I- TANIM
Kira sözleşmesi kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanılmasıyla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere kira sözleşmesi karşılıklı edimleri içeren bir sözleşmedir. İlamsız icranın konusunu kural olarak yalnızca para ve teminat alacakları oluşturmaktadır. Ancak 2004 sayılı İİK 269-276 maddelerinde düzenlenen kiralanan taşınmazların ilamsız icra yolu ile tahliyesi bu kuralın istisnasını oluşturmaktadır.
Kural olarak kiralanan bir taşınmazın tahliye edilebilmesi için yetkili Sulh Hukuk Mahkemesinde tahliye davası açılması gerekmektedir. Eğer davacı taraf bu davayı kazanırsa, mahkemenin vermiş olduğu tahliye ilamı ile ilamlı icra takibi yaparak kiralanan taşınmazın tahliyesini isteyebilecektir. Ancak yukarıda bahsettiğimiz İİK m.269-276 istisnai olarak, iki sebebin varlığı halinde, Sulh Hukuk Mahkemesinde tahliye davası açmaya gerek kalmadan, kiralayanın doğrudan icra mahkemesine başvurarak, kiralanan taşınmazın tahliyesini isteyebileceğini kabul etmiştir. Bu iki hal; kira bedelinin ödenmemesi hali ve kira süresinin bitmesi halidir.
II- KİRA BEDELİNİN ÖDENMEMESİNE DAYANAN İLAMSIZ TAHLİYE
Bilindiği üzere kiracı bir kira yılı içerisinde iki defa kira borcunu ödemez ise kiraya veren kiracıya borcunu ödemesi için iki defa ihtar çeker ve kiracıya borcunu ödemesi için süre verir. Kiracı, verilen bu ihtara uymaz ise kiraya veren kira yılının bitiminden itibaren 1 aylık süre içinde yetkili Sulh Hukuk Mahkemesinde kiracıya karşı tahliye davası açabilecektir.
Kiracı, muaccel olan bir kira borcunu ödemez ise kiraya veren, kiracıya karşı ödenmeyen kira alacağı için doğrudan genel haciz yolu ile takip de yapabilmektedir. İcra ve İflas Kanunu m.269-276 ise her iki yolu da birleştirmiş ve kiraya verene bir kolaylık sağlamıştır. Böylelikle kiraya veren kiracıdan, ödenmeyen kira alacağını tahsili ile birlikte kiracının kiralanandan tahliyesini de isteyerek ilamsız tahliye takibi yapabilecektir.
A- TAKİP TALEBİ
Takip talebi genel haciz yolundaki ile aynıdır. Kiraya veren ilamsız tahliye takibi için doğruca icra dairesine başvurur. Kira sözleşmesinde birden fazla kiralayan varsa, söz konusu tahliye takibini kiralayanların hepsinin yapması gerekir. Zira kiralayanlar arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunmaktadır. Kiraya veren taşınmazın maliki dışında bir üçüncü kişi de olabilecektir. Bu durumda ise üçüncü kişi kiralayan sıfatı ile kiracıya karşı ilamsız tahliye takibi yapabilecektir.
Yetkili icra dairesi kural olarak kiralanan taşınmazın bulunduğu icra dairesidir. Ancak aksi kararlaştırılmış olmadıkça kira alacağı götürülecek borçlardan olup, TBK m.89 gereğince kiralayanın ikametgahında ödenmesi gerekir. Dolayısı ile kiralayanın yerleşim yerindeki icra dairesi de yetkilidir.
Kiralayanın ilamsız tahliye takibi yapabilmesi için yazılı bir kira sözleşmesinin olması şart değildir. Eğer yazılı bir kira sözleşmesi var ise bu sözleşmenin bir aslının veya bir örneğinin kiracı (borçlu) sayısı kadar örneğinin takip talebi ile birlikte icra dairesine verilmesi gerekmektedir.
