GENEL OLARAK
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte yapay zekâ kavramı hayatımızın her alanında kendini göstermeye başladı. İlk başlarda bilim kurgu romanları ile tanıştığımız robot ve yapay zekâ kavramı, yazılım ve üretim sektöründeki gelişmelerle gündelik hayatta birtakım problemlere yol açmaya başladı. Konu hukuk alemini de ilgilendirecek bir boyut kazanmaya başladı.
Yapay zekanın eylemleri sonucunda ülkemizde ve dünyanın çeşitleri yerlerinde ceza hukukunu ilgilendiren somut olaylar ortaya çıkmıştır. Henüz ülkemizde bu alanda yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Yakın gelecekte mevzuatımızda bu alandaki düzenlemeleri görmemiz muhtemeldir.
Dünyadan örnekler vermek gerekirse ABD’nin Arizona Eyaletinde test sürüşü esnasında yapay zekâ kontrolündeki araç saatte 65 kilometre hızla seyrederken, kaldırım yanında bisikletiyle yürüyen bir kadına çarparak ölümüne neden oldu. Bir zamanlar ülkemizde de faaliyet gösteren Amerikalı şirket Uber’in, yakın bir gelecekte araçlarını yazılıma emanet etme hedefiyle testlerini gerçekleştirdiği sürücüsüz araçların geleceği de söz konusu kaza sonrasında belirsiz bir hal aldı. Taksi türevi bir uygulama olan şirket kazanın ardından
otonom araçlarının Kuzey Amerika testlerini durdururken, hakkında soruşturma açılan kazada ise asıl suçlunun kim olduğu tartışılmaya başlandı.(1)
Örnekleri yalnızca kişinin maddi ve manevi varlığına yönelik suç oluşturması bakımından değil, ekonomik suçlar bakımından da çoğaltabiliriz. Para piyasalarında ABD'de işlemlerin yüzde 60'ı, Avrupa'da 40'ı, Japonya'da ise 30'u algoritmik robotlarla yapılıyor. Yapay zekâ para piyasalarında da etkin rol oynamaya başladı. Normal bir yatırımcı yaklaşık olarak 300-600 milisaniyede borsada işlem yapmaya karar verirken, otonom robotlar 6 milisaniyede al sat yaparak insanlardan daha hızlı hareket ederek bizlerin önüne geçiyor. Piyasa robotları için neyin alınıp satıldığının hiç önemi yok. Otomatik olarak grafikler inceleniyor, potansiyeli varsa iflas açıklamış bir şirketin hisseleri bile alınıp satılabiliyor. Tabii bu kadar yüksek hızla yapılan işlemlerle bireysel yatırımcının önüne geçiyorlar ve spekülatif hareketler ile bireysel yatırımcının hareketleri yönlendirilebiliyor. (2)
CEZA HUKUKU BAĞLAMINDA FAİL VE YAPAY ZEKA
Ceza hukukunun temel ilkeleri kapsamında cezaya hükmedilebilmesi için suç konusu fiili işleyenin insan olması gerekmektedir. Hayvanlar veya başka bir varlık bir suçun faili olamaz, yalnızca aracı olabilir. Bunun sebebi insan dışı varlıkların suçun konusunu oluşturacak anlamda iradesinin olmamasıdır.(3)
Ceza hukukunun kaynağı kanundur. Kanunsuz suç ve ceza olmaz.(4) Bu, suçların ceza kanununu ihlal eden beşeri davranışlar olması demektir. Öyleyse, suçu vurgulayan özellik, onun bir ihlal fiili olmasıdır. İhlalsiz suç olmaz.(5) Yukarıda verdiğimiz somut örneklerde açıkça kişinin maddi ve manevi varlığını ihlal eden fiiller vardır. Yapay zekâ suç oluşturacak bu fiilleri ortaya koyabilir duruma gelmiştir. Ancak klasik ceza hukuku anlayışı kapsamında bir suçun faili irade sahibi ve hür olarak vicdani kanaatini kullanabilen insandır.(6) Yapay zekanın cezai sorumluluğu kapsamında, yapay zekayı fail olarak nereye koymamız gerektiği ve nasıl bir yaptırım öngöreceğimiz problemi ortaya çıkmaktadır.
KUSURLULUK BAKIMINDAN YAPAY ZEKA
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun esas aldığı suç teorisi göz önünde bulundurulduğunda; suçun iki unsurunun bulunduğunu söylemek mümkündür.
Bunlar; ’tipiklik ve hukuka aykırılık’’ olarak isimlendirilebilir(7)
Burada tipiklikten kastettiğimiz genel manada ceza kanunlarının özel kısmında bulunan ve ceza tehdidi alınmış suç tipidir.(8) Diğer bir anlatımla her suçun haksızlık içeriğini tasvir eden ve böylece haksızlık tipini oluşturan unsurlar vardır. Suçun dış görünüm şeklini gösteren
maddi unsurlara karşılık, manevi unsurlar failin iç dünyasının realiteleri olarak (örneğin kast, taksir) suç tipinde yer alırlar.
