ÖZ:

Anonim veya Limited ortaklık ya da Kooperatiflerin kanunda öngörülen sona erme hallerinden biri veya birkaçının gerçekleşmiş olması halinde söz konusu ortaklıklar veya kooperatif hemen ticaret sicilinden terkin edilmez. Ortaklıkların veya kooperatiflerin sona erme hallerinin gerçekleşmiş olması halinde kendi yasal mevzuatları uyarınca tasfiye sürecine girmektedir. Tasfiye memurları/kurullarınca tasfiye işlemleri yapılıp tamamlandıktan sonra tasfiyesi yapılan ortaklıklar veya kooperatifler ticaret sicilinden terkin edilmektedir. Ortaklıkların ya da kooperatiflerin ticaret sicilinden terkin edilmiş olmasına rağmen bazen bazı iş ve işlemlerin(ortaklık veya kooperatiflere karşı dava açma, icra takibinde bulunma, ortaklık organlarına karşı sorumluluk davası açılma, tasfiye dışı bırakılan malların tasfiyesi edilmesi vs.) yapılabilmesi için tekrardan bu işlerin yapılması ile sınırlı olarak ticaret siciline yeniden tescil edilmesi gerekmektedir. İşte, kanun koyucu tam da bu noktada ek tasfiye kurumunu öngörmüştür. Ortaklıkların ek tasfiyesi temelde TTK’nın 547. Maddesinde düzenlenmekle birlikte istisnai olarak aynı kanunun geçici 7. Maddesinde de düzenlenmiştir. TTK’nın geçici 7. Maddesine dayalı olarak ortaklıkların ya da kooperatiflerin ihyası yani ek tasfiyesinin talep edilmesi ancak bahsi geçen maddenin 15. Fıkrasına göre, ortaklığın veya kooperatiflerin sicilden silinmesi tarihinden itibaren beş yıl içerisinde mümkündür. Ancak, Anayasa Mahkemesi somut norm denetimi sonucunda 22/6/2023 Tarihli ve E: 2023/33, K: 2023/117 Sayılı İptal Kararı ile ortaklığın veya kooperatiflerin ek tasfiyesinin, tasfiyesi istenilen ortaklıklar ya da kooperatiflerin sicilden terkin edildiği tarihten itibaren beş yıl içerisinde talep edilebileceğini içeren TTK geçici 7. Maddesinin 15. Fıkrasının beşinci cümlesinde yer alan kuralın Anayasamızın 35 ve 40. Maddelerine aykırılığı dolasıyla iptaline karar vermiştir. Söz konusu iptal kararı Resmi Gazetenin 15.09.2023 tarihli, 32310 sayı ile yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmiştir.

I. GİRİŞ:

Sermaye ortaklıkları, bu anlamda anonim, limited ortaklık veya kooperatifler vs. kanunda öngörülen sebepler dahilinde sona ermektedirler. Ancak, sona erme sebeplerinin gerçekleşmesi ortaklıkların(anonim, limited vs.) veya kooperatiflerin bağlı bulundukları ticaret sicilinden hemen silinmesi sonucu doğurmaz. Ortaklıkların ya da kooperatiflerin, kayıtlı olarak bulundukları ticaret sicil müdürlüğü kayıtların silinmesi için kural olarak tasfiyesinin yapılmış olması gerekmektedir.

Ortaklıkların veya kooperatiflerin tasfiye sürecinde tasfiye memurları ya da kurulları ortaklık ya da kooperatiflerin malvarlığının değeri belirlenir, alacakları tahsil edilir, malları paraya çevrilir, borçları ödenir vs. akabinde tasfiye memurları ortaklığın ya da kooperatiflerin sicilden terkin edilmesi için ticaret sicil müdürlüğüne yazılı şekilde talepte bulunur. Ticaret sicil müdürlüğü de şartlarının oluşması halinde ortaklığın veya kooperatiflerin sicilden silinmesini sağlar. Ancak, bazen ilgili ortaklık ya da kooperatiflerin ticaret sicilden silinmiş olmasına karşın bazı iş ve işlemlerin yapılabilmesi için tekrardan ticaret sicil müdürlüğüne bu işlerin yapılması ile sınırlı olarak tekrardan ticaret siciline tescil edilmesi gerekmektedir. Bunun için kanun koyucu TTK’nın 547 ve geçici 7. Maddelerinde iki ayrı ek tasfiye yani uygulamadaki deyimi ile “ihya” kurumu öngörmüştür. TTK’nın 547. Maddesinde öngörülen ek tasfiye kurumu temel kural olmakla beraber, TTK’nın geçici 7. Maddesinde yer alan ek tasfiye kurumu ise istisnadır.

