Siyasetten ekonomiye,  günlük yaşamdan toplumsal hayata kadar her şey anlaşılmaz ve çözüm bulunamaz bir kargaşa içindedir.

Bu kargaşanın örneklerinden biri; öğrenimde uygulanmaya başlanan “Ara Tatil” diğeri bir süredenberi devam eden “Yaz Saati-Kış Saati” uygulamasıdır. Her iki uygulama da toplumsal yapımıza uymadığı, yarar sağlamadığı gibi büyük ölçüde zararlara yol açmaktadır.

ARA TATİL

Öncelikle ifade etmek gerekir ki 2019 yılından itibaren uygulanmaya başlanan “Ara Tatil” yabancı din ve ırk geleneklerine ve günlerine göre belirlenen bir tatil sürecidir. Paskalya tatili, patates günü gibi günlere isabet eden bu günler, ara tatil günü olarak belirlenmiştir. Üstelik o ülkelerde bu günler, tüm aileyi kapsayan daha geniş bir tatil günü olarak kabul edilmesi nedeni ile okula gitmeyen ve evde oturan çocuklar, aileleri ile birlikte, daha rahat ve güvenli bir tatil ortamı içinde yaşamaktadırlar. Biz de ise; mali olanaklar nedeniyle tatile gitmek bir yana, çalışan anne ve babadan, denetim ve ilgiden uzak evde tek başına oturan çocuklar bu uygulama nedeniyle bir çok rahatsızlıklar yaşamaktadırlar.

YAZ SAATİ-KIŞ SAATİ

Saat uygulamalarındaki farklılıklar ve “Yaz Saati-Kış Saati” olarak tanımlanan düzenlemeler ayrı bir sıkıntı oluşturmaktadır. Ülkemizde şu anda ve kış aylarında uygulanan saat dilimi kış saati değil, yaz saatidir. Güneş ışığından daha fazla yararlanmak için insanları doğal saatinden bir saat önce kaldırmak için saatlerin 1 saat öne alınması uygulanmasına kış aylarında da devam edilmektedir. Bu yüzden ilerleyen, karanlığın ve soğuğun arttığı günlerde insanlar, doğal saat ortamından 1 saat önce kalkmak zorunda kalmaktadırlar.  Üstelik Avrupa’da ve gelişmiş ülkelerde, insanları rahat ettirmek için kış aylarında saatlerin bir saat geri alınması ve insanların bir saat daha fazla istirahat ederek, karanlığın ve soğuğun arttığı saatlerde sokağa çıkmamalarını temin etmeleri nazara alındığında aradaki fark 2 saat olmaktadır. Bu durum ticari ilişkilere de zarar vermektedir. Ayrıca öğrenciler, memurlar, işçiler; karanlıkta, soğukta sokaklara dökülmektedirler. Bu yüzden çok sıkıntılar yaşanmakta, elektrik, gaz ve ısınma, ulaşım giderleri, hastalıklar ve her türlü çalışma ve topluma uyma zorlukları artmaktadır.

Hatalı ve tamamen yanlış olan bu iki uygulamadan derhal vaz geçilmesi gerekir.

Av.A.Erdem AKYÜZ
Hukukun Egemenliği Derneği
Onursal Genel Başkanı