TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
MURAT CANŞAD BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2021/3525) |
|
Karar Tarihi: 17/12/2024 |
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Basri BAĞCI |
Üyeler |
: |
Engin YILDIRIM |
|
|
Kenan YAŞAR |
|
|
Ömer ÇINAR |
|
|
Metin KIRATLI |
Raportör |
: |
Şeyda Nur ÜN |
Başvurucu |
: |
Murat CANŞAD |
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; ceza infaz kurumunda bulunan başvurucuya posta yoluyla gelen dergilerin verilmemesi nedeniyle ifade özgürlüğünün, dergi satın alma talebinin değerlendirilmemesi nedeniyle de ifade özgürlüğü ile bağlantılı etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. Başvurucu, başvuru tarihinde devletin egemenliği altındaki topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak suçundan hükümlü olarak Bafra T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) bulunmaktadır.
3. Başvurucunun iddiasına göre olay tarihinden önce Ceza İnfaz Kurumu tutuklu ve hükümlülere, "29/3/2020 tarihli ve 31083 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik'in 77. maddesine dayalı olarak posta/kargo yolu ile gelen veya ziyaretçilerin getirdiği dergilerin kuruma alınmayacağı, dergi alımının cezaevi idaresince yapılacağı, dergi almak isteyenlerin buna yönelik dilekçe yazmaları gerektiği"ni bildirmiştir. Başvurucu da söz konusu bildirime istinaden "Vate" isimli derginin 59., 60., 61., 63., 64. ve 65. sayılarını almak istediğine dair Ceza İnfaz Kurumuna dilekçe yazmıştır. Başvurucu, diğer tutuklu ve hükümlülerin talep ettikleri dergilerin gelmesine rağmen kendi talep ettiği dergilerin gelmemesi üzerine 5/11/2020 tarihinde Ceza İnfaz Kurumuna yeniden bir dilekçe yazarak dergilerin verilmeme sebebini sormuştur. Başvurucunun iddiasına göre Ceza İnfaz Kurumunca dilekçelere herhangi bir cevap verilmemiştir.
4. Başvurucu talep ettiği dergilerin verilmemesi üzerine 11/11/2020 tarihinde infaz hâkimliğine başvurmuş ve dilekçesinde söz konusu dergilerin bedeli emanet hesabından karşılanmak üzere alınarak tarafına verilmesini talep etmiştir. Bafra İnfaz Hâkimliği (İnfaz Hâkimliği) 13/11/2020 tarihinde "hükümlünün talebi hakkında öncelikle Ceza İnfaz Kurumu tarafından bir karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle başvurucunun dilekçesinin işlemsiz iadesine karar vermiştir. Başvurucu da İnfaz Hâkimliğinin müzekkeresi üzerine Ceza İnfaz Kurumuna dilekçe yazarak talep ettiği dergilerin verilmesini, aksi hâlde buna yönelik bir karar alınmasını talep etmiştir.
5. Bu esnada başvurucunun talep ettiği derginin 63., 64. ve 65. sayısı posta yoluyla başvurucuya gönderilmiştir. Ceza İnfaz Kurumu Eğitim Kurulu Başkanlığı 19/11/2020 tarihinde "dergilerle ilgili olarak yapılan değerlendirme neticesinde; mezkûr yönetmelikte kapalı ceza infaz kurumlarında hediyenin sadece giyim eşyası ve kitap olabileceğinin düzenlenmiş olduğu, hükümlü ya da tutukluya gazete veya derginin hediye edilemeyeceği, doğum gününde, yılbaşında, mensup olduğu dinin bayram günlerinde ve kanunda belirtilen hediye zamanında getirilmiş ya da gönderilmiş olsa bile kargo veya posta yoluyla gönderilen yada ziyaretçi tarafından getirilen gazete veya derginin kapalı kurumlarca kabul edilmesi/hükümlüye verilmesinin mümkün olmadığı" gerekçesiyle anılan dergilerin başvurucuya verilmemesine karar vermiştir.
