I. İDARİ YAPTIRIM KAVRAMI

A. Tanımı ve Özellikleri

Fertler ile idare arasında özellikle temel hak ve hürriyetler noktasında uyumlu bir düzen oluşturulmak amacıyla birtakım hukuk kuralları tesis edilmektedir. Toplumun içtimai düzeni cezai yaptırımlar ile, idari düzeni ise idari yaptırımlar ile korunur.[1] Zira cebir ve zorlama şeklinde müeyyideye tabi olmayan hukuk kaidelerinin ne denli tesirli olabileceği soru işaretidir.[2]

Yaptırım kavramı ile ceza kavramı arasında gerek kapsam gerek de tanım hususunda farklılıklar söz konusudur. Yaptırım, hukuk kaidelerine aykırı tutum ve davranışlar sergilenmesi neticesinde hukuk düzenince verilen tepkidir. Hukukun fertlere yüklediği vazifelere fertler tarafından riayet edilmemesi hâlinde, devlet güçleri tarafından ferdin vazifesini ifa etmesi maksadıyla başvurulacak işleme yaptırım denir.[3] Ayrıca yaptırımın, düzenin sağlanması ve sürekliliğin muhafaza edilebilmesi maksadıyla hukukun sahip olduğu kamu gücü şeklinde ifade edilmesi de mümkündür.[4] Ceza kavramı ise, yaptırıma nazaran daha dar bir çerçevede değerlendirilmektedir. İdari yaptırımların ceza hukuku yaptırımlarından ayrılmasında görünen temel kıstas, idarenin idari yaptırımı herhangi bir yargı kararına gerek olmaksızın doğrudan tesis etmesidir. Bu duruma “organik ölçüt” adı verilir.[5] Bu hâlde, idari yaptırımlar idari işlem niteliğini haizdir ve tesis edilmesinde idari usul kuralları uygulanır.[6]

İdari yaptırım, teknik olarak idareye verilen “sübjektif bir hak” tır.[7] İdari yaptırımların söz konusu olabilmesi, idari düzen kavramının varlığıyla mümkündür. Zira bir idari yaptırımın temel maksadı, idari düzene aykırılık teşkil eden mevcudiyete karşılık vermek ve bu vesileyle düzeni muhafaza etmektir. İdari düzen, “kamu güvenliği ve düzeni, kamu sağlığı ve ulusal servetin korunmasına yönelik faaliyet” şeklinde tanımlanabilir.[8] İdari düzenin yürütülmesi esnasında, idarenin görev alanına giren kamu hizmeti vesilesiyle gerçekleştirilmesi beklenen kamu düzeni ve güvenliğinin tesis edilmesi için idareye, yargı kararlarına başvurma zorunluluğu olmadan ve dolaysız şekilde uygulanabilecek kapsamlı bir tasarruf alanı verilmiştir.[9] İdarenin üzerine yüklenen görevlerin tesirli bir şekilde gerçekleştirilmesi maksadıyla öngörülen müeyyidelerin uygulanması, idareye verilen tasarruf alanının dâhilinde yetkilerdir.[10]

İdari yaptırım, idarenin herhangi bir yargı kararına gereklilik duymadan, kanunların açık bir şekilde verdiği yetki ölçüsünde ve idare hukuku prensiplerine uyularak idari işlemlerle uyguladığı yaptırımlardır.[11] Yine idari yaptırım, “yasaların açıkça yetki verdiği veya yasaklamadığı durumlarda, araya yargı kararı girmeden, idarenin doğrudan doğruya, bir işlemi ile ve idare hukukuna özgü usullerle vermiş olduğu cezalardır.” ifadeleriyle tanımlanabilir.[12] Bu tanımın her ne kadar kapsamlı ve ilgi çekici olsa da günümüz idare hukuku kaideleri kapsamında değerlendirildiğinde yeterli kapsam ve derinliğe sahip olmadığı söylenebilir. Zira, bir konuda yaptırım uygulayabilme noktasında idarenin yetkili kılınması için yetkinin kanun marifetiyle verilmesi elzem olup,[13] yetki verilen hususun yasak işler arasında sayılmaması kâfi değildir.[14]

