MAKALE

ÇOCUK SUÇLULUĞU VE NEDENSELLİĞİ (JUVENILE DELINQUENCY AND CAUSATION)

Prof. Dr. Mustafa Tören Yücel yazdı;

Abone Ol

"İnsan tarih okudukça ama okullu çocuklar için hazırlanmış sansürlü basımlardan değil, her çağın kendi yetkili ağızlarından okudukça, midesi bulanır –kötülerin işlediği suçlardan değil, iyilerin verdiği cezalardan." Oscar Wilde

Çocuklar tarafından ekonomik yetersizlikler, işsizlik, çekirdek aile içindeki sorunlar, uyuşturucu kullanımı, toplum tarafından dışlanmışlık gibi çok çeşitli motivasyonlardan kaynaklı işlenen suç olgusuna günümüzde tanık olunmaktadır.

İşsizlik bağlamında yapılan son bir çalışmada, genç insanların işsiz kaldıklarında suç işleme olasılıklarının fazla olduğuna işaret edilmekte ise de (Farrington et al. 1986), tüm yaş gruplarını kapsayan mekân ve zaman boyutunda işsizlik ve suç oranları mukayesesi inandırıcı kanıtlar sunamamıştır. Buna karşın, işsizlik yoksul kişinin durumunu kötüleştiren ilave bir faktör olarak görülmelidir. Birkaç çalışmanın da vurguladığı üzere, işsizliğin artış göstermeğe başladığı bir toplumda, işsiz olan suçlu sayısı da orantısız bir şekilde artış göstermektedir.1

İşsizlerin suç işlemesinde temel saiklerin öç alma, parasızlık ve can sıkıntısı olduğu ileri sürülebilir: İşsiz kişi kendisini mağdur görmekte ve toplumdan kendisine yapılanın öcünü almak istemektedir. Mala karşı işlenen suçlar ve gasp, bu türden düşünce veya tepkinin ürünü olmaktadır. Büyük ölçüde taksitle/ kredi kartı ile alışveriş yapan kişiler işlerini kaybettiklerinde kritik bir duruma girmekte; kişisel yapısı ve sosyal çevresine dayalı olarak gelir kaybını suç işleyerek gidermeye yönelmektedirler. İşte modern toplumun kriminojenik kokteylinde göreceli yoksulluk ve işsizlik ile “bireysellik” yer almaktadır.

Kişi içinde bulunduğu durumda boş zamanını nasıl değerlendireceğini bilmediğinde, can sıkıntısı, elverişli olmayan çevre/suça eğilim veya her ikisi birlikte suça yöneltebilir. Bu bağlamda, işsizler zamanlarının büyük bir bölümünü birlikte geçirdiklerinden grup dinamizminin riskine dikkatler çekilmelidir. Kolluk dosyalarında bu savları vurgulayan örneklere tanık olunmaktadır. Nitekim, işsizliğin yoğunluk gösterdiği 2003-2006 yıllarında genç erkeklerin iştirak halinde özellikle çete oluşturarak işledikleri mala karşı suçlar, kapkaççılık ile super-market ve banka soygunları artış göstermiştir.2 Bu olgular süregelmektedir. İşte nüfusun ufak bir oranı, esasında da bir alt-gruptaki genç erkekler, kolluk kayıtlarına geçen bu tür suçların büyükçe bir oranından sorumlu bulunmaktadır.

İşsizlik ve suçluluğun kökende aynı etmenlere dayalı olduğunu söylemek hiç de yadırganacak bir önerme değildir. Bu kişilerde genel eğitim ve sanat yetenekleri düşük olma yanında karakter zayıflığı da yer alabilmektedir.

Öte yandan, işsiz olanların sağlıkları da bozulmakta ve sonuçta bu kişilerin işsiz kalma riski sağlıklı işsiz insanlardan üç katı fazla olmakta ve kapıldıkları kısır döngüyü sürdürmektedirler.3 Bu anlatımın şematik gösterisine aşağıda yer verilmiştir.

Suç istatistiklerine göre, işsizler arasında suç işleme oranının genelde işsizlik yüzdesindeki artış oranında olmadığıdır. İşsizlerden suç işleyenlerin oranı düşükse de bunun devamlı bir olguya dönüşmesi riski yadsınamaz. Yalnız, işini kaybettikten sonra suç işleyenlere ait veri elde edilememiştir.