Kiraya veren, tahliye talebiyle birlikte istemiş olduğu kira alacaklarının hangi aylara ilişkin olduğunu açıkça belirtmelidir. Kiraya verenin (alacaklı) talep etmiş olduğu kira alacaklarının hangi aylara ilişkin olduğunu belirtmemesi durumunda takibe itiraz edilmiş ise açılacak olan itirazın kaldırılması davası sırf bu sebepten reddedilemez. Bu durumda hakim kiraya verene, kira alacaklarının hangi aylara ilişkin olduğunu açıklattırır.
B- ÖDEME EMRİ
Kiraya verenin icra dairesine yapmış olduğu takip başvurusu sonucunda icra dairesi bir ödeme emri hazırlar ve borçluya gönderir. Takip talebi örnek no:13[1] olarak gönderilir.
Ödeme emrini tebliğ alan kiracı 7 gün içerisinde ödeme emrine itiraz edebilecektir. Ayrıca bu takip yolunda diğerlerinden farklı olarak kiracıya itiraz süresi dışında bir de ödeme yapması için süre verilir. Bu süre; konut ve çatılı iş yeri kiraları için 30 gün, ürün kirasında 60 gün ve diğer kiralarda 10 gündür. Ödeme emrinde ödeme süresi yazılmamışsa kiralayan icra mahkemesinden tahliye isteyemez. Bunun gibi, ödeme emrinde ödeme süresinin yanlış olarak gösterilmiş olması halinde de, kiralayan tahliye isteyemez[2].
1. Ödeme Emrine İtiraz Edilmezse
Borçlu (kiracı) 7 günlük itiraz süresinde takibe itiraz etmezse kira alacakları yönünden takip kesinleşmiş olur. Takip kesinleştikten sonra haciz aşaması genel haciz işlemleri ile aynıdır. Fakat alacaklı, haciz işlemlerine başlamak için borçlunun kira ilişkisine göre on, otuz ve altmış günlük ödeme süresinin bitmesini beklemelidir. Borçlu eğer bu ödeme süresi içerisinde kira borcunu öderse alacaklı artık haciz işlemlerine başlayamayacağı gibi kiracının tahliyesini de isteyemeyecektir.
Kiracı ödeme süresinde kira borcunu ödemiş ise, kiradan sayılmayan faiz, icra giderleri ve avukatlık ücretinin süresinde ödenmemesi nedeniyle tahliye kararı verilemez.
Buna karşılık, kira sözleşmesinde yakıt, elektrik, su ve kapıcı parasının kiracıya ait olduğu yazılı ise, bunlar da kiraya dahildir ve bunların ödeme süresi içinde ödenmemesi halinde de kiracının tahliyesine karar verilir[3].
Kiracının ödeme emrine itiraz etmeyip, ödeme süresi içerisinde ödeme de yapmadığı takdirde kiraya veren ödeme süresinin bitiminden itibaren 6 aylık süre içerisinde İcra Mahkemesinden kiracının tahliyesini isteyebilecektir[4]. Borçlunun artık İcra Mahkemesinde tahliye istemine karşı herhangi bir itiraz öne sürme hakkı yoktur. Borçlu ödeme süresinden sonra borcu ödese dahi kiraya veren borçlunun tahliyesini isteyebilecektir.
2. deme Emrine İtiraz Edilirse
Kiracı ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz ederse tahliye takibi durur. Kiracının ödeme emrine karşı yapacağı itiraz yalnızca İcra Dairesine yapılmalıdır. Kiracı kira sözleşmesine ve imzaya itiraz edebileceği gibi kira borcunun ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini ileri sürebilir Bu durumu kiracı İİK’nın 269/c maddesinde belirtilen belgelerle kanıtlamak durumundadır.