Şu hâlde suç tipe uygun hukuka aykırı bir haksızlık olarak tanımlanabilir. Öğretide kusurluluk suçun unsurlarına dahil değildir. Kusurluluk işlediği fiil dolasıyla kişinin kınanabilmesi haksızlık teşkil eden davranışın ferde yüklenebilmesi ile ilgili bir konudur. Kusurluluk tüm unsurlarıyla gerçekleşmiş bir fiilden ötürü kişinin kınanıp kınanamayacağı hususundaki yargıyı ifade etmektedir.(9) Dolayısıyla kusurluluk bu özelliği ile suçun bir unsuru olmayıp kişinin cezalandırılabilmesi bakımından yapılan bir değerlendirmedir. Bir fiil failine kusur izafe edemeyeceğimiz şekilde işlense dahi suç olma vasfını muhafaza eder. Suç teşkil eden bir fiili gerçekleştiren kişi kusurlu değilse, yani kusurluluğu ortadan kaldıran bir hal söz konusu ise hakkında ceza yaptırımı uygulanmaz(10),ancak güvenlik tedbirleri uygulanabilir. Ayrıca bu kişi açısından özel hukuk sorumluluğu da saklıdır.
Yapay zekanın sorumluluğu bakımından ortaya çıkabilecek sorunlar; kişilik, kusur ve hareketle ilgilidir. Ceza hukuku bakımından bir süje olup olmadığı değerlendirilmelidir. Ceza hukukunda gerçek kişiler süje olarak karşımıza çıkar. Tarihte 14. Yy. da insan dışı varlıklarda/hayvanlarda birtakım gerekçelerle cezalandırılmıştır. Batıl inançlarla kümes hayvanlarının cezalandırıldığı örnekler vardır. İnsanın hiyerarşik üstünlüğünü kanıtlama içgüdüsüyle bu tarz uygulamalara yer verilmiştir. Aslında bugün yapay zekanın ceza hukuku bağlamında olsun başka alanlarda olsun bu denli araştırılmasının, üzerine tezler üretilmesinin sebebi de tarihteki insan dışı süjelerin cezalandırılmasında olduğu gibi insanın hiyerarşik üstünlüğünün sarsılabileceği düşüncesiyle bir kanıtlama çabasıdır. Ceza yargılamasına geldiğimiz zaman sanık sadece gerçek kişidir, failde gerçek kişidir. Ayrıca tüzel kişiler aleyhine güvenlik tedbiri kapsamında yaptırımlar vardır.
İrade konusu kusur kapsamında önem kazanıyor ceza hukukunda kusur prensibi benimsenmiştir. Kusursuz ceza olmaz.(11) Fail kişisel olarak sorumlu olmalıdır dolayısıyla yeterince gayret etseydi kendisinden suçu önlemesi beklenir miydi buna bakılır. Yani kendi iradesiyle doğru olanı veya haksızlığı seçebilir. Normlara uygun davranabilir veya aykırı davranabilir, etik olarak kendi kaderini belirler ve bir karar verir. Bu durumda yapay zekanın etik kurallara dayandıklarını söyleyemeyiz, bilgisayar destekli teknolojilere dayanarak kararlar verirler.
NETİCE
İzah ettiğimiz üzere mevcut düzenlemeler ve genel hukuk anlayışının yapay zekanın çıkartacağı cezai problemlere yanıt vermesi halihazırda mümkün değildir. ileride oluşacak pratik ihtiyaçlara cevap vermesi için, yapay zekâ ve robot kavramına belirli kıstaslar gözetilerek hukuki bir kişilik verilmesi düşünülebilir. Örneğin nasıl ki insan olmayan, hukukun oluşturduğu tüzel kişiye birtakım yaptırımlar uygulayabiliyorsak insan üretimi olan yapay zekaya da mevcut haline olmasa bile, daha gelişmiş versiyonuna tüzel kişilere özgü eşya ve kazanç müsaderesi benzeri güvenlik tedbirleri uygulanabilir.

Av. Hamit Can GÖNÜL
--------------
(1) https://en.wikipedia.org/wiki/Death_of_Elaine_Herzberg
(2) https://www.sabah.com.tr/yazarlar/dilek-gungor/2020/09/18/borsada-robot-tehlikesi
(3) İzzet Özgenç, Suç Teorisi, s.17.
(4) İnsan hakları evrensel beyannamesi, m.11, A.Y. m.15, A.Y. m.38
(5) Zeki Hafızoğulları, Devrim Güngör, “Türk Ceza Hukukunda Suçların Tasnifi”, s.2.
(6) Nur Centel, “Ceza Hukukunda Tüzel Kişilerin Sorumluluğu” , “Şirketler Hakkında Yaptırım Uygulanması“
(7) Baumann, Weber, s.123.
(8) Selami Turabi, Kusurluluk ve Kusurluluğu Etkileyen Haller.
(9) Özgenç, s. 376, “Özgenç’e göre de mazeret sebebinin varlığı halinde, işlenen fiil haksızlık teşkil etme niteliğini korumaktadır. Buna karşılık, haksızlığı gerçekleştiren kişi, mazeret sebebinin varlığı dolayısıyla kusurlu addedilmemektedir.”
(10) Eren, 1994, s.87. Oğuzman, Öz, 1998, s.13.
(11) Dönmezler, Erman, c.2, n.917, s.256.





