1. İş Sözleşmesinde Rekabet Yasağı

İşçinin rekabet etmeme borcunu iki farklı açıdan incelemek mümkündür. İlk olarak iş sözleşmesi sürerken işçi ile işverenin rekabet etmemesidir ki bu durum direkt olarak sadakat borcu ile ilişkilidir. İkincisi ise sözleşmenin bitmesinin ardından işçinin işveren ile rekabetini engelleyen sözleşme kaynaklı rekabet etmeme borcudur. Taraflar iş sözleşmesinden bağımsız rekabet yasağı sözleşmesi de düzenleyebilirler[1]. Bunun haricinde iş görme ve sadakat borçlarının yerine getirilmesi sadece sözleşme devam ettiği müddetçe devam eder. Bunun aksine Borçlar Kanun’unda düzenlenmiş olan rekabet etmeme borcu ise iş sözleşmesinden sonra yerine getirilir[2]. Kanuna göre; “Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların haricinde rakip işletme ile başka biçimde bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı üstlenebilir” (TBK.m.444)[3].

İş sözleşmesi bittikten sonra devam eden rekabet etmeme borcu sözleşmeden kaynaklanmaktadır ve burada cezai şart rekabet etmeme borcuna uyulmasını sağlamak amacıyla uygulamada karşımıza çıkar[4].

Kanunda herhangi bir sınırlama olmadığından, iş sözleşmesi belirli ya da belirsiz süreli ya da kısmi veya tam süreli olup olmadığına bakılmaksızın rekabet yasağına ilişkin düzenleme kararlaştırılabilir[5]. Bunun aksine, rekabet yasağının işyeri iç yönetmelikleri ile kararlaştırılamayacağı kabul edilmektedir[6]. Buna benzer şekilde işverenin taraflarca düzenlenen sözleşmede rekabet yasağına ilişkin hüküm koyma hakkını saklı tutamaz[7].

İşçinin işyerinde çalışması sırasında öğrendiği bilgilerin bazılarını işverenle arasındaki sözleşme sona erdikten sonra bu bilgileri kullanması işverenin menfaatlerini zedeleyebilir. Bunun yanında, işçinin çalışma ve sözleşme serbestisi ile işverenin rekabetten kaynaklı menfaati ile uyum içinde olmalı ki işçinin anayasadan kaynaklı çalışma ve sözleşme özgürlüğü zedelenmesin[8]. Bununla beraber, işçinin anayasadan kaynaklanan çalışma ve sözleşme özgürlüğünü sınırlayan yasa kurallarıyla, rekabet yasağı ile ilgili sözleşme hükümleri hakkında şüpheye yer verecek bir durum olması durumunda dar yorumlanması gerekmektedir[9].

Rekabet yasağı sözleşmesinin yazılı biçimde ve fiil ehliyetine sahip kişiler tarafından yapılması geçerlilik şartıdır[10]. Aksi takdirde iş sözleşmesine rekabet yasağına dair konulan hüküm geçersiz olur[11]. Kanuni temsilci tarafından veya onun onaylamasıyla rekabet yasağı kararlaştırılamaz[12]. Yargıtay’ın 2013 tarihli kararına göre; “Rekabet yasağı, işçinin yasağın içeriği hakkında bilgi sahip olması için, işçiyi korumak amacıyla yazılı olmalıdır. Rekabet yasağı sadece işveren tarafından düzenlenen; personel yönetmeliği ya da iç yönetmeliklere atıfta bulunularak kararlaştırılamaz.[13]Ayrıca rekabet yasağı sözleşmesi, belirli süreli iş sözleşmeleri içinde düzenlenebilir[14].

Rekabet yasağının gerçeklemesi için, işçinin üretimle ilgili sırları veya işverenin işleri hakkında bilgi sahibi olacak konumda olmalı[15], işçinin işverenin müşteri çevresi hakkında bilgi edinme olanağı olmalı[16], işverenin ciddi bir zarara uğrama ihtimali olmalı[17],  ayrıca rekabet yasağı işçinin ekonomik geleceğini tehlikeye düşürmemelidir[18].

Sözleşmenin tarafları arasında düzenlenmiş olan rekabet yasağı sözleşmesi ya da iş sözleşmesi içinde yer alan kayıt  yukarıda belirttiğimiz şartların yanında bazı sınırlamalara da tabii olmalıdır. Türk Borçlar Kanununun 445/1.fıkrasına göre “Rekabet yasağı, işçinin ekonomik açıdan geleceğini, tehlikeye sokacak biçimde yer, zaman ve işlerin türü açısından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve yasağın süresi özel durum ve koşullar haricinde iki yılı aşamaz”[19].

