Belge, resmi belgede sahtecilik suçlarının konusunu oluşturmaktadır. Belge kavramı, taşınabilen, bir şey üzerine yazılıp da hukuki hüküm ifade eden bir olayı kanıtlamaya yarayan yazı bütünü olarak tanımlanabilir.[1]

Belgenin varlığı için yazılı kâğıdın bulunması zorunlu değildir. Bir metal levha üzerine yazı yazılması halinde de diğer unsurların varlığı halinde belgeden bahsedilebilecektir.[2] Bu nedenle araç plakaları da resmi belge olarak kabul edilmektedir.[3]

Belirtmek gerekir ki, araç üzerinde ele geçirilen suça konu plakaların gerçek olup olmadığının tespiti açısından plakaların düzenlemeye yetkili kurumlarca düzenlenmiş gerçek plakalar olup olmadığı mutlaka araştırılıp belirlenmelidir.[4]

Kamunun güveni, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun evrakta sahtecilik suçlarının hukuki konusunu oluşturmaktadır.[5]

Belgelerin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi, gerçek bir belgeye eklemeler yapılması, tamamen veya kısmen değiştirilmesi eylemlerinin kamu güvenini sarstığı kabul edilerek suç sayılıp, yaptırıma bağlanmıştır.[6]

Resmi belgede sahtecilik suçu

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun “Resmi belgede sahtecilik” başlıklı 204. Maddesinin birinci fıkrasında, üç farklı seçimlik hareket suç olarak tanımlanmıştır.[7] Bu eylemler şunlardır:

1) Bir resmî belgeyi sahte olarak düzenlemek,

2) Gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek,

3) Sahte resmî belgeyi kullanmak.

Yukarıda ifade edilen seçimlik hareketlerden en az birini yapan kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Bu seçimlik hareketlerin hepsinin veya bir kaçının varlığı halinde de tek suç oluşacaktır.

Kanun koyucu gerçek bir belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesini, belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesini veya sahte belgenin kullanılmasını suç olarak tanımlamıştır.

Kamu Görevlisinin Resmi Belgede Sahtecilik Yapması

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun “Resmi belgede sahtecilik” başlıklı 204. Maddesinin ikinci fıkrasında ise, resmî belgede sahtecilik suçunun kamu görevlisi tarafından işlenmesi ayrı bir suç olarak kabul etmiş ve daha ağır bir yaptırıma tabi tutmuştur.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun “Resmi belgede sahtecilik” başlıklı 204. Maddesinin ikinci fıkrasında kamu görevlisinin görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu bir konuda sahtecilik suçunu işleyebilmesi için aşağıda yer verilen seçenekli eylemlerden birini veya bir kaçını veya hepsini gerçekleştirmiş olmalıdır. Bu eylemler şunlardır:

1) Resmî bir belgeyi sahte olarak düzenlemek,

2) Gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek,

3) Gerçeğe aykırı olarak belge düzenlemek,

4) Sahte resmî belgeyi kullanmak.

Yukarıda yer verilen eylemleri gerçekleştiren kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun “Resmi belgede sahtecilik” başlıklı 204. Maddesinin ikinci fıkrasında, bu suçun oluşabilmesi için suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesinin yanı sıra, suçun konusunu oluşturan belgenin kamu görevlisinin görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu bir belge olması gerektiği ifade edilmektedir.

Kamu görevlisinin gerçeğe aykırı olarak bir olayı kendi huzurunda gerçekleşmiş gibi veya bir beyanı kendi huzurunda yapılmış gibi göstererek belge düzenlemesi halinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 204. Maddesinin ikinci fıkrası hükmünde tanımlanan suç oluşmaktadır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun “Resmi belgede sahtecilik” başlıklı 204. Maddesinin üçüncü fıkrasında; resmî belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması hâlinde, verilecek cezanın yarısı oranında artırılacağı ifade edilmektedir.

Resmî belgede sahtecilik suçunun oluşabilmesi için yasal düzenlemede yer verilen seçimlik hareketlerden birinin gerçekleştirilmesi şarttır.[8]

Karayolları Trafik Kanununun 03.10.2016 tarih, 676 sayılı KHK ile değiştirilen 23. maddesinin son fıkrasında/ başka bir araca tescilli veya sahte plakayı takan veya kullanan kişilerin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 204. maddesine göre cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır. Bu yasal düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra bir motorlu taşıta ister sahte ister başka bir araca ait gerçek plaka takılması halinde resmi belgede sahtecilik suçunun varlığı gündeme gelecektir.

