T.C.
YARGITAY
11. CEZA DAİRESİ
E. 2024/557
K. 2024/11499
T. 14.10.2024

DOLANDIRICILIK SUÇU ( Taraflar Arasında Eskiye Dayalı Bir Ticari İlişki Olup Olmadığının Araştırılması Kredi Kartı İle Yapılan Ödemelerin Belirlenmesi İçin Şikâyetçi Adına Kayıtlı Kredi Kartları Tespit Edilerek Hesap Ekstrelerinin Temin Edilmesi Suça Konu Bonoların İcra Takibine Konu Edilip Edilmediğinin Sorulması Taraflar Arasında Mevcut Olması Halinde İcra Dosyalarının Getirtilip İncelenmesi Suretiyle Sonuca Gidilmesi Gereği )

TARAFLAR ARASINDA TİCARİ İLİŞKİ OLUP OLMADIĞININ ARAŞTIRILMASI ( Dolandırıcılık - Şüphelinin Şikâyetçi İle Ticari İlişkilerinin Bulunduğunu Bonoların Dayanağını Teşkil Eden Malları Önceden Teslim Ettiğini Beyan Etmesi Karşısında Taraflar Arasında Eskiye Dayalı Bir Ticari İlişki Olup Olmadığının Araştırılması Gerektiği )

BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ ( Şüpheliye Ait Ticari Defter ve Belgeler Üzerinde Bilirkişi İncelemesi Yaptırılması Gereği )

5271/m.160,172,173

ÖZET: Şikâyetçinin toptan giyim eşyası satın almak üzere tekstil işiyle uğraştığını söyleyen şüpheliye toplam 10 adet bonoyu keşide ederek teslim ettiği halde, şüphelinin aracından farklı modellerde ürünler getireceğini söyleyerek bonoları da alıp şikâyetçinin yanından ayrıldığının ve geri dönmediğinin iddia olunması üzerine yürütülen soruşturma kapsamında; şüphelinin savunmasında, şikâyetçi ile ticari ilişkilerinin bulunduğunu, bonoların dayanağını teşkil eden malları önceden teslim ettiğini, şikâyetçinin önceki tarihlerde yaptığı alışverişler karşılığında da kendisine ait kredi kartı ile ödeme yaptığını beyan etmesi karşısında; şüphelinin ifadesi doğrultusunda şikâyetçinin ayrıntılı şekilde beyanına başvurulması, şüphelinin tekstil işiyle uğraşıp uğraşmadığının, taraflar arasında eskiye dayalı bir ticari ilişki olup olmadığının araştırılması, kredi kartı ile yapılan ödemelerin belirlenmesi için şikâyetçi adına kayıtlı kredi kartları tespit edilerek hesap ekstrelerinin temin edilmesi, suça konu bonoların icra takibine konu edilip edilmediğinin sorulması, taraflar arasındaki menfi tespit davasına ilişkin dava dosyası ile mevcut olması halinde diğer icra dosyalarının getirtilip incelenmesi, bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosyaya eklenmesi, şüpheliye ait ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra sonucuna göre bir değerlendirme yapılması gerekir.

DAVA : Ordu Cumhuriyet Başsavcılığının, 13.07.2023 tarihli ve 2023/6667 Soruşturma, 2023/3075 Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Ordu 1. Sulh Ceza Hakimliğinin, 01.08.2023 tarihli ve 2023/1620 Değişik İş sayılı kararının, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 271/4. maddesi uyarınca kesin nitelikte olması sebebiyle karar tarihi olan 01.08.2023'te kesinleştiği belirlenmiştir.

Adalet Bakanlığının, 5271 Sayılı Kanun'un 309/1. maddesi uyarınca, 02.01.2024 tarihli ve 2023/25236 Sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 18.01.2024 tarihli ve KYB-2024/4376 Sayılı Tebliğnamesi ile soruşturma dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

KARAR : I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 18.01.2024 tarihli ve KYB-2024/4376 Sayılı kanun yararına bozma isteminin;

"5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun'un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun'un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun'un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla soruşturmanın genişletilmesine karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,

Dosya kapsamına göre, müşteki vekili şikayet dilekçesinde özetle, şüpheli ... ile müvekkilinin buluştuklarını, şüphelinin toptan giyim eşyası satmak vaadiyle müvekkilinden her biri 10.000 TL olacak şekilde 10 adet sıralı bono aldığı, bonoları aldıktan sonra farklı çeşitlerde ürün getireceğini söyleyerek müvekkilinin yanından ayrıldığını ancak tekrar müvekkilinin yanına dönmediği gibi telefonlarına da cevap vermemesi nedeniyle şikayetçi olmaları üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, Ordu Cumhuriyet Başsavcılığınca, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hukuki ihtilaf niteliğinde olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; şüpheli ile müştekinin arasındaki ilişkilerin ve iddia konusu bono karşılığında müştekiye bir mal veya hizmet alınıp alınmadığının, sonrasında anılan bonoların icra konusu edilerek müşteki aleyhine icra takibi yapılıp yapılmadığı ve benzeri hususların araştırılarak soruşturmanın bir bütün halinde değerlendirilip sonucuna göre işlem yapılması gerekirken, bahsedilen suçun işlendiğine dair şüpheli hakkında kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşması halinde, dosyanın uzlaştırma işlemleri yapılmak üzere Uzlaştırma Bürosuna gönderilerek, sonucuna göre şüphelinin hukukî durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz üzerine, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir."

