"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/4765
Karar No : 2025/1828
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Av. ...
MÜDAHİLLER(DAVALI YANINDA) : 1- ...
VEKİLİ : Av. ...
2- ...
İSTEMİN_KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, İstanbul Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 12/06/2017 günü geçirmiş olduğu anjiyo işlemi esnasında sağ gözünün görme yetisini kaybetmesinde davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen zarara karşılık 50.000,00 TL maddi ve 200.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; sunulan sağlık hizmetinin tıp kurallarına uygun olduğuna dair anılan Adli Tıp Kurumu raporu ve sağlık hizmetinin gereği gibi sunulmadığını ortaya koyan başkaca somut bir bilgi ve belgenin dosyada yer almaması dikkate alındığında, tazminat talebine esas dava konusu olayda idarenin hizmet kusuru bulunmadığından maddi tazminat talebinin kabulüne olanak bulunmadığı, öte yandan, hizmetin yürütülmesinde sağlık personeline atfedilebilen somut bir kusur tespit edilmemekle beraber yürütülen kamu hizmetinin sonucu itibarıyla bir zarara yol açması, meydana gelen zararın doğrudan hastanın anatomik yapısından veya hizmet dışı etkenlerden kaynaklandığının açıkça ortaya konulamaması, ayrıca tıbbi müdahalede gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği yönündeki endişe ve şüphelerin giderilememesi hususları dikkate alındığında, olayda manevi tazminat ödenmesini gerekli kılan şartların oluştuğu, olayın oluş şekli, zararın niteliği, nefes darlığı ve baş ağrısı şikayetiyle hastaneye başvuran ilgilinin sağlık hizmeti sonucu belirli bir oranda vücut fonksiyonunun geri dönüşü olmayacak şekilde hasara uğraması nedeniyle duyduğu acı, üzüntü ve ruhsal sıkıntılarının kısmen de olsa dindirilmesi için takdiren 200.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davacının maddi tazminat isteminin reddine, 200.000,00 TL manevi tazminat isteminin ise tamamının kabulüne ve davalı idareye başvuru tarihi itibarıyla hesaplanacak olan yasal faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; Mahkeme kararının redde ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun olduğu, Mahkeme kararının kabule ilişkin kısmına yönelik davalı idarece yapılan istinaf başvurusunun irdelenmesine gelince, Adli Tıp Kurumu raporundaki saptamalar esas alındığında davacının sağ gözünün görme yetisini kaybetmesinde tazmin borcu doğuracak herhangi bir hukuksal sorumluluk (kusurlu ve/veya kusursuz sorumluluk hali vb) sebebinin bulunmadığı, davalı idare aleyhine manevi tazminat ödenmesine karar verilmesinin yerinde görülmediği, öte yandan, dosya kapsamında bulunan ve davacı tarafından imzalanmış aydınlatılmış onam-rıza belgelerinde, davacı hastaya uygulanacak operasyonun ne olduğunun, alternatif tedavi yöntemlerinin bulunup bulunmadığının, yapılan ameliyatın yaratabileceği muhtemel komplikasyonların (riziko) ve uygulanan operasyonun/tedavinin yaratacağı risklerin neler olduğunun açıkça yazıldığı, bu haliyle anılan onam belgelerinin mevzuatında belirtilen kriterlere uygun düzenlendiği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun reddine, davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kabule ilişkin kısmının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, kendisi tarafından imzalanmış onam belgesinin bulunmadığı, babasına ne olduğunu bilmediği bir belgenin operasyon devam ederken imzalatıldığı, doktorların isteği üzerine ameliyat öncesi kanama kontrolünü sağlamak adına anjiyo işleminin yapıldığı ve sonucunda görme yetisini kaybettiği, manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, işlemi yapan doktorların müdahale talebinin kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğu iddialarıyla temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare ve müdahiller tarafından davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kısmen kabulü, kısmen reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının nefes alma güçlüğü ve baş ağrısı şikayetiyle 09/06/2017 tarihinde başvurduğu İstanbul Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılan tetkik ve muayeneler neticesinde, sinüslerinde tümör olduğu ve operasyon yapılarak alınması gerektiğinin tespit edildiği, davacının ameliyatına karar verildiği ve operasyon esnasında yoğunluk arz edecek herhangi bir kanamaya sebebiyet verilmemesi için operasyon öncesi müdahale edilecek bölgeyle doğrudan irtibatlı damarlarda kan akışının azaltılması/kesilmesi amacıyla anjiyo (embolizasyon) yapılması yönünde ilgili