TTK’nın 547. Maddesine dayalı olarak ek tasfiye talebinde kanun koyucu herhangi bir süre öngörmemiştir. Oysa, TTK’nın geçici 7. Maddesine dayalı olarak ek tasfiye talebinde ancak ortaklığın ya da kooperatifin sicilden silinmesi tarihinden itibaren beş yıl içerisinde bulunulması gerekmektedir. Ancak, TTK’nın geçici 7. Maddesinin 15. Fıkrasında yer alan beş yıllık süreyi öngören kuralı/cümleyi Anayasa Mahkemesi somut norm denetimi sonucunda 22/6/2023 Tarihli ve E: 2023/33, K: 2023/117 Sayılı İptal Kararı iptal etmiştir. İptal kararı, 32310 sayılı, 15.09.2023 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmiştir.

Bu itibarla çalışmamızda, TTK’nın geçici 7. Maddesine dayalı olarak yapılan tasfiye ve ek tasfiye yani ihya kurumu hakkında genel bilgilere, bu kurumun hukuki niteliğine, Anayasa Mahkemesinin konuya dair iptal kararına ve iptal kararı sonrasındaki hukuki duruma yer vereceğiz.

II. TTK’NIN GEÇİCİ 7. MADDESİNE DAYALI OLARAK TASFİYE VE EK TASFİYE( İHYA) TALEBİ HAKKINDA GENEL BİLGİ:

TTK’nın geçici 7. Maddesinde, 01.07.2015 tarihine kadar, kanunda öngörülen olay, olgu veya sebeplerin gerçekleşmesi ya da gerçekleşmemesi tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited ortaklıklar ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve bağlı bulundukları ticaret sicilinden terkini, kanunlarda yer alan temel tasfiye prosedürleri uygulanmaksızın tasfiyesi düzenlenmektedir.

TTK’nın 7. Maddesinin birinci fıkra ve devamına göre, ilgili mevzuat gereği esas sermayelerini yine mevzuatta yer alan miktarlara çıkarmayan anonim ve limited ortaklıkların, TTK geçici 7. Maddesinin yürürlük tarihi öncesi veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olan anonim ve limited ortaklıkların, Kooperatifler Kanunu hükümlerinde öngörülen herhangi bir sebeple dağılmış olan kooperatiflerin, sebebi ne olursa olsun aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantıları yapılamayan anonim ortaklıklar ile kooperatiflerin ve yine TTK’nın geçici 7.maddesinin yürürlük tarih öncesinde tasfiye iş ve işlemlerine başlanılmış olmakla beraber, genel kurul toplanamayıp kanunda belirtilen ara veya kesin ve son bilançonun ortaklık genel kuruluna tevdi edilemediğinden dolayı ticaret sicilinden silinemeyen ortaklık ve kooperatiflerin kolaylaştırılmış bir tasfiye prosedürü ile hatta kimi zaman tasfiye prosedürü uygulanmaksızın tasfiye edilmesini ve ticaret sicilinden silinmesini öngörmektedir.

Görüldüğü üzere, TTK’nın geçici 7. Maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde “1/7/2015 tarihine kadar aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin…” şeklinde yer alan ibare, bu maddeye dayalı olarak yapılacak tasfiye işlemlerini zaman bakımından sınırlandırılmıştır. Buna göre, bu madde hükümleri 01.07.2015 tarihine kadar yukarıda belirtmiş olduğumuz hallerin gerçekleşmesi halinde ilgili anonim ve limited ortaklık ile kooperatiflerin tasfiyesini sınırlıdır. Ve yine, bu maddenin uygulanmasına dönük olarak bir diğer sınırlama ise TTK geçici m.7 f.2’de yer almaktadır. bahsi geçen madde fıkrasına göre, davacı veya davalı olarak tarafı olduğu davaları olan ortaklık ve kooperatiflere TTK’nın geçici m.7’de yer alan tasfiye hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir.

