyle çocuğun başvurucuyla eğitimini aksatmaksızın görüşemediği konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır.
21. Başvurucunun talebi Kurul tarafından pandemi tedbirleri ve pandemi süreciyle başlayan izole ve vardiyalı çalışma sistemi, personel yetersizliği, güvenlik zaafı gibi nedenlerle reddedilmiş ise de hafta sonu görev yapan personelin sayısı ve görevlerine dair somut bilgilere kararda yer verilmemiş; yaşanacağı belirtilen güvenlik sorunu hakkında genel ifadeler dışında çocuğun üstün yararını da gözeten ilgili ve yeterli bir gerekçe ya da güvenlik riskine ilişkin somut bir veri ortaya konulamamıştır. Ziyaret gününün hafta sonuna denk gelecek şekilde ayarlanmasının Kurumun güvenliğini ne şekilde tehlikeye düşüreceği, ilgili kararlarda somut ve yeterli şekilde açıklanmamıştır.
22. Ayrıca pandemi süreciyle başlayan tedbirler yönünden Kurul'un gerekçesine ilişkin olarak belirtmek gerekir ki Anayasa Mahkemesi 11/3/2020 tarihinden sonraki süreçte COVID-19 salgını nedeniyle Ceza İnfaz Kurumlarında uygulanan açık ve kapalı görüş hakkına yönelik kısıtlamaların aile hayatına saygı hakkına müdahale oluşturduğunu kabul etmiş (Yunus Bulut, B. No: 2020/38826, 20/7/2023, § 42) ve ilgili kanuni düzenlemenin mahpusların ziyaret hakkının ortadan kaldırılması ya da engellenmesi konusunda idari makamlara açık ve genel bir yetki vermediğini, aile hayatına saygı hakkına yapılan bu müdahalenin salt idari makamların kararlarına dayandığını tespit ederek müdahalenin kanuni dayanağının olmadığına karar vermiştir (Yunus Bulut, §§ 55, 57, 58).
23. Yukarıdaki bilgiler ışığında, idarenin uygulaması ile yargı kararları birlikte değerlendirildiğinde çocuğun üstün yararı gözetilerek aile ilişkilerinin devamlılığını sağlayacak şekilde hareket edilmediği, başvurucunun talebinin neden karşılanamadığı hususunda söz konusu kararlarda ilgili ve yeterli bir gerekçe sunulmadığı anlaşıldığından aile hayatına saygı hakkı bakımından devletten beklenen pozitif yükümlülüklerin yerine getirilmediği sonucuna ulaşılmıştır.
24. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
25. Başvurucu; ihlalin tespitine, yeniden yargılama yapılmasına karar verilmesi talebinde bulunmuş ayrıca her bir hak ihlal için ayrı ayrı 20.000 TL manevi tazminat ödenmesini talep etmiştir.
26. Başvurucu 1/3/2022 tarihinden itibaren Kurul kararıyla yapılan düzenleme sonucu çocuğuyla hafta sonu görüşme imkânına kavuştuğundan başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.
27. Öte yandan ihlalin niteliği dikkate alındığında başvurucuya talebiyle bağlı olmak üzere net 20.000 TL manevi tazminatın ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Başvurucuya net 20.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Tekirdağ 1. İnfaz Hâkimliğine (E. 2021/3441, K.2021/3992), Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesine (2022/7 D. İş) ve Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 28/11/2024tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.