Olay (Facts)

İçişleri Bakanlığı (Home Secretary), Göç Kanunu (Immigration Rules) kurallarının 345A ve 345D maddelerinin verdiği yetkiye dayanarak; başka bir güvenli ülkede iltica etme hakkına sahip olmasına rağmen kendi ülkesine gelen sığınmacıları, sığınma gerekçesinin esasını bile incelemeden Ruanda ile yaptıkları ikili anlaşmaya (Migration and Economic and Development Partnership) uygun olarak yayınladığı yönerge (Country Policy Information Notes) ile Ruanda'ya gönderme kararı aldı. Ruanda'nın, kanunun tanımladığı bir şekilde güvenli bir ülke olmaması iddiasıyla İçişleri Bakanlığının yönergesine karşı iptal davası (Judicial Review) açıldı. İlk Derece İdare Mahkemesi (Divisional Court), yönergenin genel olarak hukuka aykırı olmadığını fakat uygulanma şeklinin hukuka aykırı olduğuna karar verdi. Bunun üzerine sığınmacılar İstinaf Mahkemesine (Court of Appeals) temyiz başvurusunda bulundu. İstinaf Mahkemesi, Ruanda Devletinin iltica talebi sürecini uygun bir şekilde yürütmediğini göz önüne alarak, sığınmacıların Ruanda'ya gönderilmesi durumunda kaçtıkları ülkeye geri gönderilme (refoulment) riskinin yüksek düzeyde olduğu sonucuna vardı ve yönergenin hukuka aykırı olduğuna karar verdi. İçişleri Bakanlığı, Yüksek Temyiz Mahkemesine (Supreme Court) İstinaf kararının bozulması için temyiz başvurusunda bulundu. Aynı zamanda davadaki taraf sığınmacıların bazıları, gönderilen ülke ile iltica talebinde bulunan sığınmacının arasında bir takım ilişki olması şartını arayan Avrupa Birliği Direktifi madde 25 ve 27’nin İngiliz iç hukukunda halen yürürlükte olduğunu ve yönergenin söz konusu maddelerle çeliştiğine dayanarak temyiz talebinde bulundu (Cross-Appeal).

Hukuki Sorunlar (Legal Issues)

Yüksek Temyiz Mahkemesi iki ana konu üzerinde incelemesini yaptı. Bunlardan ilki kendi içinde üç alt sorunu barındıran İstinaf Mahkemesinin İlk Derece Mahkemesi kararı üzerindeki incelemesidir. Buna göre:

a) İstinaf Mahkemesi İlk Derece Mahkemesinin yanlış testi uyguladığını saptaması yerinde midir?

b) Eğer İlk Derece Mahkemesi doğru testi uyguladıysa, İstinaf Mahkemesi yine de müdahale edebilir miydi?

c) İstinaf Mahkemesinin, sığınmacıların Ruanda'ya gönderilmesi durumunda kaçtıkları ülkeye geri gönderilme ihtimalini yüksek bulması uygun mudur?

İkinci ana sorun ise, ilticaya ilişkin Avrupa Direktifinin yürürlükte olup olmadığının saptanmasına ilişkindir. Sorunun nedeni Birleşik Krallığın, Avrupa Birliği'nden çıktıktan sonra yürürlüğe koyduğu Avrupa Birliğinden Çekilme Kanunlarının (EU Withdrawal Act 2018 and 2020) yorum yöntemine ilişkindir.

Hüküm (Judgement)

Mahkeme, uygulanması gereken doğru testin bütün deliller ışığında ciddi bir geri iade riskinin olup olmadığının bizzat kendisi tarafından yapılması olduğu sonucuna vardı. İlk derece mahkemesinin uyguladığı test tam olarak belli değildir çünkü hükme ulaşırken yaptığı değerlendirmelerin bir kısmında doğru testi uygularken bir kısmında ise yanlış testi uygulamıştır. Ayrıca, İlk Derece Mahkemesi hükme ulaşırken sadece İngiliz Dış İşleri Bakanlığının tecrübesi çerçevesinde verdiği delillere dayandı. Sonuç olarakta, dünya genelinde hem teoride hem de uygulamada köklü olan, yaptığı değerlendirmeler ile ülkelerin iltica sistemi hakkında önemli değerlendirmeler yapan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin raporunu dikkate almayı ihmal etti. Dolayısıyla da Yüksek Temyiz Mahkemesi, İlk Derece  Mahkemesi doğru testi uygulasın veya uygulamasın önemli bir delili dikkate almadığı için İstinaf Mahkemesinin bozmasını isabetli buldu.

