Günümüzde gelmiş olduğumuz nokta itibariyle, internet en popüler kitle iletişim araçlarından birisi haline gelmiştir. İnternet kullanımı kişilerin hayatını kolaylaştırmakla beraber bazı sorunları da beraberinde getirmektedir. İşbu noktada özellikle internetin kişilerin hak ve özgürlüklerini ihlal etmek amacıyla kötü niyetli olarak kullanılması önemli bir sorun teşkil etmektedir. Bu durumun önüne geçmek amacıyla ulusal ve uluslararası düzeyde birtakım hukuki düzenlemeler yapılmış olup, halen de bu yönde çalışmalar devam etmektedir. Ülkemizde mer’i mevzuat açısından 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun kapsamında özü itibariyle bir tedbir kararı olan ‘’İnternet Erişiminin Engellenmesi’’ kurumu düzenlenmiştir.

Yukarıda bahsi geçen kanunun 8, 8/A ve 9/A maddelerinde internet erişiminin özel engellenmesi diğer bir ifadeyle erişimin engellenmesi ihdas edilmiştir. İşbu kanunun 8.maddesinde erişimin engellenmesi kararı verilebilecek suçlar ifade edilmiştir. Erişimin engellenmesi kararı ancak bu maddede tahdidi olarak sayılan suç tipleri için uygulanabilecektir. Bu hususta yargıca herhangi bir takdir hakkı tanınmamıştır. Ağır bir koruma tedbiri olan erişimin engellenmesi kararı için böyle sınırlayıcı bir düzenlenmenin getirilmesi oldukça isabetli olmuştur.

Bahse konu hükümde yer alan suç tipleri bakımından erişimin engellenmesi kararı soruşturma aşamasında hakim, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından verilmektedir. Lakin gecikmesinde sakınca bulunan hallerde savcılık makamınca da karar alınabilmektedir.

İlgili kanunun bahse konu maddesinin 16.fıkrasıyla Telekomünikasyon İletişim Başkanına (TİB)‘’Milli Güvenlik’’  ve ‘’Kamu Düzeninin Korunması’’ gerekçeleriyle doğrudan erişimi engelleme yetkisi verilmişti son derece anti demokratik olan bu düzenleme mülga edilmiştir.

5651 Sayılı Kanunun erişimin engellemesi hususunda özel yasa olması hasebiyle Türk Medeni Kanunu hükümlerine dayanılarak ihtiyati tedbir yoluyla erişimin engellenmesi kararı verilmemesi gerekir. Aksi takdirde işbu durum hukuka aykırılık teşkil edecektir. Ancak Yargıtay 4. Ceza Dairesi vermiş olduğu bir kararında; ‘’ mahkemelerce verilen erişimin engellenmesine ilişkin her türlü kararı uygulamanın TİB’in görevi olduğunu’’ vurgulayarak kanunda mevcut olmayan bir görevi içtihatla TİB’e yüklemiştir. Böylece medeni kanun hükümlerine istinaden erişimin engellenmesi kararı verilebilmesinin önü açılmıştır.

Av. R. Miraç SAĞLAM

Konya Barosu