Özet :

Internet gibi yeni çağı şekillendirecek bir oluşum konusunda halen Türkiye`de  kapsamlı düzenlemelerin yapılmamış olması çevirimi içi ortamın sağlam bir hukuki zemine oturmasını engellemektedir.  Ayrıca teknik olarak konuya vakıf yeterince hukukçu bulunmaması sebebiyle çıkartılan sınırlı sayıda kanunlarda da web siteleri hukuki olarak doğru bir şekilde nitelendirilmemektedir. Kamuoyunda bilindiğinin aksine, bir çok adli olayda, kapatma talebi, doğrudan web sitelerine karşı yöneltilmemektedir. Yapılan şikayetlerde esas suç teşkil eden, web sitesi içerisinde 3. şahıslar tarafından oluşturulan gruplar/koyulan videolar ve sair içeriktir. Ancak Türkiye`de url filtreleme sistemi olmadığından doğrudan web sitesinin erişiminin engellenmesi gündeme gelmektedir. Ayrıca şahısların birbirlerine hakaret etmesi, tehditte bulunması durumlarda da yine suçun işlendiği mahal olduğu için web siteleri erişiminin engellemesi tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır. Ancak burada web sitesi kayıtları sadece kanıt niteliğinde olup, doğrudan web sitesi ile ilgili bir yargılama söz konusu olmamaktadır. Bir web sitesinin doğrudan doğrudan erişiminin engellenmesi, ancak 5651 sayılı Internet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla Yapılan Suçlarla Mücadele Hakkında Kanun`da belirtilen katalog suçlardan birinin ilgili web sitesi tarafından işlenmesi sonucu olabilir. Kanaatimizce web siteleri bir servis sağlayıcı konumunda olup, 3. şahısların koyduğu suç teşkil eden içerikten sorumlu tutulmaması gerekir. Ancak uygunsuz içeriğin yayınlandığı tespit edilen web sitesi yetkililerinin kendilerine bir ihbar geldiği takdirde, ilgili içeriği değerlendirip uygunsuz içeriği kaldırmakla sorumlu olacağını söyleyebiliriz. Youtube örneğinde, www.youtube.com  yetkililerine Atatürk`e ilişkin hakaret içeren videonun kaldırılması için talepte bulunulmuş, ancak konu ile ilgili www.youtube.com yönetimi bir girişimde bulunmamıştır. Bunun üzerine www.youtube.com web sitesine erişimin engellenmesine karar verilmiştir. Ancak www.facebook.com Türkiye`de bir irtibat ofisi kurmuş ve Türkiye`de konu ile ilgili gerçekleşen ihlalleri tespit ederek, uygunsuz içeriği kaldırmaktadır. Örneğin CHP`nin talebinde, www.facebook.com yetkilileri ile temasa geçilmiş ve Kemal Kılıçdaroğlu`na ilişkin uygunsuz içerik www.facebook.com tarafından kaldırılmıştır. Ayrıca www.youtube.com web sitesine erişimin engellenmesinden dolayı oluşan kamuoyu baskısı da gerek TIB`i gerek Adalet Bakanlığı yetkililerini konu ile ilgili daha hassas davranmaya zorlamaktadır. Bu gelişmelerin haricinde, şu an facebook`un ABD`de karşı karşıya kaldığı “kişisel gizliliğin ihlali” ile ilgili davaların, yeni kabul edilen Anayasa ile “kişisel verilen gizliliği“ ilkesi dolayısıyla Türkiye`de de gündeme geleceği öngörülmektedir.

A - Türkiye`deki yasal düzenleme :

A.1-) Giriş :


Son yıllarda internetin kontrol edilemeyen büyümesi, birçok hukuki sorunu da beraberinde getirmiştir. Kamuoyunda internet sitelerinde yayınlanan uygunsuz içerikler konusunda sık sık tartışmalar yaşanmakta, web sitelerinin kapatılması gündeme gelmektedir. Her ne kadar sansür zihniyeti, özgürlük anlayışıyla ters düşse de, zaman zaman “çocuk pornografisi” gibi sebeplerle, kişilik haklarının zedelendiği veya toplumsal ahlaka aykırı bir yayının olduğu hallerde web sitelerine erişimin engellenmesi bir zorunluluk halini alabilmektedir.

