Aralık ayındayız fakat havalar sıcak, yağmura özlem çekiyoruz ve kış gelmiyor. Şimdi su yazıda ise ise sözünü edeceğimiz ‘erken kış’ bildiğimiz kış değil; taşıyıcı annelik yöntemi ile çocuk sahibi olmanın bir öyküsüdür.

Taşıyıcı annelik için erkekten alınan sperm taşıyıcı anneye enjekte edilmektedir veya taşıyıcı anne ile cinsel ilişkiye girilmektedir.

Taşıyıcı annelik yoluyla çocuk edinmenin bir başka yönteminde de taşıyıcı annenin yumurtası kullanılmamakta, taşıyıcı anne başkalarına ait yumurta ve sperm ile hamile kalmaktadır. Bu yöntemde in vitro fertilizasyon yoluyla oluşturulan yumurta, taşıyıcı anneye enjekte edilmektedir.

Bazen bazı insanlar çözemedikleri ekonomik sorunları için bedenlerini kiralar.

Taşıyıcı annelikte de aslında bir kadım bedeninin kiralanması söz konusudur.

Anne olma konusunda sorun yaşayan kadınların bebeklerinin taşınmasını sağlamak, döllenmiş olarak hazırlanan yumurtanın, gebelik haline uygun olan taşıyıcıya yerleştirilmesi için bir kadın bedeninin kiralanmasına gereksinim vardır.. Sözünü ettiğimiz filmin tanıtım yazısı şöyle:

‘Erken Kış, yasa dışı bir taşıyıcılık anlaşması sonucu, Ferhat ve taşıyıcı anne Lia’nın Türkiye’den Gürcistan’a uzanan üç günlük zorlu yolculuğunu konu alıyor. Bu yol, yalnızca fiziksel sınırları değil; sınıf farklarını, biyolojik bağları ve insan ruhunun karanlık köşelerini de aralıyor. İstanbul’dan ayrılıp sınırın ötesine ilerledikçe Lia, ardında bırakmak zorunda kaldığı bebeği Ada’nın özlemiyle derin bir içsel çöküş yaşar. Ferhat ise eşi Handan’la gitgide kopan bağı ve iş dünyasının baskıları arasında parçalanır.”

Bedeninde 9 ay bir çocuk taşıyan kadın, ülkesine çocuğun biyolojik babası tarafından geri götürülürken neler yaşar, neler düşünür?

Bebek kimindir? Ya bebeğin ailesi ?

Bebek büyüyünce, geçmişteki olaylar kendisine nasıl anlatılacaktır?

Bizim yasalarımıza göre doğuran kadın annedir. Çocuk sahibi olmak isteyen anne ve baba çocuğu ancak evlat edinme yoluyla alabilirler.

Taşıyıcı anne bebeği vermek istemezse daha büyük hukuki sorunlar çıkmaktadır.

Taşıyıcı annelikte, taşıyıcı anne, istem sahibi baba veya anonim bir donör tarafından yapay olarak döllenir ve bebeği doğuma kadar taşır. Çocuk böylece, hem yumurtayı sağlayan taşıyıcı anneye hem de istem sahibi babaya ya da anonim donöre genetik olarak bağlı olur.

Fakat yumurta, istem sahibi bir anneden ya da anonim bir donörden alınır ve istem sahibi babanın veya anonim bir donörün spermiyle döllenmiş ise yumurta veya embriyo, daha sonra bebeği doğurana kadar taşıyacak olan taşıyıcı anneye nakledilir. Bu durumda çocuk taşıyıcı anneye değil, yumurtayı veren kadına ve istem sahibi babaya ya da sperm bağışçısına genetik olarak bağlı olur.

Sonuçta bebek için evlat sahibi olmak isteyenler tarafından bir bedelin ödenmesi söz konusu olmaktadır. Yani bu noktada bir yanda çocuk sevgisi, soyu sürdürme, bir yanda paranın gücü ve öte yanda doğuran kadının emeği, duyguları gündeme gelmektedir.

Çocuk ve çocuğun yüksek çıkarları sonraki aşamaya bırakılmaktadır.

“Erken Kış” filmini izlemeyi özellikle taşıyıcı annelik yoluyla çocuk sahibi olmak isteyenlere, taşıyıcı anne adaylarına ve hukukçulara tavsiye ediyorum.