Kiracının yapmış olduğu itiraz alacaklıya tebliğ edildiği zaman alacaklının itirazın kaldırılması davası açması için 6 aylık süresi vardır. Ancak bu 6 aylık sürenin başlangıcı itirazın tebliği ile değil kiracının ödeme süresinin bitimi ile başlamaktadır. Yasal ödeme süresi dolmadan tahliye isteminde bulunulamaz.
a. Kira Sözleşmesine ve İmzaya İtiraz
Kiracı kira sözleşmesine ve imzaya itiraz ederken bunu açık ve kesin şekilde belirtmesi gerekmektedir. Aksi halde kiracının kira sözleşmesini kabul ettiğine karar verilir[5]. Örneğin borçlu hem kira sözleşmesine itiraz edip hem de kira borcunu ödediğini ileri süremeyeceği gibi, “böyle bir imza attığımı hatırlamıyorum” veya “imza bana ait olmayabilir” gibi ifade kullanması durumunda kira sözleşmesini kabul ettiği sayılır.
Kiracının kira sözleşmesine ve imzaya yapmış olduğu itiraz üzerine kiraya veren; noterde düzenlenmiş veya noterde onaylanmış bir sözleşme ile İcra Mahkemesinde itirazın kaldırılması davası açabilecektir. Kiracı da kira sözleşmesine dair itirazını noterlikçe onaylanmış veya düzenlenmiş ya da kiralayan tarafından imzası ikrar[6] edilmiş bir belge ile ispat edebilir. Ancak kiralayan belgedeki imzaya itiraz ederse İcra Mahkemesi imza incelemesi yapamayacaktır.
Kiraya verenin elinde yukarıda sayılan belgelerden biri yoksa veya kira ilişkisi sözlü ise kiraya verenin Sulh Hukuk Mahkemesinde itirazın iptali davası açması gerekmektedir.
Kural olarak kiraya verenin Sulh Hukuk Mahkemesinde tahliye davası açabilmesi için kiracıya ihtarda bulunmuş olması gerekir. Tahliye takibi ile kiracıya gönderilen ihtarlı ödeme emri TBK m.315 ve m. 362’deki ihtar yerine geçmektedir.
Kiracının yapmış olduğu itiraz üzerine kiraya veren genel mahkemede tahliye davası açmak zorunda kalır ve bu davayı da kazanırsa, kiracı takibe haksız yere itiraz ettiği için İİK m. 269/b-5 gereğince para cezasına mahkum edilir.
b. Kira Sözleşmesi Dışındaki İtirazlar
Kiracı tahliye takibine karşı, kira borcunu ödediğini veya sair bir sebeple kira borcunun istenemeyeceğini belirterek itiraz edebilir. Fakat kiracının bu şekilde itiraz etmesi durumunda artık kiralayan ile aralarındaki kira ilişkisini kabul etmiş sayılır. Bu itirazla da tahliye takibi durur. Daha sonra kiralayan tarafından açılacak olan itirazın kaldırılması davasında kiracı ilk itirazlarıyla bağlı olup imza itirazında bulunma hakkı bulunmamaktadır.
Kiracı yapmış olduğu ödeme veya sair sebeple borcun istenemeyeceğine dair itirazını İİK’nın 269/c maddesinde sayılan belgelerle ispat etmelidir. Kiracının böyle bir itirazda bulunduğu zaman ispat külfeti de kendisinde olacaktır.
Kiracının yapmış olduğu, borcun ödendiğine dair itirazında sunması gereken ödeme belgesi borcu sona erdiren bir belgedir. Belgenin bu niteliği gereği de yargılamanın her aşamasında sunulabilecektir.
Kiracının tahliye takibine karşı yaptığı ödeme veya sair nedenle istenemeyeceği itirazı sonucunda kira sözleşmesinin yazılı veya sözlü olmasına bakılmaksızın kira ilişkisinin kesinleştiğinden ve itiraz üzerine takibin durduğundan yukarıda bahsetmiştik. Bu durumda kiraya veren takibin devam etmesini sağlamak için İcra Mahkemesinde itirazın kaldırılması davası açabileceği gibi Sulh Hukuk Mahkemesinde itirazın iptali davası da açabilecektir. Burada kiraya verene adeta bir seçim hakkı tanınmıştır.
c. İtirazın Kaldırılması ve Tahliye
İtiraz üzerine duran takibin devamı için icra mahkemesinden itirazın kaldırılması talebi ile beraber kiracının tahliyesi talep edilmelidir. Takip talebinde olduğu gibi burada da tahliye isteminin belirtilmesi gerekmektedir. Aksi halde icra mahkemesi tahliyeye karar vermeyecektir. Tabi unutulmamalıdır ki hepsinden önce sonuç kısmında muhakkak itirazın kaldırılması ya da itirazın iptali talep edilmelidir.