İdarenin, kamu gücünü kullanma yetki ve ayrıcalığı söz konusu olduğundan, bireylerden bağımsız ve tek yanlı bir şekilde hukuki netice meydana getirecek işlemler tesis etme kabiliyeti ve yetkisi vardır.[15] İdari yaptırımlar da idarenin işbu yetki alanı dâhilinde yer almaktadır.[16] İdarenin bu yaptırımları tesis etmesi, işleme muhatap fertlerin rızasına tabi olmayıp, herhangi bir yargı kararına ihtiyaç duymadan doğrudan idarece alınan kararın kendisidir.[17]

1982 Anayasasında idari yaptırımlara ilişkin genel bir hüküm mevcut değildir. Ancak, Anayasada düzenlenen hukuk devleti ilkesinin idari yaptırımların tümü için bağlayıcı olmasının ve yaptırımların bu ilke rehberliğinde tesis edilmesinin elzem olduğunu ifade etmek gerekir.[18]

B. İdari Yaptırımların Tasnifi

İçtimai hayatın devamlı bir şekilde gelişmesi neticesinde idarenin faaliyet alanında genişleme söz konusu olmuştur. Bu genişlemeyle birlikte, idarenin sahip olduğunun ötesinde birtakım kamusal yetkilere sahip olması ihtiyacı ortaya çıkmıştır.[19] Böylelikle cereyan eden vukuat, yani idarenin faaliyet ve sorumluluk alanının genişlemesi, idari yaptırımların sınıflandırılmasını önemli ölçüde zorlaştırmıştır.

GÜNDAY, idari yaptırımları idari cezalar ve idari icra olmak üzere ikiye ayırmakta, takiben de idari cezaları disiplin cezaları ve diğer idari cezalar şeklinde sınıflandırmaktadır.[20] ULUSOY ise, idari yaptırımları idari cezalar ve idari tedbirler şeklinde tasnif etmekte, takiben de idari cezaları regülatif cezalar, kabahat cezaları ve disiplin cezaları şeklinde sınıflandırmaktadır.[21]

Genel olarak idari yaptırımların sınıflandırılmasında, idarenin yaptırım uygulama kuvvetinin “disiplin yaptırımı”, diğerlerinin de “genel idari yaptırımlar” başlıklarıyla ifade edilmesi makuldür.[22]

Genel idari yaptırımlar, yurttaş olma yahut ülke sınırları içerisinde bulunma nedeniyle uyulması beklenen genel kurallara aykırı davranışların sergilenmesi durumunda söz konusu olur.[23] Bu yaptırımlara muhatap olmak için idare ile herhangi bir hususi ilişkiye sahip olmak gerekli değildir.

Disiplin yaptırımları, kurumsal ya da mesleki mensubiyetin mevcut olunması şartına bağlı olarak, kurum veya mesleki düzenin sağlanması ve korunması maksadıyla tesis edilen yaptırımlardır.[24] Yani, disiplin yaptırımlarının söz konusu olabilmesi için sıradan vatandaşlık ilişkisinin ötesinde hususi bir ilişkinin mevcudiyeti şarttır.

II. DİSİPLİN HUKUKU

Disiplin kelimesi, Fransızca “discipline” kelimesinden Türkçeye geçmiştir. KANT, “Belli kurallardan sapma yönündeki sürekli eğilimi sınırlayan ve sonunda yok eden zorlamaya disiplin denir.” ifadeleriyle disiplin kavramını tanımlamıştır.[25] Disiplin, beraber çalışabilmek, cari kurallara aykırı olmayacak şekilde davranışlar sergilenmesini temin edecek eğitim ya da fertlerin aralarındaki işbirliğinin oluşmasını ve korunmasını temin edecek şartlardır.[26] İdare hukukunda disiplin kavramı, kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde vazife gören personelin çalışmalarının etkili ve verimli olması için uyulması beklenen bütün davranışlar şeklinde tanımlanabilir.[27] Bunun dışında disiplin, hukuki manada umulmayan bir fiil neticesinde uygulanan yaptırım olup, örgütlenmiş bir kurum ya da kuruluşta hizmetlerin layıkıyla görülmesi veya bireylerin davranışlarını birtakım ölçütlere göre sergilemesi için yasaların, nizamın ve teessüs etmiş kuralların hakim kılınması olarak tanımlanabilir.[28]

