Yasa dışı bahis suçları Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından re’sen soruşturulur. Cumhuriyet savcısı şikâyet, ihbar veya başka bir suretle suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrendiği anda gerekli araştırma ve delil toplama sürecini tamamlayarak kamu davası açılmasını gerektirir yeterlilikte delil elde ederse iddianame düzenler. Ön ödeme, uzlaştırma veya seri muhakeme usulleri uygulanamaz.
7258 Sayılı Kanun’un 5. maddesine aykırılık oluşturan suçlardaki soruşturma ve delillendirmenin suç bazında yapılması gerekir. 7258 Sayılı Kanun’un 5.1-c maddesine aykırılık suçunda banka kayıtlarının tamamının temin edilerek uzman bilirkişiden para nakline aracılık eden kişi veya kişilerin hesap hareketlerinin tespiti gerekir. Nitekim Bölge Adliye Mahkemesi’nin aynı doğrultudaki bir kararında şöyle denilmektedir; Somut olayda; dosya arasında bulunan sanıkla ilgili banka kayıtlarından suç tarihi olan 01/01/2011 ila 22/05/2014 arası döneme denk gelen kısımlarının ilgili bankadan celp edilip, konusunda uzman bilirkişiye tevdii edilmek suretiyle, "A) Atılı suçun 01/01/2011 ila 22/05/2014 arası döneme ilişkin denetime açık olacak şekilde hesaplara kaç işlem ile kaç TL geldiği, kaç işlem ile kaç TL'nin çıktığı veya çekildiği, B) Bu para gönderme ve çekmenin mobil veya internet ortamından yüz yüze olmayan yöntemlerle gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, C) Bu paraların herhangi bir mal ve hizmet sunumu veya ticari bir işlem karşılığı olup olmadığı, bu miktar para giriş ve çıkışlarının sanığın sosyal ve ekonomik durumuna göre makul olup olmadığı, D) Para giriş çıkışlarında bahis, bet ve benzeri bir açıklamanın bulunup bulunmadığı, E) Suç tarihlerine denk gelen dönem içerisinde sanığın bu paraları bizzat banka içerisinden hesap belgesi veya makbuz yöntemiyle tahsil edip etmediği yahut bu paraları üst hesaplara gönderip göndermediği, F) Banka hesabına toplam yatan ve bu hesaplardan toplam çıkan para miktarı ile işlem sayısının ne olduğu" hususlarında açıklamalı rapor alınması gerekirken alınmaması, CMK'nın 289/1 maddesi kapsamında hukuka kesin aykırılık niteliğinde olduğundan bozmayı gerektirmektedir”[1].
7258 Sayılı Kanun’un 5. maddesine aykırılık oluşturan suçların örgüt suçlarıyla birlikte işlenmesi halinde ortada bir örgütün olup olmadığının titizlikle araştırılması gerekir. Soruşturma ve yargılama sürecindeki tüm işlemlerin hukuka uygun olarak yapılması, iddia ve savunmalar ışığında hükme esas alınan tüm delillerin duruşmada okunarak, şikâyet ve savunmalara yönelik tespitlere ve beyanlara ilişkin taraflara diyeceklerinin sorulması adil yargılanmanın bir gereğidir. Yargılama aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların istinaf ve/veya temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve özleri değiştirmeksizin tartışılması gerekir.
İddianamenin soruşturmaya, yargılamanın ise iddianameye uygun bir şekilde olması şarttır. İddianamede belirtilmeyen eylemlerden dolayı yargılama yapılarak hüküm kurulamaz. Mahkemelerce vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırılması ile sanıkların örgütlü suçlara katılma iradesini açıkça ortaya koyan eylemlerinin ve söylemlerinin, zaman, nitelik ve nicelik olarak yaptığı katkı itibariyle bir bütün olarak değerlendirilerek suçu vasfının, sanığın suça iştirakinin ve sanığın kusurunun titizlikle araştırılarak gerekçelendirilmesi gerekir. Bu kapsamda sanıkların veya müdafilerinin savunmalarının inandırıcı gerekçelerle reddedilerek veya kabul edilerek verilen kararın tüm tarafları tatmin etmesi ve adalet duygusunu incitmemesi amaçlanmalıdır[2].
Örgütlü suç birden fazla kişinin hiyerarşik düzeyde, disiplinli, sürekli, kamu düzenini bozduğu varsayılan, aynı amaca yönelik suçları işlemek için oluşturulan örgütün işlediği suçlardır[3]. Suç örgütleri hem bireylere zarar vermekte hem de toplumun ekonomik, sosyal, yasal ve politik düzenini bozmaktadır. Suç örgütleri hem yerel hem de küresel ölçekte yasa dışı bahis, uyuşturucu madde ticareti, kara para aklama, insan ticareti, silah kaçakçılığı, yolsuzluk ekonomisi ve siyasetin kirlenerek kokuşmasında büyük etki alanına sahiptirler[4].
