Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve komutanların Gediktepe ziyareti esnasında mevzilerde çömelmeleriyle ilgili, ''Mevzilerde iken Türkiye Cumhuriyeti Başbakanını ve komutanlarını tehdide açık bir şekilde ayakta tutmak doğru bir hareket tarzı olmazdı. Kısacası bu askeri bir gerekliliktir'' dedi.

Tümgeneral Güler, Genelkurmay Başkanlığı karargahında yapılan basın bilgilendirme toplantısında, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

''Gediktepe'yi ziyaret esnasında Başbakan ve komutanların, mevzilerde çömelme fotoğrafı'' konusundaki soru üzerine, Tümgeneral Güler, ''Görüntülerden de açık bir şekilde görüldüğü üzere, orası düzenli bir cephe, mevzi değil, Türkiye-Irak sınır hattının tam üzerindedir. Sıfır hattıdır. Güneyi Irak'ın kuzeyidir, güneydeki arazi daha hakim bir arazidir. Her zaman bir kaç teröristin veya keskin nişancıların civarda bulunması mümkündür. Erler ayakta değil. Mevzilerde iken, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanını ve komutanlarını tehdide açık bir şekilde ayakta tutmak doğru bir hareket tarzı olmazdı. Kısacası bu askeri bir gerekliliktir'' yanıtını verdi.

Bu tip mevzilerde uzak mesafeli ateşler sonucu şehit verilen olaylar olduğunu anlatan Tümgeneral Güler, ''Burada önemli olan belirli bir risk alınarak Gediktepe'ye gidilip oradaki personel ile birlikte olmaktır'' diye konuştu.

***

Genelkurmay Başkanlığı İç Güvenlik Harekat Daire Başkanı Tümgeneral Fahri Kır, Türkiye ile ABD arasında 2007 yılının Kasım ayında başlayan istihbarat paylaşımının sağlıklı bir şekilde sürdürüldüğünü, insansız hava araçları ''Predatör''lerin Türk personelin kontrolünde kullanıldığını ve günde 15-16 saat görev yaptığını bildirdi.

Genelkurmay Başkanlığı Karargahında yapılan basın bilgilendirme toplantısında terörle mücadele konusunda açıklamalarda bulunan Tümgeneral Kır, ABD ile istihbarat paylaşımı hakkında da bilgi verdi.

Türkiye ve ABD'nin terör örgütü PKK'yı ortak düşman ilan ettiğini anımsatan Tümgeneral Kır, iki ülke arasında 2007 yılının Kasım ayında başlayan istihbarat paylaşımının sağlıklı şekilde sürdürüldüğünü söyledi.

İstihbarat paylaşımında, esas istihbarat vasıtası olarak insansız hava aracı ''Predatör''ün kullanıldığını ifade eden Tümgeneral Kır, ''Predatör, belirlenen uçuş planlamasına göre Türk personelin kontrolünde kullanılmakta ve günde ortalama 15-16 saat görev yapmaktadır'' dedi.

''Predatör''lerin, gözetleme yaparken 130 metre genişliğinde 130 metre uzunluğunda bir alanın görüldüğünü, bir seviye yaklaştırma yapıldığında ise bu uzunlukların 60 metre olduğunu anlatan Tümgeneral Kır, ''Predatör'den alınan görüntüler, tarafımızdan gerçek zamanlı olarak izlenmekte, analiz edilmekte, değerlendirilmekte ve gerekli operasyonel faaliyetler icra edilmektedir'' diye konuştu.

Tümgeneral Kır, özellikle hava koşulları nedeniyle ''Predatör''lerin bazen kısıtlamalara uğradığına da dikkati çekti.




***

Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler, Gediktepe olayı sonrasında gündeme gelen hudut birliklerinin de profesyonel askerlerden oluşturulması kapsamında bir ön çalışma başlatıldığını bildirdi.

