A. DERNEĞİN TANIMI ve UNSURLARI

Dernekler, Türk Medeni Kanunu, Dernekler Kanunu,ilgili yönetmelikler ve Uluslararası antlaşmalar çerçevesinde düzenlenmiştir.

Dernek bir tüzel kişiliktir ve tüzel kişi olan derneğin tanımı da, gerek TMK’da gerekse de Dernekler Kanunu’nda yapılmıştır. TMK m.56/1’e göre ; “Dernekler, gerçek veya tüzel en az yedi kişinin, kazanç paylaşma dışında belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları, tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarıdır” şeklinde tanımlanmıştır. Dernekler Kanunu m.2/a’ya göre ise;’’ “Kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarıdır” şeklinde tanımlanmıştır.

Velhasılı dernek, en az yedi gerçek veya tüzel kişiyle kurulabilen, kar amacı gütmeyen ve kanunlarda yasaklanmamış bir konuda iştigalde bulunmayı amaçlayan tüzel kişi olarak tanımlanabilir. Bu doğrultuda oluşan her örgütlenme, birer dernek olarak adlandırılabilir. Hatta günlük hayatımızın bir parçası olan ve ilgilendiğimiz siyasi partiler, spor kulüpleri ve benzeri birçok örgütlenmenin dernek olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Anayasa m.3’e göre; ‘’ Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir.’’ Yine TMK m.57’de ve Dernekler Kanunu m.3’te benzer düzenlemeler mevcuttur. Bu kapsamda herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma özgürlüğüne sahiptir. Bu itibarla,dernekler açısından serbest kuruluş sisteminin benimsendiğini söyleyebiliriz. Ancak serbest kuruluş esasında dahi kanunun aradığı şartların tamamlanmış olması aranmaktadır, aksi halde kişi topluluğu, dernek tüzel kişiliğini kazanamayacaktır. TMK 59/1. Maddesi gereği; “Dernekler, kuruluş bildirimini, dernek tüzüğünü ve gerekli belgeleri yerleşim yerinin bulunduğu yerin en büyük mülkî amirine verdikleri anda tüzel kişilik kazanırlar.” Bu düzenleme ile derneklerin kuruluşu için kanunda sayılan belgelerin, yerleşim yerinin bulunduğu yerin en büyük mülki amirine ki bu ilçelerde kaymakam illerde vali olmak kaydıyla verilmesi yeterlidir.

Öte yandan, izne tabi olmaksızın kurulan dernek tüzel kişiliğine hiç kimse üye olmaya zorlanamayacak, aynı şekilde üye olduktan sonra da dernekte kalma yönünde baskı altına alınamayacaktır (Anayasa m.33/2). Gerçek ya da tüzel kişi istediği şekilde derneğe üye olabilip dernek üyeliğinden ayrılabilecektir. Bu durum kimsenin baskısıyla ortaya çıkamaz.

TMK 56/1’de ve DK. 2/a’da dernek kurucu sayısı “gerçek veya tüzel en az yedi kişi ” olarak düzenlemiştir. Bu kurucular hakkında,dernek kurma yasağı olmaması gerekir. Şöyle ki, Dernekler Kanunu madde 3’te; “Türk Silahlı Kuvvetleri ve kolluk kuvvetleri mensupları ile kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri hakkında özel kanunlarında getirilen kısıtlamalar saklıdır.” hükmü ile bu kişilerin derneklere kurucu olamayacakları belirtilmiştir. Öte yandan dernek kurucularının fiil ehliyetine sahip olması gerekmektedir.

Yabancı kişilerin de dernek kurabilmesi ve kurulu olan derneklere üye olabilmesi mümkündür. Ancak Dernekler Kanunu m.93 uyarınca, yabancı kişilerin, Türkiye’de dernek kurabilmesi için, fiil ehliyetine sahip olmaları ve Türkiye’de ikametgah sahibi olmaları gerekir.