676 sayılı KHK ile değiştirilen 23. maddesinin son fıkrasındaki düzenleme, 7070 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un[9] 18. Maddesi ile Kanun hükmü haline getirilmiştir.[10]

Şayet bu düzenleme yürürlüğe girmeden önce eylem gerçekleştirilmiş ise, suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 21. Maddesi daha lehe ise, bu madde hükümlerine göre işlem yapılması gerekecektir.

YARGITAY KARARLARI

Yargıtay, resmi belgede sahtecilik suçlarının konusunu oluşturan belgeyi, taşınabilen, bir şey üzerine yazılıp da hukuki hüküm ifade eden bir olayı kanıtlamaya yarayan yazı olarak tanımlamaktadır.[11]

Araç plakalarının resmi belge olarak kabul edilmesi

Yargıtay, belgenin varlığının kabulü için yazılı kâğıdın bulunmasının zorunlu olmadığı, bir metal levha üzerine yazı yazılması halinde de diğer unsurların varlığı durumunda belgeden söz edilebileceği, bu bakımdan araç plakalarının da resmi belge olarak kabulü gerekeceği düşüncesindedir.[12]

Plakaların gerçek olup olmadığının araştırılması zorunluluğu

Plaka sahteciliği ile ilgili soruşturmalarda, öncelikle araç üzerinde ele geçirilen suça konu plakaların gerçek olup olmadığının belirlenmesi için plakaların düzenlemeye yetkili kurumlarca düzenlenmiş gerçek plakalar olup olmadığının sorularak tespit edilmesi gerekir.[13]

Karayolları Trafik Kanunu'nun 03.10.2016 tarihli, 676 sayılı KHK ile değiştirilen 23. maddesinin son fıkrasındaki “başka bir araca tescilli veya sahte plakayı takan veya kullananlar 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 204. maddesine göre cezalandırılır” hükmünün suç tarihinden sonra yürürlüğe girip girmediği araştırılmalıdır.

Bu suç türünde, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 23. maddesinin uygulanabilmesi için, başka bir araca ait gerçek plaka ve belgelerin takılarak kullanılması gerekmektedir.[14]

Bundan başka, suç tarihinde yürürlükteki 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 30. maddesine göre, tescil plakalarında, işlemi yapan tescil kuruluşu ile plaka basım işlemini gerçekleştiren kuruluşun mühürlerinin bulunmasının zorunlu olduğu, suça konu plakanın resmi belge niteliğini kazanabilmesi için üzerinde mühür bulunmasının gerekli olduğu gözetilmelidir.[15]

Burada plakaların suç tarihindeki mevzuat gereği gerçek olup olmadığı tespit edilmelidir.

Plakaların gerçek olduğunun tespit edilmesi

Plakaların gerçek olduğunun tespiti halinde, suç tarihi itibariyle failin eylemine 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 23. Maddesi hükümleri uygulanmalıdır. Örneğin, Karayolları Trafik Kanunu'nun 03.10.2016 tarihli, 676 sayılı KHK ile değiştirilen 23. maddesinin son fıkrasındaki “başka bir araca tescilli veya sahte plakayı takan veya kullananlar TCK’nin 204. maddesine göre cezalandırılır” hükmü suç tarihinden sonra yürürlüğe girmişse, bu takdirde önceki hüküm lehe olduğundan, idari yaptırım uygulanmasını gerektiren kabahat oluşacaktır.[16]

Yargıtay, sanığın kullandığı motosiklete takılı plakanın gerçek başka bir motosiklete ait gerçek plaka olduğunun tespit edildiği olayda, suç tarihi itibariyle Karayolları Trafik Kanunu'nun 03.10.2016 tarih, 676 sayılı KHK ile değiştirilen 23. maddesinin son fıkrasındaki “başka bir araca tescilli veya sahte plakayı takan veya kullananlar 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 204. maddesine göre cezalandırılır” hükmünün yürürlüğe girmediği, sanığın eyleminin suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 21. maddesine uygun bulunduğu gerekçesiyle, unsurları bulunmayan sahtecilik suçundan mahkumiyet kararı verilmesini hukuka aykırı bulmuştur.[17]

Karayolları Trafik Kanunu'nun 03.10.2016 tarih, 676 sayılı KHK ile değiştirilen 23. maddesinin son fıkrasındaki “başka bir araca tescilli veya sahte plakayı takan veya kullananlar 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 204. maddesine göre cezalandırılır” hükmünün yürürlüğe girdiği dönemde, başka bir araca ait gerçek plakayı araca takmak suretiyle kullanılması halinde fail hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 204. Maddesi hükmü uygulanabilecektir.