hekimlerce karar alındığı, 12/06/2017 tarihinde davacıya embolizasyon işlemi uygulandığı, akabinde davacının sağ gözünde görme kaybı olduğu yönündeki şikayeti üzerine yapılan tetkikler sonucunda sağ gözünde görme kaybı tespit edildiği ve davacının sevk edildiği Kartal Dr. Lüfti Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hiperbarik oksijen tedavisi uygulanarak taburcu edildiği, sonrasında davacı tarafından uygulanan tetkik tedavi ve operasyonun hatalı olduğu, operasyonu yapan doktor ve personelin kusurunun bulunduğu ileri sürülerek meydana gelen zararın tazmini istemiyle 31/05/2017 tarihinde Sağlık Bakanlığına başvuru yapıldığı, başvurunun reddi üzerine de bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, davalı idarenin hizmet kusuru bulunup bulunmadığı hususunun tespiti amacıyla Adli Tıp Kurumu 7. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan ... tarih ve ... karar sayılı raporda özetle; "...Kişiye konan juvenil nazofarengeal anjiyofibrom tanısının doğru olduğu, bu tür kitlelerin ileri derecede vasküler (damarsal) yapıları nedeni kanama risklerinin yüksek olduğunun bilindiği, bu nedenle ameliyat öncesi embolizasyon uygulanmasının tedavi seçeneklerinden biri olduğu, kişiye yapılan embolizasyon işleminin endikasyonunun mevcut olduğu, yapılan işlemin tekniğinin tıp kurallarına uygun olduğu, işlem sonrası kişide sağ santral retinal arter tıkanması nedeni ile görme kaybı geliştiği, bunun anjiografi rezolüsyonu (çözünürlüğü) dahilinde görülemeyecek kadar küçük kollateraller üzerinden partiküllerin istenmeyen embolizasyonu nedeni ile meydana gelmiş bir komplikasyon olarak değerlendirildiği, kısa sürede durumun fark edilerek konsültasyonların istendiği, konsültasyonlar doğrultusunda gerekli tedavilerin (antikoagülan tedavi, hiperbarik oksijen tedavisi) uygulandığı, komplikasyon yönetiminin uygun olduğu, dolayısı ile Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde kişiye yapılan tüm girişimlerin tıbbın kabul görmüş genel ilke ve kurallarına uygun olduğu, söz konusu sağlık hizmetini sağlık personeli aracılığı ile yürüten idareye atfı kabil bir kusur bulunmadığı..." yönünde görüş belirtilmiştir.
İdare Mahkemesince anılan rapor hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş, temyize konu karar ile de davacının istinaf başvurusu reddedilmiş, davalının istinaf başvurusu kabul edilerek kabule ilişkin kısım kaldırılmış ve davanın reddine karar verilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
İdare kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Yasalarla kendisine verilen ve yapmakla yükümlü bulundukları kamu görevlerini yapmayan veya gereği gibi yerine getirmeyen idarelerin, bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi suretiyle hizmetin kötü veya geç işlemesi, gereği gibi işlememesi veya hiç işlememesi ve bu yüzden bir zarara sebebiyet yerilmiş olması, idarelere meydana gelen zararın tazmini sorumluluğunu yüklemektedir. İdare Hukuku öğretisine göre, tazminat davalarında idarelerin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek için ortada bir zararın bulunması ve bunun idarelere yüklenebilen bir işlem veya eylemden doğması bir başka deyişle zararla idari faaliyet arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Anlaşılacağı üzere idarenin kamu hizmetinin yürütülmesinden doğan zarardan sorumlu tutulmasını gerektiren kuramlardan birisi hizmet kusurudur. Genel olarak hizmet kusuru bir kamu hizmetinin kuruluş ve işleyişindeki aksaklık ve bozukluğu ifade etmektedir.
İdarenin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek için, ortada bir zararın bulunmasının yanında, bunun idareye yüklenebilen bir işlem veya eylemden doğması, başka bir deyişle zararla idari faaliyet arasında nedensellik bağının kurulabilmesi gerekir. Zararla idari faaliyet arasında nedensellik bağının bulunmaması, zararın idari faaliyetten doğmadığını gösterir. Zararın oluşmasında zarara uğrayanın ya da üçüncü kişinin kusurunun bulunması halinde ise idarenin tazmin sorumluluğunun ortadan kalkacağı ya da kusur ölçüsünde azalacağı açıktır.
Öte yandan, manevi tazminat, patrimuanda meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı değil, tatmin aracıdır. Olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar. Belirtilen niteliği gereği manevi tazminatın zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekmekte ise de tam yargı davalarının niteliği gereği olarak da takdir edilen miktarın aynı zamanda idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak bir oranda olması gerekmektedir.