Tümgeneral Güler, Genelkurmay Başkanlığı karargahında yapılan basın bilgilendirme toplantısında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Gediktepe'ye yapılan terörist saldırısındaki sızmayla ilgili bir soru üzerine, Tümgeneral Güler, burada terörist rakamını bire bir bilmenin mümkün olmadığını söyledi.

Gerek haber kaynaklarından gerek telsiz konuşmalarından gerekse saldırı esnasındaki yoğunluk değerlendirilerek yaklaşık bir sonuca varmanın mümkün olduğuna işaret eden Tümgeneral Güler, ''Böyle bir değerlendirmeye göre saldırıyı yapan grubun 50-60 civarında olduğu, bunlara destek, ki bunun içerisinde kılavuzluk, lojistik destek dahildir, veren unsurların ise 40-50 kişi civarında olduğunu söylemek mümkündür'' dedi.

Tümgeneral Güler, şöyle devam etti:

''Çok bildiğini zanneden, aslında konudan hiç bilgileri olmayan bazı yorumcuların söylediği gibi, 100-200 kişilik bir grup toplu halde tören geçişi yapar gibi hudutlardan girmiyor. Günlerce önceden başlayan, 3-5 kişilik grupların sızması, sonra bunların değişik yerlerde 15-20 kişilik gruplar halinde bir araya gelmeleri ve nihayet saldırıdan hemen önce hedef bölgesinde bir araya gelmeleri şeklinde bir taktik izleniyor. Bu nedenlerle insansız hava araçlarının ya da diğer istihbarat vasıtalarının 200 kişiyi tespit edemedikleri gibi bir durum ortada yok.''

Komando tugaylarının profesyonelleşmesine ilişkin bir soru üzerine Tümgeneral Güler, bu konunun Kara Kuvvetleri Komutanlığına bağlı komando tugaylarıyla, Jandarma Genel Komutanlığına bağlı bir komando tugayını kapsadığını söyledi.

Bu konuyla ilgili Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ tarafından gerekli açıklamaların yapıldığını dile getiren Tümgeneral Güler, şöyle devam etti:

''Burada önemli olan şu, bu birliklerin de operasyonel unsurları profesyonelleşecektir. Örneğin bir komando tugayında bulunan hizmet, destek unsurları, şoför gibi diğer faaliyetlerde görevli olan personel, normal yine şu anki temel askerlik sisteminde 15 aylık askerlik görevini yapan erbaş ve erlerden oluşacaktır.''

Komando birliklerinin profesyonelleşmesinin şu anda yüzde 84 olduğunu ve Ağustos 2010'da yüzde yüze ulaşacağını bildiren Tümgeneral Güler, bu birliklerin sadece operasyonel unsurlarının uzman erbaşlardan oluşacağını söyledi.

Tümgeneral Güler, ''Gediktepe olayı sonrasında gündeme gelen hudut birliklerinin de profesyonel askerlerden oluşturulması kapsamında bir ön çalışma başlatıldı. Irak hududundan başlamak üzere, hudut birliklerinin operasyonel faaliyetlerinde görev alacak personelinin belirli bir süre içerisinde profesyonelleşmesi hedeflenmiştir'' dedi.

Tümgeneral Güler, Bu konudaki çalışma netleştiğinde kamuoyuyla paylaşılacağını da sözlerine ekledi.

***

Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Ferit Güler, Türkiye-Irak sınırında değişiklik yapılması tartışmaları ile ilgili, ''Türkiye-Irak sınırının coğrafi açıdan zor bir sınır olduğu gerçektir. Bizim bu konuda şu aşamada bir şey söylememiz uygun değildir'' dedi.

Tümgeneral Güler, Genelkurmay Başkanlığı Karargahında yapılan basın bilgilendirme toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Terör olaylarının medyada yansıtılış şeklinden Genelkurmay Başkanlığının rahatsız olup olmadığı sorusu üzerine Tümgeneral Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un 16-17 Eylül 2008 tarihinde yapılan İletişim Toplantısı'ndaki sözlerini hatırlattı.

