Muhaberat hürriyeti temel bir hürriyet ve özel hayat da temel bir haktır. İletişimin denetlenmesi, CMK m.135 ila 138’de gösterilen hükümlere uygun yapılmadığı takdirde bireyin haberleşme hürriyeti ve özel hayat hakkı ihlale uğrayacaktır. Bu durumu, temel hak ve hürriyetlerin ihlali kapsamında görmemek mümkün değildir.

CMK m.135/1, iletişimin denetlenmesinden elde edilen kayıtları “somut delil” saymayıp,  somut delillere ulaşma veya somut delilleri destekleme vasıtası kabul etmiştir. CMK m.135/1’e göre, iletişimin denetlenmesinin birey odaklı, yani şüpheli veya sanık dikkate alınmak suretiyle yapılmalıdır. Bundan dolayıdır ki hükümde, bir suç nedeniyle yapılan soruşturma ve kovuşturma sırasında suç işlendiğine ilişkin somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka şekilde delil elde edilmesinin mümkün olamaması durumunda, şüpheli veya sanığın iletişiminin denetlenebileceği ifade edilmiştir.

Bir şüpheli veya sanığın bir başkası üzerinden iletişiminin denetlenmesi, yine “şüpheli” veya “sanık” konumlandırması yapmaksızın bir kişinin iletişiminin takibi hukuka uygun değildir. İletişim iki taraflıdır. Bu sebeple, iki veya çok taraflı konuşanların “şüpheli” veya “sanık” sıfatı ile iletişimi takip edilmek istenmekte ise, taraflardan yalnızca birisi için verilen iletişimin denetlenmesi kararı ile diğer tarafın veya tarafların da iletişimlerinin takip edilip aleyhlerine delil olarak kullanılabilmesi mümkün değildir.

CMK m.135 dikkatle incelendiğinde, hakkında iletişimin denetlenmesi kararı verilen şüpheli veya sanık üzerinden bir başkasının takibine izin verilmemiştir. Bu noktada, Anayasa m.13 dikkate alınmalıdır. Anayasa m.13’e göre, temel hak ve hürriyetler arasında sayılan haberleşme hürriyetinin Anayasa m.22/2’de gösterilen sebeplere dayanmak suretiyle sınırlandırılabilmesi için, buna izin ve yetki veren açık yasal düzenlemeye ihtiyaç bulunmaktadır. Netice itibariyle; hakkında iletişimin denetlenmesi kararı bulunmayan kişiyi haberleşme hürriyeti ve özel hayat hakkına, usule uygun verilmiş yargı kararı olmaksızın müdahale edilmesi suretiyle elde edilen kayıtların “hukuka uygun delil” niteliğini taşıyacağını ve dolayısıyla yargılamada kullanılamayacağını belirtmek isteriz.

Kanaatimizce, şüpheli veya sanık hakkında verilmiş iletişimin denetlenmesi kararı ile yapılan teknik takip sırasında bir başka kişinin de adı veya konuşması geçmişse, bu durumda ilk karar üzerinden hakkında iletişimin denetlenmesi kararı bulunmayan şahsın da hedef alınmak suretiyle teknik takibine devam edilmemelidir. Bu yeni şahıs yönünden de iletişimin denetlenmesi amaçlanmakta ise, CMK m.135’in şartları ayrıca dikkate alınmalı, yeni talep ortaya koyulmalı ve ancak alınan bu yeni karar doğrultusunda adı soruşturma veya kovuşturmaya karışan şahsın teknik takibine geçilmelidir. İki taraftan birisi için alınan iletişimin denetlenmesi kararı yalnızca hakkında karar alınmış şahsı bağlayacaktır.

CMK m.135’in şartlarının varlığı halinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kontrolünde olan telefon hatları ile yapılan iletişimin denetlenmesinin mümkün olduğunu, fakat yabancı hatların doğrudan teknik takibinin yapılamadığını ve bu takibin yabancı hattın, hakkında iletişimin denetlenmesi kararı bulunan yerli hatla temas ettiğinde mümkün olabileceğini belirtmek isteriz.

Yabancı hattın bu şekilde teknik takibi yapılmak istendiğinde, bu hattı kullanan şahıs ile ilgili de iletişimin denetlenmesi kararının alınmasının gerekli olacağı tartışmasızdır. Esas itibariyle bu takip klasik dolaylı dinleme değildir. Burada yabancı hatla ilgili bir dinleme kararı vardır, ancak teknik takibi dolaylı yoldan, yani bu hattı kullanan şüpheli veya sanığın, hakkında iletişimin denetlenmesi kararı bulunan bir yerli hatla temas ettiği sırada geçen görüşmeler kayda alınmaktadır. Bu şekilde elde edilmiş kayıtlar, teknik açıdan dolaylı dinleme gibi gözükse de, hakkında iletişimin denetlenmesi kararı olduğu için hukuka uygun sayılmalıdır.

Hukuka aykırı olan ise, yabancı hat kullanıcısının iletişimin denetlenmesi kararına tabi tutulmaksızın, hakkında karar bulunan bir yerli hat üzerinden teknik takibe tabi tutulmasıdır. Bir başka ifadeyle, yabancı hattın teknik nedenlerle takip edilip dinlenemeyeceğinden bahisle, bu hattı kullanan şüpheli veya sanık yönünden iletişimin denetlenmesi kararı alınmayarak, sürekli bir başka şüpheli veya sanık üzerinden teknik takibin yapılması kabul edilemez. Bu durumda da, yabancı hattı kullanan şüpheli veya sanık yönünden CMK m.135’e uygun iletişimin denetlenmesi kararı alınmalıdır.


(Bu köşe yazısı, sayın Prof. Dr. Ersan Şen tarafından www. hukukihaber. net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)