Disiplin, çalışma nizamının devamlılığının muhafaza edilmesi, devletin şeref ve itibarının korunması açısından kamu hizmetlerinde etkinliği, hızı ve verimliliği temin edecek bir vesiledir.[29] Daha basit bir tabirle disiplin, hatalı bir davranışın ceza konusu olmasıdır.[30] Disiplinin maksadı, bozulan nizamı temin etmek ve istikbalde benzer davranış hâllerinin meydana gelmesine engel olmaktır.[31] Devlet ve devlete bağlı olarak faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlarda vazife gören kişilerin işlerini aksatmadan, çalışma nizamına halel getirmeden, yasadışı fiillere tenezzül etmeden çalışmalarının temini ancak disiplinli bir idare ile sağlanabilir.[32]

Disiplin kavramı, iç hukukumuzda yalnızca 211 sayılı TSK İç Hizmet Kanununda tanımlanmıştır. 211 sayılı TSK İç Hizmet Kanununun 13’üncü maddesinde disiplin, “Kanunlara, nizamlara ve amirlere mutlak bir itaat ve astının ve üstünün hukukuna riayet” ifadeleriyle tanımlanmıştır.

Disiplin hukuku, disiplin yaptırımı tesis etme yetkisinin mahiyetini, usulünü, disiplin yaptırımı uygulanan ferdin savunma hakkını ve disiplin yaptırımı işlemine karşı başvurulabilecek hukuki yolları inceler[33] ve bu hususa göre düzenleyici bir işlevi haizdir.[34] Disiplin hukukunun, disiplin soruşturması ve ceza tesisi hususunda benimsenen ilkelerle ilâve edilen koruyucu bir işlevi de söz konusudur.[35]

Disiplin yaptırımı, bir kurumun yahut mesleğin iç ve çalışma nizamına dair kaidelerine uygun olmayan hareketlerin söz konusu olması durumunda, bu kaidelere uygun hareket etme yükümlülüğü altında olan kişilere karşı uygulanan zorlayıcı nitelikte işlemlerdir.[36] Yine, ferdin bünyesinde yer aldığı kurumun uyulması zaruri kaidelerine aykırı davranışlar sergilemesi neticesinde uygulanan yaptırımlar şeklinde tanımlanması da mümkündür.[37] Disipline aykırı davranışlar meydana geldiğinde, bu davranışları sonlandırmak ve cezalandırmak maksadıyla disiplin yaptırımları uygulama alanı bulur. Uygulanan bu yaptırımlar disiplin cezaları; disiplini ihlal ettiği için yasaklanan davranışlar da disiplin suçları şeklinde isimlendirilir.[38] Disiplin cezalarının genellikle bastırıcı niteliğiyle ön plana çıktığı izlenimi yaygın olsa da bu cezaların bastırıcı özelliğinin haricinde yapıcı niteliğinin mevcudiyeti de söz konusudur.[39] Yapıcı disiplin anlayışı, bastırıcı disiplin anlayışının aksine, katı ve sık bir şekilde cezai uygulama gerçekleştirmekten kaçınma eğilimine sahip bir disiplin anlayışıdır.[40]

III. KAMU GÖREVİNDEN ÇIKARMA İŞLEMİ

Kamu görevinden çıkarma disiplin cezası, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125’inci maddesinin “E” bendinde düzenlenmiştir. Kamu görevinden çıkarma (bir diğer adıyla devlet memurluğundan çıkarma), “Bir daha Devlet memurluğuna atanmamak üzere memurluktan çıkarmak” şeklinde ifade edilmiştir.

Kamu görevinden çıkarma işlemi ile birlikte memuriyet statüsü sona ermektedir. Bu işlem, memurluktan çekilme veya çekilmiş sayılma hâllerinden farklı olarak sürekli ve kalıcı tesire sahiptir.

Uygulamada, kamu görevinden çıkarma cezası genellikle ceza mahkemelerinin verdiği mahkûmiyet kararları neticesinde meydana gelen nitelik kaybına dayanarak tesis edilmektedir.[41] Kişinin bu sebebe dayalı olarak kamu görevinden çıkarılabilmesi için yetkili mahkemeler tarafından verilmiş ve kesinleşmiş bir kararın mevcudiyeti ve bu kararın memuriyeti engelleyici mahiyette bir ceza hakkında yeterli olması gerekmektedir.[42]

657 sayılı Kanunun 126’ncı maddesine göre kamu görevinden çıkarma cezası, “amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu yüksek disiplin kurulu kararı ile” verilir.