Tümgeneral Güler, Orgeneral Başbuğ'un toplantıda yaptığı konuşmadan bir bölümü şu şekilde aktardı:

''Terör örgütünün ana hedefi, medyada, özellikle televizyonlarda kapsamlı bir şekilde yer almaktır. Önemli olan televizyonlarda yer almaları, olumlu ya da olumsuz... Onlar bu şekilde amaçlarına ulaşmış oluyor. Terör örgütü için önemli olan özellikle televizyonlarda kapsamlı yer alabilmek. Nedeni, nasılı hiç önemli değil. Hatta biliyorsunuz, bazen terör örgütü, örgütleri televizyonda yer alabilmek için eylem yapıyor. Bir terör örgütü için en önemli hedeflerden biri de uluslararası televizyon kanallarına yansıyabilmek.

Şiddet görüntülerine yer verilmemesi, terör olaylarına ilişkin görüntülerin ve kapsamın kısa olması çok önemli. Mutlaka verilmeli ama önemli olan bu verilişteki kapsam, süre... Tekrarlanmaması da çok önemli. Aksi olunca ne oluyor? Terör ve terörist görüntüleri uzun uzun veriliyor, tekrarlanıyor. Peki ne oluyor? Kamuoyunu korkutuyorsunuz. Zaten terörün istediği olay da kamuoyunun korkması, irkilmesi, tedirgin olması.''

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'in, Gediktepe saldırısı ile ilgili sözlerinin hatırlatılması ve bu konuda Genelkurmay Başkanlığının bir değerlendirme yapıp yapmayacağının sorulması üzerine Tümgeneral Güler, ''Hayır'' yanıtını verdi.

Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'nın, ''terörle mücadelede sınırlarda değişiklik yapılabileceği'' yönündeki açıklamalarını ve medyada benzer tartışmaların yapıldığını hatırlatan gazeteciye Tümgeneral Güler, ''konunun öteden beri çeşitli platformlarda tartışıldığı'' karşılığını verdi. Tümgeneral Güler, ''Türkiye-Irak sınırının coğrafi açıdan zor bir sınır olduğu gerçektir. Bizim bu konuda şu aşamada bir şey söylememiz uygun değildir'' dedi.

Genelkurmay İç Güvenlik Harekat Dairesi Başkanı Tümgeneral Fahri Kır ise terörle mücadele önlemleri kapsamında yaylalara çıkışın sınırlandırılması ve yol kontrollerinin sıklaştırılmasının bir önlem olarak düşünülüp düşünülmediği yönündeki soru üzerine, bu hususla ilgili İçişleri Bakanlığının bir genelge yayımladığını, valilerin de bu genelgeler çerçevesinde gerekli düzenlemeleri yaptığını kaydetti.

***

Genelkurmay Başkanlığı İç Güvenlik Harekat Daire Başkanı Tümgeneral Fahri Kır, Irak sınırından başlamak üzere, sınır birliklerinin operasyonel faaliyetlerinde görev yapacak personelin belirli bir süre içerisinde profesyonelleştirilmesinin hedeflendiğini bildirdi.

Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nda düzenlenen basın bilgilendirme toplantısında terörle mücadeleye ilişkin bilgi veren Tümgeneral Kır, Şemdinli'nin Gediktepe bölgesinde terör örgütü üyeleri tarafından gerçekleştirilen saldırının ardından TSK'nın terörle mücadele konseptinin basın ve yayın organlarında sıkça tartışıldığını ifade etti.

Hukuki çerçeve içinde yürütülen terörle mücadelenin ana hedefinin halkın güvenliğinin sağlanması, terör örgütü ve destekçilerinin başarı umutlarının yok edilmesi ve terörle bir yere varılamayacağının gösterilmesi olduğunun altını çizen Tümgeneral Kır, bu mücadelenin güvenlik, sosyo-kültürel, ekonomik, propaganda ve uluslararası boyutları olan topyekun mücadele olduğunu kaydetti.