Plakaların sahte olması

Şayet gerçek plaka olmadığı tespit edilmiş ise, belgede sahtecilik suçlarında aldatma niteliği bulunup bulunmadığının takdirinin hâkime ait olduğu gözetilerek, suça konu plakanın gerçek olup olmadığının tespiti açısından emniyetin ilgili birimlerinden sorularak plakaların kurumlarınca düzenlenmiş gerçek plakalar olup olmadığının belirlenmesi gerekecektir.[18]

Resmi kurum tarafından düzenlenmediğinin belirlenmesi halinde sahte olduğu iddia edilen her iki plakanın yasal unsurları taşıyıp taşımadığı ve aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığı yöntemince tartışılarak ve denetime olanak verecek şekilde dosya arasında bulundurularak hüküm kurulması gerekmektedir.[19]

Örneğin; kriminal raporda, sahte plakalardaki soğuk mühür izinin, orijinal mühür izleri ile oluşturulmadıklarının ve mühür izi sahteciliğinin dikkati çekmeyeceğinin belirtilmesi halinde, gerçekleşen eylemin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 204/1. maddesinde düzenlenen sahtecilik suçunu oluşturduğu kabul edilecektir.[20]

Burada plakanın sahte olup olmadığı kriminal rapor ile belirlenmek zorundadır. Bu araştırma yapıldıktan sonra eylemin suç olup olmadığı değerlendirilmelidir.

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

------------------------------------------------

[1] Y.11.CD, E: 2017/11367, K: 2019/4022, T: 17.04.2019.

[2] 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 204. maddesinin gerekçesinde de bu şekilde ifade edilmektedir.

[3] Y.11.CD, E: 2017/11367, K: 2019/4022, T: 17.04.2019.

[4] Y.11.CD, E: 2017/11367, K: 2019/4022, T: 17.04.2019.

[5] Bkz.; 765 sayılı TCK; Altıncı bab üçüncü fasıl.

[6] Anılan Kanun’un 339. maddesinde; "Bir memur memuriyetini icrada tamamen veya kısmen sahte bir varaka tanzim eder veya hakiki bir varakayı tağyir ve tahrif eyler ve bundan dolayı umumi ve hususi bir mazarrat tevellüt edebilirse üç seneden on seneye kadar ağır hapis cezasına mahkum olur. Eğer işbu varaka sahteliği ispat edilmedikçe muteber olan evrak kabilinden ise ağır hapis cezası beş seneden on iki seneye kadar verilir. Evrakın musaddak suretleri kanunen zayi olan asılları makamına kaim olmak lazım geldiği takdirde mezkur suretler hakkında asılları gibi muamele olunur", maddesinde; "Bir kimse resmen memur olmadığı halde 339 uncu maddede gösterilen suretlerle resmi bir varakada sahtekarlık yaparsa iki seneden sekiz seneye kadar ağır hapis cezasile cezalandırılır. Eğer vesika kanunen sahteliği isbat olunmadıkça muteber olan resmi evrak kabilinden ise dört seneden on seneye kadar ağır hapis cezası hükmolunur. Ve eğer sahtekarlık aslın vücudunu farzederek yahut sahih olan aslına mugayir surette yazarak veyahut sahih bir sureti tahrif eyliyerek resmi bir varakanın sureti üzerinde işlenmişse bir seneden üç seneye kadar ağır hapse mahkum olur. Eğer mezkur varaka kanunen sahteliği isbat olunmadıkça muteber addolunan evrak kabilinden ise verilecek ceza iki seneden beş seneye kadar ağır hapistir." hükümlerine yer verilmiştir. Buna göre, memurların sahte resmî belge düzenleme, gerçek bir belgeyi tağyir ve tahrif etme, resmî belgenin aslında ya da kaybolan asıl belgenin yerine geçen onaylı örneği üzerinde sahtecilik eylemleri 339. madde ile yaptırıma bağlanmış, görevli olmayan kimse tarafından işlenmiş eylemler için 342. maddesi düzenlemesi getirilmiştir.

[7] 5237 sayılı TCK'nın “Resmi belgede sahtecilik” başlıklı 204. Maddesinin birinci fıkrasında, resmî belgede sahtecilik suçu seçimlik hareketli suç olarak tanzim edilmiştir.