Mahkeme, itirazın iptaline ya da kaldırılmasına karar verirse takip devam eder. Ayrıca davacının talebi üzerine borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak şartıyla icra inkar tazminatına hükmedilir. Takibin devamı ile birlikte artık kiraya veren kira alacakları için borçlu-kiracının mallarını haczedebilecektir. Borçlunun mahkeme kararına karşı kanun yoluna başvurmuş olması takibi tekrar durdurmaz. Fakat mahkeme kararı kesinleşmedikçe alacaklı haczedilen malların satışını isteyemez.
Her ne kadar takibin devamı için mahkeme kararının kesinleşmesine gerek yok ise de tahliye işlemlerinin yapılabilmesi için mahkeme kararının kiracıya tefhimi ya da tebliği tarihinden itibaren 10 gün geçmesi gerekmektedir. Tebliğ veya tefhimden itibaren 10 günlük süre geçmesinin ardından artık kiracı icra dairesi aracılığıyla kiralanandan zorla çıkarılabilecektir. Bu işlem için kiracıya ayrıca bir bildirimde bulunulmasına gerek yoktur.
Borçlu mahkeme kararına karşı kanun yoluna giderken tahliye işlemlerinin durdurulması için 3 aylık kira bedelini teminat olarak yatırmak şartıyla icra hukuk mahkemesinden icranın geri bırakılmasını isteyebilecektir.
III- KİRA SÜRESİNİN BİTMESİNE DAYANAN İLAMSIZ TAHLİYE
A. KONUT VE ÇATILI İŞYERİ OLMAYAN TAŞINMAZLARIN TAHLİYESİ
Konut ve çatılı işyeri olmayan taşınmazların kira süresinin bittiği gerekçesi ile tahliyesinin istenebilmesi için öncelikle yazılı bir kira sözleşmesi gereklidir. Sözlü bir kira sözleşmesine dayanarak kira süresinin bitmesi sebebiyle ilamsız tahliye yapılamaz.
Kira süresinin bitmesi sebebine dayanarak ilamsız tahliye yapmak için öncelikle bir tahliye talebi olması gerekmektedir.
1. Tahliye Talebi
Kiralayan, kira süresinin bitmesine 1 ay kala icra dairesine başvurarak kira süresinin bitmesi sebebiyle tahliye takibi yapabilir. Ancak TBK m.327/2’ye göre Taraflar, kira süresinin bittikten sonra açık bir anlaşma olmaksızın kira ilişkisini sürdürürlerse, kira sözleşmesi belirsiz süreli sözleşmeye dönüşür. Kiraya veren bu takibi başlatabilmek için tahliye talebi ile birlikte yazılı kira sözleşmesini de icra dairesine vermelidir.
2. Tahliye Emri
Tahliye talebini alan icra dairesi kiracıya örnek no:14 tahliye emri gönderir. Bu tahliye emrinde; tarafların ve varsa temsilcilerinin kimlikleri ve adresleri, kiralanan taşınmazın nev’i ve adresi, kira sözleşmesinin tarihi, kiracının 7 gün içinde takibe itiraz edebileceği ve kiracının 7 gün içinde itiraz etmeyip taşınmazı da tahliye etmezse tahliye emrinin tebliğinden itibaren 15 gün içinde taşınmazı tahliye etmesi aksi halde icra dairesi tarafından taşınmazdan zorla çıkarılacağı ihtarı yer alır[7].