Kamu görevinden çıkarma cezasını gerektiren fiil ve hâller 657 sayılı Kanunun 125’inci maddesinde sayılmıştır. Şöyle ki:

“Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:

a) İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükün ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak,

b) Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek,

c) Siyasi partiye girmek,

d) Özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek,

e) Savaş, olağanüstü hal veya genel afetlere ilişkin konularda amirlerin verdiği görev veya emirleri yapmamak,

f) Amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak,

g) Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak,

h) Yetki almadan gizli bilgileri açıklamak,

ı) Siyasi ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek,

j) Yurt dışında Devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini zedeleyecek tutum ve davranışlarda bulunmak,

k) 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanuna aykırı fiilleri işlemek.

l) Terör örgütleriyle eylem birliği içerisinde olmak, bu örgütlere yardım etmek, kamu imkân ve kaynaklarını bu örgütleri desteklemeye yönelik kullanmak ya da kullandırmak, bu örgütlerin propagandasını yapmak.”.

Kamu görevinden çıkarma cezası ile idare, kurumsal itibarını muhafaza etmeyi ve kamu hizmetinin azami kalitede temin edilmesini amaçlar.[43] Kamu personelinin eğitilmesi gibi bir maksat söz konusu değildir. Zira cezanın tesisi ile birlikte personelin idareyle ilişiği kesilecektir. Kamu görevinden çıkarma cezasının tek maksadı kurumsal düzenin muhafaza edilmesidir. Bunun yanında, söz konusu cezanın doğuracağı objektif etki ile birlikte diğer kamu personellerinin kamu görevinden çıkarılmalarını gerektirecek davranışları tanımaları ve böylelikle daha özenli ve dikkatli tutum sergilemeleri neticesi hasıl olur ve bu şekilde kamu personelinin eğitilmesi faaliyeti dolaylı olarak gerçekleştirilmiş olur.

Kamu görevinden çıkarma cezası, hukuki açıdan etkisi meslekten çıkarma cezasına göre daha ağırdır. Zira kamu görevinden çıkarma cezası alan bir kişinin herhangi bir kamu kurumunda memur olarak görev alma imkânı kalmamaktadır.

KAYNAKÇA

ASLAN, M. Yasin, “İdari Yaptırımlar”, TBBD, S. 85, Y. 2009.

ASLAN, Zehreddin, “Kamu Personelinin Disiplin Hukukundan Kaynaklanan Sorunları”, Kamu Personeli Sorunları İdare Hukuku Sempozyumu, 4-5 Nisan 2003, T.C. Anadolu Üniversitesi Yayınları, No:1599, Hukuk Fakültesi Yayınları No:8, Eskişehir, 2004.

ASLAN, Zehreddin, Disiplin Suç ve Cezaları, Alfa Yayınları, İstanbul, 2001.

BİLGE, Necip, Hukuk Başlangıcı, 18. Bası, Turhan Kitabevi, Ankara, 2004.

BUCAKTEPE, Adil, “Disiplin Makamlarının Disiplin Cezası Verme Yetkileri Üzerine Bir Değerlendirme”, GÜHFD C. XIX, Y. 2015, S. 2.

COŞKUN, Sabri, “Kamu Personeli Mevzuatının Uygulamasından Doğan Yönetsel Yargı Uyuşmazlıkları”, AİD, C. 21, S. 1, Mart 1988.

ÇAĞLAYAN, Ramazan, İdari Yaptırımlar Hukuku, Asil Yayın Dağıtım, Ankara, 2016.

DURMUŞ, A. Alper, Memur Disiplin Hukuku, Adalet Yayınevi, Ankara, 2014.

DURSUN, Hasan, İdari Suç ve Cezalarda Kanunilik İlkesi, Adalet Yayınevi, Ankara, 2015.

ERKUT, Celal, İptal Davasının Konusunu Oluşturma Bakımından İdari İşlemin Kimliği, Danıştay Yayınları, Ankara, 1990.

EROL, Atanur, “İdari Yaptırımların Hukuki Nitelikleri ve İdari Yaptırım Kararlarına Karşı Yargısal Başvuru Yolları”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Edirne, 2019.

ESENDEMİR, Ferit Deniz, Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik Teşkilatlarında Meslekten Çıkarma Disiplin Cezası, Seçkin Yayınları, Ankara, 2018.

GÖÇGÜN, Muhammed, “Disiplin Cezalarına Karşı Başvuru Yolları”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2012.

