T.C.

Yargıtay

1. Hukuk Dairesi

2019/1534 E., 2019/2933 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - ECRİMİSİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

-KARAR-

Asıl dava inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı dava ecrimisil istemine ilişkindir.

Davacı, maliki olduğu ... parsel sayılı taşınmazdaki A-Blok 18 nolu bağımsız bölümü kredi alması ve kredi borcu bittiğinde kendisine iade edilmesi amacıyla davalılardan ...’a satış göstermek suretiyle devrettiğini, davalı ...’un ise diğer davalı ... ile anlaşarak taşınmaza haciz koydurduğunu, taşınmazın cebri ... yoluyla alacağına mahsuben davalı ...’e ihale edildiğini, ...’in , diğer davalı ...’tan herhangi bir alacağının olmadığını, yapılan işlemlerin muvazaalı olduğunu ileri sürep davalı ... adına olan tapunun iptali ile adına tescil istemiştir.

Davalı ..., iyi niyetli olduğunu, Kurtuluş ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle ödenmeyen borçlardan dolayı yapılan ... takibi suretiyle taşınmazı edindiğini belirterek asıl davanın reddini savunmuş, karşı davasında; taşınmazı ihaleden satın aldığını,davacının çekişme konusu taşınmazı hiçbir hakka dayanmadan kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek cebri ihale tarihinden( 20.03.2012 tarihinden ) itibaren belirlenecek ecrimisil bedelinin yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.

Davalı ... davaya cevap vermemiştir.

Mahkemece, taşınmazın davalı ... tarafından ihale ile satın alındığı ve ihalenin kesinleştiği, iddiaların ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının çekişme konusu taşınmazı 16.02.2006 tarihinde dava dışı ...’a satış suretiyle temlik ettiği, aynı gün taşınmaza Garanti Bankası lehine 65.000 TL ‘lik ipotek konduğu, davalı ...’in, ...’dan alacakları nedeniyle ... 22.... Müdürlüğü’nün 2009/11535 E. sayılı dosyasından ... takibi başlattığı, ... 2.... Müdürlüğü’nün 2009/11535 E. sayılı dosyası ile de taşınmaz üzerine 20.04.2010 tarihinde haciz konduğu, taşınmazın üzerindeki haciz ve ipotek ile birlikte 23.02.2012 tarihinde tekrar davacıya devredildiği, ... 22.... Müdürlüğü’nün 2009/11535 E. dosyası ile taşınmazın cebri satışa çıkarıldığı, 20.03.2012 tarihli ihale ile davalı ... tarafından cebri ihale yoluyla iktisap edildiği, ihalenin feshi amacıyla açılan ... ... 1.... Hukuk Mahkemesinin 2012/195 E. sayılı davasının reddine karar verildiği, kararın derecattan geçerek 20.12.2013 tarihinde kesinleştiği,dava konusu taşınmazın 21.01.2014 tarihinde davalı ... adına tescil edildiği, 7.01.2014 tarihli eldeki karşı davada da taşınmazın halen davalıya teslim edilmediği iddiası ile ihale tarihinden (20.03.2012), dava tarihine kadar geçen süre için ecrimisil istenildiği anlaşılmaktadır.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre asıl davanın reddedilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Asıl davanın davacısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.

Davalı-karşı davacının temyiz itirazlarına gelince;

4721 sayılı TMK'nin 705.maddesinde “Miras, mahkeme kararı, cebri ..., işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” denilerek, mülkiyetin kazanılması ve tescil koşulları düzenlenmiştir, ... İflas Kanunu'nun 134/1 maddesinde ise “... dairesi tarafından taşınmaz kendisine ihale edilen alıcı, o taşınmazın mülkiyetini iktisap etmiş olur. İhale kesinleşinceye kadar taşınmazın ne şekilde muhafaza ve idare edileceği ... dairesi tarafından kararlaştırılır.” hükmüyle, cebri ihale sonucu mülkiyetin kazanılması ve ihale kesinleşinceye kadar taşınmazın idare ve korunma şekli belirlenmiştir.

Bu yasal düzenlemelere göre ihale ile taşınmazı satın alan kişi veya kurum taşınmazın mülkiyetini ihalenin kesinleşmesi halinde ihale tarihinde kazanmış olur.

Somut uyuşmazlıkta, cebri ihale 20.03.2012 tarihinde yapılmış olup davalılardan ... tarafından açılan ihalenin feshi davası reddedilerek 20.12.2013 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda, ihale alıcısı davalı ...’e mülkiyetin 20.12.2013 tarihinde geçtiği ve ihale tarihinden itibaren davalı-karşı davacının ecrimisil isteyebileceği açıktır.