Bahsi geçen TTK’nın geçici 7. Maddesine göre tasfiyenin nasıl yapılacağı, hangi prosedürlerin uygulanacağı hususu TTK geçici m. 7 f.1-f. 14 hükümleri arasında yer almaktadır[1].

TTK’nın geçici 7. Maddesine göre, ilgili ticaret sicilinden silinen anonim ve limited ortaklık ile kooperatiflerin ek tasfiyesi yani uygulamadaki deyimi ile” ihyası” meselesi yine TTK’nın geçici m.7 f.15, c.5’de düzenlenmiştir. Bahsi geçen hükmün Anayasa Mahkemesi tarafından iptali karar vermeden önceki hali şöyledir: “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir

Anayasa Mahkemesi iptal kararı sonrasındaki hali ise şöyledir: “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak (…) mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir”

Bu itibarla, TTK ‘geçici m.7’sine göre tasfiye edilerek veya edilmeyerek ticaret sicilinden silinen anonim ve limited ortaklık ile kooperatiflerin ek tasfiyesi gündeme gelecek ise o durumda ek tasfiye TTK’nın m.547’sine göre değil, geçici m.7’sine göre yapılacaktır[2].

TTK m.547’de düzenlenen temeldeki ek tasfiye kurumu ile TTK ‘nın geçici m.7’sinde yer alan ek tasfiye kurumu arasında birtakım farklılıklar vardır. Bu anlamda ilk göze çarpan husus, TTK’nın 547. Maddesinde yer alan düzenlemelerden farklı olarak TTK’nın geçici m.7 f.15, c.5’de “ihya “kelimesi kullanılmıştır[3].

TTK’nın m.547’sinde yer alan ek tasfiye kurumuna başvuracak kişiler, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar olmak üzere sınırlı olarak belirtilmiş olduğu halde, TTK’nın geçici m.7 f.15,c.5’de alacaklılar ve hukuki menfaati bulunanlar olarak belirtilmiştir[4]. Diğer bir ifade ile TTK’nın geçici m.7 f.15, c.5’de ek tasfiyeye başvuracak kişiler sınırlı olarak belirtilmemiştir.

Bununla birlikte, kanun koyucu, TTK’nın geçici m.7 f.15, c.5’de ek tasfiye kurumuna başvurabilmek için alacaklıların veya hukuki menfaatleri bulunanların “haklı sebeplerinin” olması varlığını aramakla beraber “haklı sebep” kavramından ne anlaşılması gerektiği hususunda bir açıklığa yer vermemiştir[5]. Öğretide, TTK m.547’de yer alan ek tasfiyeye başvurmak için aranan sebeplere dayalı olarak TTK’nın geçici m.7 f.15, c.5’de yer alan ek tasfiye kurumuna başvuru yapılabileceği savunulmaktadır[6]. Böylelikle alacaklılar veya hukuki menfaatleri bulunanlar, ortaklığa veya kooperatiflere ait bazı malların tasfiye dışı kalması halinde, ortaklığı veya kooperatiflere karşı dava açma ya da icra takibinde bulunma zorunluluğunun olması halinde, ortaklık organlarına karşı sorumluluk davasının açılması gibi sebeplerle TTK’nın geçici m.7 f.15’e göre ek tasfiye talebinde bulunabilecektir.

Yine, TTK’nın geçici m.7 f.15’e göre, ek tasfiye talebini ortaklık merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine yapılması gerekmektedir[7].

Son olarak ifade etmek gerekirse, Anayasa mahkemesinin iptal kararı öncesinde, bahsi geçen maddeye göre ek tasfiye talebini, ortaklığı veya kooperatifin ticaret sicil müdürlüğünden silindiği tarihten itibaren beş yıl içerisinde yapması gerekmekteydi. Ancak, Anayasa mahkemesi söz konusu bu beş yıllık sürenin öngörüldüğü kanun hükmünün Anayasa aykırı olması nedeniyle iptaline karar verdi. Bu konu hakkında aşağıda ayrıntılı şekilde açıklamalarda ve değerlendirmelerde bulunacağımızdan bu kısımda açıklama yapmaktan kaçınmaktayız.

