Buradan tüm okuyuculara ilanen bildiriyorum; AVUKAT İKİ TÜR ÜCRET ALIR

1. Müvekkiline yaptığı avukatlık hizmeti gereği müvekkilden aldığı avukatlık ücreti

2. Davanın sonunda davayı kazanması halinde Roma Hukuku’ndan bu yana şeref hakkı olarak adlandırılan davanın konusu ve değerine göre değişkenlik gösteren ve karşı taaftan alınan resmi vekalet ücreti.

Bu konuda toplumumuzda inanılmaz bir bilgi eksikliği ve kirliliği var. Herkes avukat ve herkes her şeyi biliyor. Maalesef bu durum insanların kafasında aydınlatılmadığı için, avukat hiçbir şey yapmadığı halde bi sürü para alan, para göz, her zaman çok parası olan, parayı kolay kazanan biriymiş gibi gösteriliyor.

Avukatlık bir lüks işidir aslında, ben yapamıyorum, yapmayı bilmiyorum bu işi benim yerime sen yapabilir misin? Sen çözebilir misin? işidir. Mesela bir boşanma davasında, eşlerden biri avukata danışır, davasının avukat yoluyla çözülmesini ister, tazminat nafaka velayet talebi vardır. Bu konularla ilgili olarak avukata ödenen avukatlık ücretini, davayı kazanınca diğer eş ödemez.   Görülen dava sonunda davayı kazanması halinde kaybeden taraf, avukata avukatın davayı kazanması nedeniyle her sene resmi olarak belirlenen tarifeye göre resmi vekalet ücreti öder. Avukata gelen, avukatla çalışmak isteyen, avukatın çalışma ücretini kendi öder, karşı taraf ödemez.

Dava dosyasına yapılan resmi masraflara gelince, müvekkil avukatına gereken masrafı davanın başında verir, davayı kazanması halinde dava masrafları karşı tarafa pek tabiki yükletilmektedir. Ancak, davanın kaybedilmesi halinde masraf, masrafı yapanın üstünde kalmaktadır.

Tüm bunlarla beraber, avukatlık mesleği kamu adına yapılan serbest bir meslektir. Çalıştığımız büronun kirası, stopajı, çalışanın maaşı, büro giderleri, vergisi, aylık sgk giderimiz, evimizin geçimi yaptığımız danışmanlıkla, avukatlık hizmeti ile sağlanmaktadır. Yapılan sözlü danışmanlıktan ücret alma, dava al ama parasını karşı taraftan al gibi kolaycı yaklaşımlarla geçinilmiyor maalesef.

Ve biz avukatlar inanın hiç de kolay para kazanmıyoruz. Bir kere telefonumuz 7/24 açık, gece saat kaç olursa olsun müvekkilin başına ne gelirse gelsin yanına koşuyoruz, tatilimiz yok, sorumluluklarımız fazla, bize kimse maaş vermiyor biz ekmeğimizi iş yaparsak kazanabiliyoruz. Toplumdaki prestijimizi korumak için belli bir standartta yaşamaya çalışıyoruz, beklenti bu yönde olduğu için belli bir standardın altına düşemiyoruz. Para isteyince ne yaptın ki oluyor, cezaevinden çıkarınca zaten suçsuzdum denilecek kadar kıymet bilinmiyoruz. Her geçen gün sayısı artan hukuk fakültelerinden maalesef donanımı yetersiz, hukuk bilgisi az meslektaşların ve parayı alıp işini yapmayan maalesef sözde meslektaşların tarihin en eski, köklü ve hak aramak gibi kutsal bir görev olan avukatlık mesleğinin itibarına verdiği zarar büyük. En kısa zamanda bu sorunların yeni düzenlemelerle düzeltilmesi dileğiyle, hepimize adil bir dünya, tüm meslektaşlarıma kolaylıklar diliyorum.

Avukat Didem YALÇIN