6. Başvurucu, Ceza İnfaz Kurumunun kararına itiraz etmiş; itiraz dilekçesinde "dergi satın alınması talebine yönelik Ceza İnfaz Kurumunca herhangi bir değerlendirme yapılmadığını ve dilekçelerine cevap verilmediğini, bu esnada kendisine posta yoluyla derginin 3 sayısının geldiğini, Ceza İnfaz Kurumunun dayalnızca posta yoluyla gelen dergilere yönelik bir karar verdiğini, bu kapsamda öncelikle anılan dergiye abonelik talebinin karşılanmasını, diğer yandan da posta yoluyla gelen dergilere yönelik Ceza İnfaz Kurumu kararının kaldırılmasını" talep etmiştir. İtirazı inceleyen İnfaz Hâkimliği 2/12/2020 tarihinde başvurucunun itirazının reddine karar vermiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:
"...hükümlü.... ceza evi idaresinin ilgili dergiyi temin etmesi talebi ile Bafra T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Eğitim Kurulu Başkanlığının 19/11/2020 tarih 2020/89 sayılı kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
5275 sayılı Kanun'un 62 ve 69. maddeleri, Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik'in 77. maddesi ve Anayasa Mahkemesi tarafından belirlenen Ceza infaz kurumunda bulunan tutuklu ve hükümlülerin yayınlardan yararlanmasına ilişkin esaslar ile yukarıda anılan Anayasa Mahkemesi içtihatları uyarınca; ücreti, hükümlünün ceza infaz kurumda bulunan emanet hesabına yatırılan paradan karşılanması koşuluyla süreli yayınlara abone olabileceği, süreli veya süresiz yayınlardan yine ücreti hesabından karşılanmak suretiyle kurum tarafından satın alınarak yararlanabileceği, doğum gününde, yılbaşında, mensup olduğu dinin bayram günlerinde ve kanunda belirtilen hediye zamanında getirilmiş ya da gönderilmiş olsa bile kargo veya posta yoluyla gönderilen yada ziyaretçisi tarafından getirilen gazete veya dergilerin kapalı kurumlarca kabul edilmesi/hükümlüye verilmesinin mümkün olmadığı yönünde Bafra T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Eğitim Kurulu Başkanlığının 19/11/2020 tarih ve 2020/89 karar sayılı kararının yerinde verilmiş bir karar olduğu kanaatine varılarak hükümlünün itirazının reddine..."
7. Başvurucu, İnfaz Hâkimliğinin kararına itiraz etmiş; itiraz dilekçesinde "ya Ceza İnfaz Kurumunun bedeli emanet hesabından karşılanmak üzere belirttiği derginin satın alınıp kendisine verilmesini ya da posta yoluyla gelen dergi sayılarının kendisine teslim edilmesini" talep etmiştir. İtirazı inceleyen Bafra Ağır Ceza Mahkemesi 31/12/2020 tarihinde "kararın usul ve yasaya uygun olduğu" gerekçesiyle başvurucunun itirazını kesin olarak reddetmiştir.
8. Başvurucu, nihai hükmü 6/1/2021 tarihinde öğrendikten sonra 15/1/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
9. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
10. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
11. Başvurucu; Ceza İnfaz Kurumuna dilekçe yazarak bedeli emanet hesabından karşılanmak koşuluyla dergi satın alınmasını istediğini ancak Ceza İnfaz Kurumunun dilekçelerine bir cevap vermediğini ve söz konusu dergiyi de temin etmediğini, anılan derginin üç sayısının posta yoluyla kendisine gönderildiğini ancak Ceza İnfaz Kurumunun bu dergileri kendisine vermediğini belirtmiştir. Başvurucu devamında İnfaz Hâkimliğinin yalnızca posta yoluyla gelen dergiler yönünden bir değerlendirme yaptığını, dergi satın alımına yönelik ise herhangi bir değerlendirme yapmadığını, abone olmak istediği dergilere herhangi bir şekilde ulaşamadığını ve bu hâliyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini iddia etmiştir.