 III. KONUYA DAİR ANAYASA MAHKEMESİNİN KARARI VE DEĞERLENDİRMELER:

Ortaklığın veya kooperatiflerin TTK geçici m.7’ye göre ek tasfiye taleplerinin, ortaklığın veya kooperatifin ticaret sicil müdürlüğünden silindiği tarihten itibaren beş yıl içerisinde yapılmasını öngören TTK’nın geçici m.7 f.15, c.5 ‘de yer alan kural sebebiyle ihya davası açılamamakta olduğu, ihya davasının açılamaması sebebiyle şirketlere karşı diğer davalarında açılamadığını, bu sebeple bu kuralın Anayasanın 2., 10., 13., 35 ve 36. Maddelerine aykırılık teşkil etmiş olduğu gerekçesi ile İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ve Alanya Asliye Ticaret Mahkemesi somut norm denetim yolu ile Anayasa mahkemesine başvuruda bulunmuştur.

Yapılan somut norm denetim başvuru ve incelemesi üzerine, Anayasa mahkemesi, TTK’nın geçici 7. Maddesinde düzenlenen ek tasfiye(ihya) kurumu hakkında bir takım genel bilgilere yer verdikten sonra, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. Maddesinde, münfesih olan ya da münfesih sayılmış olmasına rağmen ticaret sicilinden terkin edilmeyen ortaklık veya kooperatiflerin sicilden terkin edilmesini öngörüldüğü, bu madde uyarınca sicilden terkin edilen kooperatif veya ortaklıkların taraf ehliyetlerinin sona erdiğini, bu sebeple ortaklık veya kooperatiflerin dava açamayacağının veya kendilerine karşı dava açılmayacağı, TTK geçici m.7 f.15’de ortaklıkların veya kooperatiflerin ihyasının düzenlenmiş olduğu, sicilden silinen ortaklık veya kooperatiflerden alacaklı olan kişilerin alacaklarının veya diğer maddi taleplerinin Anayasamızın 35. Maddesi gereğince mülk teşkil etmiş olduğu, bu hususun yine Anayasamızın 40 .maddesinde yer alan etkili başvuru yolu hakkı ile bağlantılı olduğu, TTK’nın geçici m.7’de yer  alan ortaklık veya kooperatiflerin ihyası için başvuru süresinin bu yola başvuru için işlevsiz kılacak nitelikte olmaması gerektiği, iptale konu TTK’nın geçici m.7 f.15, c.5’de yer  alan kuralla sicilden silinen ortaklık veya kooperatiflere ilişkin ihya başvurusunda bulunma süresinin ortaklık ya da kooperatiflerin sicilden silindiği tarihten itibaren başlamış olduğu ve ayrıca bu kuralda tasfiyeden alacaklıların ya da hukuki menfaati bulunanların haberdar edilmesi şartının da aranmamış olduğunu, bu durumun alacaklılar ve hukuki menfaatleri bulunan diğer kişilerin beş yıllık süre dolduktan sonra haberdar oldukları veya ileri sürülebilir duruma gelen ihya taleplerini işlevsiz kılacağını, diğer bir ifade ile kolaylaştırılmış tasfiye ya da tasfiyesiz bir şekilde sicilden silinen ortaklığın veya kooperatiflerin yeninden ihya edilmesi talebine dair sürenin sicilden silinmesi tarihinden itibaren başlatılmasının bu yolu işlevsiz hale getirmiş olduğunu, Bu yönüyle kural Kanun’un geçici 7. maddesi uyarınca sicilden silinen şirketler ile kooperatiflerin yeniden tescili amacıyla yapılabilecek ihya başvurusuna ilişkin azami sürenin silinme tarihinden itibaren başlatılması Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkı ile bağlantılı olarak Anayasa'nın 40. maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkına aykırılık oluşturmakta olduğunu belirterek bahsi geçen kuralın Anayasa’nın 35. ve 40. maddelerine aykırı olması sebebiyle 22/6/2023 Tarihli ve E: 2023/33, K: 2023/117 Sayılı İptal Kararı iptaline karar vermiştir[8]. İptal kararı, 32310 sayılı, 15.09.2023 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmiştir[9].