[8] YCGK, E: 2016/927, K: 2019/474, T: 18.06.2019: Sanık tarafından ithal edilen araçların müsaderesine mi yoksa iadesine mi karar verilmesi gerektiği hususunun (1) numaralı uyuşmazlık konusunda eksik araştırma ile hüküm kurulması nedenine dayalı bozma kararından sonra Yerel Mahkemece yapılacak araştırmanın neticesine göre değerlendirilmesi gerektiğinden, bu aşamada konunun Ceza Genel Kurulunca incelenmesinin mümkün olmadığı kabul edilmelidir. (2) numaralı uyuşmazlık konusunun bu aşamada değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşılmakla birlikte; Yerel Mahkemece yapılacak araştırmada sanık tarafından ithal edilen araçların, gerçek kıymetlerinin yerine düşük kıymetler beyan edilmek suretiyle ülkeye sokulduğunun anlaşılması hâlinde her bir araç bakımından müsadere şartlarının oluşup oluşmadığının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, Yerel Mehkemenin müsadereye yer olmadığına dair kararının, (1) numaralı uyuşmazlık konusunda eksik araştırma ile hüküm kurulması nedenine dayalı bozma kararının sonucuna göre müsadere hususunun değerlendirilmesi lüzumundan bozulmasına karar verilmelidir.

[9] RG: T. 8 Mart 2018, S. 30354 (Mükerrer)

[10] 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 23 üncü maddesinin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir: “Başka bir araca tescilli veya sahte plakayı takan veya kullananlara 5.000 Türk Lirası idari para cezası verilir ve araç trafikten men edilir. Ayrıca bu kişiler Türk Ceza Kanununun 204 üncü maddesi hükmüne göre cezalandırılır.”

[11] Y.11.CD, E: 2017/11367, K: 2019/4022, T: 17.04.2019.

[12] Bkz.; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 204. maddesinin gerekçesi.

[13] Y.11.CD, E: 2017/11367, K: 2019/4022, T: 17.04.2019.

[14] Y.11.CD, E: 2017/10907, K: 2019/5854, Teb: 11 - 2014/285501, KT: 03.07.2019.

[15] Y.11.CD, E: 2017/10907, K: 2019/5854, Teb: 11 - 2014/285501, KT: 03.07.2019.

[16] Y.11.CD, E: 2017/10907, K: 2019/5854, Teb: 11 - 2014/285501, KT: 03.07.2019.

[17] Y.11.CD, E: 2017/2792, K: 2019/3980, Teb: 11 - 2014/403115, KT: 17.04.2019; Benzer yöndeki kararlar için bkz.; Y.11.CD, E: 2017/11353, K: 2019/4913, T: 22.05.2019: “... sayılı CMK'nin 231. maddesinin 8. fıkrasının son cümlesi hükmü uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 19.12.2011 tarihinden, deneme süresi içinde işlenen ikinci suçun işlendiği 01.07.2012 tarihine kadar dava zamanaşımının durduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Sanık hakkında... plaka sayılı çekici ve ... plaka sayılı römorka ait motorlu araç ... belgelerinin arka yüzündeki araç muayene işlemlerini sahte olarak düzenlemek sureti ile resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiası ile açılan kamu davasında; ….dosyada aslı bulunan suça konu sahte muayene işlemlerini içeren... plaka sayılı çekici ile ... plaka sayılı römarka ait motorlu araç ... belgeleri üzerinde heyetimizce yapılan incelemede; suça konu edilen aracın muayenesi bölümünde muayenenin yapıldığı tarihin bulunmadığı, yapılan sahteciliğin ilk bakışta kolaylıkla fark edildiği anlaşılmakla, suça konu sahtecilik fiillerinin mevcut haliyle aldatma niteliğinin bulunmadığı gözetilerek, yasal unsurları itibarıyla oluşmayan resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Y.11.CD, E: 2017/2792, K: 2019/3980, T: 17.04.2019: “…Sanığın kullandığı motosiklete takılı plakanın gerçek başka bir motosiklete ait gerçek plaka olduğunun anlaşılması karşısında; suç tarihi itibariyle ...... Kanunu'nun 03.10.2016 tarih, 676 sayılı KHK ile değiştirilen 23. maddesinin son fıkrasındaki “başka bir araca tescilli veya sahte plakayı takan veya kullananlar TCK’nin 204. maddesine göre cezalandırılır” hükmünün yürürlüğe girmediği, sanığın eyleminin suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 2918 sayılı ...... Kanunu'nun 21. maddesine uygun bulunduğu gözetilmeden, unsurları bulunmayan sahtecilik suçundan mahkumiyetine hükmolunması,…” Y.11.CD, E: 2017/768, K: 2019/1276, T: 11.02.2019: “…Gerçek plakası ... olduğu tespit olunan araç iç ön-arka camlarında bulunan ... sayılı plakalardaki mühürler ile aynı plaka sayılı araç için düzenlenen trafik tescil belgesi ve motorlu araç tescil belgesinin sahte olmadıklarının, başka bir araca ait gerçek plaka ve belgeler olduklarının anlaşılması karşısında; suç tarihi itibariyle Karayolları Trafik Kanununun 03.10.2016 tarih, 676 sayılı KHK ile değiştirilen 23. maddesinin son fıkrasındaki “başka bir araca tescilli veya sahte plakayı takan veya kullananlar TCK’nin 204. maddesine göre cezalandırılır” hükmünün yürürlüğe girmediği, sanığın eyleminin suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 21. maddesine uygun bulunduğu gözetilmeden, unsurları bulunmayan sahtecilik suçundan mahkumiyetine hükmolunması…”