2. İşçinin Rekabet Yasağı Sözleşmesi Nedeniyle Cezai Şart Ödemesi

Rekabet yasağına aykırı davranmanın yaptırımlarından işverenin zararının giderilmesinden sonra işçinin cezai şart ödemesidir[20]. İşverenin, rekabet yasağının ihlal edilmesi nedeniyle zarar gördüğünü kanıtlaması oldukça zordur. Bu nedenle ileride sıkıntı yaşamamak adına işçi ile yapılan iş sözleşmesinde cezai şart kararlaştırılması yoluna gidilir[21]. Kanunda “Alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile kararlaştırılan cezanın ifası gerekir” (TBK.m.180/1) hükmü yer aldığından işveren zararı ispatlamasa dahi sözleşmede belirtilen cezai şartı talep edebilmesi için sadece rekabet yasağına uyulmadığının ispatlanması yeterlidir[22].

“Rekabet yasağının ihlal edilmesi cezai şarta bağlanmış ise sözleşmede aksi belirtilmediyse işçi belirlenen miktarı ödeyerek rekabet yasağı sebebiyle oluşan borcundan kurtulsa da; işçinin bu miktarın üstündeki zararı gidermek zorundadır”(TBK.m.446/2). Fakat işveren cezai şart ile karşılanmayan bir zarar olduğunu ve işverenin genel hükümlere göre işçinin kusurlu olduğunu ispatlarsa aşkın zararı talep edebilir[23]. Bu hüküm yedek hukuk kuralı olduğundan aksi kararlaştırılarak, işçinin bu hakkını kullanması engellenebilir[24].

Rekabet yasağı sözleşmesinde yer alan cezai şartın geçerli hale gelebilmesinin ön şartlarından biri de işçinin rekabet yasağının içine dahil olan işlerden birini yapmalıdır. Bu nedenle cezai şarta ilişkin ihtilaf söz konusu olduğunda yargıç öncelikle işçinin rekabet yasağına aykırı davranışını göz önüne alması gerekir[25].

İş sözleşmesinde işçiye eğitim gideri ödenerek işçinin daha nitelikli hale gelmesi için belli bir eğitim karşılığında belli süre boyunca işyerinde çalışması şart olarak belirlenip buna uyulmadığı takdirde cezai şart ödeyeceği kararlaştırılmış olabilir. Bununla birlikte aynı iş sözleşmesi içerisinde işçinin aldığı eğitim ile çalıştığı iş yerinin sırlarını açıklamaması ve çalıştığı işyerini zarara sokma ihtimali düşünülerek sözleşmeye cezai şart hükmü konulmuş olabilir. Böyle bir durum gerçekleştiğinde işveren haklı menfaati gerçekleştiği için her iki cezai şartı ayrı ayrı talep edebilir[26].  Ancak ayrı ayrı talep edilen cezai şartın toplamı miktar olarak çok yüksek olması durumunda yine yargıç tarafından indirilebilir.

Rekabet yasağı sözleşmesinde belirlenen cezai şartın aşırı nitelikte olması durumunda yargıç tarafından indirilmesi mümkündür. TBK. 445/2 maddesi gereğince zaman, konu ve yer bakımından içerdiği sınırlamalar açısından yargıcın müdahale imkanı olduğundan, bahsi geçen sınırlamaların kapsamını daraltabileceği gibi aşırı mahiyetteki cezai şartı hakkaniyet ölçüsüne göre indirebilecektir[27].  Fakat işçi henüz rekabet yasağına aykırı davranışta bulunmamış ve işverenin cezai şartı yerine getirilmesini talebi ortaya çıkmamışsa, cezai şartın bu durumda indirilmesi mümkün değildir[28]. YHGK’ da 2008 yılında konu ile ilgili verdiği bir kararda[29]“Zararın ispatının yapılacak hakkaniyet indiriminin ölçüsü olarak dikkate aldığını ifade etmiştir”. İndirim ile ilgili faydalanılabilecek bir diğer kıstas ise yasağın devam ettiği süre içinde ihlalin ne zaman gerçekleştirildiğidir[30]. Öğretide yasağın devam ettiği süre içinde ilerleyen zamanda ortaya çıkması muhtemel bir ihlalde işverenin korunmaya değer menfaatinin niteliği icabı azalacağı görüşü savunulmuştur[31].

Basın İş Kanunu’nun 13.maddesi gereği gazetecilerle iş sözleşmesi sona erdikten sonra geçerli olması kaydıyla yapılacak rekabet yasağı sözleşmesi gazetecilik mesleğinin ruhuna aykırı olması nedeniyle geçersizdir[32]. Deniz İş Kanun’unda ise rekabet yasağı ile ilgili ayrı bir düzenleme bulunmamaktadır.