12. Bakanlık görüşünde; mevcut başvuruda başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edilip edilmediği konusunda inceleme yapılırken görüş yazısında yer verilen Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı, genel olarak bireysel başvuru formundaki iddialarını yinelemiştir.
A. Posta Yoluyla Gelen Dergilerin Verilmemesi Nedeniyle İfade Özgürlüğünün İhlal Edildiğine İlişkin İddia
13. Anayasa Mahkemesi daha önce verdiği birçok kararında, hükümlü ve tutuklulara posta/kargo yoluyla gelen, ziyaretçilerin getirdiği veya hükümlü ve tutukluların kendi satın aldıkları süreli ya da süresiz yayınların ceza infaz kurumlarına kabul edilmemesini ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmiştir (ilgili kararlar için bkz. İbrahim Kaptan (2), B. No: 2017/30723, 12/9/2018, § 23; Recep Bekik ve diğerleri [GK], B. No: 2016/12936, 27/3/2019, § 24; Ahmet Sil ve Taner Yay, B. No: 2017/35227, 30/9/2020, § 31). Bu nedenle başvurucunun posta yoluyla gelen dergilerin verilmemesine yönelik iddialarının ifade özgürlüğü kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
14. İfade özgürlüğü kişinin haber ve bilgilere, başkalarının fikirlerine serbestçe ulaşabilmesi, düşünce ve kanaatlerinden dolayı kınanmaması, bunları tek başına veya başkalarıyla birlikte çeşitli yollarla serbestçe ifade edebilmesi, anlatabilmesi, savunabilmesi, başkalarına aktarabilmesi ve yayabilmesi anlamına gelir. Anayasa Mahkemesi çok sayıda kararında ifade özgürlüğünün demokrasinin işleyişi için yaşamsal önemde olduğunu belirtmiştir (Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015, §§ 33-35; Mehmet Ali Aydın [GK], B. No: 2013/9343, 4/6/2015, §§ 42, 43; Tansel Çölaşan, B. No: 2014/6128, 7/7/2015, §§ 35-38).
15. Herkes gibi hükümlü ve tutuklular da Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 65) ve bu bağlamda ifade özgürlüğüne de sahiptirler (Murat Karayel (5), B. No: 2013/6223, 7/1/2016, § 27).
16. Öte yandan ifade özgürlüğünün mutlak bir hak olmadığı ve Anayasa'nın 26. maddesinin ikinci maddesinde öngörülen sebeplerle sınırlanabileceği unutulmamalıdır. Bu bağlamda ceza infaz kurumunda bulunmanın kaçınılmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin sağlanması gibi kurumda güvenliğin ve düzenin korunmasına yönelik kabul edilebilir gerekliliklerin olması durumunda mahpusların sahip olduğu haklara sınırlama getirilebilecektir (Murat Karayel (5), § 29).
17. Ceza infaz kurumunda bulunan tutuklu ve hükümlülerin yayınlardan yararlanmasına ilişkin esaslar 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un ilgili hükümleri de gözetilerek Anayasa Mahkemesi tarafından şöyle belirlenmiştir:
i. Mahpus, ceza infaz kurumlarında bulunan emanet hesabına yatırılan paradan karşılanması şartıyla herhangi bir yayının kurumca satın alınarak kendisine verilmesini isteyebilir.
ii. Resmî kurumlar, üniversiteler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile Cumhurbaşkanı tarafından vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve kamu yararına çalışan dernekler tarafından çıkarılan gazete, kitap ve basılı yayınlar mahkemelerce yasaklanmaması şartıyla mahpusa ücretsiz olarak ve serbestçe verilir.
iii. Mahpus, kurum kütüphanesinden yararlanma imkânına sahiptir.
iv. Mahpus; mensup olduğu dinin bayram günlerinde, yılbaşında ve nüfus kaydında belirtilen doğum günlerinde dışarıdan kargo yoluyla gönderilen ya da ziyaretçileri tarafından hediye olarak getirilen kitapları kabul etme hakkına sahiptir.
v. Eğitim ve öğretimine devam eden mahpusun ders kitapları herhangi bir engelleme olmadan kendisine verilir (İbrahim Kaptan (2), § 31; Serdar Güzelçay ve diğerleri [GK], B. No: 2022/66987, 21/12/2023, § 35).