3. Tahliye Emrine İtiraz
a. Tahliye Emrine İtiraz Edilmezse
Kiracı tahliye ermine 7 gün içinde itiraz etmezse takip kesinleşir. Artık kiracının 15 gün içinde taşınmazı tahliye etmesi gerekir. Aksi halde icra dairesi kiracıyı zorla taşınmazdan çıkaracaktır. Burada kiranın ödenmemesi sebebiyle yapılan takipten farklı olarak kiraya veren icra mahkemesinden tahliye kararı almasına gerek yoktur.
b. Tahliye Emrine İtiraz Edilirse
Kiracı 7 gün içinde tahliye emrine itiraz ederse takip durur. Kiracı itirazını icra dairesine yapmalıdır. Kiracının itirazı yalnızca kira sözleşmesinin inkarına, yenilendiğine veya uzatıldığına ilişkin olabilir.
Kiracı itirazında, kira sözleşmesindeki imzayı ayrıca ve açıkça inkar etmezse bu imzayı ikrar etmiş sayılır. Zira kiracı yapmış olduğu itirazları ile bağlıdır. Kiracının imza itirazına karşı kiralayan icra mahkemesinde itirazın kaldırılması davası açması için elinde noterlikçe düzenlenmiş veya onaylanmış bir kira sözleşmesi bulunması gerekir. Aksi halde kiraya veren icra mahkemesinde değil Sulh Hukuk Mahkemesinde itirazın iptali davası açmalıdır. İtirazın iptali davasında haksız olan taraf İİK m.275 uyarınca para cezasına mahkum edilecektir.
İİK m.275/2’ye göre kiracı, kira sözleşmesinin yenilendiğini veya uzatıldığını noterlikçe düzenlenmiş veya onaylanmış ya da tarih ve imzası kiralayan tarafından ikrar edilmiş bir belge ile ispatlayamazsa itirazın kaldırılmasına karar verilir.
Kiralayan, borçlunun dayandığı (noterlikçe onaylı olmayan, adi) belgedeki imzayı inkar ederse icra mahkemesi imza incelemesi yapamaz; itirazın kaldırılmasına karar verir. Bunun üzerine kiracı, genel mahkemede, kiralayanın tahliye hakkının olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davası açabilir ve kiralayanın para cezasına mahkum edilmesini isteyebilir.[8]
İİK m.275’e göre “İtirazın kaldırılması üzerine tahliye ve teslim icra edildikten veya kaldırılma talebi reddolunduktan sonra kiracının veya kiralayanın umumi hükümlere göre mahkemeye müracaat hakları saklıdır.” denilmektedir. Yine genel mahkemede açılan davada imzayı haksız yere inkar eden taraf İİK m.275/5 gereğince para cezasına mahkum edilecektir.
B. KONUT VE ÇATILI İŞYERİ KİRALARINDA TAŞINMAZLARIN TAHLİYESİ
Kural olarak TBK m.347’ye göre kiraya veren, belirli süreli kira sözleşmelerinde kira süresinin bitiminden on beş gün önce kiracıya bildirimde bulunursa kiracıyı tahliye edebilir. Aksi halde kira süresi aynı şartlarla 1 yıl uzamış sayılır. Kiraya veren artık kira süresinin sona erdiği gerekçesiyle kiracıyı tahliye edemeyecektir. Ancak on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren kira süresinin bitmesine en az 3 ay kala bildirimde bulunarak kiracının tahliyesini isteyebilecektir.
Yukarıda bahsedilen durum TBK uyarınca açılacak olan tahliye davası için geçerlidir. Kiraya verenin bir de icra yolu ile kiracının tahliyesini isteme hakkı bulunmaktadır. Kiraya verenin bu yola başvurabilmesi için kiracının yazılı tahliye taahhüdünde bulunması gerekmektedir. Bu tahliye taahhüdünün kiralananın tesliminden sonraki bir zamanda alınmış olması gerekmektedir. Kira sözleşmesi ile birlikte yapılan tahliye taahhüdü geçerli olmayacaktır. Kiraya veren, kira süresinin bitiminde ya da tahliye taahhüdünde belirlenen sürede kiracının tahliyesini icra dairesinden 1 aylık süre içerisinde isteyebilecektir.