Tümgeneral Kır, terör örgütüyle mücadelenin esas itibariyle bölge halkının huzur ve güvenliğinin sağlanmasına yönelik olarak güvenlik kuvvetlerine verilen bir görev olduğunu belirtti.

Terör örgütüyle yürütülen mücadelenin ana hedefinin terörist faaliyetleri kabul edilebilir en düşük seviyeye indirmek olduğunu ifade eden Tümgeneral Kır, ''Bu hedefe ulaşmak amacıyla yürütülen mücadelenin, sınır güvenliğinin tesisi, alan kontrolünün sağlanması, terör örgütünün dağ kadrosunun aranıp, bulunup etkisiz hale getirilmesi esaslarını içeren bir konsepte dayanmaktadır'' dedi.

-TERÖRLE MÜCADELE KONSEPTİNİN ANA UNSURLARI-

Bu konseptin, uzun yıllar sürdürülen terör örgütüyle mücadele faaliyetlerinin sonucu elde edilen tecrübelerle ortaya konulduğunu anlatan Tümgeneral Kır, şöyle konuştu:

''Konseptin ilk ve en önemli esası; sınır güvenliğinin tesis edilerek, terörist geçişlerinin engellenmesidir. Bu esas, terör örgütünün sınır ötesindeki faaliyetlerini tahdit etmeyi ve teröristleri etkisiz hale getirmeyi de içermektedir. Bölgenin coğrafi özellikleriyle iklim farklılıkları, her mevsim farklı tertiplenme, farklı araç-gereç ve tesisatın kullanılmasını gerektirmektedir. Bu kapsamda genel olarak sınır hattında hudut karakolları ve seyyar birliklerle tertiplenilmekte, sınır hattının hemen gerisindeki kritik bölgeler hareket kabiliyeti yüksek birliklerle kontrol edilmekte, birlikler termal ve gece görüş sistemleri de dahil her türlü teknik imkanlarla desteklenmektedir.

Alınan tüm tertip ve tedbirlere rağmen ülkemizin bu zor coğrafyasında sınırların kontrolünün sağlanması tam olarak mümkün olamamaktadır.

Sınırda alınan bu tedbirlerin yanı sıra, teröristlerin yurt içindeki barınma alanlarını rahatça kullanmalarını engellemek ve hareketlerini kısıtlamak amacıyla, alan kontrolü esası uygulanmaktadır. Bu esasın vazgeçilmez unsurları, jandarma karakolları ve tesis edilen üs bölgeleridir. Bu karakolların temel amacı, yerleşim yerlerinin güvenliğini sağlamaktır. Üs bölgeleri ise; teröristlerin barınmalarına imkan sağlayan, ulaşılması güç, sarp ve kayalık bölgelerde, operasyonel birlikler tarafından tesis edilmektedir. Üs bölgesi tesis eden bu birlikler, sorumluluk alanlarında devamlı operasyonlar icra etmek suretiyle, teröristlerin serbestçe hareket etmelerini kısıtlayarak, alanın kontrolünü sağlamaktadır.

Konseptin üçüncü esası ise diğer bölgelerde, daha ziyade çevik ve vurucu gücü yüksek komando ve özel harekat birlikleri ile istihbarata dayalı nokta operasyonları yaparak, teröristlerin aranıp, bulunup etkisiz hale getirilmesidir.''

-İNSANSIZ HAVA ARACI GÖZCÜ-1 GÖREVDE-

Tümgeneral Kır, terörle mücadelede başarının temel unsurunun doğru ve zamanında elde edilen istihbarat olduğunu vurguladı.

Mevcut yasalar ve düzenlemeler dikkate alındığında, Türkiye'deki istihbarat faaliyetleri ve istihbarat toplama görevi verilen kurumlara ilişkin yasal düzenlemelere değinen Tümgeneral Kır, TSK'nın terör örgütüyle mücadelede kullanılan teknik istihbarat vasıtaları hakkında bilgi verdi.