Ülke çapında ekonomik koşullar ile suçluluk arasındaki ilişkileri belirlemek üzere uzun zaman aralıklarına ilişkin veri mukayesesine olanak sağlayıcı şu modele yer verilmiştir:4

Bu modeldeki bağımsız değişkenlerden ekonomik büyüme, kişi başına düşen gayri safi milli hasılayı, ekonomik baskı, yüz bin erkek nüfusundaki işsizlik oranını, gelir eşitsizliği, gelir dağılımındaki eşitsizlik ve yoksulluğun yaygınlığını, ceza siyaseti, yüz bin nüfustaki cezaevi nüfus oranını, sosyal kontrol, yüz bin nüfustaki kolluk görevlisi sayısını ve “suç” terimi, kolluk güçlerince kayıtlara geçirilen tüm suçları karşılamaktadır.

Öte yandan, bu etmenler ile suç endeksi işlevini görecek otomobil hırsızlığı ve müessir fiil suçları arasındaki ilişkiyi belirlemek üzere aşağıda yer alan ekonomik büyüme modeli ile ekonomik stres modeli kurgulanmıştır.

Bu modellerde, ekonomik zenginlik ile suç olgusu arasında genelde pozitif bir korelasyona tanık olunurken, negatif korelasyon ekonomik durumdaki bozulmanın suçtaki artışla eşleştiğini göstermektedir: Ekonomik durum sağlıklı olduğunda, suç daha az işlenmektedir. Negatif korelasyon, suçun ekonomik gerileme nedeniyle artış gösterdiği yolundaki klasik görüşün dayanağını oluşturmaktadır.

M. Hough ve M.Sato, mevcut ekonomik durumun sosyal düzen üzerinde olumsuz etki yaparak suçların artması sonucu doğurabileceğine işaret ettiler.5 Mevcut ceza adaleti siyaseti, suça karşı baskıcı bir yaklaşımla, kolluk ve ceza sistemine fazlaca harcama yaparak düzen sağlama yöntemini benimsemiştir. Bu yöntem şimdiye kadar istenilen sonucu sağlayamadığından(!) kişilerde normatif uyum sağlama bilinci yaratılması rasyonel bir yaklaşım olacaktır. Kişiler normatif bir bilinçle hukuku doğru olduğu için benimsediklerinde suçlar da azabilecektir.

Kalkınmakta olan ülke (potansiyel) suçluları hakkındaki bilgiler, suçların net getirisinin çok az olması halinde de onların suç işlemeye meyilli olduklarıdır. Bu bağlamda suç mağdurlarının kendilerini suçtan koruyucu nitelikte alacağı tedbirlerin etkisi de sınırlı olacak; itiyadı suçlular güvenlik tesisine yapılan onca yatırıma karşın suç işlemek için kendi fırsatlarını yaratmaktan uzak kalmayacaklardır. Öte yandan, refah seviyesi yüksek olan ülke suçluları genelde fırsatçı nitelikte olduklarından potansiyel mağdurların kendilerini koruyucu gelişmiş önlemlerle, suçtan elde edilecek net geliri sınırlayarak potansiyel suçluların kararlarını etkiyebilmektedirler.

Bu bağlamda ekonomik baskı ve bunalım dönemlerinde kişilerin normal zamanlarda sarıldıkları sosyal güdü/tutumlarından uzaklaşarak, daha çok organik gereksinmelerini karşılayacak nesne ve durumlara yönelme sürecinde anti-sosyal tutum ve davranışlara yöneldikleri söylemek fazlaca abartılı bir önerme olmayacaktır. Bunalıma düşen kişinin durumu, nicedir yerde yürümüş, cambazlık eğitimi olmayan bir kişinin kendini birden bir ip üstünde bulmasına benzemektedir.

Yaşam Koşulları ve Stili

Her bilimsel uğraş veren kişinin bileceği üzere, iki faktör arasındaki bir korelasyon, sebep ve sonucun bir kanıtı olarak alınamaz. Nitekim, düşük sosyo-ekonomik statünün tek başına bir suçlu davranış nedeni olmadığı hususunda haklı nedenler vardır. Düşük sosyo-ekonomik statü daha ziyade diğer faktörle birleşerek bir suç kaynağı olarak işlev görebilmekte ve bu koşullar işlenen suçlarla karşılıklı olarak etkilenmektedirler. Aynı koşullar farklı kişilerde farklı etkiler yaratmakta; “yağı eriten de yumur- tayı katılaştıran da aynı ateştir” sözü bu bağlamda çok şey anlatmaktadır. Hiç kukusuz, suçlu davranış girift bir olguyu sergilemektedir.

Adalet İstatistiklerinde yayınlanan verilere göre, tüm suçluların, işledikleri suç ve aldıkları cezadan bağımsız olarak, yaşam koşulları düşük ise de genel nüfustakinden ne kadar düşük olduğu henüz saptanmış değildir. Bu amaçla hükümlü nüfusu ile genel nüfustakiler arasında işsizlik, okulu terk, sanat eğitimi, düşük gelir, hastalık durumu, bekar veya boşanmış, ölüm oranı gibi yaşam koşulları açısından karşılaştırmanın yapılması gerekmektedir.

