İNCELENEN KARAR

T.C. YARGITAY 3.HUKUK DAİRESİ 2017/3918E.,2017/8896K.,01.06.2017T.

İNCELENEN KARARA KONU OLAYIN ÖZETİ

Davacı işbu karara konu dosyada, davalı ile 01.06.2012 başlangıç tarihli bir yıl süre ile yapılan kira akdinin tarafı olduğunu ve kira süresinin 01.06.2013 tarihinde son bulduğunu, halen kiracının kullanımında olduğu işyerinin bitişiğindeki dükkanın kendisi tarafından işletildiğini ve bu dükkanın lokanta işi için yetersiz olduğu ve davalının kullanımındaki dükkana ihtiyaç duyduğunu iddia etmektedir. Bu sebeple 25.02.2013 tarihinde keşide edilen ve 06.03.2013 tarihinde davalıya tebliğ edilen ihtarname ile davacının davalıya işyeri ihtiyacı nedeniyle kira sözleşmesinin 01.06.2013 tarihinden sonra akdin uzatılmayacağı ile aynı tarihte tahliye etmesi ile taşınmazın kendisine teslim edilmesini talep etmesine rağmen davalının taşınmazı tahliye etmemesi sebebiyle işyerinin ihtiyaç nedeniyle tahliyesine karar verilmesi gerektiğini iddia etmektedir.

Davalı ise,  kiracı olarak kullanmakta olduğu bağımsız bölümün tahliyesini isteyen davacının binada 106/424 hisse sahibi olduğunu, diğer hissedarlardan 92/424 hisse sahibi olan şahısla 01.06.2013 tarihinde dava konusu dükkan için aralarında kira kontratı yapıldığı, bu sebeple kendisinin davacının değil; diğer hissedarların kiracısı olduğu ve davacının lokantasını büyütmek iddiasının samimi ve gerçek olmadığını belirterek davanın reddini savunmaktadır.

YEREL MAHKEMENİN DAVA KONUSU OLAYI ÇÖZÜMLEMESİ

Yerel mahkemece, TBK m.350/son uyarınca dava süresinde açılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.

ÜST MAHKEMENİN DAVA KONUSU OLAYI ÇÖZÜMLEMESİ

-Yargıtay Hukuk Dairesince Verilen Bozma Kararı

Yerel mahkemece verilen kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine yerel mahkemece verilen karar uyarınca; taraflar arasında düzenlenen 01.06.2012 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesinin mevcudiyetine davalı yan tarafından karşı çıkılmadığı, kiraya verenin 25.02.2013 keşide tarihli ihtarname ile davacı tarafından işyeri ihtiyacı sebebiyle kiralananın tahliyesi istemini içerir ihtarın davalıya 06.03.2013 tarihinde tebliği ile 01.06.2013-01.06.2014 tarihleri arasında işyeri ihtiyacı ile tahliye davası açma süresinin korunduğu ve davacı vekilince 29.08.2013 tarihli açılan davanın süresinde olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmaması sebebiyle yerel mahkemece verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.

KARARA KONU OLAYIN DEĞERLENDİRİLMESİ:

Davaya konu uyuşmazlığa bakıldığında bu uyuşmazlığın TBK m.350 uyarınca kiraya verenin gereksinimi nedeniyle kiraya verenden kaynaklı dava yoluyla sözleşmenin sona erdirilip erdirilmeyeceği yönünde olduğu görülecektir. Kanun hükmüne bakıldığında, “Kiraya veren, kira sözleşmesini; 1-Kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilir.” demek suretiyle ne şekilde dava yoluyla sona erdirebileceğini açıkça belirtmiştir. Yine aynı kanunda, TBK m.348 uyarınca “ Konut ve çatılı işyeri kiralarında fesih bildiriminin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır” denmek suretiyle bu bildirimin geçerliliğinin yazılı şekilde olması gerektiği de belirtilmiştir. Davacının kendisinin işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu iddiasını kanıtlaması gerekmektedir. Davacının lokanta olarak işletmek istediği dükkana olan ihtiyacının samimi ve geçerli olduğunun mahkemece takdir edildiği ve bu hususta herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı varsayımında, yerel mahkemece süresinde açılmamış olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi hukuken isabetsizdir. Zira, davacı sözleşmenin işyeri ihtiyacı sebebiyle yenilenmeyeceğini TBK 353. madde hükmü “Kiraya veren, en geç davanın açılması için öngörülen sürede dava açacağını kiracıya yazılı olarak bildirmişse, dava açma süresi bir kira yılı için uzamış sayılır” gereğince en geç davanın açılması için öngörülen süre olan 01.07.2013 tarihinden önce davalıya yazılı olarak bildirmiştir. Dolayısıyla bu hükme riayet edildiğinden dava açma süresi bir kira yılı (01.06.2013-01.06.2014 olmak üzere) uzamış olup davacı tarafça bu tarihler arasında kalmak suretiyle 29.08.2013 tarihinde davanın açılması ile birlikte açılan davanın süresinde olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla davanın esası yönünden inceleme yapılması zaruri iken; aksine hükümle yerel mahkemece süre yönünden davanın reddine karar verilmesi kararı bizce hukuka aykırıdır.

Av. Dicle KANAY