Tümgeneral Kır, HERON olarak bilinen GÖZCÜ-1 insansız hava aracı projesi kapsamında 3 sistem ile 10 operatif insansız hava aracı tedarikinin hedeflendiğini, şu ana kadar 2 sistem ve 6 aracın tesliminin yapıldığını anlattı.

Tümgeneral Kır, birinci paketin 23 Mart–1 Haziran 2010 tarihlerinde Batman'da test ve eğitim uçuşlarının icra edildiğini, 1 Haziran 2010 tarihinden itibaren de Irak'ın kuzeyinde görev yapmaya başladığını bildirdi.

Kalan 4 insansız hava aracını içeren ikinci paketin ilk test ve kabul faaliyetlerine 22 Haziran 2010 tarihinde başlandığını belirten Tümgeneral Kır, ilk test uçuşunun 23 Haziran 2010 tarihinde yapıldığını kaydetti.

İnsansız hava aracı platformu geliştirmeyi kapsayan GÖZCÜ-2 projesine ilişkin sözleşmenin Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile ana yüklenici TUSAŞ arasında 24 Aralık 2004 tarihinde imzalandığını anımsatan Tümgeneral Kır, proje bedelinin 80,9 milyon dolar olduğunu söyledi.

Tümgeneral Kır, proje kapsamında TUSAŞ tarafından üç operatif insansız hava aracı platformu geliştirileceğini, 24 saat süreyle görev yapacak milli araçların ilk test uçuşunun Eylül ayında gerçekleştirilmesinin, teslimatının ise 2011 yılının Temmuz ayında yapılmasının planlandığını açıkladı.

-''YAYLALARDA HALKLA TERÖRİSTİ AYIRMADA ZORLUK VAR''-

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde geçimini hayvancılıkla sağlayan vatandaşların havaların ısınmasıyla birlikte yaylalara çıkmaya başladığına dikkati çeken Tümgeneral Kır, ''Elbette ki vatandaşlarımızın yaylaları serbestçe kullanarak, geçimleri için çok önemli olan hayvancılığı yapmaları bizim de isteğimizdir. Vatandaşlarımızın refah seviyesinin yükselmesinden mutluluk duyarız'' dedi.

Bu durumun terör örgütü tarafından istismar edildiğinin altını çizen Tümgeneral Kır, ''Yaylaların terörist faaliyetler için kullanılması, bazı sorunlar yaratmakta, güvenlik güçlerimizin halkla teröristi birbirinden ayırmada zorluk yaşamasına neden olmaktadır'' dedi.

Zaman zaman yaşanan tereddütlerde güvenlik güçlerinin zayiat verebildiğini dile getiren Tümgeneral Kır, ''Bu durum, hem vatandaşlarımız hem de güvenlik güçlerimiz açısından riskler oluşturmaktadır. Nitekim, bu ikilem, Gediktepe'de de yaşanmıştır'' diye konuştu.

-''SINIR BİRLİKLERİ DE PROFESYONEL OLACAK''-

''Komando tugaylarının bizzat operasyonlara katılan unsurlarının profesyonelleşmesi'' projesine fiilen 22 Ocak 2008 tarihinde başlandığını da anımsatan Tümgeneral Kır, şöyle devam etti:

''Bugün itibariyle profesyonelleşme oranı yüzde 84 olmuştur. Halen eğitimlerinin son döneminde olan bin 32 uzman erbaşın katılmasıyla bu oran, Ağustos 2010'da yüzde 100 seviyesine ulaşacaktır. Bu konuyla paralel olarak, Gediktepe olayı sonrasında gündeme gelen, hudut birliklerinin de profesyonel askerlerden oluşturulması kapsamında başlatılan ön çalışmada; Irak hududundan başlamak üzere, hudut birliklerinin operasyonel faaliyetlerinde görev yapacak personelin, belirli bir süre içerisinde, profesyonelleştirilmesi hedeflenmiştir. Yapılan çalışma netleştiğinde, kamuoyu ile paylaşılacaktır.''