Sosyologlara konu olan değişkenler arasında çok azı sosyo-ekonomik statü kadar tahmine esas olacak güçtedir. Faktörlerden gelir düzeyi, eğitim ve mesleğin oluşturduğu ilişkisel biçimin çeşitli alanlardaki insan davranışı ile yüksek derecede korelasyon içinde olduğu ve suç eylemleri alanının bir istisna olmadığı bilinmektedir. Ekonomik açıdan yoksul yörelerdeki çocuklar/gençler dört kat daha fazla sorunlu davranış sergileme riski altındadır. Keza, şiddetin egemen olduğu yörelerde, fakirlik, kötü yaşam koşulları ve yüksek işsizlik oranı on bir yaş ve üstü gençlerde şiddete eğilim riskini artırmaktadır (risk faktörleri). Yoksul kent yörelerinde özellikle şiddete yönelten mekanizmanın ne olduğu bilinmese de fakirlik ve kötü yaşam koşulları, sosyal ayrım ve fırsat yokluğunu içeren çoğulcu faktörler kümesi kaderci bir nitelik sergileyen gençlik gelişmesi ortaya çıkarabilir.6

Saldırganca Davranış

Beş yaşından sonra saldırganca davranış sergileyen erkek çocukların sorunlu davranışlar için oldukça daha fazla risk oluşturduğunu gösteren tutarlı kanıtlar vardır. Ayrıca hiperaktif veya utangaç olanlardan saldırgan olanları, suçluluk, uyuşturucu madde/ilaç suiistimali ve şiddete yönelim için yükselen bir risk oluşturmaktadırlar. Okulda yaramazlık, okuldan kaçma, derslere girmeme, kavga/suç işleme, akran zorbalığı gibi anti-sosyal davranış sergileyen çocukların ergenlik dönemlerinde daha ciddi sorunlu davranışlara girmesi oldukça yüksektir. Okuldaki başarısızlık bir bakıma sorunlu davranış habercisi olmaktadır.

Çocuk ya da ergen olarak, şiddetin hedeflerine ulaşmak için başarılı bir strateji olduğunu sık sık deneyimleyenler, bundan kısa süre sonra vazgeçmeyeceklerdir. Bireysel özellikler, saldırganlığı şiddetle takip etmede büyük bir etkiye sahiptir: Öğrenilmiş stratejiler, kültürel değerler7 ve başkalarına karşı tutumlar, aynı zamanda ilgili becerilerin genişliği ve risk alma istekliliği, düşük öz saygı veya dışa dönüklük gibi belirli kişilik özellikleri rol oynamaktadır.

Yaşam koşullarının çocuk suçluluğu üzerindeki etkisini koşullar toplamında sergilemek üzere aşağıda bir sosyalleşme modeline yer verilmiştir.8

Bu modelde görüleceği gibi doğduğumuz ve yetiştirildiğimiz yöredeki koşulları kontrol edemediğimiz gibi talihin bize gülmesini de sağlayamayız. Olanların çoğunun bizim seçimimizden ziyade şans eseri olduğu unutulmamalıdır. İyi bir ailesi olmak ve iyi bir toplumda yaşamak, iyi bir iklimde yaşamak (koruyucu faktörler), temiz hava, temiz su ile diğer fiziki kaynaklara sahip olmak kadar önemlidir.

Bu modele bakarak, aşağıdaki koşullardan bir veya birden fazlasıyla (risk faktörleri) karşı karşıya kalan çocukların ötekilerine göre suç işleme olasılığı fazla görülmektedir:9

  • Nispeten fakir ve yetersiz bir meskeni olan bir ailede dünyaya gelmek,
  • Tutarsızlık içinde ihtimam göstermeyen bir ebeveyni olmak,
  • Okulda dışlanmak veya okulu terk,
  • Aile içi şiddete tanık veya mağduru olmak,
  • Aile reisinin sıkça içsiz kalması veya nispeten kısıtlı bir geliri olması,
  • TV ve diğer ortamlar ile mahallesinde şiddet kültürü ile yaşamak.10

Sonuçta ortaya çıkan tabloya aşağıda şekillendirilmiştir.