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

1. 5271 Sayılı Kanun‘un 160. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında; Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlayacağı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlü olduğu belirlenmiştir.

2. 5271 Sayılı Kanun'un, “Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar” başlıklı 172/1. maddesi;

“(1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.

...“

Şeklinde düzenlenmiştir.

3. 5271 Sayılı Kanun'un, “Cumhuriyet savcısının kararına itiraz” başlıklı 173. maddesinin inceleme konusu ile ilgili olan birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarında;

“(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.

(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.

(3)(Değişik: 18.6.2014-6545/71 md.) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.

(4) (Değişik: 25.5.2005 - 5353/26 md.) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.

...“

Hükümleri yer almaktadır.

4. Kanun‘da yer alan düzenlemelerden de görüleceği üzere; Cumhuriyet savcısı, suçun işlenip işlenmediğinin tespiti bakımından hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamalı, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açmalı, aksi halde 5271 Sayılı Kanun'un 172. maddesi gereğince kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vermelidir.

5. Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen Sulh Ceza Hakimliği, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.

6. Bu kapsamda inceleme konusu soruşturma dosyası değerlendirildiğinde; şikâyetçinin toptan giyim eşyası satın almak üzere tekstil işiyle uğraştığını söyleyen şüpheliye her biri 10.000,00 TL bedelli olmak üzere toplam 10 adet bonoyu keşide ederek teslim ettiği halde, şüphelinin aracından farklı modellerde ürünler getireceğini söyleyerek bonoları da alıp şikâyetçinin yanından ayrıldığının ve geri dönmediğinin iddia olunması üzerine yürütülen soruşturma kapsamında; şüphelinin savunmasında, şikâyetçi ile ticari ilişkilerinin bulunduğunu, bonoların dayanağını teşkil eden malları önceden teslim ettiğini, şikâyetçinin önceki tarihlerde yaptığı alışverişler karşılığında da kendisine ait kredi kartı ile ödeme yaptığını beyan etmesi karşısında; şüphelinin ifadesi doğrultusunda şikâyetçinin ayrıntılı şekilde beyanına başvurulması, şüphelinin tekstil işiyle uğraşıp uğraşmadığının, taraflar arasında eskiye dayalı bir ticari ilişki olup olmadığının araştırılması, kredi kartı ile yapılan ödemelerin belirlenmesi için şikâyetçi adına kayıtlı kredi kartları tespit edilerek 2023 yılına ait hesap ekstrelerinin temin edilmesi, suça konu bonoların icra takibine konu edilip edilmediğinin sorulması, taraflar arasındaki menfi tespit davasına ilişkin Ordu 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2023/185 Esas sayılı dava dosyası ile mevcut olması halinde diğer icra dosyalarının getirtilip incelenmesi, bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosyaya eklenmesi, şüpheliye ait ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelmesi yaptırılmasından sonra sonucuna göre bir değerlendirme yapılması gerekirken, "...şüphelinin müştekiyi aldatmaya yönelik ustaca ve denetim olanağını ortadan kaldıracak nitelikli hileli bir hareketinin bulunmaması nedeniyle somut olayda dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, şüphelinin eyleminin Türk Ceza Kanunu ya da ceza normu içeren özel kanunlarda yer alan herhangi bir suça vücut vermediği, taraflar arasında ortaya çıkan uyuşmazlığın ticari ilişkiden kaynaklanan hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu, müştekinin, şüpheli ile aralarındaki alışverişten kaynaklı taleplerini ilgili kanunda belirtilen süre ve koşullara uyarak hukuk mahkemelerine başvurmak sureti ile çözüme kavuşturabileceğ..." şeklindeki hatalı gerekçe ve eksik soruşturma neticesinde verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz üzerine soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine itirazın reddine karar verilmesi Kanun'a aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.

SONUÇ : 1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

2. Ordu 1. Sulh Ceza Hakimliğinin, 01.08.2023 tarihli ve 2023/1620 Değişik İş sayılı kararının, 5271 Sayılı Kanun'un 309/3. maddesi gereği, oybirliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

5271 Sayılı Kanun'un 309/4-a. maddesi uyarınca gerekli işlemlerin yapılması için soruşturma dosyasının, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.10.2024 tarihinde karar verildi.

kazanci.com