Anayasa mahkemesinin TTK’nın geçici m.7 f.15, c.5’de yer alan kural ile ilgili olarak vermiş olduğu iptal kararı ve gerekçesine iştirak etmekle birlikte birkaç hususa değinmekte fayda görmekteyim. TTK m.547’de düzenlenen ek tasfiye kurumu bakımından herhangi bir süre sınırlamasında bulunulmamıştır. Bu yüzden TTK m.547’e ye göre yine anılan madde hükümlerinde yer alan kişiler süresiz bir şekilde hukuki yararı olmak kaydı ile mahkemeden ortaklığın ek tasfiyesini isteyebilme imkanına sahiptir. Oysa ki, Anayasa mahkemesi iptal kararı öncesinde alacaklılar veya hukuki menfaati bulunan kişiler, TTK’nın geçici m.7’ye göre, kolaylaştırılmış tasfiye veya tasfiyesiz bir şekilde sicilden silinen ortaklığın ya da kooperatiflerin yine anılan maddenin 15. Fıkrasına göre ihyası talebinde beş yıllık süre aranmaktadır. Bu yönüyle TTK m.547’ye göre ek tasfiye talebinde bulunan kişilerle; TTK’nın geçici m.7 f.15’ine göre ihya talebinde bulunan kişiler arasında Anayasal anlamda eşitsizliğe neden olmaktaydı.

Bunun yanında, ek tasfiye veya uygulamadaki deyimi ile “ihya” kurumu belirli bazı hukuki iş ve işlemlerin yapılabilmesi için zorunluluk arz etmektedir. Bu anlamda, tasfiyesi yapılarak sicilden silinen ortaklık ya da kooperatifler hakkında daha sonradan dava açmak, icra takibinde bulunmak, tasfiye dışı bırakılmış malların tasfiyesini sağlamak, ortaklık organlarına karşı sorumluluk davası açmak gibi haklı ve makul sebeplerden dolayı sicilden silinen ortaklığın ya da kooperatiflerin bu saymış olduğumuz iş veya işlemlerin yapılabilmesi amacıyla sınırlı olmak üzere ticaret siciline tekrardan tescil edilmesi gerekmektedir. Görüldüğü üzere, ortaklığın veya kooperatiflerin ek tasfiyesi( ihyası) adeta bazı iş ve işlemlerin öncüsü mahiyetindedir. Uygulamada da çoğu kere ortaklığın veya kooperatiflerin ek tasfiyesi ihtiyacı sicilden silinme tarihinden beş yılın sonrasında da doğmaktadır.  Bu yüzden, TTK’nın geçici m.7 f.15’de ek tasfiye talebinin beş yıllık süre ile sınırlandırılması ve bu sürenin başlangıcının ortaklığın veya kooperatiflerin sicilden silinmesi tarihinden itibaren başlatılması olması gereken hukuk(de lege feranda) bakımında da yerin değildi.

Anayasa mahkemesinin konuya dair iptal kararı 15.09.2023 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu bu karar, Anayasamızın 153. Maddesinin son fıkrası gereğince, yasama, yürütme, yargı organları ile gerçek ve tüzelkişileri bağlayacaktır. Bu itibarla, Anayasa mahkemesinin iptal kararı, TTK’nın geçici m.7 f.15’e göre açılmış ve derdest olan tüm ek tasfiye taleplerine uygulanacaktır.

Hatta ve hatta, daha önceden TTK’nın geçici m.7 f.15’e göre mahkemeden talep edilmiş olup da beş yıllık sürenin geçmiş olması nedeniyle mahkeme tarafından reddedilen ek tasfiye talepleri hakkında yeninden talepte bulunabilir. Zira, ek tasfiye kurumu niteliği itibarıyla çekişmesiz yargı işi niteliğinde olup; verilen kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmezler. Bu sebeple daha önceden reddedilen ek tasfiye talepleri hakkında Anayasa mahkemesinin bu kararına binaen şair şartların oluşması halinde yeninden mahkemeden talepte bulunulabilir.