Tümgeneral Kır, konuşmasının sonunda bugüne kadar yürütülen terörle mücadelede verilen şehitleri rahmetle, gazileri minnetle andıklarını da dile getirerek, ''Bu mücadelede Türk Silahlı Kuvvetlerinin yanında yer alan, her türlü desteği veren yüce milletimize şükranlarımızı sunuyoruz'' dedi.

***

Genelkurmay Başkanlığı İç Güvenlik Harekat Daire Başkanı Tümgeneral Fahri Kır, 18 Hazirandan bugüne kadar geçen süre içerisinde, meydana gelen iç güvenlik olaylarında 19 güvenlik görevlisinin şehit olduğunu, 2 vatandaşın hayatını kaybettiğini bildirdi.

Genelkurmay Başkanlığı Karargahında yapılan basın bilgilendirme toplantısında terörle mücadele konusunda açıklamalarda bulunan Tümgeneral Kır, 18 Hazirandan bugüne kadar geçen süre içerisinde, meydana gelen iç güvenlik olaylarında 19 güvenlik görevlisinin şehit olduğunu, 2 vatandaşın hayatını kaybettiğini, 33 güvenlik görevlisinin ve 8 vatandaşın yaralandığını söyledi.

Aynı dönemde 23 teröristin etkisiz hale getirildiğini ifade eden Tümgeneral Kır, 9 terör örgütü mensubunun ise kendiliğinden güvenlik güçlerine teslim olduğunu dile getirdi. Tümgeneral Kır, şöyle konuştu:

''Dönem içerisinde, 4 el yapımı mayın bulunarak, etkisiz hale getirilmiş; 14 Kalaşnikof piyade tüfeği, 2 adet M-16 piyade tüfeği, av tüfeği, 2 tabanca, 4 roketatar mühimmatı, savunma tipi 55 el bombası, gece görüş gözlüğü, 2 keskin nişancı dürbünü, biri büyük olmak üzere 4 telsiz, 3 kg amonyum nitrat, 1640 gram plastik patlayıcı madde ile birlikte bol miktarda yaşam malzemesi ele geçirilmiştir.''

Söz konusu dönemde Şemdinli/Gediktepe bölgesinde meydana gelen olayla ilgili gerekli açıklamaların yapıldığını dile getiren Tümgeneral Kır, bir grup terör örgütü mensubunun 21 Haziranda Diyarbakır'ın Silvan ilçesi Bağdere Jandarma Karakoluna araçla gelerek, el bombası ve hafif silahlarla saldırı girişiminde bulunduğunu da hatırlattı. Ateşe derhal karşılık verilmesi üzerine çıkan çatışmada; 1 onbaşının şehit olduğunu; 1 astsubay, 1 er ve 3 vatandaşın yaralandığını belirten Tümgeneral Kır, olayda 5 teröristin silahlarıyla birlikte etkisiz hale getirildiğini söyledi.

Tümgeneral Kır, şöyle devam etti:

''Bu olayda şehit olan Jandarma onbaşımız Salih Albayrak ve o sırada nöbet kulübelerinde görevlerini ifa eden diğer Mehmetçikler görevlerini en iyi şekilde yerine getirmişlerdir. Salih Albayrak'ın ailesi kendisiyle ne kadar övünse azdır. Kendisi şehit olurken, karakoldaki silah arkadaşlarının da hayatını kurtarmıştır. Görevini layıkıyla yapması, dikkati ve karakol personeline kazandırdığı zaman, terörist saldırısının amacına ulaşmasını engellemiş, devamında beş teröristin etkisiz hale getirilmesinde uygun şartların oluşmasını sağlamıştır.

Bu olayda teröristlerin kullandığı yöntem dikkat çekicidir. Bilindiği gibi, bir süreden beri vatandaşlarımızın daha rahat hareket etmelerini sağlamak için bölgedeki yol kontrol noktaları kaldırılmıştır. Teröristler bu olayda da görüldüğü gibi, yol kontrol noktalarının bulunmamasını istismar ederek, sivil bir araçla karakolun önüne gelerek, bu eylemi yapmayı tasarlamışlardır. Önce araçtan bir terörist inerek aracın arızalandığını söylemiş, ancak şehit Jandarma Onbaşı Salih Albayrak'ın durumdan şüphelenip kendisini ikaz etmesi üzerine, terörist el bombası atarak, nöbetçilere ateş açmıştır.