Böylesine kontrolsüz bir zeminde, ilgili konu hakkında yasal düzenlemeler yapmak ve bunları uygulamak kolay değildir. Zira “özgürlük” ve “sansürcülük” gibi iki zıt kavramı bir arada yaşatmaya çalışmak ve terazinin iki kefesini de dengede tutmak, her türlü etkiye   açık bir ortamda kolay olmamaktadır.

Dünyada çevirimiçi paylaşım giderek hız kazanmakta, sürekli hızlanan veri transfer kapasitesi ile birlikte her türlü ve her boyutta bilginin dünya çapında paylaşımı mümkün hale gelmektedir. Böylesine bir gelişme yasal sorunları da beraberinde getirmiş, digital yolla çoğaltılabilen eserlerin yasal olmayan paylaşımı bir çok ülkede yargılama konusu olmuştur. Zira günümüzde büyük meblağların konuşulduğu, müzik ve eğlence sektöründe şahısların telif yasalarıyla korunan haklarına karşı tecavüz edilmesi maddi ve manevi birçok hukuki soruna yol açmaktadır.

A.2-) Yasal Düzenleme :

Internet üzerinden yapılan iletişimle ilgili henüz kapsamlı olarak yasal düzenlemelere düzenlenmemiştir. Ancak çeşitli kanunların yorumlanması vasıtasıyla çevirimiçi dünya kontrol edilmeye çalışılmaktadır. Internet üzerinden yapılan iletişimin, Anayasa`nın 26. maddesinde belirtilen düşünce yayma özgürlüğü ile ilişkili olduğunu söyleyebiliriz. Bu bağlamda, internet üzerinden fikir yayma özgürlüğü, anayasada dayanağı olan temel bir hak ve özgürlük olarak değerlendirilmelidir.[1] Avrupa Parlementosu da 06 Mayıs 2010 tarihli oturumunda internetin AB içerisinde yaşayan vatandaşlar için bir temel hak ve özgürlük olduğuna karar vermiştir.[2]

Bunun haricinde çeşitli kanunlarla internet yoluyla veyahut digital yolla işlenebilecek suçlar düzenlenmiştir. İşbu düzenlemeler ile aşağıdaki detaylı olarak anlatılacak katalog suçlar için bazı düzenlemeler yapılmıştır ancak özel olarak çevirimiçi uygulamalarla ilgili bir kanun bulunmamaktadır. [3]

Türkiye`de doğrudan internet yoluyla yapılan yayınlar hakkındaki tek kanuni düzenlene 5651 sayılı Internet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun`dur. İlgili kanuna göre aşağıdaki suçlardan dolayı web sitesine doğrudan kapatma kararı uygulanması mümkündür.

Bunlar sırasıyla :

"İntihara Yönlendirme"

"Çocukların Cinsel İstismarı"

 "Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanılmasını Kolaylaştırma"

 "Sağlık için Tehlikeli Madde Temini"

"Müstehcenlik"

"Fuhuş"

"Kumar Oynanması için Yer ve İmkân Sağlama"

 "Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar"dır.


Yukarıda anılan suçlardan biri oluştuğu takdirde, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TIB)`in hiçbir yargı kararı gerekmeksizin ilgili yayını yapan web sitesinin erişimini engelleme hakkı bulunmaktadır. Örneğin; Atatürk`e hakaret bu katalog suçlarda bulunduğundan Atatürk`le ilgili hakaret içeren içeriği yayınlayan web sitesine erişimin doğrudan TIB tarafından engellenmesi mümkündür.

Yukarıda yazılı hallerin bir web sitesinde bulunduğu TIB tarafından tespit edildiği taktirde, ilgili içeriğin suç oluşturduğuna karar vererek, web sitesine erişimin engellenmesine karar vermektedir.[4] Ancak TCK madde 2`de idarinin düzenleyici işlemleriyle suç ihdas edilemez ilkesi uyarınca bu yetkinin TIB`e devredilmesi kanaatimizce doğru değildir. Örneğin TCK`da düzenlenmiş müstehcenlik suçunda dahi, tasarruf yetkisi TIB`e verilmiştir ki, bu düzenleme anılan ilkeye aykırılık oluşturmaktadır. Ayrıca, ilgili fiillerin oluşup oluşmadığına sübjektif ve tek taraflı olarak olarak TIB`in karar vermesi, internet ortamındaki özgürlüğe zarar verebilecek niteliktedir.

