T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2024/5649
K. 2024/5516
T. 10.9.2024
AİLE KONUTU ŞERHİ KONULMASI İSTEMİ ( Davacının Taşınmazın Eşiyle Birlikte Oturdukları Konut Olduğuna İlişkin Tespit Kararı Verilmesini Talep Ederken Davada Husumeti Ölen Eşinin Mirasçılarına ve Taşınmaz Üzerinde Hak Sahibi Olan Diğer Maliklere Yönelttiği/Davalı Mirasçıların da Diğer Taşınmaz Malikleri İle Birlikte Verilecek Hükümden Doğrudan Etkileneceği - Mirasçılar Yönünden Davanın Husumet Yokluğu Nedeniyle Usulden Reddine Dair Verilen Kararın Yerinde Olmadığı )
HUSUMETİN ÖLEN EŞİN MİRASÇILARINA YÖNELTİLMESİ ( Davalı Mirasçıların da Diğer Taşınmaz Malikleri İle Birlikte Verilecek Hükümden Doğrudan Etkileneceği Mirasçılar Yönünden Davanın Husumet Yokluğu Nedeniyle Usulden Reddine Dair Verilen Kararın Bozmayı Gerektirdiği )
HUSUMET YOKLUĞU ( Aile Konutu Şerhi Konulması İstemi - Davalı Mirasçıların da Diğer Taşınmaz Malikleri İle Birlikte Verilecek Hükümden Doğrudan Etkileneceği/Bu Nedenle Mirasçılar Yönünden Davanın Husumet Yokluğu Nedeniyle Usulden Reddine Dair Verilen Kararın Doğru Olmadığı )
6100/m.190
4721/m.194,240,652
ÖZET: Uyuşmazlık, açılan aile konutu şerhi konulması davasında uyuşmazlık, davalılar hakkında verilen usulden red kararı ve taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dava, muristen kalan taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine ilişkindir. Mahkemece davalılar yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. 4721 Sayılı Kanun'un 240. ve 652. maddeleri uyarınca sağ kalan eş birlikte oturulan konutun, katılım alacağına yada miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkını isteyebilir. Davacı, taşınmazın eşiyle birlikte oturdukları konut olduğuna ilişkin tespit kararı verilmesini talep ederken davada husumeti ölen eşinin mirasçılarına ve taşınmaz üzerinde hak sahibi olan diğer maliklere yöneltmiştir. Davacının açmış olduğu tespit davası ve kanuni diğer düzenlemeler ışığında böyle bir tespit kararı istemekte hukuki yararının bulunduğunda duraksama yoktur. Davalı mirasçılar da diğer taşınmaz malikleri ile birlikte verilecek hükümden doğrudan etkileneceklerdir. Bu nedenle mirasçılar yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine dair verilen karar doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
DAVA : Taraflar arasındaki aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR : I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşi ...'nin 22.05.2017 tarihinde vefat ettiğini, eşinin vefatıyla birlikte mirasçı olarak kendisi ve eşinin kardeşleri olan davalıların kaldığını, müvekkilinin vefat eden eşiyle malik olduğu davaya konu ...:37/1 Tatarlı'da bulunan 3473 parsel 26 pafta numaralı taşınmazdaki aile konutunda evlilikleri süresince ortak hayatı paylaştıklarını, müvekkilinin eşinin ölümüyle birlikte aile konutu da ölen eşinin geriye kalan diğer malvarlığıyla birlikte terekeye dahil olduğunu, mirasın paylaşılmasıyla birlikte, aile konutunun da satılması ve müvekkilimin yıllarca eşiyle birlikte yaşadığı ortak mallarını paylaştığı evden çıkartılarak mağdur olma durumunun söz konusu olduğunu, müvekkilim ve mütevaffa eşin ortak çocukları bulunmadığını, müvekkilinin söz konusu miras payları dışında malvarlığı olmadığı gibi hayatını devam ettirebileceği başka bir konuta da bulunmadığını, sebeple hala eşinin ölümünden sonra da yaşamaya devam etiği söz konusu taşınmazdan çıkarılma durumunda evsiz kalacağını, müvekkilinin 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 652. maddesindeki haklarını kullanabilmesi ve miras hakkına mahsuben aile konutunun mülkiyet hakkının tanınması talep etmesi için iş bu davayla öncelikli olarak aile konutunun tespitini talepte hukuki yarar bulunduğunu belirterek davalarının kabulüyle müvekkilinin halen oturduğu ve müteveffa eşin terekesine dahil “... Tatarlı/Dinar 3473 parsel 26 pafta” numaralı taşınmaz “ aile konutu” olduğunun tespitine ve tapuya şerh kararı verilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten saygılarımla arz ve talep ederim.