İdarenin, sunduğu sağlık hizmetinden sorumluluğu noktasında, maddi tazminat talepleri için tıbbi uygulama neticesinde meydana gelen zarar ile idarenin eylemi arasında doğrudan illiyet bağının varlığı gerekli ise de, manevi tazmin noktasında böyle bir gereklilikten söz edilemez. Manevi tazminata hükmedilebilmesi için sunulan sağlık hizmeti sırasında oluşan bir takım eksiklikler ve aksaklıklar yeterli görülmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
A) Temyiz İstemine Konu Kararın Davacının Maddi Tazminat İsteminin Reddine Yönelik Kısmının İncelenmesi:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın anılan kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
B) Temyiz İstemine Konu Kararın Davacının Manevi Tazminat İsteminin Reddine Yönelik Kısmının İncelenmesi:
Yukarıda bahsi geçen Adli Tıp Kurumu raporunda komplikasyon yönetiminin uygun olduğu, dolayısıyla ilgili hekim veya personelin tüm girişimlerinin tıbben kabul görmüş genel ilke ve kurallarına uygun olduğu, ilgililere atfı kabil bir kusur bulunmadığı yönünde görüş bildirildiği gözetildiğinde maddi tazminata hükmedilmesi koşulları oluşmamıştır.
Öte yandan, bütün hekimlik uygulamalarının hastalar yönünden belirli bir risk oluşturduğu, bu risklerin hekimlik uygulamalarının doğasından kaynaklanmakta olduğu ve büyük kısmının hekim tarafından gerekli dikkat ve özen gösterilmiş olsa bile kaçınılmaz nitelik taşıdığı, hekimin, tıbbi girişimi bilim ve meslek kurallarına uygun ve özenle yerine getirdiği takdirde ortaya çıkan komplikasyonlardan ya da istenmeyen durumlardan dolayı sorumlu tutulamayacağı, bunun yanında Anayasa'nın 56. maddesi hükmü uyarınca sağlık hizmetlerinin yürütülmesinin Devlet’e bir görev olarak yüklendiği, idari sorumluluğun genel şartları olarak, “bir zararın varlığı”, “zararı doğuran işlem veya eylemin idareye yüklenebilir olması” ve “zarar ile idari olgu arasında nedensellik bağının bulunması" şeklinde sıralanabilecek koşulların birlikte ve bir bütün olarak gerçekleşmiş olması koşuluyla idarenin sorumluluğu yoluna gidilebileceği, hastanın, kamu hizmetinden yararlanan bir kişi olarak kendisine sunulan sağlık hizmetinden dolayı zarar görecek olursa, Devlet veya ilgili kamu tüzel kişisi aleyhine İdare Hukuku esaslarına göre dava açabileceği kuşkusuzdur.
Uyuşmazlıkta, Adli Tıp Kurumu raporunda her ne kadar komplikasyon yönetiminin uygun olduğu, dolayısıyla ilgili hekim veya personelin tüm girişimlerinin tıbben kabul görmüş genel ilke ve kurallarına uygun olduğu, ilgililere atfı kabil bir kusur bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiş ise de kamu hizmetinin sonucu itibarıyla bir zarara yol açması, meydana gelen zararın doğrudan hastanın anatomik yapısından veya hizmet dışı etkenlerden kaynaklandığının açıkça ortaya konulamaması, ayrıca tıbbi müdahalede gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği yönündeki endişe ve şüphelerin giderilememesi hususları dikkate alındığında, olayda manevi tazminat ödenmesini gerekli kılan şartların oluştuğu sonucuna varılmış olup, olayın oluş şekli, zararın niteliği, nefes darlığı ve baş ağrısı şikayetiyle hastaneye başvuran ilgilinin sağlık hizmeti sonucu belirli bir oranda vücut fonksiyonunun hasara uğraması nedeniyle duyduğu acı, üzüntü ve ruhsal sıkıntılarının kısmen de olsa dindirilmesi için duyulan elem ve ızdırabın kısmen de olsa karşılığı olarak makul bir oranda manevi tazminata hükmedilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, temyize konu kararın manevi tazminat isteminin reddine yönelik kısmında hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan işbu bozma kararı üzerine, davacının son durumu hakkında sağlık raporu alınarak görme kaybının tüm vücut üzerinde yarattığı fonksiyon kaybı oranı tespit edilmeli, raporun sürekli olup olmadığı irdelenerek manevi tazminata hükmedilmelidir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kısmen KABULÜNE, kısmen REDDİNE,
2. Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının maddi tazminata yönelik kısmının ONANMASINA, manevi tazminata yönelik kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 25/03/2025 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.