Yukarıdaki eleştiriye ek olarak, bir başka sıkıntı da web sitesinin aynen yazılı basın gibi değerlendirilerek, çıktısı alınabilen alelade bir sayfa olarak nitelendirilmesinden kaynaklanmaktadır. Çünkü web siteleri arkasında matematiksel algoritmalara dayalı programlar olup, belli bir sisteme göre çalışmaktadır. Dolayısıyla bir web sitesi ile herhangi bir bilgisayar programı nitelik olarak aynı düzeydedir. Bir başka deyişle her bir web sitesi web 2.0 tabanlı bir uygulamadır.  Kanun koyucu olayın teknik yönünü bir tarafa bırakarak sadece sansüre yönelik ve ancak yüzeysel olarak sorunlara çözüm olabilecek bir kanun hazırlamıştır.

Hâlbuki internet üzerinden işlenebilecek suçlar, çok daha geniş bir yelpazeye yayılmaktadır. Ne yazık ki kanun koyucu toplumdan gelen genel istekler doğrultusunda yüzeysel bir kanun hazırlamıştır. Ancak çevrimiçi ortamda meydana gelen suçlarla ilgili, internete özgü kavramların doğru bir şekilde hukuki tasnifi yapılarak, çevirimiçi dünyanın hukuki olarak daha etkin biçimde kontrolü sağlanabilir. Bir başka deyişle konunun özüne dokunmaksızın yapılacak her türlü kanun istenilen sonucu vermeyecek, kalıcı çözümler yaratmayacaktır.

Anılan kanunla ilgili bir diğer sorun da, uluslar arası anlaşmalara atıf yapılmaması ve uluslar arası düzenlemelerin örnek alınmamasıdır. Zira, internet ortamı niteliği itibariyle çok ulusludur. Temel hak ve özgürlükleri, Fikri sınai mülkiyet hukukunu borçlar ve ticaret hukukunu ve ceza hukukunu ilgilendiren çok sayıda hukuksal sorunu içinde bulundurmaktadır. Böylesine geniş bir alan için sadece belli başlı birkaç güncel sorun gözetilerek, bir uzmanlar kuruluna danışılmaksızın çıkartılan kanun elbetteki istenilen amaca hizmet etmeyecektir.

B – ÇEVİRİMİÇİ UYGULAMALAR VE WEB SITELERININ HUKUKI DURUMU :

B.1 ) – Kişisel hesaplarla yayınlanan içerikle ilgili web sitelerinin hukuki sorumluluğu :


Web sitelerinin engellenmesi her zaman, kendi koydukları içeriklerden dolayı gerçekleşmemektedir. Şu anda, birçok web sitesi, kendi içinde yer sağladığı 3.şahıs kullanıcıların koyduğu içerikten dolayı erişimi engellenmiş durumdadır.

Bu sorun, teknik bir sorun olup, Türkiye`de url filtreleme sisteminin olmamasından kaynaklanmaktadır.

Örneğin; http://www.blog.com web sitesinde http://dinc.blog.com  şeklinde bir hesap oluşturulsun ve bu hesap vasıtasıyla başkasına ait müstehcen fotoğraflar ilgili hesapta yayınlansın. Fotoğrafları yayınlanan şahıs tarafından mahkemeye başvurulduğunda URL filtreleme sistemi Türkiye`de bulunmadığından, http://www.blog.com web sitesi uygunsuz içeriği kaldırmadığı taktirde, söz konusu yayını yapan kullanıcı sayfasıyla beraber www.blog.com un da erişimini engelleyecektir. Bir çok blog sayfasının kapatılmasında benzer durumlar yaşanmıştır.

TİB başkanı Fethi Şimşek`in konuyla ilgili yorumu şu şekildedir :

Facebook’ta sadece suç unsuru görülen grubun çıkarılması ya da Youtube’de sadece şikâyet konusu alanın kapatılması URL Filtreleme ile mümkün, ama o da Türkiye’de yapılamıyor. Çünkü bunun için bütün internet trafiğini tek bir filtreden geçiren bir sistem kurulmalı. Bu da “merkezi sansür”den farksızdır. AB ülkeleri, ABD, Kanada, Avustralya bu önlemi kullanmıyor. Kim kullanıyor: İran, Suriye, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Çin gibi ‘sansürcü’ ülkeler. Bu sistemde giden her işlemin teker teker kontrol edilmesi gerekiyor. Çin’de bu iş için 12 bin kişi çalışıyor. Fethi Şimşek, bu detaylar konuşulurken araya girip, “Milletvekili ‘iki kere okunuyor mesajım’ diyor ya. Filtreleme olsa bu sayı 3’e çıkar” [5]

Yukarıdaki açıklamadan da anlaşılacağı üzere eğer filtreleme yapılabiliyor olsa, site üzerinde bulunan tek bir url filtreleme yöntemiyle sadece  url ye erişim engellenecektir ve bu şekilde bu sorun aşılacaktır ancak bu da kişisel haberleşmenin gizliliği konusunda ciddi ihlallere yol açarak başka bir sorunu beraberinde getirecektir.