GÖLCÜKLÜ, Feyyaz, “İdari Ceza Hukuku ve Anlamı”, SBFD, Haziran 1963.

GÜNAL, Yılmaz, Disiplin Cezaları, AÜSBFD, Y. 1958, C. 13, S. 2.

GÜNDAY, Metin, İdari Yargının Görev Alanının Anayasal Dayanakları, Anayasa Yargısı No: 14, Ankara, 1997.

GÜNDAY, Metin, İdare Hukuku, İmaj Yayınevi, 10. Baskı, Ankara, 2011.

GÜRİZ, Adnan, Hukuk Başlangıcı, Siyasal Kitabevi, 18. Baskı, Ankara, 2017.

IŞIKLAR, Celal, Teoride ve Uygulamada Kamu Disiplin Yaptırımları, Adalet Yayınevi, Ankara, 2019.

IŞIKTAÇ, Yasemin, Hukuk Başlangıcı, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2010.

KANDEMİR, Barış, “Kamu Görevinden Çıkarma İşleminin Hukuki Niteliği”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2019.

KANT, Immanuel, Arı Usun Eleştirisi, (Çeviri: Aziz Yıldırımlı), İstanbul, 1993.

KARABULUT, Mustafa, İdari Yaptırımların Hukuki Rejimi, Turhan Kitabevi, Ankara, 2008.

KARABULUT, Mustafa, “İdari Yaptırımların Hukuki Niteliği ve Anayasa Mahkemesinin Kabahatler Kanunu Hakkındaki Kararı”, THD, Kasım, 2006, S. 3.

KIRMIZIGÜL, Hüsamettin, Uygulama ve Teoride Disiplin Suç ve Cezaları, Kazancı Kitap A.Ş., İstanbul, 1998.

MAHMUTOĞLU, Fatih Selami, Kabahatleri Suç Olmaktan Çıkarma Eğilimi ve Düzene Aykırılıklar Hukukunda (İdari Ceza Hukukunda) Yaptırım Rejimi, İstanbul, 1995.

MURATOĞLU Tahir, Yargısal Faaliyetler Bağlamında Tesis Edilen Disiplin Yaptırımları ve Bu Yaptırımların Hukuka Uygunluğu, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Y. 2014, C. 19, S. 30-31.

MÜCAHİT KÜÇÜK, Çolpan, “657 Sayılı Kanun Kapsamında Disiplin Cezaları ve Ceza Hukuku ile Ceza Muhakemesi Hukuku Genel İlkelerinin Disiplin Hukukunda Uygulanabilirliği”, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara, Ocak 2019.

OĞURLU, Yücel, İdari Yaptırımlar Karşısında Yargısal Korunma, Ankara, 2000.

ÖZAY, İl Han, İdari Yaptırımlar, İÜ Yayın No: 3326, İstanbul, 1985.

PAZARCI, Şevki, “Belediyelerde Disiplin Suç ve Cezaları”, Çağdaş Yerel Yönetimler, 1992, C. 1, S. 4.

PİRLER, Orhan, Açıklamalı ve Uygulamalı Devlet Memurları Kanunu, Er-Tu Matbaası, 1980.

SANCAKDAR, Oğuz & TEPE, İlker “Alman Federal Disiplin Kanunu ve İdari Disiplin Soruşturmalarının Temel Esasları”, Prof. Dr. İl Han Özay'a Armağan, Y. 2011, C. 69, S. 1-2.

SANCAKDAR, Oğuz, İdari Cezaların Yaptırımlar Teorisindeki Yeri ve Türk Hukuku’ndaki Anayasal Temelleri, İdari Ceza Hukuku Sempozyumu, (Editörler: İlhan Ulusan, Funda Başaran Yavaşlar), Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2009.

SANCAKDAR, Oğuz, Disiplin Yaptırımı Olarak Devlet Memuriyetinden Çıkarma ve Yargısal Denetimi, Yetkin Yayınları, Ankara, 2001. 

TAN, Turgut, “İdari Yaptırımlar ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesindeki Güvenceler”, Prof. Dr. Şeref Gözübüyük’e Armağan, Turhan Kitabevi, Ankara, 2005.

TAŞKIN, Ahmet, Kamu Görevlileri Disiplin Hukuku, Ankara, 2006.

TORTOP, Nuri, “Disiplin, Disiplin Cezaları ve Disiplin Suçları”, AİD, Y. 1983, C. 16, S. 3.