7258 sayılı Kanun'un 5. maddesine 01/02/2018 gün ve 7078 sayılı kanunun 23 maddesi ile ekleme yapılarak bu suçlarda iletişimin tespitine dair CMK’nın 135 ve teknik araçlarla takibe dair CMK’nın 140 maddelerinin uygulanabileceği yönünde hüküm eklenmiştir. Ortada bir örgütün olup olmadığının sayı, hiyerarşik yapı, elverişlilik ve devamlılık açısından incelenmesi gerekir. Eğer ortada bir örgüt yoksa örgüt kapsamında yapılan dinlemeler, takipler ve örgüt suçlarına özgü diğer deliller geçersiz hale gelmektedir. Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin örgütün unsurlarına ilişkin bir kararında şöyle denilmektedir; Sayı olarak; Sanıklara isnat edilen örgüt kurma ve örgüt üyeliği yönünden en az 3 kişi olma şartının iddianamedeki şüpheli sayısı ve hüküm verilen sanık sayısı itibariyle oluştuğu, hiyerarşik yapı olarak; En üst yönetici sıfatındaki kişinin tespit edilmediği, üst yönetici sayılabilecek örgüt üyeliğinden haklarında hüküm kurulan S, …, K, .. ve U,...'ın tape kayıtlarında ve bilirkişi raporunda tüm sanıklar yönünden panel yöneticisi olduklarının belirtildiği, arkadaş topluluğunu aşan şekilde dikey yapılanmayı gösterir işe alma, emir verme, kişinin işini sonlandırma, maaş belirleme şeklinde çalışma usul ve esaslarına yönelik iştirak ilişkisini aşan örgüt hiyerarşisi unsurunun bulunmadığı, iş bölümü yönünden; Panelci tabir edilen haricinde üst kasacı, alt kasacı, ATM'ci, cepbankçı gibi coğrafi bölge ve fiziki mekan tanımlı unsurların gerçekleşmediği, yaptırım olarak; Çalışılan işten kovma, kovulma, avans kesme, yetkili mercilere şikayet yapılması halinde üstlere bildirme gibi tape kayıtlarında kişinin iç dünyasında etki doğuracak iradesi üzerinde korkutuculuk unsuru olacak ve organizasyon içerisinde kaldıkları müddetçe talimatları yerine getirme veya çıkılamaması yönünden konuşmaların bulunmadığı, elverişlilik yönünden; Haberleşme programı olmakla beraber araç gereç yönünden fiziki takibe konu para teslimini içerir tutanakların bulunmadığı, devamlılık yönünden; Niteliği itibariyle devamlılık arz edecek 7258 Sayılı Kanun'un 5/1-c maddesinin dışına çıkılacak şekilde başkaca amaç ve araç suçların bulunmadığı, suç işleme çeşitliliği yönünden; Mutlaka birden fazla suçun işlenilmesinin amaç edinilmesinin bir unsur olmadığı ancak, devamlılık arz eden araç gereç ve elverişliliğe ait şartların tutanaklar itibariyle mevcut olmadığı, Somut olayda; Yargıtay 19. Ceza Dairesinin örgüt kurma yönetme ile üyelik suçlarından 29/03/2021 gün, 2020/2391 Esas - 2021/3771 Karar sayılı kararlarından hareketle hiyerarşik olarak dikey yapılanma olarak hiyerarşik ilişkinin bulunmaması, yönetici ve üyeler arasında fiziki mekan ve coğrafi tanım gibi iş bölümü şartlarının bulunmadığı, üyeleri için iç huzuru bozacak irade unsuru üzerinde korkutuculuğu ön plana çıkarır yaptırımın gerçekleşmediği, araç gereç ve fiziki takibe dair para teslimleri yönünden de tutanak tespitinin bulunmadığı, suç işleme çeşitliliği ve devamlılık unsurunun da gerçekleşmediği ve böylece suçun unsurlarının oluşmadığı halde yerel mahkemece yazılı şekilde sanıkların mahkumiyetlerine dair karar verilmesi, usul ve yasaya aykırılık oluşturmaktadır[5].
Bilişim sistemini oluşturan bilgisayar, cep telefonu, tablet vesaire cihazların suçun unsurları, suçun vasfı ve deliller açısından titizlikle incelenmesi gerekir. Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin aynı doğrultudaki bir kararında şöyle denilmektedir; “ Somut eylemin adli emanette bulunan bilgisayarların incelenmek suretiyle bahis oynatılan sitenin yurt içi mi yoksa yurt dışı mı olduğunun tespitine göre 5/a veya 5/b maddesine göre uygulama yapılması gerekir”[6].
Maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından dosya kapsamındaki eylemlerin ve delillerin net bir şekilde ortaya konulması gerekir. Soruşturma ve kovuşturmalarda masumiyet karinesi ihlal edilmeden hukuki sınırlar içerisinde kalınması ve dosyanın magazinleştirilmemesi gerekir.
İddianamede hangi şüphelinin hangi eylem veya eylemleriyle kanunilik sınırları içerisinde kalmak kaydıyla hangi suçu ne şekilde işlediğinin delilleriyle birlikte ortaya konulması şarttır. Genel geçerli ifadelerle şüphelileri veya sanıkları suçlamak yerine bilimsel ve teknik veriler ışığında somut delillerle atılı suçun belirtilmesi adil yargılanma ilkesi açısından bir gereklilik oluşturmaktadır.
Somut olayın özelliklerine göre, arama ve el koyma kararı ile bilgisayar kütüklerinde arama ve kopyalama kararlarının hukuka uygun olması, arama ve el koyma işlemlerine yönelik tutanakların Ulusal Yargı Ağı Bilişim sisteminde mevcut olması, arama ve el koyma işleminin sulh ceza mahkemesi kararında belirtildiği tarih ve saatler arasında yapıldığının tespiti şart olup arama kararında belirtilen saatler dışında herhangi bir arama veya el koyma işleminin yapılmaması gerekir.
Bilgisayar ve kütüklerinde arama usulü 5271 sayılı Kanun'un 134. maddesinde düzenlenmiş olup, somut delillere dayanan kuvvetli suç şüphesinin varlığı halinde şüphelinin kullandığı bilgisayar ve bilgisayar programları ile bilgisayar kütüklerinde arama yapılmasına, bilgisayar kayıtlarından kopya çıkarılmasına, bu kayıtların çözülerek metin hâline getirilmesine karar verilmelidir. Eylemlerin delil bazında somutlaştırılması şarttır.
Maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından bilişim sistemleri ile tarih ve saatte hangi yasadışı bahis sitelerine girildiği ne kadar para yatırıldığı, sitelere giriş ve çıkışlar, ne sıklıkla girildiği, reklam yapılmışsa reklamın ne şekilde ve nasıl yapıldığı, yapıldığı tarih, reklam yapan kişinin diğer faillerle arasındaki para ve telefon trafiği, reklam yaptığı iddia edilen kişinin sosyal medya fenomeni olup olmadığı, reklam yapan kişinin ünlü olup olmadığı, tanınır olup olmadığı, reklamın insanlar üzerinde bahis oynamayı özendirip özendirmediği ve reklamın teşvik içeriğine sahip olup olmadığı gibi hususlarda bilirkişi incelemesi yapılmalıdır. İdarenin tek taraflı açık kaynak bilgileri ile gözaltı ve/veya tutuklama işlemi yapılmamalıdır. Bilirkişinin kolluk görevlisi olmaması ve alanında uzman bir teknik personel olması şarttır.
Bilirkişi incelemesi olayın aydınlatılması ve şüpheli ya da sanığın beyanlarının doğruluk derecesinin ortaya çıkarılması açısından çok önemlidir. Nitekim Yargıtay’ın aynı doğrultudaki bir kararında şöyle denilmektedir;” Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporda, bahis sitesine çok sayıda erişim sağlandığı, defalarca kupon oynanıp listelendiği, kupon yazıcısının bilgisayara kurulu olduğu, bahis oynatılan, sitenin yurtdışı kaynaklı olduğu tespitlerine yer verilmiştir. Dosya kapsamına göre; bilgisayarda ele geçen bulgular ve sanığın ikrarı karşısında, atılı suçu işlediğinin sabit kabul edilip, sanık hakkında 7258 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan mahkûmiyet hükmü kurulmasında hukuka aykırılık bulunmamıştır”[7].
Maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından tanık ifadeleri çok önemli olup yasa dışı bahis oynayanlar olayın mağduru olmayıp yasa dışı bahis oynama eyleminin failleridir. Ancak tanık olarak yeminsiz olarak ifade vermelerinde hukuki bir sakınca bulunmamaktadır.