Son dönemde art arda yaşanan gençlerin karıştığı cinayetler, toplumda büyük bir tepkiyle karşılanmış; çocukları/gençleri koruma siyaseti ve ceza adaleti sisteminin sorgulanmasına neden olmuştur.11 Sayın Adalet Bakanı Tunç, “Yeni düzenleme ile çocuk suçluluğu önlenecek (19/08/2025) vurgusunu yapmış ve yeni düzenlemede yasal değişikliklerin ana hatları şöyle sıralanmıştır:

· 15-18 yaş grubu için ceza indirimi oranlarının yeniden düzenlenmesi,

· Çocuklara ve bakıma muhtaç bireylere kötü muamelenin cezasının artırılması,

· Aile yükümlülüklerinin ihlali suçlarına yönelik yaptırımların güçlendirilmesi,

· Sosyal inceleme raporlarının çocuk davalarında zorunlu hale getirilmesi,

· Çocuk hükümlülerin yalnızca çocuk cezaevlerinde cezalarını infaz etmesi,

· Eğitim odaklı iyileştirme merkezlerinin devreye alınması,

· Tedbir kararlarını uygulamayan anne, baba ya da diğer sorumlular için caydırıcı yaptırımların öngörülmesi ve

· Kurumsal koordinasyon eksikliği nedeniyle kamu görevlilerinin ihmaline yaptırım getirilmesidir.

Bu konuda önemli olan benimsenen siyaset ve uygulamaların etkinlik derecesini ölçmektir. Klasikleşen cezai yaklaşımdan önce aşağıda sergilenen güvenlik birimlerine gelen veya getirilen suç işlemiş ve mağdur çocuklara uygulanan tretmanın etkinliğinin ölçülmesi ve neler yapılması gerektiği konusunda multidisipliner bir yaklaşım (kurumsal koordinasyon) öngörülmelidir.

İstatistiksel Görünüm

Ülkemizde 2023 yılında 179 bin olan suça sürüklenen çocuk sayısı 2024 yılında 202 bin 785'e yükseldi. Bu çocukların % 40,4'üne yaralama, % 16,6'sına hırsızlık, % 8,2'sine uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, satmak veya satın almak, % 4,6'sına tehdit, % 4,2'sine genel tehlike yaratan suçlar, % 26,0'ına ise bu nedenlerin dışında kalan diğer suçlar isnat edildi.

Seçilmiş geliş nedenlerinin yıllara göre sayısı, 2019-2023

Güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocukların % 45,2'sini mağdur çocuklar oluşturdu.

Suça sürüklenen çocuklara isnat edilen suç türü dağılımı (%), 2023

Not. Kullanılan verilerde bir çocuğa ait gerçekleşen her olay için ayrı kayıt bulunmaktadır. TUİK 2/08/2024

Cumhuriyet başsavcılıklarında soruşturma evresinde suça sürüklenen çocukların dosya ve suç sayıları, 2024

Toplam Geçen yıldan devir Yıl içinde açılan Karara ağlanan Gelecek yıla devir

Dosya 322 219 117 679 204 540 201 959 120 260

SSÇ 322 149 136 664 185 485 191 112 131 037

Suç 665 241 260 654 404 587 414 034 251 207

Cumhuriyet başsavcılıklarında suça sürüklenen çocuklar hakkında yıl içinde açılan dosya oranı (%) 2015-2024

2015 2016 2017 2018 2019 2020 2021 2022 2023 2024
Yıl içinde açılan 4,9 4,2 3,7 3,7 4,0 3,4 3,3 3,5 3,4 3,6

Cumhuriyet başsavcılıklarında yıl içinde açılan dosyalarda her 100 000 kişideki mağdur/müşteki ve şüpheli sayısı, 2015-2024

2015 2016 2017 2018 2019 2020 2021 2022 2023 2024

Mağdur/Müşteki 4 369 4 322 4 354 4 472 4 377 3 916 4 276 4 634 4 794 4 816

Şüpheli 6 038 6 198 6 563 6 650 6 452 5 907 6 453 6 944 6 966 7 204

Ceza mahkemelerinde suça sürüklenen çocuklar hakkında karara bağlanan dosya ve suç sayıları, 2024

Hükmün açıklanması Diğer

Toplam Mahkûmiyet Beraat geri bırakılması kararlar

Dosya 109 627 42 041 18 233 30 286 19 067
SSÇ 106 723 30 348 20 321 34 641 21 413
Suç 178 498 68 098 32 236 47 608 30 556

Bu tabloda sergilenen % 40,1 oranındaki beraat oranı oldukça düşündürücü bir nitelik sergilemektedir.

Ceza mahkemelerinde suça sürüklenen çocuklar hakkında mahkûmiyet karar türüne göre verilen dosya ve suç sayıları, 2024

Toplam Hapis Adli Para Tedbir Feri

Dosya 53 500 29 128 20 624 1 829 1 919

SSÇ 42 889 22 416 16 443 2 022 2 008

1/08/2025 tarihinde ceza infaz kurumlarındaki çocuk sayısı

Hükümlü 1 344

Tutuklu 2 973

Önleme Programları

Suç önleme programları, daha güvenli topluluklar yaratma yolundaki ortak çabanın temel taşıdır. Bu girişimler, suç faaliyetlerini azaltmayı, kamu güvenliğini artırmayı ve kişiler arasında bir güvenlik duygusu oluşturmayı amaçlayan çok çeşitli strateji ve faaliyetleri kapsamaktadır. Suç önleme programları sadece bir seçenek değil, aynı zamanda daha güvenli ve daha canlı topluluklar inşa etmek için bir zorunluluktur.