18. Yayınlardan yararlanma yöntemini bu şekilde açıklayan Anayasa Mahkemesi İbrahim Kaptan (2) ve H.Y. (B. No: 2018/22011, 27/7/2022) kararlarında, 5275 sayılı Kanun'da tutuklu ve hükümlülere kargo yoluyla gelen ya da ziyaretçileri aracılığıyla getirilen süreli ya da süresiz yayınların (ders kitapları hariç) ceza infaz kurumlarına kabul edilmesinin açıkça düzenlenmemiş olmasını ayrıntılı olarak değerlendirmiştir. Anayasa Mahkemesi 5275 sayılı Kanun'un tutuklu ve hükümlülere kargo yoluyla gelen ya da ziyaretçilerinin getirdiği süreli ya da süresiz yayınların (ders kitapları hariç) teslimini öngörmediğini, bu nedenle yayınların bu şekilde temin edilemeyeceğini öncelikle kabul etmiştir. Ayrıca tutuklu ve hükümlülere kargo yoluyla gelen ya da ziyaretçilerinin getirdiği süreli ya da süresiz yayınların (ders kitapları hariç) tümünün kategorik olarak ceza infaz kurumlarına kabul edilmemesinin ifade özgürlüğüne yönelik bir ihlal oluşturmadığı sonucuna varmıştır (İbrahim Kaptan (2), §§ 33-37; H.Y., § 20).
19. Anayasa Mahkemesinin bu belirlemesi sonrasında 14/4/2020 tarihli ve 7242 sayılı Kanun'la 5275 sayılı Kanun'un mahpuslara hediye alma hakkı tanıyan 69. maddesi yeniden düzenlenmiş ve mahpuslara iki ayda bir hediye alma hakkı getirilerek yeni bir imkân sağlanmıştır. Anılan düzenleme gereğince tutuklu ve hükümlüler hediye olarak ancak kitap ve giyim eşyası kabul edebilecektir. Bu kapsamda söz konusu düzenleme sonrasında mahpuslar, iki ayda bir gönderilen kitapları kargo yoluyla gelse ya da ziyaretçileri tarafından getirilse dahi kabul etme hakkına sahip olmuş; böylelikle kargo yoluyla veya ziyaretçi aracılığıyla gelen kitaplara ulaşma, yayınlardan yararlanma yöntemleri arasına girmiştir (Serdar Güzelçay ve diğerleri, § 37).
20. 5275 sayılı Kanun ve ilgili düzenleyici işlemler ile yukarıda yer verilen Anayasa Mahkemesi içtihatları gözönüne alındığında ceza infaz kurumunda bulunan tutuklu ve hükümlülere posta veya kargo yoluyla ve hediye alma hakkı kapsamında ancak kitap gönderilmesi mümkündür. Süreli yayınların ise posta veya kargo yoluyla gönderilmesi mümkün olmayıp söz konusu yayınlardan ancak bedeli ödenmek suretiyle ve ceza infaz kurumu aracılığıyla yararlanılması mümkündür.
21. Bu kapsamda idare ve yargı mercilerinin gerekçesi de gözönüne alındığında posta yoluyla gönderilen dergilerin ilgili mevzuat hükümleri gereği başvurucuya verilmemesinde açık bir ihlalin mevcut olmadığı anlaşılmaktadır.
22. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun ihlal iddialarını temellendiremediği, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
23. Yukarıda açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Dergi Satın Alma Talebinin Değerlendirilmemesi Nedeniyle İfade Özgürlüğü ile Bağlantılı Etkili Başvuru Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
24. Başvurucu, bedeli emanet hesabından karşılanmak üzere alınmasını talep ettiği dergilerin Ceza İnfaz Kurumu tarafından alınmadığı gibi buna ilişkin bir karar da verilmediğini, İnfaz Hâkimliğine yaptığı itirazlar üzerine verilen kararlarda da bu hususa yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmadığını iddia etmektedir. Başvurucunun bu yöndeki iddialarının ifade özgürlüğü ile bağlantılı etkili başvuru hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
25. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan ifade özgürlüğü ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
26. Anayasa’nın 40. maddesinde Anayasa'da güvence altına alınmış hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkesin yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkı (etkili başvuru hakkı) güvence altına alınmaktadır. Etkili başvuru hakkı; anayasal bir hakkının ihlal edildiğini ileri süren herkese hakkın niteliğine uygun olarak iddialarını inceletebileceği makul, erişilebilir, ihlalin gerçekleşmesini veya sürmesini engellemeye ya da sonuçlarını ortadan kaldırmaya (yeterli giderim sağlama) elverişli idari ve yargısal yollara başvuruda bulunabilme imkânı sağlanması olarak tanımlanabilir (Y.T. [GK], B. No: 2016/22418, 30/5/2019, § 47; Murat Haliç, B. No: 2017/24356, 8/7/2020, § 44).
27. Şikâyetlerin esasının incelenmesine imkân sağlayan ve gerektiğinde uygun bir telafi yöntemi sunan etkili hukuk yollarının bulunması ilgililere etkili başvuru hakkının sağlanmasının bir gereğidir. Buna göre kişilerin mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla öngörülen yargı yollarının mevzuatta yer alması tek başına yeterli olmayıp bu yolun aynı zamanda pratikte de başarı şansı sunması gerekir. Söz konusu yola başvurulabilmesi için öngörülen koşullar somut olaylara tatbik edilirken dayanak işlem, eylem ya da ihmallerden kaynaklanan savunulabilir nitelikteki iddiaların bu doğrultuda geniş şekilde değerlendirilmesi, koşulların oluşmadığı sonucuna ulaşılması durumunda ise bu durumun yargı makamları tarafından ilgili ve yeterli gerekçelerle açıklanması gerekir (İlhan Gökhan, B. No: 2017/27957, 9/9/2020, §§ 47, 49). Diğer bir ifadeyle bir başvuru yolunun gerek hukuken gerekse uygulamada genel anlamda etkili olması, somut olay bakımından etkili başvuru hakkına ilişkin bir müdahale bulunup bulunmadığının değerlendirilmesine engel değildir (Yusuf Ahmed Abdelazım Elsayad, B. No: 2016/5604, 24/5/2018, §§ 59-61).
28. Somut olayda başvurucunun şikâyetinin özü; bedeli kendisi tarafından karşılanmak suretiyle bir derginin satın alınmasına yönelik talebinin idare tarafından yerine getirilmemesi ve buna ilişkin itirazının İnfaz Hâkimliği ve Ağır Ceza Mahkemesince değerlendirilmemesidir. 5275 sayılı Kanun'un 62. maddesi gereğince tutuklu ve hükümlüler ceza infaz kurumlarında bulunan emanet hesabına yatırılan paradan karşılanması şartıyla herhangi bir yayının kurumca satın alınarak kendisine verilmesini isteyebilir. Ceza infaz kurumu idarelerinin mahpusların yararlanabilecekleri belirtilen bu yayınları 5275 sayılı Kanun'un 3. ve 62. maddelerinde öngörülen şartları sağlayıp sağlamadığı yönünden bir denetime tabi tutması gerekir. Söz konusu denetim de Anayasa Mahkemesi içtihadında ortaya konulan ilkeler uyarınca yapılmalı, inceleme sonucunda yayınların kuruma kabul edilmesinin uygun olup olmadığına karar verilmelidir (Ahmet Sil ve Taner Yay, § 43).