Takibin aşamaları konut ve çatılı işyeri olmayan taşınmazların tahliyesi ile aynıdır. Kiraya verenin tahliye talebini icra dairesine bildirmesi üzerine icra dairesi kiracıya bir tahliye emri gönderecektir. Bu tahliye emrine kiracı 7 gün içinde itiraz etmelidir. Aksi halde tahliye takibi kesinleşecektir. Takibe itiraz halinde takip durur. Artık kiraya verenin 6 ay içinde itirazın kaldırılmasını icra mahkemesinden talep etmesi gerekmektedir. Kiraya veren noterlikçe düzenlenmiş veya onaylanmış veya tarih ve imzası kiracı tarafından ikrar edilmiş bir kira sözleşmesini mahkemeye sunmalıdır. Bununla birlikte yine kiraya veren noterlikçe düzenlenmiş veya onaylanmış veya tarih ve imzası kiracı tarafından ikrar edilmiş bir tahliye taahhüdünü de icra mahkemesine sunması gerekmektedir. Bu durumda kiraya verenin aynı nitelikte bir belgeyle kira süresinin uzatıldığını veya yenilendiğini ispat etmek zorundadır. Aksi halde icra mahkemesi tarafından itirazın kaldırılmasına karar verilecektir.
Kiracının elinde noterlikçe düzenlenmiş veya onaylanmış veya tarih ve imzası kiracı tarafından ikrar edilmiş bir kira sözleşmesi ve tahliye taahhüdü bulunmuyorsa icra mahkemesinde itirazın kaldırılmasını isteyemeyecektir.
IV- KİRALANAN TAŞINMAZDA ÜÇÜNCÜ KİŞİ BULUNMASI
Yukarıda açıklanan nedenler sonucunda tahliyesine karar verilen taşınmazda üçüncü kişi bulunur ve taşınmazı işgalde haklı olduğunu gösterir tapu senedi veya imzası noterlikçe onaylı bir kira sözleşmesi gibi resmi bir belge sunarsa icra memuru bu kişiyi zorla çıkaramayacaktır.[9] Üçüncü kişinin resmi bir belge sunamaması durumunda taşınmazdan zorla çıkarılabilecektir.
Üçüncü kişi resmi bir belge sunmamış fakat icra dairesine verilen kira sözleşmesi tarihinden daha önceki bir tarihten beri taşınmazı kullandığını iddia ediyorsa, bunun üzerine icra müdürü mahallinde bir araştırma yaparak iddianın doğruluğunu tespit etmeye çalışır. Eğer icra müdürü iddianın doğru olduğu kanaatine varırsa taşınmazın tahliyesini erteleyerek üç gün içinde durumu icra mahkemesine bildirir.
İcra mahkemesi tarafları duruşmaya çağırıp dinleyerek bu hususta bir karar verecektir. İcra mahkemesi iddianın haksız olduğu kanaatine varırsa üçüncü kişinin taşınmazdan tahliyesini emredecektir. İcra mahkemesi kesin bir karara varamazsa taraflardan diğerine oranla daha haksız olduğunu düşündüğü tarafa 7 günlük süre vererek mahkemeye müracaat etmesini isteyecektir. Bu kişi 7 gün içinde mahkemeye başvurmazsa iddiasından vazgeçmiş sayılır. Mahkemeye başvurulması halinde davanın sonuçlanmasına kadar tahliye işlemi durur.