Bu bağlamda çocuk suçluluğunu önleme programları öncelik ve ağırlık kazanmalıdır. Nitekim İngiltere’de 8-17 yaş arası gençleri suçtan uzak tutmayı amaçlayan çeşitli önleme programları mevcuttur. Bu programlar yerel topluluklar içinde yürütülmekte, ebeveynleri ve aileleri de kapsayabilmektedir. Aşağıdaki durumlarda gençler bu programlara yerleştirilir:

  • Kollukla başları belaya girenler,
  • Suç işleme 'riski' altındakiler, ve
  • Antisosyal davranışlara karışanlar.

Programa katılım gönüllülük esasına dayalı olmakta; gençler genellikle polis veya gençlik suçluları ekibi tarafından bu programlardan birine gönderilmekte veya 'yönlendirilmektedir. Ancak bu yönlendirme bir öğretmen, sosyal hizmet uzmanı veya veli tarafından da yapılabilmektedir. Bu bağlamdaki değerlendirme, doğru program olduğundan emin olmaya yöneliktir.13

Bizler için önemli olan ülkemizdeki terapötik yaklaşım ve etkinliklerin(!?) ölçülmesidir. Bu amaçla aşağıdaki başarı faktörleri kullanılabilir:

• Riskli gençlerimizin okula devamlılığı ve başarısındaki artış,

• Ceza adalet sistemine giren sayısı ile mükerrir suçluluk oranında azalma,

• Gençler tarafından işlenen şiddet suçlarında azalma,

• Çocuklar, gençler ve aileler için uyuşturucu ve alkol bağımlılığı konusunda eğitim ve farkındalık
yaratma faaliyetlerinde artış, ve

• Yıllar itibariyle istatistiksel ortalama olan oranın altında bir düşüş sağlanmasıdır.

Özetle, suçlu çocukların koşulların ürünleri oldukları görebilmek önemlidir.14 Bizler çocukları yüksek standartta yaşamaya özendirirken, bunu sağlayıcı fırsatlar yaratılmadığında, kendileri bundan yoksun edilmiş duygusuna kapılarak ekseriya suçlu olabilmektedirler. İşte bu koşulların sergilediği çoğu suçlular için özenle tasarlanan sosyal programlarla iyileştirme çalışmalarına girişilmelidir.15 Aksi takdire, çalışmayan bir arabaya öfkelenmek gibi suçlu davranışa sahip olan çocuğa öfkelenmek /cezaevine göndermek de boşa enerji harcamaktır.16

Amaç değerimiz, gelişimle ilgili veya gelişimi destekleyen önleyici tedbirler, aile, okul ve yerel toplum bağlamında sistematik toplumsal eğitim ve öğretim biçimlerine dayanmalı ve olumsuz gelişmelere neden olan risk faktörlerini azaltmak ve koruyucu faktörleri güçlendirmek amacıyla farklı hedef gruplara (çocuklar, gençler, veliler, öğretmenler, toplumsal çevre ve tüm belediyeler) yönelik olmalıdır. Gençlik gelişiminin uygun noktalarında gençlik şiddetinin belirleyicilerini belirlemek ve ele almak önleme açısından önemlidir. Bu konuda riskli gruplara yapay zekâ destekli tahmin cetvelleri katkısı ile erken bir zamanda önleyici tedbirler alınması siyaseti benimsenmelidir.17

Prof. Dr. Mustafa Tören Yücel

--------------------

1 Eski Türklerde 1453-1559 yıllarında soygunlardaki artışın başlıca etmenin işsizlik ve yoksulluk olması hakkında bkz. M.Akdağ. Türkiye’nin İktisadi ve İçtimai Tarihi Cilt 2, Cem Yayınevi 1974, ss.457-474; N.Cömertler ve M. Kar. “Türkiye’de Suç Oranının Sosyo-Ekonomik Belirleyicileri: Yatay Kesit Analizi” SBF Dergisi, 62(2) Nisan-Haziran 2007, ss.58; N.Yamak ve F.Topbaş.” Suç ve İşsizlik Arasındaki Nedensellik İlişkisi” 14.İstatistik Araştırma Sempozyumu (5-6 Mayıs 2005, Ankara) ss.705-715. İlgileşim, nedenselliği kanıtlamaz (correclation does not prove causality). Türkiye, genç işsizlik oranı ile Avrupa'da 14. sırada yer aldı. Türkiye'deki genç işsizlik oranı %14,9 seviyelerinde bulunuyor. Bu durum, gençlerin iş gücünün değişmesi ve istihdam edilebilirliklerinin durumunu göstermektedir. COVID-19 salgını ile daha karamsarlaşan bu tablo ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin sayısını %27.1’e çıkarmıştır (Kasım, 2020): TÜİK işgücü istatistikleri, hane halkı anketi ve ILO hesaplamaları ile elde edilmiş rakamlardır. Ayrıca bkz. Murat Muratoğlu. “Saatli bomba işsizlik! Tik tok tik tok…” Nefes (31/07/2025)

