İhtiyati haciz bir güvence müessesesidir ve yalnızca “para alacakları” için söz konusudur. İhtiyati haciz müessesi İİK 257. madde ile düzenlenmiştir. İİK 257. madde şu şekildedir: 

İİK m. 257 

"Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı,

borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.(1)

Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:

1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;

2 – Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya

kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa;(1)

Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”

 İhtiyati haciz yargı kararlarında ise şu şekilde ele alınmıştır:

“Yabancı doktrinde ihtiyati haczin; zamanından evvel yapılan peşin bir icra, bir muhafaza tedbiri, bir nevi ihtiyati haciz, yardımcı ve feri bir muhafaza tedbiri, cebri bir teminat, geçici bir emniyet tedbiri, geçici haciz olduğu belirtilmektedir. Yerli doktrinde de ihtiyati haczin; muhafaza ve emniyet tedbiri, ihtiyati tedbirin özel bir türü, koruma tedbiri, teminat tedbiri olduğu ifade edilmektedir. (Talih Uyar-İcra Hukukunda Haciz. Şubat 1983) Yargıtay ise içtihatlarında ihtiyati haczin geçici bir haciz, dava veya icra takiplerine takaddüm eden emniyet tedbiri olduğunu belirterek, ihtiyati haczi bir icra takip işlemi olarak görmemektedir” (Yargıtay HGK 16.02.2000 tarih 2000/12-49 Esas 2000/94 Karar ve Yargıtay HGK 23.01.2008 tarih 2008/12-25 Esas 2008/3 Karar).”  Samsun BAM. 1. HD. 11.03.2021 T. E: 499, K: 512, e-uyar.com

 İhtiyati haciz ile ilgili olarak mutlaka gözetilmesi gereken bazı hususlar şunlardır:

- Alacaklı ihtiyati haciz kararının infazını 10 gün içerisinde istemek zorundadır. İnfaz, ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin (İİK M.50’de gösterilen yetkili mahkeme) yargı çevresinden istenir.  (İİK 261)

- İhtiyati haciz için alacaklı teminat yatırır. Ancak borçlunun muvafakati ile teminat geri alınabilmektedir.

- Dava açılmadan veya takip yapılmadan ihtiyati haciz yapıldıysa alacaklı hacizden itibaren veya haczin borçluya bildiriminden itibaren 7 gün içerisinde takip başlatmak veya dava açmak zorundadır. İcra takibine itiraz edilirse yine 7 gün içerisinde dava açmak veya itirazın kaldırılması yoluna gitmek zorundadır. (İİK m. 264)

- Borçlu hacze itiraz ederse (7 gün içerisinde), mahkeme iki tarafı da dinleyerek karar verir. İki taraf da gelmezse evraklar üzerinden de inceleme yapılabilir. (İİK m. 265)

- Borçlu İİK 263’e dayanarak teminat gösterip mahcuzların kendisinde bırakılmasını isteyebilir ancak hacizler kalkmaz. Borçlu İİK 266. maddesine dayanarak ise teminat göstererek mahkemeden ihtiyati haczin kaldırılmasını isteyebilir, bu yöntemde hacizler de kalkar.

- İhtiyati hacizden sonra borçlu haklı çıkarsa ve eğer uygun illiyet bağı söz konusu ise borçlu tazminat davası açabilir.

- İhtiyati haczin zamanaşımını kesip kesmeyeceği yönündeyse doktrinde farklı görüşler olsa da Yargıtay bu konuda ihtiyati haciz kararının zamanaşımını kesmeyeceğini belirtmiştir:

“İhtiyati haciz kararı bir icra işlemi olmadığından ve TTK' nun 730. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken aynı Yasanın 662. maddesinde yazılı zamanaşımını kesen sebepler arasında sayılmadığından, zamanaşımını kesmez. Kaldı ki alındığı iddia edilen ihtiyati haciz kararının uygulandığı da kanıtlanmış değildir.(Y.12.HD.16.10.2003-E-16222/K-20171)

 “Takipten önce tapuya ihtiyati haciz şerhi konulması bir icra işlemi değildir. Bu nedenle zamanaşımını kesmez.” (Y.12.HD-21.09.2000-E-11527/K-13244)

Söz konusu düzenlemenin uygulamadaki en önemli hususlarından birisi ise yaklaşık ispattır. Nitekim ihtiyati haciz kararının verilebilmesi için temel şart borcun varlığına mahkemenin “oldukça kanaat getirmesi”dir. Bu noktada karşımıza “yaklaşık ispat” kavramı çıkmaktadır.

Yaklaşık ispat doktrinde ve yüksek yargı kararlarında, kesin-tam ispat gibi olmayıp (kesin ve tam ispat hususu hakimin vicdani kanaat getirmesi, şüphe duymaması olarak açıklanabilir) ancak davanın esası yönünden inandırıcı delillere ve belgelere dayanılmasıdır. Örneğin Yargıtay bir kararında; (ihtiyati haciz için değil de ihtiyati tedbir için verilmiş bir karar olsa da kıyasen uygulanabileceği kanaatindeyiz)

“…İhtiyati tedbir kararının kabul edilebilmesi bakımından tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüştür. Davacının iddiasında haklılığını ispat konusunda “tapu ve nüfus kaydı, mirasçılık belgesi, tanık beyanları, keşif, bilirkişi, yemin... gibi” delillere dayanıldığı dava dilekçesiyle sabittir. İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararının doğru ve yasal olduğu söylenemez…” (Yargıtay 1. HD, 10.01.2012, 436/7) 

ifadelerine yer vermiş olup yaklaşık ispattaki ölçüyü de bir nevi belirmiştir. Diğer yandan öğreti de ise yaklaşık ispat Almanca “Glaubhaftmachung” kelimesinin karşılığı olarak kullanılıyor olsa da büyük çoğunluk “yaklaşık ispat” kavramının bu kelimenin anlamını karşılamadığını savunmaktadır.

