T.C.
Yargıtay
3. Hukuk Dairesi
2024/233 E., 2025/925 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/935 E., 2023/1660 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2018/139 E., 2023/315 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 18.02.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacılar vekili Avukat ...'nun sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; vekil edenlerin müşterek çocukları müvekkili ...'un ağrıları nedeniyle gittiği davalı hastanede ağrı kesici iğne yapılması sonrasında sağ bacağında uyuşma ve his kaybı yaşandığını, davalı hastane doktorları tarafından yapılan muayenede iğnenin hatalı yapıldığının tespit edildiğini, yapılan hatalı enjeksiyon sonucunda çocuğun sakat kaldığını ileri sürerek; ... için maluliyeti nedeniyle 10.000,00 TL maddi, 70.000,00 TL manevi tazminatın davacı anne ... ve baba ... için 10.000,00'er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; vekil eden hastanenin üzerine düşen bütün edimi yerine getirdiğini, davacıya uygulanan tedavinin kurallara uygun olarak yapıldığını ve meydana gelen sonucun komplikasyon olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hükme esas alınan raporlarda da ayrıntılı olarak ifade edildiği üzere, dava konusu olayda davalıların kusurunun bulunmadığı anlaşılmakla, dosyadaki mevcut deliller itibariyle davacılar davasını ispat edemediğinden, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; konusunda uzman Adli Tıp Kurumundan, Adli Tıp Üst Kurulundan ve ayrı bir bilirkişi heyetinden alınan, denetimine ve hüküm kurmaya elverişli raporlara göre; davalı tarafın özen yükümlülüğüne uygun davrandığı, tedavi ve teşhiste herhangi bir hatalı davranışın olmadığı ve kusurunun bulunmadığı, hasta velisi diğer davacı ...'un imzasını taşıyan enjeksiyon uygulamaları hasta onam formunda önerilen tedavi yönteminin türü, tedavi yönteminin hastanın sağlığı için taşıdığı risklerin belirtildiği, özellikle onam formunda ağrı, uyuşma, güç kaybı ve felç gibi risklerin de belirtildiği, alınan onamla hasta enjeksiyonun komplikasyonları hakkında bilgilendirdiği ve aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirildiğinin değerlendirdiği, davacı taraf istinafında anılan onam formundaki imzanın davacı ...'a ait olmadığını ileri sürmüş ise de yargılama aşamasında ileri sürülmeyen yeni vakıların ve yeni delil göstermesi mümkün olmadığından davacı vekilinin bu yönlü itirazlarının istinaf değerlendirilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun oy çokluğu ile esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; dava dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu raporlarında hastanede yatan damar yolu açık olan kişilerde analjezik uygulamasını gerektiren durumlarda öncelikli olarak damar yolu ile verilebilen ağrı kesicilerin tercih edilmesinin gerektiğinin güncel tıbbi bilgiden olduğunun açıkça belirtildiğini davalı Hastane ve hemşiresinin bu durumu bilmemesinin ya da karşısında küçük bir çocuk varken bu uygulamayı yapmaksızın hatalı enjeksiyon yolu ile davacıyı sakat bırakmasının anlaşılabilir ve kabul edilebilir bir yanı bulunmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararında onam formu ile davacının rızasının alındığı iddia edilmiş ise de bu hususun doğru olmadığını, müvekkilin olay tarihinde küçük bir çocuk olduğunu, dosya kapsamı ile de sabit olduğu üzere davacı müvekkilinin olay tarihinde içerisinde bulunduğu durum, o anlarda yaşadığı sağlık sorunları içerisinde kendisine fiilen bilgilendirmenin yapıldığına dair dosya kapsamında hiçbir veri yokken verilen kararın kabul edilemeyeceğini, vekil edenin davaya konu olay sebebiyle meslekte kazanma gücü kayıp oranı (% 7,20) kaybetmiş olmasına rağmen manevi tazminat talebinin de reddine karar verilmiş olmasının haksız olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, davalı hastane çalışanı hemşirenin özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
22.05.2017 tarihli Adli Tıp 2.İhtisas Kurulundan alınan rapor ve 12.05.2022 tarihli Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Üst Kurulundan alınan raporun muhalefet şerhinde; ''hastanede yatan damar yolu açık olan kişilerde analjezik uygulamasını gerektiren durumlarda öncelikli olarak damar yolu ile verilebilen ağrı kesicilerin tercih edilmesinin gerektiğinin güncel tıbbi bilgiden olduğu'' belirtilmiş ise de her iki raporda da davacı hastada damar yolu ile verilebilen ağrı kesicilerin tercih edilmemiş olmasının davalı hastanede görevli doktor, hemşire ve dolayısıyla davalı hastanenin kusurlu olduğunu gösterdiğine yönelik bir görüş içermediği, maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için kusur, zarar ve illiyet bağının bir arada olması gerektiği, davacı hastada ortaya çıkan durum komplikasyon olarak nitelendirilmekle ortada kusur bulunmadığının açık olduğu, aydınlatılmış onam hususunda ileri sürülen temyiz sebeplerinin incelenmesinde ise; davacı tarafça dava dilekçesinde ve yargılama aşamasında ileri sürülmeyen bu hususun ilk kez istinaf başvurusunda ileri sürüldüğü, yargılama aşamasında ileri sürülmeyen hususların istinaf ve dolayısıyla temyiz aşamasında da ileri sürülemeyeceği anlaşılmakla davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.