Nöbetçilerle araçtan inen beş terörist arasında silahlı çatışma başlamıştır. Ayrıca karakola, etraftaki bazı tesislerde ve hakim arazide bulunan teröristler tarafından ateş açıldığı görülmüştür. Karakol Komutanının emir ve komutasındaki diğer karakol personeli de duruma süratle müdahale etmiş ve beş terörist etkisiz hale getirilmiştir. Beş teröristin, çatışma esnasında 16 el bombası ve kısa sürede 259 adet mermi kullanmasına rağmen etkisiz hale getirilmesi, karakol personelinin başarısını göstermektedir.''

Gediktepe olayında yaralanan Mehmetçiklerden Volkan Demir'in ''Kalan 54 günlük askerliğimin tamamını Gediktepe'de tamamlamak istiyorum. Arkadaşlarımın intikamını alamazsam ben de dikili taş olayım'' şeklinde ifadelerine dikkati çeken Tümgeneral Kır, söz konusu ifadenin Mehmetçiğin mücadelede nasıl bir ruh hali içinde olduğunun en güzel kanıtı olduğunu söyledi.

''Bu mücadele, Gediktepe gibi üs bölgelerinde, Bağdere gibi jandarma karakollarında, personelin yaşam ve rütbe ayrımı gözetmeksizin, ortak bir ruh hali içinde olmasını gerektirmektedir'' diyen Tümgeneral Kır, subayı, astsubayı, uzman çavuşu, erbaş ve erin aynı havayı solduğunu, aynı lokmayı paylaştığını, aynı suyu içtiğini; aynı mevziyi, aynı patikayı kullandığını anlattı.

Dayanışma, kader birliği ve sorumluluk hissi ile birlikte doruğa ulaşan ''silah arkadaşlığı''nın buralarda en üst düzeyde hissedildiğine işaret eden Tümgeneral Kır, ''Volkan Demir'in sözleri, bu ruh halinin bir yansımasıdır. Sayın Genelkurmay Başkanımız da, Çanakkale Muharebeleri ile Gediktepe arasında bağ kurarken, bu noktayı ifade etmek istemiştir. Muharebenin büyüklüğü, zamanı, şekli ve vasıtaları değişse de, değişmeyen Mehmetçiğin kahramanlığı ve ruh halidir. Siperdeki Mehmetçik, aynı Mehmetçiktir'' diye konuştu.

-KARADENİZ BÖLGESİNDEKİ OLAYLAR-

Tümgeneral Kır, terör örgütünün, Karadeniz bölgesinde, uzun süredir bir tutunma gayretinde olduğunun; bu sayede Güneydoğu Anadolu bölgesinde teröristler üzerinde kurulan baskıyı azaltmayı ve güvenlik güçlerinin diğer bölgelere ilave kuvvet, istihbarat gayreti ve zaman ayırmasını sağlamayı amaçladığının bilindiğini söyledi.

Reşadiye olayı ile başlayıp devam eden süreçte, bölgedeki bölücü terör örgütü mensupları tarafından, 17 Nisanda Samsun Ladik'te ve 26 Nisanda Giresun Dereli'de güvenlik güçlerine yönelik terör eylemleri düzenlendiğini hatırlatan Tümgeneral Kır, meydana gelen gelişmeler üzerine, bölgeye sevk edilen Jandarma özel harekat birliklerinin teröristleri adım adım takip ettiğini anlattı.

