NİTELİKLİ ÖĞRENCİ YETİŞMİYOR MU?
Türkiye genelinde bulunan 102 hukuk fakültesinden 72’si öğrenci alımı yaparken geri kalan fakültelerde yeterli sayıda öğretim üyesi olmadığı için alım yapılamıyor. Otoritelere göre, nitelikli bir akademisyenin yetişmesi için öncelikle lisansını tamamlaması sonrasında ise yüksek lisansına başlayarak 2 senelik yüksek lisans dönemini bitirmesi gerekiyor. 4 senelik doktoranın ardından yardımcı doçentlik kadrosuna geçen bir hukukçunun 5 sene sonra gireceği ilk doçentlik sınavını da vermesi gerekirken, sınav sonrası 5 senelik bir bekleme süresinin ardından profesörlük ünvanını alabiliyor. Toplamda 16 sene süren bu zorlu süreç lisans süresi ile beraber 20 seneye denk geliyor. 2004 yılında 42 olan hukuk fakültesi sayısı 2012’de 72’e yükselmiş durumda. Bu süre zarfında kaç akademisyen yetişti sorusu akıllara gelirken, mevcut akademisyenlerinde Ankara ve İstanbul ağırlıklı olmak üzere aynı anda birden fazla fakülteye ders vermesi ve geri kalan fakültelerde derslere araştırma görevlilerinin girmesi nitelikli hukuk öğrencisi yetişip yetişmediği konusunda söylentilere yol açıyor.
AVUKATLIK YAŞI KAÇ OLMALI?
Avukatlık mesleğine giriş için sınav yapılmasını gerektiren neden olarak “hukuk fakültelerinde verilen eğitimin yetersiz olduğu” gösterilse de faal olarak hizmet vermeye devam eden niteliksiz ve genç avukat sayısının artmasının bu tarz bir eleminasyon sistemi ile önlenmeye çalışılacağı ifade ediliyor. Dünya genelinde neredeyse her ülkede avukatlık sınavının olması, “bizde niye yok?” sorusunu gündeme getiriyor. Sınavın gerekliliğini savunan kesimler ise 20 yaşında hukuk fakültesinden mezun olarak 22 yaşında avukat olmuş kişilerin çok genç olmasından dolayı karakteristik özelliklerinin daha oturmamış, hayat tecrübesi noksan kişiler olabileceğini ifade ederken, başkaları hakkında hüküm bildirmek adına bu tarz özelliklere sahip olunması gerektiği konusunda birleşiyorlar. Avukatlık sınavının gerçekleştirilmesi sonucunda gerçekten mesleki bilgiye hakim, iyi eğitim almış ve karakteri oturmuş kişilerin bu mesleğe adım atacağını düşünenler olduğu kadar sınavın avukatlık için değil hukuk mesleğine giriş adına kabul edilmesi gerektiğini düşünenlerinde çokluğu dikkat çekiyor. Şuan ki hakimlik sınavı ağırlığında bir sınav yapılması gerektiğini ve sınavı geçemeyenlerin avukatlık stajı yapması, hakimlik sınavına girmesi ve noterlik sırasına yazılmasının engellenmesi gerektiği düşünülürken bu sayede hakimlik sınavında ki yığılmanın da önüne geçilebileceği söyleniyor. (hukukihaber.net)