Son günlerde, Türkiye Toplumunda o kadar çok olaylar oluyor ki gerçekten bunlara yetişebilmek, anlayabilmek ve yorum yapabilmek güç oluyor. Bunlar nelerdir derseniz şöyle kısaca bir bakalım:

Merkez Bankası Başkanlığı

Hafize Gaye Erkan gibi genç, güzel ve tahsilli bir bayanın Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanlığına gelmesini memnuniyetle karşılamıştık. Görevden ayrılmanızı da normal olarak kabul ediyoruz.

Ancak görevden ayrılış gerekçesini “1,5 yaşındaki çocuğunun söylentilerden etkilenecek olmasını” gerekçe olarak göstermesini ve “görevden affınızı talep etmesini” anlayamadık.

Sizin 1,5 yaşındaki çocuğunuz; her gün gazete okuyor, haberleri izliyor, sokağa çıkıyor, hayat pahalılığını görüyor, TCMB.sında sizi ziyaret mi ediyor da söylenti ve dedikodulardan etkileniyor.

Anlamadığımız bir diğer konu da “görevden affınızı arz ve rica” etmeniz. Acaba büyük bir hata veya kusur mu işlediniz de “görevden affedilmenizi” rica ediyorsunuz. Yoksa “istifa etmek” size veya sizi göreve getiren kişilere çok ağır geliyor da mı buna cesaret edemiyorsunuz. “Beni affedin” demek, ne demek oluyor.

Türkiye koşullarında biz, bunlara alıştık. Çok örneklerini gördük ve göreceğiz. Sizi affediyoruz ama her bir görevlinin, görev sırasında yaptığı hata ve kusurları affetmeyeceğiz.

Size, ailenize ve 1,5 yaşındaki çocuğunuza iyilikler dileriz.

Görev Bittikten Sonra Alınan Maaşlar

Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar verildi ve genel seçimler yapıldı. Ancak milletvekillerinin maaşları 3,5 ay önce ödendiği için, görev süresi biten vekiller, seçilmedikleri ve görev yapmadıkları aylar için de maaşları almışlardı. Böylece milletvekili sıfatı kalmamış, görevleri son bulmuş vekiller, çalışmadıkları aylara ilişkin maaşlarını da toplu olarak aldılar ve iade etmediler. Buna ilişkin bir iddia Merkez Bankası Başkanlığı için de ileri sürüldü ama gerçek durum anlaşılamadı.

Türkiye koşullarında biz, bunlara alıştık. Çok örneklerini gördük ve göreceğiz.

Yerel Seçim Liste Çekilişi

Yerel seçimlere katılacak olan siyasi partilerin, seçim listesinde alacakları yerler için Yüksek Seçim Kurulunda, çekiliş yapıldı. Seçime katılacak olan 35 siyasi parti içinde gene iktidar partisi ilk sırayı aldı. İki metre boyunda, çarşaf uzunluğunda bir listede ilk sırayı almak az bir şans değil. Şans oyunlarında kazananları belirleyen kuralara benzer bu kuralar için de bir takım söylentiler oldu ancak Kurul’un resmi açıklaması ile şüpheler giderildi. Ama hala depremde kaybedilen kişi ve seçmen sayısında büyük boşluklar ve çelişkiler yaşanıyor. Bir diğer çözülemeyen husus da, elektronik veri ve iletişime dayanan adına SECSİS denilen bilgisayarlı destekli seçim işleri.

Bütün bu durumlar AKP’li Ali İhsan Yavuz’un ‘Hiçbir şey olmasa bile kesin bir şeyler oldu’ şeklindeki sözlerini hatırlatıyor ve gülümsemelere neden oluyor.

Türkiye koşullarında biz, bunlara alıştık. Çok örneklerini gördük ve göreceğiz.

Seçimden Seçime

Türkiye seçimden seçime sürükleniyor. Milletvekili seçimleri, Belediye Başkan seçimleri, Belediye Meclis Üyelikleri seçimler, Muhtar seçimleri ve pek çok sayıda aday var. Milletvekili maaşları ve vekillere sağlanan olanakların çok olduğu ve görev bittikten sonra da hayat boyu ve hatta vefatlarından sonra da devam ettiği biliniyor. Söylendiğine göre Muhtar maaşları da ayda 17.000 lira imiş. Yani asgari ücretten ve 30 sene çalışarak emekli olan bir kişinin emekli maaşından çok daha fazla. Acaba bu maaş ve olanaklar bu kadar çok olmasa, gene bu görevlere bu kadar çok talip ve hevesli olur mu, merak ediyoruz.

Türkiye koşullarında biz, bunlara alıştık. Ama sormaya ve soruşturmaya devam edeceğiz.