Coronavirüs adı verilen salgın hastalığın yaşandığı günümüzde, 20.3.2020 Cumartesi akşam saatlerinde, İçişleri Bakanlığı tarafından bir genelge yayınlandığı haberleri geldi. Genelgenin adı “65 yaş üstü ile kronik rahatsızlığı olanlara sokağa çıkma yasağı Genelgesi” idi.

Toplumun akıl ve vücut sağlığı yönünden bu genelgenin dayanağını, amacını incelemekte yarardan öte zorunluluk vardır.

GENELGE NE DİYOR

Önce bu genelge ne diyordu ona bakalım: “Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulunun tavsiyeleri doğrultusunda, il valileri tarafından 21.03.2020 tarihi saat 24.00’den sonra 65 yaş ve üstü vatandaşlarımız ile anılan kronik rahatsızlıklara sahip vatandaşlarımızın ikametlerinden dışarı çıkmaları, açık alanlarda, parklarda dolaşmaları ve toplu ulaşım araçları ile seyahat etmeleri sınırlandırılarak sokağa çıkmalarının yasaklanması amacıyla gerekli kararların ivedilikle alınması gerekmektedir.”

Bu ifadelerin tek tek irdelenmesi gerekir ama önce bu “genelgenin yasal dayanaklarına bakmak” da yarar vardır.

HUKUKİ MEVZUAT SIRALAMASI

Hukuk mevzuatında; hukuki ve yasal metinler dört ana kısımda yer alır. Bunlar “Kanun, Yönetmelik, Tüzük, Genelge” dir.

TBMM tarafından kabul edilen “Kanun’lar” en üst sırada yer alır veya “en üst sırada yer alırdı” demek gerekir. Çünkü daha sonra çıkarılan ve adına “KHK-Kanun Hükmünde Kararname” denilen ve sadece Cumhurbaşkanı’nın imzası ile yürürlüğe giren metinler daha üst sıralarda yer almaya başladı. “Devekuşu’nun” ne “kuş” ne de “deve” olması gibi, adından anlaşılacağı üzere, kanun hükmünde kararname ne kanun ne de kararnamedir ama en üst sırada yer almaktadır.

Kanunların açıklama ve uygulama esaslarını göstermek üzere ikinci sırada yer alan ve Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan “Tüzük’ler” 21.1.2017 tarihinde Başbakan ve Bakanlar Kurulunun kaldırılması ile tarih oldu.

Kanunların ve KHK’ların uygulanma alanını açıklamak ve sağlamak üzere çıkarılması öngörülen “Yönetmelik’lerin” ise Resmi Gazetede yayınlanması zorunluluğu bile yoktur.

En alt sırada yer alan “Genelge” ile, sadece yönetmeliklerin uygulamasına açıklık getirilir ve hiçbir yeni hüküm ve karar alınamaz. O halde bu yeni yasak genelgesinin dayanaklarına ve hükümlerine bakmak gerekir.

DAYANAKLARI NELERDİR

İnceleme konumuz olan “Yasak Genelgesi’nde”  bu genelgenin “İl İdaresi Kanununun 11/C maddesi ve Umuma Hıfzıssıhha Kanunun 27 nci ve 72 nci maddesi’ne dayanarak çıkarıldığı” yazılıdır. Yani bir görev aşımı yapılıp, yönetmelikler atlanarak, doğrudan kanuna atıf yapılmaktadır.

1949 tarihinde kabul edilen “İl İdaresi Kanunu’nun” 11/c maddesinde, “İl sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteaallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisi valinin ödev ve görevlerindendir” denmekte iken 2018 yılında yapılan çok sayıda değişiklik ile sınırlar aşılmış olmasına rağmen gene de “Belli yerlerde veya saatlerde kişilerin dolaşmalarını, toplanmalarını, araçların seyirlerini  düzenlemek ve kısıtlamak ile sınırlı” tutulmuştur.

Getirilen yasağa bir diğer dayanak olarak gösterilen ve 1930 yılında kabul edilen “Umumi  Hıfzıssıhha Kanunu’nun”  27.maddesi “Salgın hastalıklarda halkı uyarmak ve bilgilendirmek” ve 72. maddesi ile “Hasta olanlara sağlık yardımı vermek, serum ve aşı uygulamak, hastalık yayan hayvan, bitki, eşya ve mahallerin temizlenmesi, korunması ve tahliyesi ile ilgili hükümler” getirilmektedir.