B. 2 ) – Sosyal Paylaşım sitelerinin yargılama konusu olması ve facebook davası :

Yukarıda bahsedilen uygunsuz içeriğin içerik sağlayıcı tarafından kaldırılması durumu, web sitesi yöneticilerinin yurtdışında ikamet etmesi durumunda zorlaşmaktadır. Zira muhattabın yurtdışında olduğu durumlarda, ilgili web sitesi yöneticilerine ulaşılması ve onların talepleri olumlu yaklaşarak söz konusu hukuka aykırı içeriği kaldırması sorunlar doğurmaktadır. Konu ile ilgili www.facebook.com Türkiye`de bir irtibat ofisi kurmuş ve Türkiye`de konu ile ilgili gerçekleşen ihlalleri tespit ederek, uygunsuz içeriği kaldırmaktadır.

Örneğin CHP`nin talebinde, www.facebook.com yetkilileri ile temasa geçilmiş ve Kemal Kılıçdaroğlu`na ilişkin uygunsuz içerik www.facebook.com tarafından kaldırılmıştır. Ayrıca www.youtube.com web sitesine erişimin engellenmesinden dolayı oluşan kamuoyu baskısı da gerek TIB`i gerek Adalet Bakanlığı yetkililerini konu ile ilgili daha hassas davranmaya zorlamaktadır.Ancak her web sitesinin Türkiye`de bir temsilci bulundurmasının kolay olmayacağı gerçeği karşısında, günümüz yasal düzenlemeleri karşısında ilgili erişimin engellenmesi kararlarının verilmeye devam edeceği de bir gerçektir.[6]

B. 3 )  Servis sağlayıcı olarak web sitesi sahiplerinin hukuki sorumluluğu ve Google Adwords kararı :

Web sitelerinin servis/içerik sağlayıcı olarak sorumluluklarıyla ilgili Avrupa Adalet Mahkemesi google adwords kararında[7], google in servis sağlayıcı olduğu ve içerikten dolayı sorumlu tutulmaması gerektiği vurgulanmıştır. Adwords sisteminde, reklamının yapılmasını isteyen firma, google da arandığında kendi isminin öne çıkması için google a belli bir ücret ödemekte, karşılığında google ilan verenin kendi seçtiği kelimelerle birlikte arama sonuçlarında öne çıkmasını sağlamaktadır. Ancak seçilecek anahtar arama kelimeleri tamamen karşı taraf tarafından belirlenmektedir. Bu davada, mahkeme, google in sorumluluğunu dar yorumlamış ve ilgili arama sözcüklerini giren firmaların sorumlu tutulması gerektiği görüşünü benimsemiştir.

Kanaatimizce, hukuka aykırı içeriğin doğrudan web sitesi yetkileri tarafından konulmamış olması halinde, ilgili içeriği koyan firmanın sorumlu tutulmaması gerekir. Aksi takdirde, zaten tam olarak bir güvence sağlanmayan çevirim içi ortamdaki özgürlüğün daha da yara alacağı ve yüzlerce insanın konu ile ilgisi olmadığı halde bu durumdan etkileneceği, şirketlerin ticari telafisi mümkün olmayan ticari zararlara uğrayacağı açıktır.

B.4 ) Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu`ndan doğan telif haklarıyla ilgili sorunlar sebebiyle doğabilecek sorumluluk :

Telifi ödenmeden şarkıların/videoların web sitelerinde yayınlanmasından kaynaklanan ve www.last.fm in de kapanmasına da yol açan FSEK kanununun telife ilişkin hükümleriyle ilgili ihtilaflar sonucu web sitelerine erişimin engellenmesi söz konusu olmaktadır.

