T.C.
YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ
E. 2017/26955
K. 2020/1529
T. 4.2.2020

İŞÇİLİK ALACAKLARININ TAHSİLİ İSTEMİ ( Davacının 15 Yıllık Çalışma Süresi Boyunca Sadece 5 Gün İzin Kullanması Hayatın Olağan Akışına Aykırı Olduğu - Davacının Davalıya Ait İşyerinde 1999 Yılında Çalışmaya Başladığı Gözetilerek 1475 S.K.'un Yürürlükte Olduğu Dönemde Hak Kazanılan İzin Süresinin Bu Kanun Hükümlerine Göre Belirlenmesi Gerektiği/Eksik İnceleme ile Karar Verilmesinin Bozmayı Gerektirdiği )

YILLIK İZİN ÜCRETİ ALACAĞI ( Davacının Toplam Hizmet Süresince 15 Yıllık Dönemde Sadece 5 Gün İzin Kullandığı Kabul Edilerek Yıllık Ücretli İzin Alacağının Hüküm Altına Alınmasının Hatalı Olduğu - 1475 Sayılı Kanunun Yürürlükte Olduğu Dönemde Hak Kazanılan İzin Süresinin Bu Kanun Hükümlerine Göre Belirlenmesi Gerektiği Gözetilmeden Verilen Kararın Bozulması Gerektiği )

FAZLA ÇALIŞMA SÜRESİNİN BELİRLENMESİ ( Mahkemece Bilirkişi Raporuna İtibar Edilerek Raporda Hesaplanan Fazla Çalışma Ücretinin Hüküm Altına Alındığı - Bilirkişi Raporunda Davacının 07:00'de İşe Başladığı Kabul Edilmiş Olmasına Rağmen Dava Dilekçesinde İşe Başlama Saatinin 07:30 Olarak Beyan Edildiği Gözetilmeden Talep Aşımı Yapılarak Hesaplama Yapılmasının Bozma Nedeni Sayıldığı )

HAKİMİN DAVAYI AYDINLATMA ÖDEVİ ( Yargılama Sonucunda Ulaşılacak Hükmün Doğru Gecikmemiş ve Kendisinden Beklenen Etkiyi Gösteren Bir Niteliğe Sahip Olması Gerektiği - Belirsiz Vakıaların Açıklattırılmasına Eksikliklerin Hakim Tarafından İşaret Edilerek Taraflarca Giderilerek Yargılamanın Uzatılmasının Önüne Geçilmesine İlişkin Hakimin Davayı Aydınlatma Yükümlülüğü Bulunduğu )

HÜKMÜN KAPSAMI ( Hüküm fıkrasında Dava Dilekçesi ile Islah Dilekçesi Yönünden İki Ayrı Dava Gibi Hüküm Kurulmuş Olmasının HMK Md. 297 Hükmüne Aykırı Olduğu - Fazla Çalışma Ücreti Yönünden İlk 1000 TL İçin Hüküm Kurulduktan Sonra Kalan Kısım İçin %30 İndirim Yapıldığı Belirtilerek Hüküm Kurulmasının Bozma Sebebi Olduğu/Kıdem Tazminatı Yıllık İzin Ücreti Fazla Çalışma Ücreti ile Asgari Geçim İndirimi Alacaklarının Hüküm Altına Alınması İstemi )

2709/m.141

1475/m.14

4857/m.41,53,57

6100/m.31,194,297

ÖZET : Dava, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti ile asgari geçim indirimi alacaklarının hüküm altına alınması istemine ilişkindir.

Davacının 15 yıllık çalışma süresi boyunca sadece 5 gün izin kullanması hayatın olağan akışına ters olduğundan, davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi; davacı davalıya ait işyerinde 1999 yılında çalışmaya başlamış olup, 1475 Sayılı Kanun'un yürürlükte olduğu dönemde hak kazanılan izin süresinin bu Kanun hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek, raporda hesaplanan fazla çalışma ücreti hüküm altına alınmışsa da hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 07.00'de işe başladığı kabul edilmiş olmasına rağmen dava dilekçesinde işe başlama saatinin 07.30 olarak beyan edilmesi karşısında talep aşımı yapılarak hesaplama yapılması hatalı olmuştur.

Hüküm fıkrasında dava dilekçesi ile ıslah dilekçesi yönünden iki ayrı dava gibi hüküm kurulduğu anlaşılmakta olup, karar bu yönüyle hatalı olmakla birlikte; fazla çalışma ücreti yönünden ilk 1000 TL için hüküm kurulduktan sonra, kalan kısım için %30 indirim yapıldığı belirtilerek hüküm kurulması bir başka hatalı yöndür.

