İSTANBUL - Çırağan Caddesi üzerindeki savcı ve hakimlerin kullandığı kapıdan adliyeye giriş yapan Dündar, ''Devrimci Karargah Örgütü'' soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık'ın odasına çıktı.

İFADE VERDİKTEN SONRA ADLİYEDEN AYRILDI
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık tarafından ''mağdur'' sıfatıyla ifadesine başvurulan Dündar, basın mensuplarına açıklama yaptıktan sonra Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesinden ayrıldı.

"LANETLİYORUM''
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Dündar, ''Şikayetçi oldunuz mu?'' şeklindeki soru üzerine ''Münhasıran Hanefi Avcı'dan değil. Hanefi Avcı, bu olayın şüphelilerinden biri. Ben, kim dinlediyse, kim bugüne kadar bu kayıtları sakladıysa onlardan şikayetçi oldum'' dedi.

Kayıtların içerik olarak merak edilecek bir yanı olmadığını ve o yıllarda özellikle ''Susurluk Çetesi''ni ortaya çıkartıp hüküm giymesini sağlayabilmek için Türkiye'yi yönetenlerin yaptıkları yolsuzlukları belgeleyebilmek adına büyük gayret sergilediğini anlatan Dündar, ''Bundan dolayı da adım, Türkiye'nin en gözü kara çetesine öldürülmek üzere verilmişti. Bu faaliyetler sırasında birileri dinlenmiş ve ben de onlarla gazetecilik gayretleri kapsamında konuştuğum için benim konuşmalarım da kayıt altına alınmış'' diye konuştu.

Dündar, bu tür dinleme olaylarının aslında halkın gerçekleri öğrenme hakkına hizmet eden gazetecilerin her dönemde kaderi olduğunu ve gazeteciler olarak her dönemde çok büyük zorluklar yaşayıp, çok büyük güçlükler çektiklerini söyledi.

Dündar, şöyle devam etti: ''Üzülerek söylüyorum ki, şu anda da Türkiye'de basın özgürlüğü, dün Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütünün yaptığı bir araştırmaya göre, 178 ülke arasında basın özgürlüğü açısından 138. durumdayız. Maalesef Kuzey Kore ve İran ile aynı kategoride değerlendirilmiş olmak, bu güzel ülkeyi yönetenler açısından hiç de sevinilecek bir durum değil. Ben bundan doğrusunu isterseniz utanıyorum. Çünkü, bu güzel ülkenin çok daha güzel bir şekilde yönetilebileceğini ve insanların birbirlerine düşman olmak yerine kardeşçe yaşayabileceklerini düşünüyorum. Ve basın özgürlüğüne de saygı gösterilmesini, basından da korkulmaması gerektiğini savunuyorum. Mesele bundan ibaret.''

Bir gazetecinin ''Kayıtlarla ilgili size şantaj yapılıp yapılmadığı soruldu mu?'' diye sorduğu Dündar, ''Hayır, neden yapılacak ki? Bana hayatımda hiç kimse şantaj yapamadı'' ifadesini kullandı.

Dündar, kişisel olarak saçının teline bir dinleme aleti konulsa dahi korkacak hiçbir şeyinin olmadığını ve bundan çok emin olduğunu dile getirdi.Dündar, ''İnsan haklarına, kişilik haklarına, basın özgürlüğüne aykırı bir gerçek olduğu için bu dinlemeyi, yasa dışı usulsüz dinleme konularını şiddetle kınıyorum, hatta lanetliyorum'' dedi.

Başka bir soru üzerine yargı bir karar vermeden kimlerle konuştuğu konusunda açıklama yapmayacağını belirten Dündar, ''Siz mi dinlendiniz, görüştüğünüz kişi mi dinlenmiş?'' sorusunu da ''Hayır, ben dinlenmemişim. Haber amacıyla konuştuğum kişiler dinlenmişler. Ben de o arada kayda girmişim'' dedi. (gazeteport)