29. Süreli veya süresiz yayınlar hakkında yapılması gereken denetime ilişkin ilkeler Anayasa Mahkemesinin Halil Bayık ([GK], B. No: 2014/20002, 30/11/2017) kararında açıklanmıştır. Buna göre Halil Bayık kararında öngörülen kriterleri karşılamayan bir gerekçeyle yapılan müdahalelerin ihlal oluşturacağı belirtilmelidir (söz konusu kriterler için bkz. Halil Bayık § 45). Anayasa Mahkemesi Recep Bekik ve diğerleri kararı ile Serdar Güzelçay ve diğerleri kararında da mevcut içtihadını devam ettirmiştir.
30. Bu kapsamda somut olayda da öncelikli olarak yapılması gereken; başvurucunun bedeli emanet hesabından karşılanmak suretiyle alınmasını talep ettiği süreli yayının Ceza İnfaz Kurumu tarafından satın alınarak akabinde ise Anayasa Mahkemesinin Halil Bayık ve devamı kararlarında belirtilen ilke ve kriterler çerçevesinde değerlendirme yapılarak söz konusu süreli yayının başvurucuya verilip verilmemesine karar verilmesidir.
31. Somut olayda ise başvurucu, Ceza İnfaz Kurumuna bedeli emanet hesabından karşılanmak üzere satın alınmasını talep ettiği dergiye yönelik birden çok dilekçe yazmış ise de Ceza İnfaz Kurumunca başvurucunun talebine yönelik olumlu veya olumsuz herhangi bir cevap verilmemiştir. Başvurucunun bu konuda İnfaz Hâkimliğine yaptığı ilk müracaat üzerine İnfaz Hâkimliği Ceza İnfaz Kurumunun bu konuda bir karar vermesi gerektiğini belirtmiştir. Daha sonra Ceza İnfaz Kurumu, başvurucuya posta yoluyla gelen derginin verilmemesine karar vermiş ancak derginin bedeli başvurucunun emanet hesabından karşılanmak üzere satın alınması talebi konusunda yine bir cevap vermemiştir. Başvurucu bunun üzerine İnfaz Hâkimliğine başvurmuş ve başvuru dilekçesinde söz konusu derginin satın alınarak kendisine verilmesini talep etmiştir. Buna karşın İnfaz Hâkimliği gerekçeli kararında yalnızca başvuruca posta yoluyla gelen dergiler yönünden bir değerlendirme yapmış, başvurucunun Kurum aracılığıyla ücreti karşılığında dergi satın alınmasına yönelik talebi hakkında herhangi bir değerlendirme yapmamıştır. Bu karara aynı gerekçeyle yapılan itiraz da Ağır Ceza Mahkemesince herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın reddedilmiştir.
32. Bu kapsamda başvurucu, ceza infaz kurumlarının uygulama ve kararlarına karşı olağan başvuru yolu olarak belirlenen ve şikâyet makamı olan İnfaz Hâkimliğine başvuruda bulunabilmiş ise de İnfaz Hâkimliği gerekçeli kararında başvurucunun talep ve iddialarını dikkate almamış, başvurucunun dilekçelerine cevap verilmediğine yönelik iddiaları hakkında herhangi bir araştırma yapmamış ve başvurucunun süreli yayınlardan yararlanma talebinin karşılanmaması şeklindeki müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğunu ve müdahalenin orantılı olup olmadığını değerlendirmemiştir. Buna göre Anayasa Mahkemesi, somut başvurunun koşullarında şikâyet makamı olan İnfaz Hâkimliğinin etkili olmadığı sonucuna varmaktadır.
33. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. maddesiyle bağlantılı olarak 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
34. Başvurucu, ihlalin tespiti ve yeniden yargılama yapılması ile miktar belirtmeksizin maddi ve manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
35. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
36. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. 1. Posta yoluyla gelen dergilerin verilmemesi nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Dergi satın alma talebinin değerlendirilmemesi nedeniyle ifade özgürlüğü ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğü ile bağlantılı olarak Anayasa'nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğü ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Bafra İnfaz Hakimliğine (E.2020/1495, K.2020/1519) GÖNDERİLMESİNE,
E. Tazminata ilişkin taleplerin REDDİNE,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 17/12/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.