TORTOP, Nuri, Personel Yönetimi, İlksan Matbaası, Ankara, 1989.

TUTUM, Cahit, Personel Yönetimi, TODAİE Yayını, Ankara, 1979.

ULUSOY, Ali D., İdari Yaptırımlar, 12 Levha Yayınları, İstanbul, 2013.

ZANOBİNİ, Guido, İdari Müeyyideler, (Çeviri: Yılmaz Günal), AÜSBF Yayını, Ankara, 1964.

-------------

[1] ÇAĞLAYAN, Ramazan, İdari Yaptırımlar Hukuku, Asil Yayın Dağıtım, Ankara, 2016, s. 22.

[2] GÜRİZ, Adnan, Hukuk Başlangıcı, Siyasal Kitabevi, 18. Baskı, Ankara, 2017, s.18.

[3] BİLGE, Necip, Hukuk Başlangıcı, 18. Bası, Turhan Kitabevi, Ankara, 2004, s. 22.

[4] GÖÇGÜN, Muhammed, “Disiplin Cezalarına Karşı Başvuru Yolları”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2012, s. 5; IŞIKTAÇ, Yasemin, Hukuk Başlangıcı, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2010, s. 174.

[5] ASLAN, M. Yasin, “İdari Yaptırımlar”, TBBD, S. 85, Y. 2009, s. 177.

[6] MÜCAHİT KÜÇÜK, Çolpan, “657 Sayılı Kanun Kapsamında Disiplin Cezaları ve Ceza Hukuku ile Ceza Muhakemesi Hukuku Genel İlkelerinin Disiplin Hukukunda Uygulanabilirliği”, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara, Ocak 2019, s. 15.

[7] EROL, Atanur, “İdari Yaptırımların Hukuki Nitelikleri ve İdari Yaptırım Kararlarına Karşı Yargısal Başvuru Yolları”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Edirne, 2019, s. 3.

[8] OĞURLU, Yücel, İdari Yaptırımlar Karşısında Yargısal Korunma, Ankara, 2000, s. 33.

[9] GÖLCÜKLÜ, Feyyaz, “İdari Ceza Hukuku ve Anlamı”, SBFD, Haziran 1963, s. 116-117.

[10] GÜNDAY, Metin, İdare Hukuku, İmaj Yayınevi, 10. Baskı, Ankara, 2011, s. 232.

[11] KARABULUT, Mustafa, “İdari Yaptırımların Hukuki Niteliği ve Anayasa Mahkemesinin Kabahatler Kanunu Hakkındaki Kararı”, THD, Kasım, 2006, S. 3, s. 64.

[12] ÖZAY, İl Han, İdari Yaptırımlar, İÜ Yayın No: 3326, İstanbul, 1985, s. 5.

[13] KANDEMİR, Barış, “Kamu Görevinden Çıkarma İşleminin Hukuki Niteliği”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2019, s. 8-9.

[14] KARABULUT, Mustafa, İdari Yaptırımların Hukuki Rejimi, Turhan Kitabevi, Ankara, 2008, s. 10.

[15] KANDEMİR, s. 9; ERKUT, Celal, İptal Davasının Konusunu Oluşturma Bakımından İdari İşlemin Kimliği, Danıştay Yayınları, Ankara, 1990, s. 13.

[16] TAN, Turgut, “İdari Yaptırımlar ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesindeki Güvenceler”, Prof. Dr. Şeref Gözübüyük’e Armağan, Turhan Kitabevi, Ankara, 2005, s. 98.

[17] ZANOBİNİ, Guido, İdari Müeyyideler, (Çeviri: Yılmaz Günal), AÜSBF Yayını, Ankara, 1964, s. 26.

[18] SANCAKDAR, Oğuz, İdari Cezaların Yaptırımlar Teorisindeki Yeri ve Türk Hukuku’ndaki Anayasal Temelleri, İdari Ceza Hukuku Sempozyumu, (Editörler: İlhan Ulusan, Funda Başaran Yavaşlar), Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2009, s. 107.

[19] MAHMUTOĞLU, Fatih Selami, Kabahatleri Suç Olmaktan Çıkarma Eğilimi ve Düzene Aykırılıklar Hukukunda (İdari Ceza Hukukunda) Yaptırım Rejimi, İstanbul, 1995, s. 54.