Getirilen yasağa dayanak olarak gösterilen her iki kanunda da genel bir sokağa çıkma yasağına yer ve imkan verilmemiştir.

NE KADAR UYGUNDUR

Görüldüğü üzere getirilen sokağa çıkma yasağı genelgesi, kendisine dayanak olarak gösterilen kanunlara uygun değildir. Bundan öte, başta da açıkladığımız üzere genelgeler, kanunların açıklanması için değil, kendinden bir önceki hukuki düzenleme olan yönetmeliklerin uygulanmasını açıklamak ve kolaylaştırmak için getirilen en alt basamak çalışmalarıdır. Getirilen yasak genelgesi, bu yönü itibariyle de hukuka uygun değildir.

YASAK GENELGESİNİN KAPSAMI

Bir kere yasak genelgesi olarak adlandırılan genelgede bir yasak getirilmiyor, düzenlemenin yapılması için “İl Valilerine top atılarak”, Valiler tarafından düzenlemenin getirileceği söyleniyor.

İkinci husus olarak “65 yaş üstü vatandaşlara mı” yoksa “kronik rahatsızlığı olan vatandaşlara mı” veya her iki hususu birlikte taşıyan yani “kronik hastalığı olan 65 yaş üstü vatandaşların mı” yasak kapsamına alınacağı belirtilmiyor.

Ayrıca sokakta gezen bir insanın “kronik rahatsızlığının nasıl belirleneceği” hususu ise hiç belli değil.

Getirilen yasağın; parklarda dolaşma ve oturmayı mı kapsadığı, toplu taşım araçlarına binmeyi mi önlediği ve insanların toplu taşım araçlarına binmeksizin sokağa çıkmalarının mümkün olup olmadığı, yoksa tümden sokağa çıkmak gibi bir “ev hapsini” mi kapsadığı, böyle bir karar alınmamasına rağmen hangi illerde uygulanacağı ve bunların “ne derece yasal ve insan haklarına uygun olduğu” hususları bilinmezler arasında yer alıyor.

Bir diğer husus olarak, sözü geçen yasak genelgesinin çıktığı rivayetleri, 20 Mart Cumartesi günü akşam 19 saatlerinde basına sızdırılıyor ve bütün televizyonlarda “65 yaş ve üstü vatandaşların sokağa çıkmalarının yasaklandığı” şeklinde yer alarak yaygınlaştırılıyor. Asıl açıklamanın İçişleri Bakanlığı tarafından saat 19.30 da yapılacağı söyleniyor ama ilerleyen gün ve saatlerde hiçbir resmi açıklama yapılmıyor.

ANAYASA AYKIRILIK

Bütün bu hususlar nazara alındığında söz konusu genelgenin hukuka uygun olmadığı açık bir şekilde görülmektedir. Belli bir yaşın altında veya üstünde olanlara getirilen sokağa çıkma yasağının Anayasa’ya aykırı olduğu ve bir “Anayasa’nın ihlali” olduğu da söylenebilir.

Üstelik şimdi yaygın ve salgın bir hastalık ve genel sağlık nedeniyle getirildiği için hoş görülebilecek bir yasağın ne zaman ve nereye kadar uzanacağını hiç kimse kestiremez.

Bir kere kapı açıldıktan sonra,  ilerleyen süreçte, toplu gösteri ve bir takım eylem ve protestolar nedeniyle “30 yaş kuşağına” getirilmeyeceğini de hiç kimse söyleyemez.

İnsanlar; ekmek yani beslenme, sağlık ve özgürlüklerinden birinden birini seçmek durumunda bırakılamaz. Bunların hiç biri diğerinden üstün değildir. Bunların yani “ekmek, sağlık ve özgürlüğün” birlikte sağlandığı bir toplum; demokratik ve çağdaş bir toplumdur.

Av.A.ERDEM AKYÜZ
Hukukun Egemenliği Derneği
Onursal Genel Başkanı