İİK'nun 135/2. maddesinde ise “Taşınmaz borçlu tarafından veya hacizden evvelki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelenmiş bir akte dayanmayarak başkaları tarafından işgal edilmekte ise onbeş gün içinde tahliyesi için borçluya veya işgal edene bir tahliye emri tebliğ edilir. Bu müddet içinde tahliye edilmezse zorla çıkarılıp taşınmaz alıcıya teslim olunur” denilmiştir. Anılan yasa hükmüne göre, ihale yoluyla satılan taşınmazın kayıt maliki dışındaki üçüncü kişiler tarafından işgali halinde uygulanma olanağı bulmaktadır.

Alıcıya ihale edilen taşınmaz kayıt maliki dışındaki kişi yada kişiler tarafından işgal edilmekte ise İİK'nun 135/2 maddesindeki açıklamaları içeren ihtarnamenin işgalciye gönderilerek 15 günlük süre tanınması ondan sonra ecrimisil isteğinde bulunulması gereklidir.

Öte yandan; ecrimisilden taşınmazı haksız kullanan veya kullandıran sorumludur. Ecrimisile konu taşınmazın, davacı tarafından kullanıldığı ve karşı dava tarihi itibari ile de kullanımın devam edip, taşınmazın davalı-karşı davacıya teslim edilmediği tarafların ve esasen mahkemenin de kabulündedir. Diğer taraftan ihale tarihinde davacının kayıt maliki olduğu, taşınmazın davacı tarafından kullanıldığı sabit olduğuna göre İİK'nun 135/2. maddesi uyarınca ihtar keşide edilmeksizin ecrimisilden sorumlu tutulması gerektiğinde kuşku yoktur.

Hâl böyle olunca; ... İflas Kanunu'nun 134. maddesinin 1. fıkrası ve Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesinin 1. fıkrası, ihalenin feshi davasının reddine ilişkin kararın 20/12/2013 tarihinde kesinleştiği buna göre ihale günü olan 20.03.2012 tarihinde mülkiyetin davacıya geçtiği (Türk Borçlar Kanunu'nun 275/2 maddesi, Borçlar Kanunu 225/2 maddesi) gözetilerek 20.03.2012 tarihinden itibaren belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.

Davalı-karşı davacının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

---

T.C.

Yargıtay

8. Hukuk Dairesi

2018/15175 E., 2018/19714 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı, 243 ada 11 parsel sayılı taşınmazı ...... İcra Müdürlüğünün 2009/1475 Esas sayılı icra dosyası üzerinden yapılan cebri icra yolu ile satın aldığını, dava konusu taşınmazın davalı tarafından haksız yere kullanılması sebebi ile ...... İcra Müdürlüğünün 2013/539 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattığını, ancak davalının haksız yere takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece,”... davacı vekili tarafından ...... İcra Müdürlüğü'nün 2013/539 Esas sayılı dosyasında davalı aleyhine 11.487,00TL ecrimisil alacağı için ilamsız takipte bulunduğu, alacağın sebebinin ise ...... İcra Müdürlüğünün 2009/1475 Esas sayılı dosyasında ipotek borçlusu olan davalının hissedarı olduğu taşınmazın icra ile satışı sonrasında davalının taşınmazı teslim etmemesi olduğu, davalının takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu, alacak sebebine konu taşınmazın icra satışının 23/09/2010 tarihi olduğu, borçlu davalıya tahliye emrinin ise 01/11/2012 tarihinde tebliğ edildiği, 2004 sayılı İİK'nin 135/2. maddesine göre, İcra Müdürlüğü tarafından satışı yapılan taşınmazın 15 gün içinde tahliyesi için işgal edene veya borçluya tahliye emrinin gönderileceğinin ve bu süre içerisinde taşınmaz tahliye edilmez ise ilgilinin zorla çıkarılacağının ve taşınmazın alıcıya teslim edileceğinin belirtildiği, davacı vekili tarafından taşınmazın tahliye emrinden önceki yani 23/09/2010-01/10/2012 tarihleri için ecrimisil talebinde bulunulduğu, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 24/01/2008 tarih, 2007/19615 Esas, 2008/958 karar sayılı kararından da anlaşılacağı üzere tahliye emrinin tebliğinden itibaren 15 gün sonrası için işgalin haksız olacağı ve bu tarihten sonrası için ecrimisil tazminatı talep edilebileceği, davalının haksız işgalci durumunda bulunmadığı anlaşıldığından davacının davasının reddi gerekmiştir. Davalı vekili her ne kadar alacaklıya kötüniyet tazminatı ödettirilmesine karar verilmesi talep edilmiş ise de bu tazminata karar verilebilmesi için davacının takipte ve davada haksız ve kötü niyetli olması gerektiği, davacının kötü niyetinin ispatlanamadığı..” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, ecrimisil alacağının takibinden kaynaklanan itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ...... İcra Müdürlüğünün 2009/1475 Esas sayılı dosyasının alacaklısının (eldeki davada davacı) ......kası A.Ş. borçlusunun (dava dışı) ...... olduğu, alacaklı Banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle yapılan takip sonucu, davalı ... ve arkadaşları adına tapuda kayıtlı dava konusu 243 ada 11 parsel sayılı taşınmazın icra dosyası üzerinden 13/09/2010 tarihinde davacı bankaya satıldığı, 23.09.2010 tarihinde banka adına tapuya kayıt edildiği, 30.10.2012 tarihinde ise dava dışı......’a taşınmazın devredildiği, davacı banka tarafından davalıya 15 günlük süre içeren İİK'nin 135/2. maddesi uyarınca gönderilen tahliye emrinin 01/11/2012 tarihinde tebliğ edildiği, öncesinde de rehin veren sıfatıyla davalıya İcra Emrinin 10.07.2009 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.