2 İlkay Nadir. “Gençlik Çeteleri ve Genç Suçluluğu Arasındaki İlişki Üzerine Bir İnceleme” TBB Dergisi 2022 (159) ss.155-184. Daltonlar suç örgütünün 15-20 yaş arası gençleri tuzağına nasıl düşürdüğü bkz. “Daltonlardan Gençlere Lüks Hayat Tuzağı” Hürriyet, (21/08/2025), s.10. Daltonlar iddianamesi 1718 sayfalık-şüpheli sanık sayısı 105, 74’ü tutuklu.

3 Council of Europe. Effects of Long-Term Unemployment on Health, Strasbourg 1987, p.24; Sağlığın geliştirilmesi bağlamında zenginliğin sağlık ve sağlığın da zenginlik getirdiği konusunda fazlaca kanıt vardır. Ayrıca bkz. N.Kunter. ‘Türkiye’de Suçluluğun İçtimai Amilleri” Ank. HFD. C.VII, 1951, ss.101-104; E.A.Güvel. Suç ve Ceza Ekonomisi, Roma Yayınları, Ankara, 2004, s.62.

4 Council of Europe. Economic Crisis and Crime, Strasbourg 1985, p.63.

5 M.Hough ve M.Sato(eds) . Trust in justice: Why it is important for criminal policy and how it can be measured: final report of the Euro-justis Project , Institute for Criminal Policy Research:Birkbeck, University of London, 2011.

6 Bkz. Council of Europe.The Protection of Youth Against Physical and Moral Danger Strasbourg, 1990; Shaw, M. Gençlere Yatırım-Suçun Önlenmesi ve Mağduriyete Uluslararası Yaklaşımlar (Çev. İ.Uğurlu) Emniyet Genel Müdürlüğü Yayın no.426, Ank., 2007, s.26. Sosyologlar mevcut suçluluk teorilerini rafine ederken yenilerini de geliştirmektedirler. Sosyologlar nihayet suçu salt en yakın sosyal çevresel faktörlerle açıklanamayacağını anlamaya başladılar. Ek olarak, sosyologlar, biyoloji, psikoloji ve diğer teorilerdeki değişkenleri de göz önüne alma gereğini gördüler (Çoğulcu faktörler teorisi). Suçun tüm faktörler arasında var olan karmaşık ilişkiler dokusunda gelişen bir davranış olmasıdır. Kişisel vasıflar, örneğin zekâ, dürtüsellik ve huzursuzluk (diken üstünde olmak) bu türdendir (Yazarın notudur).

7 Suç örgütlerinin, aldıkları cezalar düşük olduğu için yaralamadan hırsızlığa birçok suç türünde artık çocukları kullandıkları biliniyor. Gökçer Tahincioğlu. Çam ağaçları ve yılbaşı bilmeyen mahpus çocuklar T24 28/12/2924; “Toplumsalın belirlediği arzular tetiklenmekte ve bu da tüfek ve tabancaların tetiklerinin çekilmeye başlamasıyla görünür hale girmektedir. Bu tür davranış ve suç işleme biçimlerinde yaptıklarını kendi arzuları sanan genç çocukların arzuları kültürel değerlerle birlikte oluşmaya başlamıştır. Bu gençler bu değerlere boyun eğmektedirler. Arzularını dışarıdan, toplumsal alanın yeni kültüründen alan genç delikanlılar, zaten hayattan fazla bir şey beklemedikleri için, hayata tutunma ve tırmanma aracı olarak suç örgütlenmelerini kendilerine yakıştırmaya başlamaktadırlar”. Ali Akay. “Duyguların yapısal oluşumu” T24 (27/09/2024).

