Ülke gündemi son günlerde yoğun bir şekilde tartışılan idam cezası ile çalkalanmaya devam ediyor. Otoriteler, Ankara Kulislerinde artık yüksek sesle konuşulmaya başlanan bu konunun siyasi bir kafa karışıklığına yol açabileceğini dile getiriyorlar. İdam cezasının geri gelme ihtimali AB sürecine uyum sağlamak için çaba gösteren hükümet adına negatif bir hamle olarak değerlendiriliyor. Çünkü idam cezası "Evrensel İnsan Hakları'nın 5.maddesini ihlal etmek" anlamına geliyor ve bu hamlenin AB üyelik sürecinin sonunu getireceği konuşuluyor.Kamuoyunda hakim olan bir diğer görüş ise bu tartışmaların çıkma sebeplerinin planlı olabileceği ve başkanlık sistemi tartışmalarının olduğu bir zaman diliminde ortaya çıkmasının tesadüf olamayacağı yönünde. Bir yanda Başbakan Erdoğan'ın idam cezası ile alakalı yaptığı açıklamalar varken diğer yanda "hükümetin gündeminde böyle bir konu yok" diyerek kafaları karıştıran Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun demeçleri manşetleri süslüyor. Peki otoriteler bu konuda ne diyor?

İşte Twitter’da konuya değinen isimler ve görüşleri:

M. ALİ BİRAND:
İdam cezası ile terör durdurulmaz, aksine çok daha kan dökülür. Dağa çıkan zaten kefenini de birlikte götürmüştür.

CENGİZ ÇANDAR
İdam cezasını geri getirme hevesi, yönetimde 'akıl, izan ve 'vicdan'ın ortadan kalkmakta olduğuna dair tehlikeli sinyaller veriyor.

AHMET ÜMİT:
Ceza, insanı suçtan caydırmak için uygulanır, insanı ortadan kaldırmak için değil. O nedenle idam hukuki bir ceza değil, yok ediş ritüelidir.

NAZLI ILICAK:
Bence, "idam" kelimesi Tayyip Erdoğan tarafından bilinçli olarak telâffuz edildi ve amaç, Öcalan'a gözdağı vermekti.Öcalan'ın Türkiye'ye getirilirken uçaktaki görüntüsü ve sözlerini hatırlayınız. "Hükümetin emrinde" olduğunu söylüyordu. Pek kahraman bir edası yoktu. Hatta hayli korkmuştu.

NAZIM ALPMAN:
Herkes için eşitlik demokrasi isteyerek geldiler, şimdi idam sehpaları inşasına yöneldiler... AKP artık demokrasiyle iplerini kopardı!

RUŞEN ÇAKIR:
12 Eylül'de asılanların mektuplarını okuyup ağlayan Erdoğan nedense idam cezası savunucusu oldu. Çok yanlış ve tehlikeli bir tartışma

AYŞE HÜR:
Konu açlık grevleri haklı mı, haksız mı değil. Başbakan'ın idamla ile karşı saldırıya geçmesi ve bu stratejinin yürürlüğe konması.

ERHAN ÇELİK
Başbakan idam cezası bazen gerekli derken İmralı'ya mesaj gönderiyor. Sokaktan gelen "Madem öyle..." diye başlayacak cümleleri umursamıyor.


DÜNYA İDAM CEZASINA NE DİYOR?

Dünyada, demokratik ülkeler arasında Amerika Birleşik Devletleri, Guatemala ve Karayipler hariç tüm Avrupa ve Latin Amerika devletleri idam cezasını yürürlükten kaldırmıştır. Fakat Asya ve Afrika'da bulunan demokrasilerde idam cezası halen yürürlüktedir. Demokratik olmayan ülkelerde idam cezası  varlığını hala sürdürürken Avrupa kıtasında sadece Belarus, Rusya, Kazakistan ve Letonya'da idam cezası uygulanmaktadır. Ancak sadece Belarus idam cezalarını infaz ederken, Rusya ise aldığı moratoryum nedeniyle 1996 yılından beri idam cezası uygulamamaktadır. Kazakistan ve Letonya'da ise sadece özel durumlar için idam cezası yürürlüktedir.

İDAM CEZASI TOPLUMU İKİYE BÖLER Mİ?