Yargıtay konu ile ilgili 2015 yılında verdiği bir kararında,[33]

İşçinin sözleşmenin sona ermesinin ardından 6 ay süre ile Ege Bölgesindeki aynı faaliyet alanında bir başka şirkette herhangi bir görevde çalışmamasını rekabet etmeme şartı olmadığını kelepçeleme sözleşmesi niteliğinde olduğunu,  iş sözleşmesinin fesih tarihi olan 02.10.2013 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 445/2 maddesi gereğince işçinin kilit pozisyonda olmaması nedeniyle şirketin sırlarına bilmesinin mümkün olmayacağını ve bu nedenden ötürü rekabet yasağını ihlalden de söz edilemeyeceği gerekçesiyle davayı reddetmiştir”.

Yine benzer şekilde Yüksek Mahkeme, “İşçinin, iş sözleşmesi sona erdikten sonra 5 yıl süre ile aynı çalışma alanında faaliyet gösteren bir diğer şirkette çalışamamasının kelepçeleme sözleşmesi olduğunu belirtip işçi lehine karar vermiştir”[34].

3. Rekabet Yasağı Sözleşmesinin ve Cezai Şartın Sona Ermesi

Rekabet yasağı, iş sözleşmesinin içeriğine ve sona ermesine ilişkin bir düzenleme olmaması nedeniyle toplu iş sözleşmesinin tarafları yönünden de borç doğuracak bir özelliğe sahip olmadığından toplu iş sözleşmelerine, işçinin sözleşme sona erdikten sonraki dönemde işvereni ile rekabet etmemesi gerektiğine ilişkin konulacak hükümler geçersiz sayılacaktır[35]. Rekabet Yasağı; “İşverenin gerçek bir yararının kalmaması, işveren tarafından iş sözleşmesinin haksız feshi ve işçi tarafından iş sözleşmesinin haklı olarak sona erdirilmesi söz konusu olduğunda sona erer”[36].

İşçinin iş sözleşmesini İş Kanunu’na göre haklı nedene dayanarak feshetmesi durumunda rekabet yasağına dayanan cezai şart da geçersiz olup işverenin bu durumda cezai şart talep etme hakkı olmayacaktır.[37] İşçinin iş sözleşmesini işverenin kusuru olmadan haklı olarak sona erdirmesi durumunda işçinin rekabet etmeme borcu devam eder ve rekabet yasağı ihlal edilirse işveren cezai şart talep edebilir.[38] İşçi, iş sözleşmesini kişisel sebeplerden ötürü feshederse rekabet yasağına uymakla mükellef olup aksi durumda işveren işçiden cezai şart talep edebilecektir.[39]

İşçiyle rekabet yasağı sözleşmesi yapıldıktan sonra işçinin çalıştığı işyeri devredilmiş ise de rekabet yasağı sözleşme gereği devam eder[40]. İş sözleşmelerinde cezai şartın karşılıklı olmasına ilişkin kuralın ikinci istisnası rekabet yasağının ihlali durumunda işçinin lehine olmayan cezai şartın taraflarca hazırlanan sözleşmeye konulabileceği ve bu hükmün uygulanabileceği biçimindedir[41].

İşverenin veya işçinin iş sözleşmesini feshetmesi ve işverenin menfaatinin kalmaması durumunda rekabet yasağı sözleşmesi de sona erecektir. Bu durumda taraflarca rekabet yasağı sözleşmesinde belirlenmiş olan cezai şart da sona erecektir[42].

KAYNAKÇA

ARI, Mehmet, Hukuk Davaları, Cilt 4, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2017.

BASKAN, Ş. Esra, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu Hükümleri Çerçevesinde Rekabet Yasağı Sözleşmesi, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt:2, Sayı:2, 2012.

ÇELİK, Nuri/ CANİKLİOĞLU, Nurşen/ CANBOLAT, Talat, İş Hukuku Dersleri, Beta Yayıncılık, İstanbul, 2018.

DEMİRTAŞ, Sebla, Cezai Şart, İstanbul Barosu Dergisi, Cilt:84, Sayı:2, Mart 2010.

DOĞAN, Sevil, İşçinin Rekabet Yasağı İş Sırrının Korunması, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2017.

GÜNDÜZ, Fehmi, Hizmet Akitlerinde Cezai Şart, İstanbul Barosu Dergisi, Cilt:88, Sayı:3, Mayıs 2014.

SENYEN/KAPLAN, E. Tuncay, Bireysel İş Hukuku, Gazi Kitapevi, Ankara, 2018.

SOYER, Polat Rekabet Yasağı Sözleşmesi, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınevi, Ankara, 1994

SÜZEK, Sarper, İş Hukuku, Beta Yayıncılık, İstanbul, 2017.

SÜZEK, Sarper, Yeni Borçlar Kanunu Çerçevesinde İşçinin Rekabet Etmeme Borcu, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, Cilt:72, Sayı:2, Ocak 2014.