Tümgeneral Kır, şöyle devam etti:

''Bu ısrarlı takip sonucu, 17 Haziranda Gümüşhane Kelkit kırsalında temas sağlanarak, 1 teröristin etkisiz hale getirildiğini ve operasyonlara devam edildiğini, geçen haftaki basın bilgilendirme toplantımızda belirtmiştik. Devam eden operasyonlarda, 22 Haziranda, biri sağ olmak üzere, içlerinde sözde Karadeniz açılım sorumlusunun da olduğu dört terörist daha etkisiz hale getirilmiştir. Bu teröristlerin 26 Nisanda Giresun Dereli'de bir astsubayımızın şehit olduğu, 2 askerimiz ile 1 vatandaşımızın yaralandığı terör eylemini gerçekleştiren terörist grup olduğu tespit edilmiştir. Teröristlerle birlikte, 2 adet M-16 ve 1 adet Kalaşnikof piyade tüfeği, 2 tabanca, 5 el bombası, 4 zaman ayarlı el yapımı mayın, 39 elektrikli fünye, 1 kilogramı aşkın A-4 patlayıcısı, telsiz, gece görüş dürbünü ile bol miktarda örgütsel doküman ve yaşam malzemesi ele geçirilmiştir. Sonuç olarak 26 Nisandan 22 Hazirana kadar geçen yaklaşık 2 aylık sürede, güç arazi ve iklim şartlarına rağmen, dikkatli planlama, birliklerimizin kararlılığı, ısrarlı takibi ve Mehmetçiğin fedakarlığı, bu olumlu neticenin alınmasında en önemli etken olmuştur.''

Tümgeneral Kır, İstanbul Halkalı'da askeri servis aracına bölücü terör örgütü mensupları tarafından yapılan bombalı saldırı sonucunda, 4 askeri personelin şehit olduğunu, bir personelin kızı olan Buse'nin de hayatını kaybettiğini hatırlattı.

Olayda 14 personelin de yaralandığını belirten Tümgeneral Kır, ''İstanbul'da belediye otobüsünde Serap kızımızı yakan, Osmaniye'de Jandarma Teğmenimizin eşi Pınar'ı evinde katleden zihniyetin, 22 Haziranda İstanbul Halkalı'da bir kez daha ortaya çıkarak, 17 yaşındaki gencecik masum yavrumuz Buse'nin hayatını kaybetmesine sebep olduğunu gördük'' diye konuştu.

-''TERÖRİSTLERİN ZAYİATLARI, TAHMİN EDİLENDEN FAZLA''-

Tümgeneral Kır, dün akşam saatlerinde, Elazığ ili Karakoçan ilçesi Yoğunağaç Jandarma Karakol Komutanlığına bağlı bir Jandarma İç Güvenlik Timinin, emniyet görevini müteakip karakola dönüşü esnasında, terör örgütü mensuplarınca açılan ateş sonucu çıkan çatışmada, 2 askerin şehit olduğunu, 1 astsubayın yaralandığını söyledi.

Söz konusu olayda, bölgede bulunan yaşlı bir annenin hayatını kaybettiğini ve masum 4 vatandaşın da yaralandığını belirten Tümgeneral Kır, ''Terörün hiçbir ayrım yapmaksızın vatandaşlarımıza zarar veren çirkin yüzünü bir kez daha görmüş olduk'' dedi.

Terör örgütünün de yaptığı her eylem sonrası, kendi içinde bir değerlendirme yaptığına işaret eden Tümgeneral Kır, bu değerlendirmelerin zaman zaman terörist gruplar arasında paylaşıldığını ifade etti.

Bu karşılıklı görüşmelerin, terör örgütünün içinde bulunduğu durum hakkında bir fikir verdiğini dile getiren Tümgeneral Kır, ''Bu bağlamda, telsiz görüşmelerinde, son dönemde meydana gelen Tunceli Sarıyayla, Uludere Karaçalı, Şemdinli Gediktepe bölgelerinde yaşanan çatışmalar ile Haziran ayı içerisinde yapılan hava harekatlarında, teröristlerin verdikleri zayiatların, tahmin edilenden daha fazla olduğu anlaşılmaktadır'' diye konuştu.



AA