8 ABD Teksas Gençlik Komisyonunca oluşturulan Çocuk Suçluluğunu Önleme Birimince çocuk suçluluğunu önleme programları ile çocuk gelişimi, ergenlik ve aile sorunları üzerine araştırmalar için sağlanan bilgi için bkz. <www://tyc. state. tx.us/prevention/>; Çocuk Suçluluğunun Önlenmesi için Birleşmiş Milletler (Riyad) Rehber İlkeleri (1990); geleceğin suçlusunu yetiştirmek üzere 1) Küçükken çocuğa istediği her şeyin verilmesi; 2) Kötü sözler söylediği zaman gülünmesi; 3) Ona düşünme ve aklını kullanmasının hiç öğretilmemesi; 4) Oynayıp bıraktığı şeyin kaldırılması gibi her şeyin onun niçin yapılması; 5) Önünde anne-babanın sık sık kavga etmesi; 6) İstediği kadar harçlık verilmesi; 7) Yiyecek, içecek ve konforla ilgili tüm isteklerinin yerine getirilmesi; ve 8) Ötekilere karşı daima onun tarafında olunması yeterli görülmektedir. Bkz. “Suçlu yetiştirmenin kolay yolu” Sabah (28/05/1994). BETAM’ın yayınladığı 2016 yılı verilere göre, 7,5 milyon çocuk “şiddetli maddi yoksunluk” içinde yaşıyor (21/04/2018). Ayrıca bkz. S.R.Şirin. Yetişin Gençler, Doğan Kitap, 2020. Mustafa T. Yücel. “İngiltere ve Gal`da Aile Birliğinin Muhafazası, Çocuk Suçluluğu ve Korunmaya Muhtaç Çocuklara Yöneltilmiş Sosyal Nitelikteki Ferdi Önleme Tedbir ve Metotları”, Adalet Dergisi, 1968, Sayı.11-12, ss. 631-644. İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi. Çocuk Yargılaması ve Türk Çocuk Ceza Adaleti, 2019.

9 Kişilerdeki sorunlu davranışlar ve suçlu davranış gelişimi ekseriya risk ve koruyucu faktörler arasındaki etkileşim işlevi olarak görülmektedir. Yalnız bir şeyin risk faktörü olması istenilmeyen sonucun kaçınılmaz olduğu anlamına gelmeyip; yalnızca, olasılık derecesi faktörün var olmamasından daha büyüktür. Risk ve koruyucu faktörler, istenilmeyen sonuçlar olasılığını değiştirmek üzere kendilerine odaklanılması için belirlenmelidirler. “Öğrendiğime göre; bugün 19 yaşındaki saldırgan Yunus Emre Geçti, Maltepe ve Ümraniye cezaevlerinde kalmış bir süre. İlk suç kaydı 2021. Yani, yasalara göre o tarihte “suça sürüklenen çocuk” kategorisindeymiş. O ilk suçları ise silah bulundurma, gasp ve cinsel saldırı. Bu suçlardan tutuklandı mı, henüz bilinmiyor”. Barış Pehlivan. “Size bunları anlatmıyorlar” Cumhuriyet (25/09/2024).

10 “Toplumsalın belirlediği arzular tetiklenmekte ve bu da tüfek ve tabancaların tetiklerinin çekilmeye başlamasıyla görünür hale girmektedir. Bu tür davranış ve suç işleme biçimlerinde yaptıklarını kendi arzuları sanan genç çocukların arzuları kültürel değerlerle birlikte oluşmaya başlamıştır. Bu gençler bu değerlere boyun eğmektedirler. Arzularını dışarıdan, toplumsal alanın yeni kültüründen alan genç delikanlılar, zaten hayattan fazla bir şey beklemedikleri için, hayata tutunma ve tırmanma aracı olarak suç örgütlenmelerini kendilerine yakıştırmaya başlamaktadırlar”. Ali Akay. “Duyguların yapısal oluşumu” T24 (27/09/2024). İskender Öksüz. “Mahallenin Namusu” Taraf (22/08/2025).

11 CAS’ta sanığı ya da daha önemlisi suçluyu “anlamak” üzerine bir eğitim ve deneyimimiz yoktur. İnsandan soyutlanmış bir hukuk eğitimi ardından hâkim olarak çalışmaya başladığımızda da “sanığı yargılamaya” odaklanmış CAS’ta buluyoruz kendimizi. Hukuk eğitiminde kriminoloji ve adalet psikoloji halen seçimlik dersler arasında yer almaktadır(!) Prof. Füsun Sokullu, “Ceza Hukukunun Kriminoloji, Psikoloji ve Sosyoloji bilmeden eksik olacağını Dönmezer’den öğrendim.” diyor. Hans-Heinrich Jescheck, “Kriminolojisiz ceza hukuku kör, ceza hukuksuz kriminoloji ise sınırsızdır.” Ayrıca bkz. Anayasa Mahkemesi Esas Sayısı: 2013/14, Karar Sayısı 2013/56 Karar Günü: 10/04/2013-İlke vazeden bir kararı. Ayrıca bkz. Bakanlıktan mahkemeye istismar dersi” Hürriyet (23/10/2023) s.3: Üvey babası tarafından 2014-2016 yılarında cinsel istismara uğrayan 12 yaşındaki kızın 2020 yılında şikâyette bulunması ve olayı kimseye duyurmaması nedeniyle ilk derece mahkemesinin mahkûmiyet kararının bölge mahkemesince bozularak sanığın beraatı ve tahliyesine karar vermesi(!?)