İdam cezası ile alakalı olarak ortaya atılan son tartışma ise, idam cezasının toplumda fikir ayrılıklarına sebep olabileceği yönünde. Bazı kesimler idam cezasının geri getirilmesi yönünde görüş bildirirken, diğer bir kesim idam cezasının kaldırılmasına kesinlikle karşı çıkıyor.

Peki idam cezasına karşı çıkanların nedenleri neler?

*Evrensel İnsan Hakları'nın 5.maddesinin ihmal edilmesi.

*Suçluları suç işlemekten caydırmaması aksine tetiklemesi.
(İdam cezasını destekleyen ABD idam cezasına karşıt Avrupa ülkelerine göre daha yüksek bir suç oranına sahip olması)

*Bazı kişilerin infazlarına dakikalar kala ortaya çıkan yeni deliller sebebiyle affedilmesi, beraat etmesi veya yeni dava açmalarına izin verilmesi. 
(Amerika'da idam cezasının 1976 yılında yeniden yürürlüğe girmesinden bu yana yaklaşık 100 kişi idamdan kurtulmuştur)

*Şiddetle yanıt verilince, toplumun daha şiddetli bir hale geleceğine inaniyorlar çünkü idam cezası devlet tarafından uygulanan bir şiddet haline geliyor.

*Suç işlemiş insanların doğru yolu bulup toplumun yeniden bir parçası olmalarının engellenmesi.

*İdam mahkumlarının duygusal nedenlerle ölmek istememeleri.
(İnsan haklarını ihlal ediyor.)

*Vicdan azabı

*Toplumda oluşacak psikolojik çöküntü

*Müebbet hapis gibi bir seçenek varken idamın insanlık dışı kabul edilmesi.

HÜKÜMET NE DİYOR?
Son günlerde meclis kulislerinde en çok konuşulan konu haline gelen idam cezası için, AKP Milletvekilleri ağız birliği etmişçesine gündemlerinde kesinlikle böyle bir konu olmadığını hatta şimdiye dek konuşulup tartışılmadığını dile getiriyorlar. Fakat Başbakan Erdoğan'ın idam cezası ile alakalı yaptığı açıklamalar kafaların karışmasına sebep olurken, yaptığı açıklamalar ile uzun zamandır tecritte olan Abdullah Öcalan'a gözdağı vermek istediği söyleniyor.

Öcalan'ın tecridine son verilmesi için başlatılan açlık grevlerini geri püskürtmek amaçlı bir hamle olarak değerlendirilen idam cezasının, kamuoyu yoklamaları sonucunda %70'lik bir onay almasıda dikkatlerden kaçmıyor. Ortaya çıkan bu tablo sonucunda idam cezası ile alakalı ne karar verileceği gündemi uzun süre meşgul edeceğe benziyor.(hukukihaber.net)

Cumhuriyet tarihinin idamlarından başlıcaları şunlardır:

*Şeyh Said İsyanı sonrasında Diyarbakır'daki Şark İstiklal Mahkemesi kısa süren bir yargılamadan sonra Şeyh Said ve 47 ayaklanma yöneticisi hakkında 28 Haziran 1925 günü ölüm cezası vermiş ve cezaları ertesi gün infaz ediliştir.

*Haziran 1926'da yurt gezileri kapsamında bulunduğu İzmir'de Mustafa Kemal'e karşı yapılması tasarlanmış, tarihe İzmir Suikastı olarak geçen suikast girişimi ardından Ziya Hurşit ve arkadaşları İzmir İstiklal Mahkemesi'nde yargılanıp idam cezasına çarptırılmışlardıe. 14 Temmuz 1926'da 14 kişinin idam cezaları infaz edilmiştir.

*23 Aralık 1930 günü, İzmir'in Menemen ilçesinde, öğretmen-yedeksubay Mustafa Fehmi Kubilay'ın ve yardımına koşan bekçiler Hasan ve Şevki'nin bir grup yobaz tarafından öldürülmesiyle başlayan, Menemen olayları sonrasında, Divan Harp Mahkemesinde yargılanan sanıklardan 28'i 3 Şubat 1931 gecesi Menemen'de idam edilmiştir.

*1920–1961 yılları arasında 11’i İstiklal Mahkemeleri tarafından olmak üzere toplam 16 milletvekili idam edilmiştir.

