TBB'den yapılan açıklama, "Ceza yargılaması sistematiğinde; soruşturma evresi kapsamında olmakla birlikte, yeni ve ayrı bir safhayı ifade eden sulh ceza hakimliğinde takip edilen iş ve işlemler için uygulanacak CMK Tarifesi 4/1-b maddesinde yer alan ücret, müdafi ve avukatlara faaliyetlerinin içeriği ve kapsamı ile emek ve mesailerinin boyutu esas alınarak ayrıca ödenmelidir.

Türkiye Barolar Birliği tarafından, Tarife’nin lafzına ve sistematiğine de uygun bir şekilde ayrıca ödeme yapılmasının sağlanması talebi, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne yazılı olarak iletilmiş olup, takibi yapılarak gelişmeler meslektaşlarımızla paylaşılacaktır." ifadeleri kullanıldı.

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderilen yazı şöyle;

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ

Hukuk Müşavirliği

Sayı: E-41870694-659-1443 

13.01.2023

Konu: CMK Ücret Tarifesinde Yer Alan Sulh Ceza Hakimliklerinde Ödenecek Ücret Maddesinin Uygulanması talebi.

ADALET BAKANLIĞI CEZA İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE

Bilindiği üzere, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Gereğince Görevlendirilen Müdafi ve Vekillere Yapılacak Ödemelere İlişkin Tarife’nin (“Tarife” olarak anılacaktır) 4/1-a maddesinde “soruşturma evresinde takip edilen işler”, 4/1-b maddesinde ise “sulh ceza hakimliklerinde takip edilen işler” için yapılacak ödeme miktarları yer almaktadır.

2014 yılından önceki Tarifelerde, 4/1-a maddesinde “soruşturma evresinde takip edilen işler”, 4/1-b maddesinde ise “sulh ceza mahkemesinde takip edilen davalar” için yapılacak ödemeler düzenlenmekteydi. Ancak 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 84 üncü maddesi ile sulh ceza mahkemeleri kaldırılmış, sulh ceza mahkemelerinin görev alanına giren konularda asliye ceza mahkemeleri görevli kılınmıştır. Sulh ceza hakimlikleri, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre yapılan bazı soruşturma işlemleri ile bu işlemlere yapılan itirazlar ve idari nitelikte bazı işlemlere itirazları incelemekle görevlendirilmiştir.

Ceza yargılaması teşkilatındaki bu değişiklik, basitçe “mahkeme” kelimesi ile “hakimlik” kelimesinin değiştirilmesinden ibaret değildir. Sulh ceza hakimlikleri, bu değişiklikle otomatik olarak eskiden sulh ceza mahkemelerinin görev alanında olan dava dosyalarına bakmakla görevlendirilmemiştir. Sulh ceza hakimlikleri için yepyeni iş ve görevler oluşturulmuş, esasen ceza yargılaması sistemimizde soruşturma aşamasında büyük bir değişiklik yapılmıştır.

Bu sebeple, özel kanunlarda düzenlenen son derece istisnai ve esasen uygulamada neredeyse hiç görülmeyen bazı düzenlemeler dışında, CMK müdafilik görevlendirmeleri kapsamında sulh ceza hakimliklerinde yapılabilecek işlemler yalnızca soruşturma işlemleri ile bu işlemlere yapılan itirazlardan ibarettir. Zira sulh ceza hakimliklerinin idari yaptırımlara ilişkin itiraz merci olarak baktıkları işlerde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) kapsamında görevlendirme yapılması kanunen mümkün değildir.

Hâl böyleyken ve soruşturma evresinde CMK kapsamında görevlendirilen müdafilerin savcılık işlemleri sonrasında sulh ceza hakimliği huzurunda verdikleri müdafilik hizmeti için Tarife’de hâlâ “sulh ceza hakimliklerinde takip edilen işler” için ayrı bir ödeme kalemi yer almaktayken, Bakanlığınızın fiilî uygulaması sonucunda, Tarife’ye aykırı olarak avukatlara 4/1-b maddesinden hiçbir şekilde ücret ödenmemektedir.