[18] Y.11.CD, E: 2017/10907, K: 2019/5854, Teb: 11 - 2014/285501, KT: 03.07.2019

[19] Y.11.CD, E: 2017/10907, K: 2019/5854, Teb: 11 - 2014/285501, KT: 03.07.2019; Y.11.CD, E: 2017/244, K: 2019/1516, T: 14.02.2019: “…Belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdiri mahkemeye ait olması; 26.07.2013 tarihli uzmanlık raporunda, plakalar üzerinde “tescil plakalarının resmiyet kazanması için gerekli olan tescil işlem birimine (...) ve/veya basım işlemini gerçekleştiren kuruluşa (T.Ş.O.F.) ait basılı bulunması gereken soğuk mühür izlerinin bulunmadığının” belirtilmesi; plakalarda soğuk mühür bulunmadığı takdirde sahtecilik suçunun oluşmaması karşısında, sahte olduğu iddia edilen suça konu 4 adet araç plakalarının getirtilip incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, bu gözlem sonucunda gerekçeli kararda aldatma niteliği olup olmadığının tartışılması ve denetime olanak verecek şekilde dosya arasında bulundurulması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile hükümler kurulması,…BOZULMASINA, 14.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi….”

[20] Y.11.CD, E: 2019/268, K: 2019/1387, Teb: 11 - 2015/106810, KT: 13.02.2019: “….Karayolları Trafik Kanununun 03.10.2016 tarihli, 676 sayılı KHK ile değiştirilen 23. maddesinin son fıkrasındaki “başka bir araca tescilli veya sahte plakayı takan veya kullananlar TCK’nın 204. maddesine göre cezalandırılır” hükmünün suç tarihinden sonra yürürlüğe girdiği; sanığın eyleminin suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 23. maddesi kapsamında olduğu; ancak 23. maddenin uygulanabilmesi için, başka bir araca ait gerçek plaka ve belgelerin takılarak kullanılmasının gerektiği; suç tarihinde yürürlükte bulunan 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 30. maddesine göre, tescil plakalarında, işlemi yapan tescil kuruluşu ile plaka basım işlemini gerçekleştiren kuruluşun mühürlerinin bulunmasının zorunlu olduğu; suça konu plakanın resmi belge niteliğini kazanabilmesi için üzerinde mühür bulunmasının gerekli olması karşısında; İstanbul'dan 22.11.2006 tarihinde gerçek plakası 34 ….7178 iken çalınan otomobile sahte olarak oluşturulmuş ve aldatıcılık niteliğini haiz "34 … 6615" numaralı plakalar takılarak kullanıldığı iddiası ile açılan davada, A…. Kriminal Polis Laboratuvarı'nın 23.12.2010 tarih ve İZ.2010/872 sayılı ekspertiz raporunda, suça konu sahte plakalardaki soğuk mühür izinin, orijinal mühür izleri ile oluşturulmadıklarının ve mühür izi sahteciliğinin dikkati çekmeyeceğinin belirtilmesi bu şekilde gerçekleşen eyleminin, 5237 sayılı TCK'nin 204/1. maddesinde düzenlenen sahtecilik suçunu oluşturduğu anlaşıldığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir….”