[20] GÜNDAY, Metin, İdari Yargının Görev Alanının Anayasal Dayanakları, Anayasa Yargısı No: 14, Ankara, 1997, s. 205-214.

[21] ULUSOY, Ali D., İdari Yaptırımlar, 12 Levha Yayınları, İstanbul, 2013, s. 11.

[22] KANDEMİR, s. 13.

[23] DURSUN, Hasan, İdari Suç ve Cezalarda Kanunilik İlkesi, Adalet Yayınevi, Ankara, 2015, s. 206.

[24] IŞIKLAR, Celal, Teoride ve Uygulamada Kamu Disiplin Yaptırımları, Adalet Yayınevi, Ankara, 2019, s.78.

[25] KANT, Immanuel, Arı Usun Eleştirisi, (Çeviri: Aziz Yıldırımlı), İstanbul, 1993, s. 334.

[26] ESENDEMİR, Ferit Deniz, Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik Teşkilatlarında Meslekten Çıkarma Disiplin Cezası, Seçkin Yayınları, Ankara, 2018, s. 19.

[27] ASLAN, Zehreddin, Disiplin Suç ve Cezaları, Alfa Yayınları, İstanbul, 2001, s. 24; BUCAKTEPE, Adil, “Disiplin Makamlarının Disiplin Cezası Verme Yetkileri Üzerine Bir Değerlendirme”, GÜHFD C. XIX, Y. 2015, S. 2, s. 200.

[28] PİRLER, Orhan, Açıklamalı ve Uygulamalı Devlet Memurları Kanunu, Er-Tu Matbaası, 1980, s. 364.

[29] PAZARCI, Şevki, “Belediyelerde Disiplin Suç ve Cezaları”, Çağdaş Yerel Yönetimler, 1992, C. 1, S. 4, s. 35.

[30] TUTUM, Cahit, Personel Yönetimi, TODAİE Yayını, Ankara, 1979, s. 188.

[31] TORTOP, Nuri, Personel Yönetimi, İlksan Matbaası, Ankara, 1989, s. 175.

[32] ASLAN, Zehreddin, “Kamu Personelinin Disiplin Hukukundan Kaynaklanan Sorunları”, Kamu Personeli Sorunları İdare Hukuku Sempozyumu, 4-5 Nisan 2003, T.C. Anadolu Üniversitesi Yayınları, No:1599, Hukuk Fakültesi Yayınları No:8, Eskişehir, 2004, s. 13.

[33] SANCAKDAR, Oğuz, Disiplin Yaptırımı Olarak Devlet Memuriyetinden Çıkarma ve Yargısal Denetimi, Yetkin Yayınları, Ankara, 2001, s. 122. 

[34] DURMUŞ, A. Alper, Memur Disiplin Hukuku, Adalet Yayınevi, Ankara, 2014, s. 13, 14.

[35] SANCAKDAR, Oğuz & TEPE, İlker “Alman Federal Disiplin Kanunu ve İdari Disiplin Soruşturmalarının Temel Esasları”, Prof. Dr. İl Han Özay'a Armağan, Y. 2011, C. 69, S. 1-2, s. 256.

[36] MURATOĞLU Tahir, Yargısal Faaliyetler Bağlamında Tesis Edilen Disiplin Yaptırımları ve Bu Yaptırımların Hukuka Uygunluğu, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Y. 2014, C. 19, S. 30-31, s. 80.

[37] GÜNAL Yılmaz, Disiplin Cezaları, AÜSBFD, Y. 1958, C. 13, S. 2, s. 193.

[38] TAŞKIN, Ahmet, Kamu Görevlileri Disiplin Hukuku, Ankara, 2006, s. 124-125.

[39] KIRMIZIGÜL, Hüsamettin, Uygulama ve Teoride Disiplin Suç ve Cezaları, Kazancı Kitap A.Ş., İstanbul, 1998, s. 3.

[40] TORTOP, Nuri, “Disiplin, Disiplin Cezaları ve Disiplin Suçları”, AİD, Y. 1983, C. 16, S. 3, s. 90.

[41] MÜCAHİT KÜÇÜK, s. 85.

[42] COŞKUN, Sabri, “Kamu Personeli Mevzuatının Uygulamasından Doğan Yönetsel Yargı Uyuşmazlıkları”, AİD, C. 21, S. 1, Mart 1988, s. 128.

[43] KANDEMİR, s. 100; TAŞKIN, s. 223.