YILDIZ, Gaye Burcu, İş Hukukunda Sözleşmesel Kayıtlar, Yetkin Yayınevi, Ankara, 2014.

--------------------

[1]BASKAN, Ş. Esra, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu Hükümleri Çerçevesinde Rekabet Yasağı Sözleşmesi, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt:2, Sayı:2, 2012, s.117; SÜZEK, İş Hukuku, s.380;  DEMİRTAŞ, s.866

[2]ARI, s.651

[3]SÜZEK, Sarper, Yeni Borçlar Kanunu Çerçevesinde İşçinin Rekabet Etmeme Borcu, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, Cilt:72, Sayı:2, Ocak 2014, s.457

[4]GÜNDÜZ, s.146; ÇELİK/CANİKLİOĞLU/CANBOLAT, s.300

[5]ÇELİK/CANİKLİOĞLU/CANBOLAT, s.300

[6]SOYER, Rekabet Yasağı, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınevi, Ankara, 1994, s.43

[7]ÇELİK/CANİKLİOĞLU/CANBOLAT, s.300

[8]GÜNDÜZ, s.146, http://www.sahin.law/yayinlarimiz/rekabet-yasagi-sozlesmesi

[9]SÜZEK, Rekabet Etmeme, s.457

[10]BASKAN, s.118;YHGK, 27.02.2013 T., 2012/9-854 E., 2013/292 K., ARI, s.651, http://www.sahin.law/yayinlarimiz/rekabet-yasagi-sozlesmesi;

[11]SÜZEK, İş Hukuku, s.381;

[12]KOZAK, s.131; SÜZEK, Rekabet Etmeme Borcu, s.458

[13]Y.9.HD, 28.03.2013, 25792/10539, Mess Yargıtay Kararları, SÜZEK, İş Hukuku, s.382; ÇELİK/CANİKLİOĞLU/CANBOLAT, s.300

[14]YILDIZ, Sözleşmesel Kayıtlar, s.37

[15]SÜZEK, İş Hukuku, s.383

[16]SÜZEK, Rekabet Etmeme Borcu, s.459; ÇELİK/CANİKLİOĞLU/CANBOLAT, s.301

[17]SENYEN KAPLAN, İş Hukuku, s.165

[18]SÜZEK, İş Hukuku, s.385; BASKAN, s.120

[19]SENYEN KAPLAN, İş Hukuku, s.165

[20]ÇELİK/CANİKLİOĞLU/CANBOLAT, s.309

[21]SOYER, Rekabet Yasağı, s.78, DEMİRTAŞ, s.866; SÜZEK, Rekabet Etmeme Borcu, s.463; SOYER, Rekabet Yasağı, s.82;

[22]SÜZEK, İş Hukuku, s.388

[23]BASKAN, s.122; YILDIZ, Sözleşmesel Kayıtlar, s.65; SOYER, Rekabet Yasağı, s.65; ÇELİK/CANİKLİOĞLU/CANBOLAT, s.309; KESER, s.38; DOĞAN, s.156

[24]SÜZEK, İş Hukuku, s.389

[25]DOĞAN, Sevil, İşçinin Rekabet Yasağı İş Sırrının Korunması, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2017, s.153;

[26]KOZAK, s.137

[27]DOĞAN, s.154;

[28]SÜZEK, Rekabet Etmeme Borcu, s.464; SOYER, Rekabet Yasağı, s.84, Y.9.HD., 05.05.2008 T., 2007/17815 E., 2008/11014 K., ARI, s.652, GÜNDÜZ, s.147; KESER, s.39; SÜZEK, Rekabet Etmeme Borcu, s.464

[29]YHGK, 22.09.2008 T.,  9-517/506., YILDIZ, Sözleşmesel Kayıtlar, s.64

[30]YILDIZ, Sözleşmesel Kayıtlar, s.64

[31]YILDIZ, Sözleşmesel Kayıtlar, s.64

[32]ÖZCAN, s.119

[33]Y.11.HD. 07.12.2015 T., 2015/5612 E., 2015/13054 K., DOĞAN, s.157

[34]Y.11.HD., 19.04.2017 T., 2015/14741 E., 2017/2261 K., www. kazanci.com.tr, Erişim Tarihi, 03.04.2019

[35]ÖZCAN, s.119

[36]YILDIZ, Sözleşmesel Kayıtlar, s.73; ÇELİK/CANİKLİOĞLU/CANBOLAT, s.309

[37]KOZAK, s.136

[38]SOYER, Rekabet Yasağı, s.107

[39]KOZAK, s.136

[40]SÜZEK, Rekabet Etmeme Borcu, s.466

[41]GÜNDÜZ, s.148

[42]DEMİRTAŞ, s.866