4721 sayılı TMK'nin 705.maddesinde “Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.”
İİK'nin 134/1 maddesinde ise “İcra dairesi tarafından taşınmaz kendisine ihale edilen alıcı o taşınmazın mülkiyetini iktisap etmiş olur. İhale kesinleşinceye kadar taşınmazın ne şekilde muhafaza ve idare edileceği icra dairesi tarafından kararlaştırılır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu yasal düzenlemelere göre ihale ile taşınmazı satın alan kişi veya kurum taşınmazın mülkiyetini ihale tarihinde kazanmış olur. İİK'nin 135/2. maddesinde ise “Taşınmaz borçlu tarafından veya hacizden evvelki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelenmiş bir akte dayanmayarak başkaları tarafından işgal edilmekte ise onbeş gün içinde tahliyesi için borçluya veya işgal edene bir tahliye emri tebliğ edilir. Bu müddet içinde tahliye edilmezse zorla çıkarılıp taşınmaz alıcıya teslim olunur” denilmiştir. Anılan yasa hükmü ihale yoluyla satılan taşınmazın kayıt maliki dışındaki üçüncü kişiler tarafından işgali halinde uygulanma olanağı bulmaktadır. Alıcıya ihale edilen taşınmaz kayıt maliki dışındaki kişi yada kişiler tarafından işgal edilmekte ise İİK'nin 135/2 maddesindeki açıklamaları içeren ihtarnamenin işgalci üçüncü kişiye gönderilerek 15 günlük süre tanınması ondan sonra ecrimisil isteğinde bulunulması gereklidir.

Somut uyuşmazlıkta, çekişmeli taşınmazda icra dosyasının rehin/ipotek veren sıfatıyla yer alan davalının ihale sürecinden baştan beri haberdar olduğu, bu durumda İİK 135/2. maddesi uyarınca ihtarname keşide etmeye gerek bulunmadığı, ihale tarihinden itibaren kötüniyetli şagil konumuna geldiği ihtarın cebri icra yoluyla tahliyesi için gerektiği, 3.kişinin iyiniyetini ortadan kaldırmak için zorunlu olmadığı açıktır. TMK 705 ve İİK 134. maddelerine göre mülkiyetin ihale anında alıcıya geçeceği de gözönünde bulundurulduğunda, kural olarak davalının bu tarihten itibaren ecrimisil ödemekle yükümlü tutulmaları gerekir.

Hal böyle olunca, davacı vekilinin talebi ile bağlı kalınarak 23.09.2010-01.10.2012 dönemi için ecrimisil hesaplaması yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazı yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 05/12/2018 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)

KARŞI OY YAZISI

Ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminattır. 08/03/1956 tarihli 22/4 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararında, fuzuli işgalin niteliği itibariyle haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır.

Somut olayda, davacı ... A.Ş. vekili tarafından davalı aleyhine ecrimisil alacağının tahsili için başlatılan ilamsız takipte, davalı borçlu tarafından borca itiraz edilmesi üzerine, ... vekilince itirazın iptali davası açılmıştır.