Lastfm, www.last.fm web sitesi üzerinden ve çevirimiçi çalışan bir uygulama vasıtasıyla  kullanıcılarına dünyanın her yerinden değişik grupların/şarkıcıların müziklerini sunmakta ve belli başlı plak şirketi ile ülkelerle telif konusunda anlaşmalar imzalamaktadır. Karşılığında belli şarkıların hepsini, belli şarkıların ise sadece bir bölümünü web sitesi üzerinden ve bir uygulama vasıtasıyla çevirimiçi olarak yayınlamaktadır.

Türkiye`de Last.fm in kapatılma süreci şu şekilde gerçekleşmiştir; Türkiye`de bir çok şarkı ve şarkıcının telif haklarını elinde bulunduran meslek örgütü MUYAP`ın çağrısına rağmen www.last.fm yetkililerinin MUYAP`a cevap vermemesi ve yayınladıkları şarkıların telifiyle ilgili MUYAP`a ödeme yapmaması sonucu, MUYAP avukatları tarafından savcılığa konuyla ilgili, şikayet dilekçesi vermiş, olayın adli makama intikal etmesi sonucunda www.last.fm sitesinin yayını mahkeme kararıyla durdurulmuştur. [8]

Müzik paylaşım programı napster ve video paylaşım sitesi www.youtube.com  da ABD`de çok telif hakkı sebebiyle ünlü plak şirketleriyle karşı karşıya gelmiş ve plak şirketleriyle anlaşma yoluna giderek bu sorunu çözmeye çalışmıştır.

Son günlerde popüler olan başka bir paylaşım programı olan limewire da telif yasalarına muhalefet sebebiyle açılan davalardan birini kaybederek kapanmıştır. [9] Limewire programı verilerin kullanıcılar arasında paylaşılabilmesi için (peer-to-peer sharing) çevirimiçi bir ortam sağlamaktadır. Ancak mahkeme ilgili kararında, kullanıcılara verilen bu hizmetin telif konusundaki sorumluluğunun da ilgili programa ait olduğunu değerlendirerek, limewire yetkililerini tazminat ödemeye mahkum etmiştir.

FSEK kapsamında korunan haklardan olan kitap ve sair yayınların internet üzerinden dağıtımı da zaman zaman dava konusu olmaktadır. Google kurduğu books.google.com web sitesi aracılığıyla binlerce yazılı kaynağı internet kullanıcılarına sunmaktadır. Yazılı kaynakların telifi için pek çok belli başlı yayınevi kuruluşlarıyla anlaşan google, okunan kitap başına yayınevlerine telif ödeyecekti. Ancak ABD`de bir mahkeme verdiği karar ile, google tarafından verilecek hizmetin yazarı belli olmayan  yapıtlara ilişkin telif hakkı ödenmesinin mümkün olamayacağı ve bu hususun haksız kazanca yol açacağı vasıtasıyla google ile yayınevleri arasındaki anlaşmanın kanuna aykırı olduğuna hükmetmiştir. 

B.5 ) Fikri Sınai Haklar Bakımından Çevirimiçi Uygulamaların Hukuki Durumu – ebay kararı :

Internet ticari açıdan, şirketlere formalitelerden mümkün olduğunca kaçmalarını sağlayan ve özgürlükçü bir ortam sağlamaktadır. Ancak bunun bir sonucu olarak, haksız kazanç elde etmek isteyen kötü niyetli üçüncü kişilerin başka firmaların itibarından yararlanarak internet ortamında belli başlı firmaların taklit ürünlerini satmaya başlamışlardır.

Bu konunun en popüler örneği, Paris Mahkemesi tarafından verilen ebay kararında tartışılmıştır.[10] Ebay, www.ebay.com web sitesi üzerinden 3. kişilerin ürünlerini açık arttırma ile satması için bir sistem geliştirmiştir ve kendi de bu satışlardan komisyon almaktadır. Louis Vitton markası, kendi ürünlerinin taklit edilerek ilgili web sitesi aracılığıyla satışa çıkartıldığını tespit ettirmiştir. Bunun üzerine, ebay şirketine ilgili satışın durdurulması için ihtar çekmiştir. Ancak ebay şirket politikasını sebep göstererek böyle bir tasarrufta bulunmayacağı cevabını vermiştir. Bunun üzerine Louis Vitton konuyu mahkemeye taşımış ve Paris Mahkemesi kararında ebay in taklit Louis Vitton ürünlerini web sitesinden kaldırmaması sebebiyle 80.000,00-EURO tazminat ödemesi gerektiğine hükmetmiştir.