13 Home Office. Preventing youth violence and gang involvement-Practical advice for schools and colleges; London Borough of Hammersmith & Fulham-Youth Crime Prevention Strategy-2022-2027.

14 “Toplum içinde gençlerin suç işlemesini azaltma yolları vardır. İlk yapılacak iş gençleri sokaktan kurtarmaktır. Başıboş dolaşan gençlerin suç işleme olasılığı yüksektir. Çünkü sokak, yapacak işi olmayan genç için ayartıcı bir ortamdır; boşta gezen genci de denetlemek kolay değildir. Gençlerin yoldan çıkmasını önlemek için birçok Batı ülkesinde, örneğin İsveç’te sokaklardan gençler toplanmaktadır. Ancak bu polis zoruyla değil, bu işle görevli sosyal hizmet uzmanlarınca yapılmaktadır. Bu uzmanlar gençleri belli eğitim merkezlerine, işliklere ve spor yapılan alanlarına yöneltmektedir. Böyle bir yaklaşım ancak gençler için boş zamanları değerlendirmeye yarayan eğitim merkezleri varsa sonuç verir. Geçmişte ülkemize özgü böyle kurumlar vardı. Halkevleri bizim kendi öz buluşumuzdu. Buralarda gençler spor, müzik, tiyatro, folklor çalışmalarına katılır, kitaplıktan yararlanırdı. Halkevleri genç, yaşlı herkesi kaynaştıran merkezdi ve önemli bir toplumsal işlev görüyorlardı.” Atalay Yörükoğlu. Gençlik Çağı/Ruh Sağlığı ve Ruhsal Sorunlar, Özgür Yayınları, İstanbul, 2000, 11. baskı, s.332 vd.

BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde (ÇHS), Devletin suçlu çocuklara yaklaşımı, suçluluğu önlemeye yönelik olması ve çocukların ceza adaleti sisteminden bütünüyle başka bir yöne yönlendirilmesi; çocuğun tutuklanması, alıkonulması veya hapsini ancak en son (ultima ratio) başvurulacak bir tedbir olarak düşünülmesi ve uygun olabilecek en kısa süre ile sınırlandırılması öngörülmüştür.

15 United Nations Guideliness for the Prevention of Juvenile Delinquency (The Riyadh Guideliness), adopted by the General Assembly on 14 December 1990 (Resolution 45/112)-Çocuk Suçluluğunun Önlenmesi Hakkındaki Birleşmiş Milletler Rehberi, çocukların hukukla ihtilafa girme öncesindeki evreyi kapsamaktadır. Ayrıca bkz. Gamze Akkuş İzgeldi. Suça Sürüklenen Çocuklar Raporu (2017-2021): Güvenlik Birimlerine 5 Yılda 2 Milyon 393 Bin 325 Çocuk Getirildi! Young People and Violence Prevention Youth Policy Recommendations, edited by Gavan Titley, Council of Europe Publishing. Centre for the Prevention of Youth Crime (ed.). Prevention of Youth Crime in Germany: Educational Strategies Trends, Experiences and Approaches, 2004.

16 Bkz. Mustafa T. Yücel. “7 Suçların Önlenmesi” Kriminoloji, Ank., 6. Bası, 2025.

17 John J. Wilson. U.S. Department of Justice. Predictors of Youth Violence, Juvenile Justice Bulletin, April 2000. Tahminde yer alan başlıca faktörler aşağıda sıralanmıştır:

Akranla ilişkili faktörler: Suçlu akranlar ve çete üyeliği.

Topluluk ve Mahalleye Özgü Faktörler: Yoksulluk, uyuşturucu ve ateşli silahların bulunabilirliği, suça karışan mahalledeki yetişkinler, şiddete ve önyargıya maruz kalma,

Bireysel: 10, 14 veya 16 yaşlarında hiperaktivite veya dikkat eksikliği olanların 18 yaşında şiddet davranışı gösterme riskinin artması,

Aile: Çocukların 10 yaşındayken ebeveynlerin şiddete karşı olumlu tutumları, bunların 18 yaşına geldiklerinde şiddete başvurma riskini iki katından fazla artırması,

Yoksulluk da dahil olmak üzere toplumsal faktörler