Kelimenin anlamı, sözlüklerde “tatmin edici, kanıt” gibi çevirilerle karşılanmaktadır. Özekes, kelimenin Türkçe karşılığının “az çok kanaat uyandırma” gibi anlamları ifade ettiğini belirtmektedir. Gerçekten de hukuki bir terim olarak “ispat” kavramının kullanılması, her ne kadar “yaklaşık ispat” denerek yumuşatılmış olsa da gereken dengeyi yansıtamamakta, borçlu lehine bir çağrışım uyandırmaktadır.

Yaklaşık ispat öğretide şu şekilde açıklanmaktadır:

"Bazı durumlarda tam ispat yerine, hakikate yakın gösterme (inanılırkılma) şeklinde bir ispat söz konusudur. Bu halde, talepte hakkı olma ihtimalinin bulunması yeterli kabul edilmektedir. Yaklaşık ispatta hâkim, ispat edilmek istenen olayı muhtemel görmelidir. Diğer bir ifadeyle, iddia edilen olayın doğru olma ihtimali, doğru olmama ihtimaline göre ağır basmalıdır. Ancak iddia edilen olayın yanlış olma ihtimali de, gözardı edilmemelidir” (Başözen; Ahmet, Güncel Yargıtay Kararları Işığında İhtiyati Tedbirlerde “Yaklaşık İspat” ve “İhtimal” Kavramı, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 16, Özel Sayı 2014, s. 653-694)

ifadeleri "yaklaşık ispat" hususunu açıklamaktadır.

Konuya ilişkin bir diğer Yargıtay kararı ise şöyledir:

"ihtiyati haciz talebine dayanak olarak gösterilen 25/03/2013 tarihli 45.530 Euro bedelli ve yine 25/03/2013 tarihli 186.000,00 TL bedelli banka dekontları sunulmuş olup üzerlerinde “... A.Ş. Hisse Devir Bedeli” açıklaması bulunmaktadır. İİK'nın 257. maddesinde ihtiyati haciz talep edilebilmesinin koşulları sayılmıştır. İİK'nın 257. maddesine göre, ihtiyati haciz istenebilmesi için alacağın vadesinin gelmesi ve rehinle temin edilmemiş olması yeterlidir. Dairemizin yerleşik kararlarında da, ihtiyati hacze konu alacağın kesin olarak ispatı gerekmeyip, yaklaşık ispat yeterli kabul edilmektedir. ... yönünden ihtiyati haciz talebinin sunulan banka dekontları ve miktarı nazara alınarak kabulü gerekirken yerinde olmayan yazılı gerekçe ile reddi doğru olmamış, temyiz eden ihtiyati haciz isteyenin ... yönünden temyiz isteminin kabulü ile hükmün ... yönünden bozulması gerekmiştir.” Yargıtay Kararı - 11. HD., E. 2017/2036 K. 2017/3795 T. 15.6.2017

"İhtiyati haciz taleplerinde tam bir ispatın aranmasının gerekmediği, yaklaşık ispatın yeterli olduğu da dikkate alındığında, hesap kat ihtarında belirtilen ve ödenmediği ileri sürülen alacak tutarı için alacaklı bankanın ihtiyati haciz talebinde bulunmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığını" Yargıtay  11. HD. 30.09.2015 T. 10001/9695 (www.e-uyar.com)

Görüldüğü üzere Yargıtay, yaklaşık ispatı, daha geniş bir biçimde ele alarak değerlendirmekte ve aslında alacaklının da ihtiyati haciz talebiyle bir risk altına girdiğini (tazminat gibi) de hesaba katarak, ihtiyati haciz kararını güçleştirmektense kesin bir ispat aramayıp gerçekten de yaklaşık ispat sınırları dahlinde ele almaktadır. Yukarıdaki kararlara baktığımızda, banka dekontları, hesap kat ihtarı, deliller ihtiyati haciz için değerlendirilen hususlardandır.

 

*Akademik kaygı gütmeden bilgi verme amaçlı olarak kaleme alınmıştır.    

Yararlanılan Kaynaklar

AKDENİZ, U.  İhtiyati Haciz Müessesesi, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi c. X,s.1,2 y.2006

ALBAYRAK, H. Yaklaşık İspat, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı, (http://acikerisimarsiv.selcuk.edu.tr)

ARSLAN R. YILMAZ E. TAŞPINAR AYVAZ, S. HANAĞASI E. İcra İflas Hukuku, Yetkin Yayınları, 6. Baskı Ankara 2020 s.442-453

BAŞÖZEN; A., Güncel Yargıtay Kararları Işığında İhtiyati Tedbirlerde “Yaklaşık İspat” ve “İhtimal” Kavramı, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 16, Özel Sayı 2014, s. 653-694

Yüksek Yargı Kararları

Yargıtay 12.HD.16.10.2003-E-16222/K-20171

Yargıtay 2.HD-21.09.2000-E-11527/K-13244

Yargıtay 11.HD.04.11.2004.E-12561/K-10833

Samsun BAM. 1. HD. 11.03.2021 T. E: 499, K: 512, e-uyar.com

Yargıtay - 11. HD., E. 2017/2036 K. 2017/3795 T. 15.6.2017

Yargıtay  11. HD. 30.09.2015 T. 10001/9695 (www.e-uyar.com)