Fikri sınai haklar bakımından doğabilecek başka bir sorun da geliştirilen uygulamalara ilişkin olacaktır. Yukarıda değindiğimiz gibi, internet üzerinde çalışan her program belli bir matematiksel formüle sahip bilgisayar programıdır ve bu programları yazanların, programlar üzerinde telif hakları bulunmaktadır. 5651 sayılı kanun ile bu konuda da ayrıntılı düzenlemeler getirilmesi gerekirdi ancak kanun sadece uygunsuz içeriğe odaklandığından bu konuları cevapsız bırakmıştır. Hâlbuki çağımızda en büyük hukuka aykırı fiillerden biri, fikri mülkiyet hırsızlığıdır.

C ) Özel hayatın gizliliği ilkesi sebebiyle doğabilecek hukuki sorumluluk :

Özellikle sosyal paylaşım ve arkadaşlık üzerine kurulu web sitelerini etkileyebilecek başka bir gelişmeye dikkatinizi çekmek isteriz. 12.09.2010 tarihindeki halkoylamasıyla kabul edilen yeni TC Anayasasının 20.maddesi özel hayatın ve aile hayatının gizliliğini koruma altına almıştır.ilgili kanuna göre ;

“Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. “


Bu getirilen değişiklikle, zaten çeşitli kanunlarda yasaklanan özel hayatın gizliliğine müdahale ve gizli dinleme konuları ek olarak anayasal koruma altına alınmış ve koruma bir anlamda daha da güçlendirilmiştir. Bu gelişmeler ışığında, Türkiye`de zaten halihazırda tartışmalı olan kişisel bilgilerin gizliliği ilkesinin daha sık karşımıza çıkacağı öngörülebilir. Ancak bir çok sosyal ağ sitesi, kişiye ait özel bilgileri, siteye üye olunurken çevirimiçi ortamda depolamakta ve bu bilgilerin akibeti kullanıcılar tarafından dahi tam olarak bilinememektedir.

Örneğin www.facebook.com  sitesine üye olunurken, buraya yüklenen fotoğrafların ve sair bilgilerin www.facebook.com un veritabanlarına kaydedilmesini kullanıcı kabul ve taahhüt etmektedir. İleriki bir tarihte bu bilgileri değiştirmek mümkünse de, bilgileri tamamen silmek mümkün olmayabilir. Zira facebook profilini kapatma şansı bulunmamaktadır. Ancak site üzerinde yaratılan profilin geçici olarak dondurulması mümkündür ki, bu da istenen sonucu doğurmayacaktır Yani kişiye ait en özel bilgiler dahi facebook veritabanlarında saklanmaktadır.

Şüphesiz ki bu bilgilerin nerede depolandığı ve kimlerin gözetiminde olduğu önemli bir husustur. Kötü niyetli şahıslarca bu bilgilerin kullanılması halinde çok sayıda dolandırıcılık vakaları meydana gelebilir. Bu konuda bir başka husus ise facebook üzerinde çalışan 3.kişiler tarafından yazılmış uygulamalardır.

Bu uygulamalarda kişiye ait özel bilgileri saklanabilmektedir. Hatta yakın zamanda ABD`de bu konu yargıya taşınmış ve facebook yönetimi tarafından bu tür uygulamalar vasıtasıyla kullanıcıların kişisel bilgilerine erişildiği kabul edilmiştir. Her ne kadar siteye girerken kullanıcılar kişisel verilerini facebook a vermeyi kabul etse de, bu verilen uygunsuz kullanımının kişisel verilerin gizliliğin ihlali suçunu oluşturacağı açıktır. [11]

Zira güvenli bir ortam olmayan çevirimiçi ortamda, kişinin boş bir anında sadece bir evet/hayır sorusu ile kendine ait veriyi tanımadığı 3.bir şahsa vermesi ve bu şahsın bu bilgileri depolayarak kullanması ileride dolandırıcılık vs. fiillere konu olabilir. Bu bakımdan kişisel verilerin depolanması konusunda yasal düzenleme getirilmeli ve ilgili verilerin depolanması belli kriterlere uygun şekilde gerçekleştirilmelidir. Aksi taktirde, kişisel verilerin kullanıcının izni olmadan saklanması/kullanılmasından doğabilecek davalar ve sonucunda erişim engelleme hali karşımıza çıkacaktır.