*27 Mayıs 1960 Darbesi'nden sonra darbe yönetimi döneminde Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan Yüksek Adalet Divanı'nda yargılanmış ve idam cezası almışlardır. Cezaları 17 Eylül 1961'de infaz edilmiştir.

*12 Mart 1971 Muhtırası da yarım darbe olarak nitelenmesine rağmen 17 kişiyi idama göndermiştir. 1971'in 18 Temmuz'u ile 28 Temmuz'u arasında -tamamı adli suçlu- 14 hüküm infaz edildi. Bunların içinde 25 Temmuz 1971'de İzmir'de asılan Kadriye Partici, Türkiye'de idam edilen son kadın hükümlü olmuştur. 12 Mart rejimin diğer 3 infazı ise 1968 kuşağının önde gelen devrimcilerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'dır. Üçü de 6 Mayıs 1972'de Ankara'da idam edildiler.

*12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nden sonra, 54 kişinin idam cezası Meclis’te onaylandı bunların 50’si infaz edildi. Idam edilenlerin isimleri şöyledir:

*16 sol görüşlü siyasi suçlu: Necdet Adalı (7 Ekim 1980 Ankara), Serdar Soyergin (25 Ekim 1980 Adana), Erdal Eren (13 Aralık 1980 Ankara), Veysel Güney (10 Haziran 1981 Gaziantep), Ahmet Saner ve Kadir Tandoğan (25 Haziran 1981 İstanbul), Mustafa Özenç (20 Ağustos 1981 Adana), Seyit Konuk, İbrahim Ethem Coşkun ve Necati Vardar (13 Mart 1982 İzmir), Ali Aktaş (23 Ocak 1983 Adana), Ramazan Yukarıgöz, Ömer Yazgan, Erdoğan Yazgan ve Mehmet Kambur (29 Ocak 1983 İzmit), İlyas Has (6 Ekim 1984 İzmir), Hıdır Aslan (24 Ekim 1984 İzmir).

*8 sağ görüşlü siyasi suçlu: Mustafa Pehlivanoğlu (7 Ekim 1980 Ankara), Cevdet Karakaş (4 Haziran 1981 Elazığ), İsmet Şahin (20 Ağustos 1981 İstanbul), Fikri Arıkan (27 Mart 1982 Ankara), Cengiz Baktemur (30 Nisan 1982 Elazığ), Ali Bülent Orkan (13 Ağustos 1982 Ankara), Ahmet Kerse (30 Ocak 1983 Gaziantep), Halil Esendağ ve Selçuk Duracık (5 Haziran 1983 İzmir).

*24 adli suçlu: Sabri Altay (23 Nisan 1982 Adapazarı), Şahabettin Ovalı (12 Haziran 1982 Sinop), Ednan Kavaklı (18 Haziran 1982 Ankara), Veli Acar (13 Ağustos 1982 Isparta), Eşref Özcan (19 Ağustos 1982 Kayseri), Halil Fevzi Uyguntürk (29 Aralık 1982 Afyon), Kazım Ergun (29 Aralık 1982 Akşehir), Muzaffer Öner (29 Aralık 1982 Amasya), Adem Özkan (13 Ocak 1983 Balıkesir), Hüseyin Çaylı (13 Ocak 1983 Afyon), Osman Demiroğlu (13 Ocak 1983 Isparta), Ahmet Mehmet Uluğbay (22 Ocak 1983 Akşehir), Duran Bircan (23 Ocak 1983 Denizli), Rıdvan Karaköse, Cavit Karaköse ve Süleyman Karaköse (5 Şubat 1983 Akşehir), Fatih Laçinligil (24 Şubat 1983 Keşan), Faik Görünmez (24 Şubat 1983 Kilis), Mustafa Başaran (30 Mart 1983 Edirne), Hüseyin Üye (30 Mart 1983 Nazilli), Şener Yiğit (20 Nisan 1983 Isparta), Cafer Aksu Altıntaş (20 Nisan 1983 Ordu), Abdülaziz Kılıç (26 Mayıs 1983 Edirne).

*1 Asala militanı: Levon Ekmekçiyan (28 Ocak 1983 Ankara)

*Türkiye'nin, cezası infaz edilen son idam mahkümü Hıdır Arslan'dır. Cezası 25 Ekim 1984'te infaz edildi.

Haber: Fatih SUİLETEN / hukukihaber.net



Geçmişten günümüze idam şekilleri - FOTO GALERİ