Ecrimisil alacağına konu taşınmazın ... AŞ vekili tarafından borçlu...... ile davalının da içlerinde bulunduğu ipotekli taşınmaz malikleri aleyhine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte 13.09.2010 tarihinde yapılan ihalede alacaklı ... A.Ş. tarafından alacağa mahsuben satın alındığı, ihalenin kesinleşme sürecinin tamamlanmasından sonra, 21.09.2010 tarihinde İcra Müdürlüğünce Tapu Sicil Müdürlügüne yazılan yazı üzerine ... A.Ş. adına 23.09.2010 tarihinde tescil edilmiştir.

... A.Ş. vekili İcra Müdürlüğünden 26/04/2011 tarihinde İİK. m. 135/2'ye göre tahliye emri gönderilmesini talep etmiş, İcra Müdürlüğünce davalı ... adına tahliye emri düzenlenip gönderilmemiş tahliye emrinin tebliği sağlanmamıştır.

15/10/2012 tarihinde ... A.Ş. vekili yeniden tahliye emri gönderilmesini talep etmesi üzerine davalıya 01/11/2012 tarihinde tahliye emri tebliğ edilmiştir.

... A.Ş. tarafından taşınmaz 30/10/2012 tarihinde Erol Turkat'a satılmıştır.

İİK madde 135/2 "Taşınmaz borçlu tarafından veya hacizden evvelki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelenmiş bir akte dayanmayarak başkaları tarafından işgal edilmekte ise 15 gün içinde tahliyesi için borçluya veya işgal edene bir tahliye emri tebliğ edilir. Bu müddet içinde tahliye edilmezse, zorla çıkarılıp taşınmaz alıcaya teslim edilir" hükmünü içermektedir.

Anılan maddede, tahliye emri gönderilmesi için borçlu kayıt maliki ya da üçüncü kişiler yönünden bir ayrım yapılmamıştır. Taşınmazda bulunan borçlu da olsa üçüncü kişi de olsa tahliyesi, için İİK m. 135/2 ye göre, tahliye emri gönderilmesi gerekir. Hükmün ifade ettiği anlam açıktır.

Taşınmazın ihale yoluyla satın alınması halinde tahliyesi, İİK. m. 135/2'ye göre sağlanacaktır. İİK. m. 135/2 hükmü karşısında, taşınmazda bulunan borçlu ya da ipotekli taşınmaz malikinin, tahliye emri gönderilmeden ihalenin kesinleşmesiyle kötü niyetli haksız işgalci durumuna geleceği kabul edilemez. Kanunen cevaz verilen bir durumda taşınmazda bulunanın kötü niyetli işgalci sayılması Yasa hükmüne de uygun olmaz.

Kaldı ki davacı ... A.Ş vekilinin 23/09/2010 tarihinde müvekkili adına tescil edilen taşınmazın tahliyesi için 15/10/2012 tarihinde talepte bulunarak 01/11/2012 tarihinde ancak tahliye emrinin tebliğini sağlamakla, tahliyenin gecikmesinde kusurlu olduğunun da kabulü gerekir.

Taşınmazın tahliyesi için yasal prosedürün işletilmesini zamanında istemeden tahliyenin gecikmesine kendi kusurlu davranışı ile sebep olduğu halde geçen süre için davalıdan ecrimisil talebinde bulunamaz.

Açıkladığım nedenlerden dolayı Mahkemece verilen davanın reddi kararının doğru olduğu kanaatinde olduğumdan çoğunluğun bozma gerekçelerine katılmıyorum.

---

T.C.

Yargıtay

1. Hukuk Dairesi

2014/15856 E., 2015/566 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : KAHRAMANMARAŞ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2013
NUMARASI : 2009/583-2013/653

Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, dava konusu 574 ada 1 parsel sayılı taşınmazı 2. İcra Müdürlüğünün 2002/969 sayılı icra dosyası üzerinden yapılan takip sonucunda ihale ile 7.9.2006 tarihinde satın aldığını, davalıların dava dışı borçlu şirket yetkilileri ile kira sözleşmesi yaptıklarını öne sürerek taşınmazı tahliye etmediklerini belirtip ecrimisile karar verilmesini istemiş; yargılama sırasında talebini ıslah ederek, tahliye anında davalılarca götürülen ve zarar verilen eşyalar için maddi tazminat da talep ettiğini bildirmiştir.