Burada esas alınması gereken Tarife ve Tarife’nin hukuki işleyişe ve mantığa uygun olan sistematiğidir. Tarife’de soruşturma için ayrı ve soruşturma içerisinde “ayrı bir safha” olan sulh ceza hakimliği için ayrı ücret ödenmesini gerektirir şekilde düzenleme yapılmasının sebebi, müdafinin, kolluk ve savcılık safhalarındaki soruşturma işlemlerindeki faaliyetlerinin içeriği ve kapsamı ile harcadığı emek ve mesainin, sulh ceza hakimliği safhasındaki soruşturma işlemlerindeki faaliyetlerinin içeriği ve kapsamı ile harcadığı emek ve mesaisinden esaslı bir şekilde farklı olmasıdır.

Ceza soruşturmasının kolluk ve savcılık safhasında müdafinin başlıca görevi, ceza yargılamasının maddi gerçeği ortaya çıkarılmasına ilişkin temel amacının gerçekleşmesini sağlamak üzere şüpheli ve/veya mağdurun ifadesi alınırken, aynı zamanda ifadesi alınan kişinin temel hak ve özgürlüklerin korunması ve işletilmesi kapsamında asgari şartların oluşmasını, bu şartların gerçekleştirilmesini sağlamaktır. Bu aşamada müdafi/vekil tarafından şüpheli veya mağdura verilen müdafilik hizmeti, hakkın korunmasına refakat etmek olarak nitelendirilebilir.

Yeni ceza yargılaması sistematiğinde soruşturma evresi kapsamında olmakla birlikte, yeni ve ayrı bir safhayı ifade eden sulh ceza hakimliğinde ise, şüphelinin tutukluluk veya diğer başka bir adli koruma tedbiri talebiyle sevki sonrasında “duruşma” açılmakta, artık ifade alma işlemi değil, sorgu yapılmakta, müdafi/vekil uygulanması talep olunan tutuklama veya diğer tedbirlere ilişkin “savunma” yapmaktadır. Bir başka deyişle, müdafi/vekilin faaliyetinin içeriği ve kapsamı ile emek ve mesaisinin boyutu esaslı bir şekilde değişmektedir.

Nitekim, bu farklılık nedeniyle Tarife’nin 4/1-a maddesinde “soruşturma evresinde takip edilen işler” için öngörülen ücret, 4/1-b maddesinde “sulh ceza hakimliklerinde takip edilen işler” için düzenlenen ücretten daha az olarak belirlenmiştir.

Bakanlığınız, sulh ceza hakimliğindeki işlerin soruşturma evresi kapsamında olduğundan ve avukatın işi takip zorunluluğundan bahisle, soruşturmanın yeni bir safhası olan sulh ceza hakimliğindeki işler için ayrı bir ödeme gerçekleştirmemektedir. Kuşkusuz işi takip zorunluluğu esastır; nitekim Tarife’de istinaf ve temyiz kanun yolları için de ayrı bir ücret belirlenmiş değildir. Öte yandan, Tarife’nin 4/1-f maddesi kapsamında bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay’da görülen “duruşmalı” işler için ayrı bir ücret belirlenmiş ve uygulamada bu ücret ödenmektedir. Yukarıda ifade edildiği üzere, savcılığın sulh ceza hakimliğine sevk ettiği işlerde de duruşma açılmakta ve faaliyetin içeriği ve kapsamı değişmektedir.

Önemle belirtmek isteriz ki, Avrupa Konseyinin Avukatlık Mesleğinin İcrasındaki Özgürlükler Hakkında 9 no’lu Tavsiye Kararı’nda da “avukatlık ücretini düzenleyen kanun ve düzenlemeler avukatlara makul düzeyde kazanç sağlayıcı ve kamunun hukuk ihtiyacını karşılayıcı nitelikte olmalıdır” denmektedir.

Tarife’ye aykırı uygulama sorununun çözümü için, Bakanlığınızın, müdafi/avukatların CMK görevlendirmeleri kapsamında, soruşturma aşamasında savcılık sevk işlemleri sonrasında sulh ceza hakimliği nezdinde yerine getirdikleri görevleri karşılığında, Tarife’nin lafzına ve sistematiğine uygun bir şekilde 4/1-b bendinden ayrıca ödeme yapılmasının sağlanmasını talep ederim.

Saygılarımla.

Av. R. Erinç SAĞKAN

Başkan