İhbar veya şikâyetin kapsam ve içeriği, şikâyet veya ihbar sonucunda kolluk tarafından yapılan incelemelere dair tutanak içerikleri, usule uygun olarak alınan iş yeri ve bilgisayar kütüklerinde arama yapılmasına yönelik karar ve anılan karar uyarınca yapılan arama neticesinde ele geçen bahis bültenleri, üzerinde farklı isimler yazılı kuponlar ve bilgisayar kütüklerinde yapılan inceleme uyarınca düzenlenen raporlar incelendikten sonra yeterli delil bulunuyorsa gözaltı kararı verilmelidir. Şüpheli gözaltındayken varsa tanık ifadeleri alınarak kuvvetli suç şüphesi oluşturan hallerde 7258 Sayılı Kanun’un 5. maddesinde düzenlenen a-b-c fıkralarındaki suçlar açısından somut olayın özellikleri ve dosyadaki delillere göre suçun işlendiği hususunda kuvvetli şüphe varsa, koşullarının oluşması şartıyla şüpheli veya şüpheliler tutuklamaya sevk edilmelidir.
Şüpheli hakkında düzenlenen Masak raporunun ve/veya soruşturma dosyasının bir bütün halinde temin edilerek teknik konularla ilgili bilirkişi incelemesi de yaptırılarak yasa dışı bahis oynatmak amacıyla bilişim sistemlerinin kurulup kurulmadığı, hangi site veya siteler üzerinden bahis oynatıldığı, şüpheliler arasındaki örgütsel veya iştirak ilişkisinin tespiti ile yasa dışı bahis oynayanlar açısından ise faillerin oynamak amacıyla para transferi yapıp yapmadığının hesap hareketleri incelenmek suretiyle tespit edilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
Suç vasfının tayini açısından delillerin titizlikle incelenmesi gerekir. Mevcut delillerin neyi temsil ettiği ve hangi delillerin hangi suçun unsurlarının oluştuğunun tespitinin göz ardı edilmemesi maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ile doğru eylemi doğru kanuni yaptırımların uygulanmasına olanak sağlayacaktır. Nitekim Yargıtay’ın aynı doğrultudaki bir kararında şöyle denilmektedir; Spor müsabakalarına dayalı sabit ihtimalli ve müşterek bahis veya şans oyunlarının oynatılması ya da oynanmasına yer veya imkân sağlanması eyleminin 7258 sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un (7258 sayılı Kanun) 5/1-a maddesinde tanımlanan suçu, yurt dışında oynatılan spor müsabakalarına dayalı sabit ihtimalli veya müşterek bahis ya da şans oyunlarının internet yoluyla ve sair suretle erişim sağlayarak Türkiye’den oynanmasına imkân sağlama eyleminin ise anılan Kanun'un 5/1-b maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı, sanığın eyleminin yukarıda belirtilen suçlardan hangisine isabet ettiğinin tespiti bakımından; sanıktan ele geçirildiği belirtilen 4 adet bahis kuponu dosya içerisine alınıp, sanığa ait iş yerinde ele geçen bilgisayarlardan hangisinin sanığın kullanımında olduğu, hangi bilgisayar üzerinden ne sıklıkla bahis sitelerine erişim sağlandığı, oluşturulan kupon sayısı ve oynanan bahis miktarlarının tespiti ile erişim sağlanan ve bahis siteleri olduğu belirtilen sitelerin, yurt dışında oynatılan sabit ihtimalli veya müşterek bahis ya da şans oyunlarına ilişkin olup olmadığı konusunda yaptırılacak bilirkişi incelemesinin sonucuna göre suç vasfının tayini ile sanığın hukuki durumu belirlenmeden sanık hakkında anılan Kanunun 5/1-a maddesi uyarınca mahkûmiyet hükmü kurulması hukuka aykırılık oluşturmaktadır[8].
Av. Cenk Ayhan APAYDIN
--------------
[1] İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Ceza Dairesi’nin 2. 02. 2024 tarihli, 2024/ 458 esas ve 2024/393 sayılı kararı.
[2] Apaydın, Cengiz/Apaydın, Cenk Ayhan, Yargıtay Kararları Işığında Suç Örgütleri, Ankara 2024, s. 1.
[3] Özek, Çetin, “Organize Suç”, Prof. Dr. Nurullah Kunter’e Armağan, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İstanbul 1998, s. 195
[4] Dönmezer, Sulhi, “Örgütlü Suçların Önlenmesi ve Değerlendirilmesi”, Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer Armağanı, C:I, Ankara: 2008, s. 176-177.
[5] İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Ceza Dairesi’nin 30. 01. 2024 tarihli, 2024/ 346 esas ve 2024/281 sayılı kararı.
[6] İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Ceza Dairesi’nin 15. 01. 2024 tarihli, 2024/ 189 esas ve 2024/81 sayılı kararı.
[7] Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 16.12. 2024 tarihli, 2023/13678 esas ve 2024/11709 sayılı kararı
[8] Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 20. 05. 2025 tarihli, 2021/5979 esas ve 2025/7325 sayılı kararı.