Davalılar, çekişme konusu taşınmazda bulunan fabrika binasının belirli bölümlerini 19.7.2006 tarihli kira sözleşmesi ile kiraladıklarını, icra müdürlüğünce kendilerine 4.9.2008 tarihine kadar tahliye için süre verildiğini, 3.9.2008 tarihinde taşınmazın tahliye edildiğini, bu nedenle ecrimisil istenemeyeceğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, 8.7.2008 tarihinde düzenlenen tutanak ile icra müdürlüğü tarafından İcra İflas Kanununun 135/2. maddesi gereğince davalı İbrahim'e 15 gün içerisinde taşınmazı tahliye etmesinin bildirildiği, davacının ancak bu sürenin bittiği 24.7.2008 tarihinden dava tarihine kadar ecrimisil isteyebileceği, davalılar tarafından zarar verildiği veya alındığı iddia edilen mütemmim cüzlerin nelerden ibaret olduğu, değeri vs. konularda herhangi bir tespit yapılmadığı, afaki olarak hesaplama yapılmasının hakkaniyete uygun olmayacağı, ayrıca söz konusu zararın davalılarca gerçekleştirildiği iddiasının yeterli deliller ile kanıtlanamadığı gerekçesiyle ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne, maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ............'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

-KARAR-

Dava, müstakilen ecrimisil; ıslahla ecrimisil ve maddi tazminat isteklerine ilişkindir.

Mahkemece, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne, tazminat isteğinin reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacının çekişme konusu 574 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 1853/2400 payını 7.9.2006 tarihinde yapılan ihalede satın aldığı, davalıların dava dışı Mustafa Kaygusuz ile yaptıkları 19.7.2006 tarihli adi yazılı kira sözleşmesine dayanarak taşınmazı kullandıkları, taşınmazın boşaltılması için 8.7.2008 tarihinde İİK'nun 135/2 maddesi uyarınca davalılara 15 gün mehil verildiği, 5.9.2008 tarihinde ecrimisil isteğiyle dava açıldığı, 22.4.2010 tarihinde dava ıslah edilerek ecrimisilin yanı sıra davalılarca alındığı iddia edilen menkul eşyalar ve taşınmaza verilen zararlar için 20.000,00.-TL maddi tazminat istenildiği, mahkemece 3 kez bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, 14.11.2012 havale tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.

Gerek 4721 s. TMK'nun 705. maddesi, gerekse İİK'nun 134. maddesi hükümleri gereği cebri icrada mülkiyet ihale ile alıcıya geçer. Tescil veya teslim cebri artırmalarda mülkiyetin geçişi için zorunlu değildir. TMK'nun 705. maddesinin 2. fıkrasında da belirtildiği gibi, tescil ihale yoluyla mülkiyet kendisine geçen alıcının, temliki tasarrufta bulunabilmesi için gereklidir. İhale ile mülkiyeti kazanan alıcı, kural olarak taşınmazın yarar ve hasarını da üstlenmiş olur. (6098 sayılı TBK m. 208) Bu durumda alıcı malik sıfatıyla, taşınmazı işgal eden şahsın tahliyesini (İİK m. 135/2 kapsamında) isteyebileceği gibi, fuzuli şagil aleyhine ecrimisil istemiyle dava da açabilir. Ancak açılacak bu davada ecrimisil, borçluya gönderilecek ihtarın tebliginden 15 gün sonrası için istenebilecektir. İhalenin feshi istenilmiş ise, bu konudaki dava sonuçlanıp ihale kesinleşinceye kadar, satılan taşınmaz icra dairesi tarafından muhafaza ve idare edilir (İİK m 134/1).

Somut olayda, yukarıda değinilen yasal düzenlemeler dikkate alınarak, ihale tarihinden sonra İİK'nun 135/2. maddesi uyarınca yapılan ihtarda verilen 15 günlük sürenin bitiminden (24.7.2008 tarihinden) dava tarihine kadar ecrimisil hesabı yapılarak, belirlenen miktara hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Öte yandan, davacının taşınmazda paydaş olduğu gözetilmeden payı oranında ecrimisile hükmedilmesi yerine taşınmazın tamamı için belirlenen miktara hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus davalılar tarafından temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.

Ayrıca, davacının maddi tazminat isteği yönünden usulünce açılıp harçlandırılan bir dava bulunmamaktadır. Kısmi ıslah ile de, dava dilekçesinde bulunmayan bir talebin davaya dahil edilmesi olanağı bulunmadığından, mahkemece maddi tazminat isteğinin reddine karar verilmesi, bu gerekçeyle sonucu itibariyle doğrudur.

Açıklanan nedenlerle; dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 19.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.