D – Paylaşım Amaçlı Çevirimiçi Uygulamaların Kullanıcıları Tarafından İşlenen Suçlar  :

Sosyal paylaşım amaçlı web sitelerinin karşı karşıya kaldığı ve erişiminin engellenmesine yol açabilecek başka bir durum ise, yukarıda adı geçen 5651 sayılı kanun haricindeki diğer kanunlarda tanımlanan suçların ilgili uygulamalar aracılığıyla işlenmesi halinde oluşabilir. Örneğin; bir kullanıcı, www.facebook.com  adresindeki hesabına, bir belediye başkanı ile ilgili haber koymuş ve bu haberin altına başka bir arkadaşı yorum yazmıştır. Ardından bu yorumun da altına hakaret dolu bir başka yorum daha yapılmıştır. Bundan sonraki süreçte hakaret eden yorum sahibi hakkında, diğer yorum sahibi, alenen hakarete uğradığını iddia ederek, Ceza Kanunu`nun ilgili hükümleri uyarınca savcılığa şikayette bulunmuştur. Burada doğrudan yargılama konusu www.facebook.com olmayacak, ancak işlenen suça ilişkin delil teşkil edecektir. Suç teşkil eden içeriğin web sitesi tarafından kaldırılmadığı taktirde, ilgili içerikten dolayı web sitesine erişimin engellenmesi gene gündeme gelebilecektir.

Bazı hallerde web sitelerinde paylaşılan içerik, idari yaptırımlara dahi konu olabilmektedir. Örneğin yakın zamanda bir öğretmene, www.facebook.com web sitesi üzerinde oluşturduğu hesabı aracılığıyla TC Başbakanı hakkında olumsuz cümleler kurması sebebiyle, idari ceza olarak görev yeri değiştirilmiştir. [12]

Sonuç :

Bu çalışma ile çevirim içi ortamda yer alan  popüler uygulamalar ile web-sitelerinin hukuki açıdan karşılaştığı sorunlara mercek tutmaya çalışılmıştır.. Bu sebeple, birçok farklı mecrada faaliyet gösteren internet şirketlerinin karşı karşıya kaldığı davaları açıklayarak, Türkiye`de kanun koyucu ve yasama erklerinin çevirim içi uygulamalara bakışı ortaya konulmuştur.

5651 sayılı kanun ve sair kanunlarda bulunan dağınık düzenlemelerle internete üzerinde bir denetim sağlanmaya çalışılmaktadır. Ancak bu denetimin etkin şekilde yapılabilmesi için, internet üzerinde faaliyet gösteren her web-sitesinin kendi içinde bir uygulama olduğu düşünülüp, ilgili kanunlar oluşturulurken daha geniş açıdan bakılması ve mutlaka teknik bilgisi olan uzmanlardan yararlanılması, daha özgür ve daha temiz bir internet ortamının oluşturulabilmesi için gereklidir.



(Bu köşe yazısı, sayın Av. Dinç ŞANVER tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)
 

 
[1] Istanbul Barosu Internet Hukuku Konferansı Doç. Dr. Bertil Oder`in konuşması

[2] http://freeknowledge.eu/EuroParliament_maintains_internet_as_a_fundamental_right

[3] Erişim engelleme kararlarının hukukun temel ilke ve prensipleri ışığında değerlendirilmesi –   Avukat Nazlı Pınar Taşkıran

[4] Erişimin engellenmesi kararları - Emrah Yavuzcan

[5] 20.10.2010 tarihli radikal gazetesinde yayınlanan Deniz Zeynek`in Facebook 4.100 kez kapatılabilirdi yazısı.

[6]  http://www.odatv.com adresinde yayınlanan CHP FACEBOOK’U KAPATIYOR MU? adlı 08.10.2010 16:44 tarihli yazısı.

[7] http://cyberlaw.stanford.edu/node/6446

[8] 03.02.2010 tarihli Bilgi Üniversitesi Fikri Mülkiyet Atölyesi Müyap vekili Avukat Yetkin Yokuşoğlu`nun konuşması

[9] 29.10.2010 tarihli Hürriyet gazetesinde çıkan ünlü paylaşım programı kapatıldı adlı yazı

[10] http://money.cnn.com/news/newsfeeds/articles/reuters/MTFH32641_2009-09-19_00-32-49_N18160811.htm , Alexandria Sage

[11] http://yahoyt.com/h/3388/internet-neydi-ne-oldu-ne-olur

[12] 25.10.2010 tarihli radikal gazetesinin “Facebook`ta başbakana hakaret edersin ha” isimli yazısı