V- KİRALAYANIN HAPİS HAKKI
Kiraya veren takip talebinde bulunmadan önce kiracının taşınmazdaki eşyaları üzerinde hapis hakkı olduğu gerekçesi ile icra dairesinden yardım isteyebilir. Kiraya veren, kiracı ile aralarında kira sözleşmesi olduğunu yazılı bir kira sözleşmesi ile kanıtlayabilecektir. İcra dairesinin, kiraya verenin hapis hakkının olmadığının açıkça görülmesi hali dışında (örneğin kiraya verenin icra dairesine sunduğu kiracının ödediği kira dekontları gibi) kiraya verenin böyle bir hakkı olup olmadığını inceleme yetkisi yoktur. Kiraya veren geçmiş 1 yıllık kira alacağı ve gelecek 6 aylık kira alacağı için hapis hakkına tabi eşyanın defterinin yapılmasını isteyebilir. Kiraya verenin gelecek 6 aylık kira alacağı için hapis hakkına başvurması için bu alacağının tehlikede olduğunu ispat etmesi gerekir.
İcra müdürü kiraya verenin talebini kanunda belirlenen şartlara uygun bulursa kiralayanın üzerinde hapis hakkı bulunan eşyalarının defterini tutar. Defteri yapan icra dairesi, kiralayana takip başlatması için 15 günü geçmemek üzere uygun bir süre verir. Kiraya veren defteri tutulan mallar için rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabilir. Kiraya veren kendisine verilen süre içerisinde rehin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmazsa tutulan defter hükümsüz kalır.
Defteri tutulan eşyanın kaçırılması halinde kiraya veren icra dairesine başvurarak kaçırılan eşyanın geri getirilmesini isteyebilecektir. Kaçırılan eşyanın geri getirilmesini istemek için söz konusu eşyanın defterinin tutulmuş olmasına gerek yoktur. Burada önemli husus; eşyanın cebir veya gizlice götürülmüş olması ve kiraya verenin eşyanın kaçırılması tarihinden itibaren 15 gün üçünde talepte bulunmuş olmasıdır. Kaçırılan eşyanın iyiniyetli üçüncü kişinin elinde olması halinde kiraya veren bu kişiye karşı hapis hakkını öne süremeyecektir. Bu halde kiraya verenin genel mahkemede dava açması gerekmektedir.
Değerli meslektaşım Av. Selçuk ÇETİN’e bilgi birikiminden yararlanmama yardımcı olduğu için teşekkürlerimi sunarım.
KAYNAKÇA
Kiralananın Tahliyesi ve Ödenmeyen Kira Bedelinin Tahsilinde İcra Takibi, Filiz Berberoğlu Yenipınar, 2. Baskı 2022
İcra ve İflas Hukuku, Arslan/ Yılmaz/ Taşpınar Ayvaz/ Hanağası, 5. Baskı, Ankara 2019
İİK Şerhi, Oskay/ Koçak/ Deynekli/ Doğan, Kasım 2007, 4. Cilt
İİK
TBK
www.sinerjimevzuat.com.tr
[3] Bkz. İcra ve İflas Hukuku, Arslan/Yılmaz/Taşpınar Ayvaz/ Hanağası, 5. Baskı, Ankara 2019, sayfa 372.
[4] Bkz. İİK m.269/a
[5] Bkz. İİK m. 269/2
[6] İkrar, tek taraflı bir usuli bir işlem olarak, delil ikame faaliyetini ve ispat ihtiyacını ortadan kaldıran bir taraf beyanıdır. Ayrıca belirtmek gerekir ki; bir davada yapılan mahkeme içi ikrar, başka bir davada da geçerli olup, kesin delil teşkil eder. (Prof Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, İstanbul 2011, C:2, sayfa 1045)
[7] Bkz. Kiralananın Tahliyesi ve Ödenmeyen Kira Bedelinin Tahsilinde İcra Takibi, Filiz Berberoğlu Yenipınar, 2. Baskı 2022, sayfa 43
[8] Bkz. İcra ve İflas Hukuku, Arslan/Yılmaz/Taşpınar Ayvaz/ Hanağası, 5. Baskı, Ankara 2019, sayfa 377
[9] Borçlunun nesep ve sebepten usul ve füruu, karı veya kocası, ikinci dereceye kadar kan ve sıhri hısımları ve iş ortakları ile borçluya tebaan mecurda oturdukları anlaşılan diğer şahıslar, bu madde hükmünün tatbikinde üçüncü şahıs sayılmazlar.(İİK m.276/4)