IV. SONUÇ:

01.07.2015 tarihine kadar kanunda öngörülen sebep veya olguların gerçekleştiği tespit edilen veya ihbarda bulunan anonim ve limited ortaklıklar ile kooperatiflerin tasfiyesi ve ticaret sicil müdürlüğünden silinmesi TTK’nın geçici m.7’de yer alan hükümleri bağlamında yapılmaktadır. TTK’nın geçici m.7’sinde yer alan şartların gerçekleşmesi halinde anonim ve limited ortaklık ve kooperatifler kolaylaştırılmış tasfiye veya tasfiye edilmeksizin bağlı bulunduğu ticaret sicilinden silinecektir.

Anonim ve limited ortaklıklar ile kooperatiflerin sicilden silinmesinden sonra alacaklılar veya hukuki menfaatleri bulunan kişiler, haklı sebeplerin(dava açma, icra takibinde bulunma vs.) bulunması halinde ilgili anonim veya limited ortaklıklar ile kooperatiflerin ek tasfiyesini veya uygulamadaki deyimi ile ihyasını TTK’nın geçici m.7 f.15, c.5’ine göre asliye ticaret mahkemesinden talepte bulunabilirler. Talepte bulunma süresi, Anayasa mahkemesi iptal kararı öncesinde anonim ve limited ortaklık ile kooperatiflerin sicilden silindiği tarihten itibaren beş yıldır. Ancak, Anayasa Mahkemesi somut norm denetimi sonucunda 22/6/2023 Tarihli ve E: 2023/33, K: 2023/117 Sayılı İptal Kararı ile ortaklığın veya kooperatiflerin ek tasfiyesinin, tasfiyesi istenilen ortaklıklar ya da kooperatiflerin sicilden terkin edildiği tarihten itibaren beş yıl içerisinde talep edilebileceğini içeren TTK geçici 7. Maddesinin 15. Fıkrasının beşinci cümlesinde yer alan kuralın Anayasamızın 35 ve 40. Maddelerine aykırılığı dolasıyla iptaline karar vermiştir. Söz konusu iptal kararı Resmi Gazetenin 15.09.2023 tarihli, 32310 sayı ile yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmiştir.

Bahsi geçen, Anayasa mahkemesi iptal kararı sonrasında artık TTK’nın geçici m.7 f.15’e göre talep edilecek olan ek tasfiyelerde süre şartı aranmaz.

Aynı şekilde, daha önceden mahkemeler tarafından süre şartını sağlamadığından reddedilen ek tasfiye talepleri hakkında sair şartların sağlaması halinde yeniden talepte bulunabilir. Çünkü, ek tasfiye kurumu hukuki niteliği itibarıyla çekişmesiz yargı işi olduğundan buna ilişkin mahkeme kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez.

-----------------

[1] Bizler, konumuz sınırları kapsamında bu konunun detaylarına girmemekteyiz. Bu konu hakkında detaylı bilgi için TTK’nın geçici 7. Maddesine bakınız.

[2] Erdoğan, R. (2020), “Anonim Şirketlerde Ek Tasfiye”,  Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, (43), s. 139.

[3] Erdoğan, s. 139.

[4] Erdoğan, s. 140.

[5] Erdoğan, s. 140.

[6] Şener, O.H.(2015), Anonim Ortaklıkta Ek Tasfiye (İhya), Ankara, s. 244(Naklen, Erdoğan, s.140).

[7] Erdoğan, s.140.

[8] Anayasa Mahkemesi Kararlar Bilgi Bankası, Esas Sayısı : 2023/33, Karar Sayısı : 2023/117, Karar Tarihi : 22/6/2023, https://normkararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/ND/2023/117, Erişim Tarihi: 16.09.2023.

[9] R.G. Tarih - Sayı : 15/9/2023 – 32310, https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/09/20230915-24.pdf, Erişim Tarihi: 16.09.2023. https://www.hukukihaber.net/aymnin-202333-esas-2023117-karar-sayili-karari

Anahtar Kelimeler: Anonim Ortaklık, Limited Ortaklık, Kooperatif, İhya, Ek Tasfiye, Anayasa Mahkemesi İptal Kararı, Süre.