DAVA : Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 22/07/1999 - 01/10/2014 tarihleri arasında temizlik görevlisi olarak çalıştığını, haftanın 5 günü 07:30-19:00/20:00 saatleri arasında, cumartesi günleri ise 07:30-12:30 ya da 12:30-17:30 saatleri arasında çalıştığını, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, davacının yıllık izinlerini kullanmadığını, iş sözleşmesinin davacı tarafından emeklilik sebebi ile feshedildiğini ancak kıdem tazminatı alacağının eksik ödendiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti ile asgari geçim indirimi alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının bankanın işçisi olmayıp dava dışı temizlik şirketinin işçisi olduğunu, davacının çalıştığı süre boyunca farklı temizlik firmalarında çalıştığını, temizlik firmasının görevlendirmesi sonucu farklı işyerlerinde de çalıştığını, bu nedenle davanın husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, davacının tüm alacaklarının ödendiğini, bu hususun davacının 28/10/2014 tarihli ibraname ile sabit olduğunu, davacının fazla çalışma yapmadığını, hafta sonu bankanın açık olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz Başvurusu:

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe:

1-)Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-)Taraflar arasında, davacının yıllık izin ücreti alacağının miktarı noktasında uyuşmazlık vardır.

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesinde hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir şeklinde düzenleme yapılarak hakime yargılama sonunda doğruya ulaşma görevini yüklemiştir. Anayasamızın 141. maddesine göre, yargı basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmelidir. Devlet yargının basit, ucuz ve çabuk gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak durumundadır. Zira hakkın tanınması ve korunmasındaki gecikmeler, hukuk devleti ilkesi ile uyumlu değildir, adil yargılanma hakkını ihlâl eder. Bu sebeple yargılama sonucunda ulaşılacak hüküm, doğru, gecikmemiş ve kendisinden beklenen etkiyi gösteren bir niteliğe sahip olmalıdır. Bundan dolayı belirsiz vakıaların açıklattırılmasına, eksikliklerin hâkim tarafından işaret edilerek taraflarca giderilerek yargılamanın uzatılmasının önüne geçilmesine ilişkin hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Usul hukukunda bu yükümlülüğün anlamı, doğru hüküm kurulmasıdır. Bu hususta yapılacak bir inceleme içinse, tarafların iddialarını eksiksiz ve zaman, yer gibi somut unsurlarıyla tam bir açıklık içinde yargılamaya getirmeleri gerekmektedir.

Somut olayda davacı vekili süre belirtmeksizin davacının yıllık izin haklarının kullandırılmadığını iddia etmiştir. Mahkemece, davacının toplam hizmet süresince 15 yıllık dönemde sadece 5 gün izin kullandığı kabul edilerek yıllık ücretli izin alacağı hüküm altına alınmıştır.

Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK m.194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının 15 yıllık çalışma süresi boyunca sadece 5 gün izin kullanması hayatın olağan akışına ters olduğundan, davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Kabule göre de, davacı davalıya ait işyerinde 1999 yılında çalışmaya başlamış olup, 1475 Sayılı Kanun'un yürürlükte olduğu dönemde hak kazanılan izin süresinin bu Kanun hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi de hatalıdır.

3-)Taraflar arasında fazla çalışma süresinin belirlenmesinde talep aşımı yapılıp yapılmadığı uyuşmazlık konusudur.

Somut uyuşmazlıkta davacı, davalıya ait işyerinde temizlik görevlisi olarak çalıştığını, hafta içi 5 gün 07:30 – 19:00/20:00 saatleri arasında, cumartesi günleri ise 07:30-12:30 ya da 12:30-17:30 saatleri arasında çalıştığını ileri sürmüş; mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek, raporda hesaplanan fazla çalışma ücreti hüküm altına alınmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 07.00'de işe başladığı kabul edilmiş ise de, dava dilekçesinde işe başlama saatinin 07.30 olarak beyan edilmesi karşısında talep aşımı yapılarak hesaplama yapılması hatalı olmuştur.

4-) Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Somut olayda ise, hüküm fıkrasında dava dilekçesi ile ıslah dilekçesi yönünden iki ayrı dava gibi hüküm kurulduğu anlaşılmakta olup, karar bu yönüyle hatalıdır. Ayrıca, fazla çalışma ücreti yönünden ilk 1000 TL için hüküm kurulduktan sonra, kalan kısım için %30 indirim yapıldığı belirtilerek hüküm kurulması bir başka hatalı yöndür.

Temyiz edilen kararın açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.02.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (kazanci.com.tr)