II. CEVAP
Davalılara dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup davalılar tarafından yasal süresinde cevap dilekçesi verilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu olan evin muris ...'in ölüm tarihi olan 22.05.2017 tarihine kadar davacı ile murisin beraberce yaşadıkları, ömür sürdükleri aile konutu olduğunu, murisin ölümü üzerine davacı kadının halen aynı evde ikamet ettiğini, dolayısı ile davaya konu ... ili ... ilçesi, ... Köyü, ... yol doğusu mevkiinde 11.10.2021 havale tarihli Fen bilirkişisi krokisinde yığma ev olarak gösterilen taşınmazın, muris ...'in ölüm tarihi itibariyle aile konutu olduğunun tespit edildiğini, evlilik ölüm ile sona erdiğinden dava tarihi itibariyle aile konutu vasfı kalmadığından taşınmaza aile konutu şerhi konulamayacağını belirterek davalılar ..., ..., ..., ... ve ... yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, dahili davalılar yönünden davanın kabulü ile; ... ili, ... ilçesi, ... Köyü, ... yol doğusu mevkiinde kain 11.10.2021 havale tarihli fen bilirkişisi raporunda ve krokisinde 2141 parsel üzerinde bulunan yığma ev olarak gösterilen gayrimenkulün davacı ile muris ...'in Aile Konutu olduğunun tespitine, tapu kütüğüne aile konutu şerhi verilmesi talebinin reddine, 11.10.2021 havale tarihli fen bilirkişisi raporunun ve krokisinin kararın eki sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, bir kısım davalılar yönüyle davanın usulden reddine karar verilmesi ve aile konutu şerhi talebinin reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının 4721 Sayılı Kanun'un 652. maddesinde belirtilen haklarını kullanabilmesi konusunda işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunu, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu hususunun tanık anlatımları, yapılan keşif ve kolluk tutanağı ile sabit olduğunu, davacının eşi ...'in ölümü ile taşınmazın dahili davalılar adına intikal ettiğini, davalıların ise malik sıfatlarının bulunmadığını, evliliğin ölümle sona ermesi, dava tarihi itibariyle taşınmazın aile konutu vasfının bulunmaması dikkate alınarak taşınmaza aile konutu şerhi konulamayacağını belirterek kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1). alt bendi gereğince davacı kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, bir kısım davalılar yönüyle davanın usulden reddine karar verilmesi ve aile konutu şerhi talebinin reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan aile konutu şerhi konulması davasında uyuşmazlık, davalılar hakkında verilen usulden red kararı ve taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 Sayılı Kanun'un 190. maddesi, 369. maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371. maddeleri; 4721 Sayılı Kanun'un 194. maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dava, muristen kalan taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine ilişkindir. Mahkemece davalılar ..., ..., ..., ... ve ... yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. 4721 Sayılı Kanun'un 240. ve 652. maddeleri uyarınca sağ kalan eş birlikte oturulan konutun, katılım alacağına yada miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkını isteyebilir. Davacı, taşınmazın eşiyle birlikte oturdukları konut olduğuna ilişkin tespit kararı verilmesini talep ederken davada husumeti ölen eşinin mirasçılarına ve taşınmaz üzerinde hak sahibi olan diğer maliklere yöneltmiştir. Davacının açmış olduğu tespit davası ve kanuni diğer düzenlemeler ışığında böyle bir tespit kararı istemekte hukuki yararının bulunduğunda duraksama yoktur. Davalı mirasçılar da diğer taşınmaz malikleri ile birlikte verilecek hükümden doğrudan etkileneceklerdir. Bu nedenle mirasçılar yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine dair verilen karar doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının esastan ret kararının bir kısım davalılar yönünden verilen usulden ret kararı yönünden KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi usulden ret hükmünün BOZULMASINA,
3.Davacı kadının erkeğin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 Sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10.09.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.