Hükmün büyük bir kısmını, İstinaf Mahkemesinin sığınmacıların Ruanda’ya geri gönderilmesi durumunda kaçtıkları ülkeye doğrudan veya dolaylı olarak (Üçüncü bir ülke aracılığıyla) gönderilmesi ihtimaline ulaşmakta haklı olup olmaması oluşturmaktadır. Yüksek Mülteci Komiserliği'nin yaptığı açıklamaya göre, Ruanda'nın iltica sistemi prosedürü teoride imzalanan uluslararası konvansiyonlara tam uygunluktadır; ancak sorun, bu kuralların uygulamada ne kadar eksik bir biçimde uygulandığına ilişkindir. Teoride, ilticaya karar verilirken üç aşamalı bir sistem vardır. Bunlardan ilk iki aşama yürütmenin oluşturduğu komisyonlar, son aşama ise mahkemedir. DGIE adlı komisyonlardan bir tanesinin görevi evrak işlerini düzenleyip diğer komisyona havale etmektir. Fakat uygulamada söz konusu komisyonun yetkisi olmamasına rağmen sığınma başvurularını reddetmekte, üstelik buna karşı herhangi bir itiraz yoluna başvurulamamaktadır. Bunun yanı sıra, komisyonda görev alan kişilerin iltica prosedürü hakkında da hiçbir bilgisi yoktur. Değerlendirmeye yetkili komisyon, red kararı verdiği zaman sadece formalite icabı önceden yazılmış taslak kararlar verir ve bunun sonucunda yeterli gerekçe verilmediğinden temyiz başvurusunu kazanma olasılığı da hayli azalmaktadır. İlgili bakanlığa iç itiraz yolu açık olsa bile, 2021 yılında sadece beş kişi başvurmuştur. Mahkemeye temyiz süreci bulunsa bile, 2018'den beri bir kişi bile başvuru yapamamıştır. Mahkemelerin bağımsızlığı konusunda kuşkuların yanı sıra, komisyonlarda herhangi bir hukuki temsilci de bulunmaması, adalete erişim hakkı konusunda endişeleri arttırmaktadır. Orta Doğu'dan gelen sığınmacılara karşı da %100'lük bir red oranıyla iltica sisteminin uygulamada nasıl önyargılı işlediği aşikardır. Ayrıca, Ruanda'nın yakın ilişkiler içinde bulunduğu ülkelere sığınmacıları iade ettiği ana sorunlardan biridir. Mahkeme, Ruanda Hükümeti'nin mevcut durumda verdiği iltica prosedürüne ilişkin taahhütlerin güvenilirliğini incelerken, daha önce İsrail ve Ruanda arasında yapılan benzer antlaşmayı incelemiş ve Ruanda'nın söz konusu antlaşmada da taahhütlerini yerine getirmediği sonucuna varmıştır. Mahkeme, gelecekte bahsedilen eksikliklerin giderilmesi konusunda Ruanda Hükümeti'nin iyi niyetinden kuşku duymamasına rağmen, geçmişteki yanlış uygulamaların ve mevcut durumdaki eksiklikleri göz önüne alarak, mevcut durumda ciddi derecede geri iade durumunun olduğuna karar vermiştir.

Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği'nden ayrılması hızlı ve kolay bir şekilde gerçekleşmedi. Avrupa Birliği Mevzuatı'ndan alınan sayısız kanunlar ve içtihatlar olduğu için ayrılma belirli bir plan dahilinde süreye yayıldı. İlk olarak Avrupa Birliği'nden Çekilme 2018 Kanunu (EU Withdrawal Act) yürürlüğe girdi. Söz konusu kanunun maddeleri uyarınca tam ayrılmaya kadar belirli bazı Avrupa Birliği kurallarının yürürlükte kalması (Retained-EU Law) belirlendi. Sığınmacıların dayandığı direktiflerde bu kuralların kapsamında kalmaktadır. Akabinde, bazı yürürlükte tutulan söz konusu Avrupa Birliği kurallarının kaldırılması için Avrupa Birliği Çekilme Kanunu 2020 yürürlüğe konuldu ve Göç'e ilişkin düzenlemelerin kaldırılacağı açıklanmıştır. Hukuki sorun, 'Göç' kelimesinin 'iltica' kelimesini kapsayıp kapsamadığına ilişkindir çünkü eğer kapsamıyorsa Direktiflerin yürürlükte kaldığı ve iç hukuktaki düzenlemelerle çeliştiği açıktır. Mahkeme, kanunların yorumunda asıl olanın metnin söz olduğunu ve Gerekçe veya Meclis Komite Raporları gibi kanunu yorumlamaya yardımcı ikincil kaynakların kanunun açık sözünün anlamını değiştiremeyecek şekilde kullanılamayacağına hükmetti. Sonuç olarak, göç kelimesinin iltica kelimesini kapsadığı sonucuna vardı. Dolayısıyla da Avrupa Birliği'nden Çekilme 2020 Kanunu, 2018 Kanunu kapsamında yürürlükte tutulan göçe ilişkin düzenlemeleri kaldırdığından ilticaya ilişkin Avrupa Birliği Direktifleri de yürürlükten kaldırılmıştır

Hükmün Etkisi (Impact of the Judgement)

Karar, insan hakları savunucuları açısından bir zafer olarak gözükse de, İngiliz Anayasa Hukuku'nun temel prensiplerinden biri olan Parlamentonun istediği yasayı yapma veya yapmama konusunda özgür olmasını ve kanunların anayasaya uygunluğuna ilişkin yargısal bir denetim yapılamayacağını açıklayan Parlamento Üstünlüğü (Parliamentary Sovereignty) ilkesini göz önünde tutmak gerekir. Nitekim, bu karar sonrası hükümetin hazırladığı yeni kanun taslağında “Doğu Afrika ülkelerinin güvenli ülke olarak kabul edileceğini ve mahkemelerin yargısal denetim yapamayacağı”[1] belirtilmektedir.


Ramazan Bahadır BÖLÜK

--------------

[1] 1 Faye Brown ‘Robert Jenrick resigns as immigration minister over government's Rwanda plan’ (SkyNews, 6 Aralık 2023) https://news.sky.com/story/robert-jenrick-resigns-as-immigration-minister-over-governments-rwanda-plan-home-office-minister-13024262> erişildi 18 Aralık 2023