Her bir derneğin tüzüğü olmak zorundadır. Tüzüğü olmayan bir dernek düşülemez, zira tüzük derneğin kuruluşu için gerekli şartlardan biridir. Öyle ki, tüzük derneklerin anayasası niteliğindedir ve derneğin statüsünü belirlemektedir. TMK m.58’de”Her derneğin bir tüzüğü bulunur. Dernek tüzüğünde derneğin adı, amacı, (...)(2) gelir kaynakları, üyelik koşulları, organları ve örgütü ile geçici yönetim kurulunun gösterilmesi zorunludur. Dernek tüzüğü, kanunun emredici hükümlerine aykırı olamaz. Dernek tüzüğünde düzenlenmemiş konularda kanun hükümleri uygulanır.”şeklinde olup Dernekler Kanunu’nun 4.maddesinde ayrıca dernek tüzüğüne belirtilmesi zorunlu olan hususları ayrıntısı ile sıralamıştır:

DK m.4: “Her derneğin bir tüzüğü bulunur. Bu tüzükte aşağıda gösterilen hususların belirtilmesi zorunludur:

a) Derneğin adı ve merkezi.

b) Derneğin amacı ve bu amacı gerçekleştirmek için dernekçe sürdürülecek çalışma konuları ve çalışma biçimleri ile faaliyet alanı.

c) Derneğe üye olma ve üyelikten çıkmanın şart ve şekilleri.

d) Genel kurulun toplanma şekli ve zamanı.

e) Genel kurulun görevleri, yetkileri, oy kullanma ve karar alma usul ve şekilleri.

f) Yönetim ve denetim kurullarının görev ve yetkileri, ne suretle seçileceği, asıl ve yedek üye sayısı.

g) Derneğin şubesinin bulunup bulunmayacağı, bulunacak ise şubelerin nasıl kurulacağı, görev ve yetkileri ile dernek genel kurulunda nasıl temsil edileceği.

h) Üyelerin ödeyecekleri giriş ve yıllık aidat miktarının belirlenme şekli.

ı) Derneğin borçlanma usulleri.

j) Derneğin iç denetim şekilleri.

k) Tüzüğün ne şekilde değiştirileceği.

l) Derneğin feshi halinde mal varlığının tasfiye şekli.”

Dernekler, belirli bir amaca matuf oluşturulan kişi topluluklarıdır. Bu amacın ne olduğu ne TMK’da ne de Dernekler Kanunu’nda belirtilmemiştir. Ancak yukarıda da belirttiğimiz üzere gerek TMK’da gerekse de Dernekler Kanunu’nda, derneklerin kazanç sağlama dışında ideal bir amaca hizmet etmesi gerektiği düzenlenmiştir.  TMK. m.47/2: “Amacı hukuka veya ahlaka aykırı olan kişi ve mal toplulukları tüzel kişilik kazanamaz.” Diyerek, derneklerin amacının kanuna ve ahlaka aykırı olamayacağını düzenlemiştir. Öte yandan dernek amacı imkansız da olmamalıdır. Aksi halde derneğin tüzel kişilik kazanamayacağını söylemek gerekecektir.

B.TÜZEL KİŞİLİĞİN KAZANILMASI SİSTEMLERİ

Tüzel kişiliğin kazanılmasına ilişkin üç farklı sistem vardır. Bu sistemler izin sistemi, tescil sistemi ve serbest kuruluş sistemidir.

1.İZİN SİSTEMİ

Tüzel kişiliğin doğmasına ilişkin bu sistemde, tüzel kişi, ancak devletin vereceği izinle doğabilir. Devlet adına izin verme yetkisini kullanan mercilerin, izin verip vermeme konusunda takdir yetkilerinin olduğunu söylemek gerekir. Bu sistemin daha çok totaliter rejimlerde kullanıldığını söylemek yanlış olmayacaktır, zira devlet adına izin verme yetkisini kullanan mercilerce, tüzel kişiliğin kurulmasına izin verilmemesi işlemine karşı herhangi bir itiraz veya yargı yoluna başvurulamayacaktır. Dolayısıyla bu sitemin, örgütlenme özgürlüğüne engel olabileceği de söylenebilir. Şöyle ki, bu sistemle, bir derneğin, vakfın veyahut sendikanın kurulması işlemi, devletin tasarrufuna bırakılacak olup bu durumda, örgütlenme hakkının kısıtlanacağı tartışılmazdır. Bu sistem ise Alman Hukukunda iktisadi dernekler için uygulanmaktadır.

2.TESCİL SİSTEMİ

Bu sistemde, ilgili merci dernek tüzüğünde, kanunun emredici hükümlerine uyulup uyulmadığını araştırmaktadır. Kanunun emredici hükümlerine uygunluk tespitinin yapılması halinde, ilgili merciin izin verme zorunluluğu vardır. Bu sistemde idarenin tüzel kişilik kazanılmasına ilişkin izin sistemindeki gibi bir takdir yetkisi bulunmamaktadır. Tescil sisteminde dernekler, dernekler siciline kayıtla tüzel kişilik kazanırlar. İlgili merciin haksız yere izin vermemesi ve tüzel kişilik kazanılamaması halinde ise, izin vermeme işlemine karşı dava açılabilmesi ise bu sistemde mümkündür. Bu sistem, Alman Hukukunda iktisadi olmayan dernekler için uygulanmaktadır.

3.SERBEST KURULUŞ SİSTEMİ

Serbest kuruluş sisteminde tüzel kişiliğin oluşmasında devletin müdahalesi yoktur. Burada, kişi topluluğunu oluşturanların bir araya gelme iradesi yeterli sayılmakta ve bu iradenin ortaya konulmasıyla tüzel kişiliğin kazanılması yeterli görülmektedir. Dolayısıyla da topluluğun tüzel kişilik kazanması için herhangi bir yerden izin alma ya da herhangi bir yere başvuru şartı aranmayacaktır. Ancak bir araya gelme iradesiyle ulaşılmak istenen amaç kanuna ve ahlaka aykırı olmamalıdır. TMK m.47/2’de bu husus düzenlenmiştir. Serbest kuruluş sistemi diğer iki sisteme göre daha esnek yapıda ve daha özgürlükçüdür.

C.TÜRKİYE’DE UYGULANAN SİSTEM

Türk Hukukunda tüzel kişiliğin kazanılmasına ilişkin yalnızca bir sitemin uygulandığını söyleyemeyiz. Vakıflar ve ticaret şirketleri için tescil sisteminin uygulandığı söylenebilecekken, dernekler bakımından hangi sistemin uygulandığı doktrinde tartışmalıdır, farklı görüşler vardır. Bir görüşe göre, Türk Hukukunda dernekler bakımından, serbest kuruluş sistemi uygulanmaktadır ve bu görüşü savunanlar Anayasa madde 33/1’i dayanak olarak göstermektedir. Zira Anayasa madde 33/1’de yer alan ,’’ Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir.’’ ifadesi tüzel kişiliğin  kazanılmasında izin alınmasına gerek olmadığını belirtmektedir.

Ayrıca TMK madde 3’te ve Dernekler Kanunu madde 57 ‘de “önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahip olunduğu” hususu tekrar edilmiştir.

TMK. 59. Maddede ise; “Dernekler, kuruluş bildirimini, dernek tüzüğünü ve gerekli belgeleri yerleşim yerinin bulunduğu yerin en büyük mülkî amirine verdikleri anda tüzel kişilik kazanırlar” şeklindeki hükümle sadece topluluğu oluşturan kişi iradelerinin yeterli olmayacağı düzenlenmiş, tüzel kişiliğin kazanılması için kuruluş bildirisi ve diğer istenen eklerin mahallin en büyük mülki amirine teslim edilmesi şartı aranmıştır.

Bu kapsamda, TMK’daki sistem tescil sistemini benimsemektedir, diyen bir görüş de vardır.

Burada idarece yapılacak inceleme idarenin takdir yetkisine ilişkin değildir.

Bu belgelerin idareye verilme nedeni, bunlarda bir eksiklik veya kanuna aykırılık bulunup bulunmadığının tespit edilmesine yöneliktir.

Doktrinde ağır basan görüş ise, Türk Hukukunda serbest kuruluş sisteminin varlığını savunan görüştür. Buna göre, Türk Hukuk Sisteminde derneklerin kuruluşunda, kurucuların tüzel kişiliği kurma yönündeki iradelerini açıklamaları ile tüzel kişilik kazanıldığından bu sistem kabul edilmektedir.