Mal ortaklığı rejimi hangi durumlarda söz konusu olacaktır? Mal ortaklığının çeşitleri var mıdır? Bu yazımızda bu sorulara cevap bulabileceksiniz. Mal ortaklığı ikiye ayrılmaktadır. Birincisi genel mal ortaklığı, ikincisi ise sınırlı mal ortaklığıdır. Sınırlı mal ortaklığı rejimi de kendi içinde ikiye ayrılır. Bunlar edinilmiş mallara ortaklık ve diğer mal ortaklıkları şeklindedir. Genel mal ortaklığına dahil olan mallar; kanunda öngörülen kişisel mallar hariç tüm mallar ve bunların gelirleridir. Edinilmiş mallara ortaklığa dahil olan mallar; eşin çalışması ile edindiği mallar ve kişisel malların gelirleridir. Diğer mal ortaklığına dahil olan mallar; eşlerden birisinin bir eşyanın mal ortaklığına dahil olmasını istemediği şeklinde yaptığı olumsuz düzenlemelerden kaynaklıdır.

Burada kadın eşin malları, erkek eşin malları ve ortaklık malları olarak üç tip mal türü bulunmaktadır. Ortaklığın tüzel kişiliği olmamakla beraber sui generis bir durumu söz konusudur. Bu ortaklığa elbirliği mülkiyetine ilişkin hükümler uygulanacaktır. (Ortaklık malları elbirliği ile yönetilebilecektir)

Kanunda sayılan kişisel mallar Türk medeni kanununun 260. maddesinde belirtilmiştir:

Kişisel mallar, mal rejimi sözleşmesi, üçüncü kişinin karşılıksız kazandırması

veya kanunla belirlenir.

Eşlerden her birinin sadece kişisel kullanımına ayrılmış olan eşyası ile manevî tazminat alacakları kanundan dolayı kişisel malıdır.

Bir eşin saklı pay olarak isteyebileceği malvarlığı değerleri, mal rejimi sözleşmesiyle ortaklığa dahil edildiği ölçüde, mirasbırakanları tarafından kendisine kişisel mal olarak kazandırılamaz.

İlk fıkrada görüleceği üzere kişisel mallar; mal rejimi sözleşmesiyle, üçüncü kişinin karşılıksız kazandırması ile veya kanunla belirlenir. Bu kişisel mallar kanunda sınırlı olarak sayılmıştır (numerus clausus). Yeni bir tür kişisel mal yaratma imkanı yoktur. Öncelikle taraflar kendi aralarında bir sözleşme yaparak hangi malların kişisel mal olacağına ilişkin anlaşma yapabilirler. Bu anlaşmada belirlenen mallar kişisel mal olarak değerlendirilecektir. Ayrıca eşlerden her birinin sadece kişisel kullanımına ayrılmış olan eşyası ile manevi tazminat alacakları da kişisel mal olarak sayılmıştır. Bunun yanında kişilerin karşılıksız kazanma yoluyla elde ettikleri mallar da kişisel mallardandır.

Ortaklık malları nedir diye baktığımızda Türk medeni kanununun 257. maddesinde:

Genel mal ortaklığında eşlerin kanun gereğince kişisel mal sayılanlar dışındaki malları ile gelirleri ortaklık mallarını oluşturur.

Eşler, ortaklık mallarına bölünmemiş bir bütün olarak sahip olurlar.

Hiçbir eş, ortaklık payı üzerinde tek başına tasarruf hakkına sahip değildir.

şeklinde belirtilmiştir. Maddede de görüleceği üzere eşlerin kanun gereğince kişisel mal sayılanlar dışındaki malları ile bunların gelirleri ortaklık mallarını oluşturacaktır. Hangi eşe ait olduğu bilinmeyen bir mal ortaklık malları arasında sayılacaktır. O malın kendisine ait olduğunu iddia eden eş bunu (kişisel malı olduğunu) ispat etmekle yükümlüdür. Aksi halde bu mal ortaklık malı olarak kabul edilecektir. Mal ortaklığı rejiminde yönetim ve tasarrufa gelirsek; eşya hukukunda elbirliği ile mülkiyet konusundaki kurallar burada da öngörülmüştür. Bunlardan birincisi malların yönetimi konusunda; olağan yönetim ve olağanüstü yönetim söz konusu olabilmektedir. Olağan yönetimin söz konusu olduğu hallerde eşlerden birinin kendi başına karar almaya yetkisi vardır. Ancak olağanüstü yönetimin söz konusu olduğu durumlarda mutlak surette oybirliği yani diğer eşin de onayı gerekir. Eğer ki diğer eş haksız şekilde bu yönetim işleminin gerçekleşmesine engel oluyorsa mahkemeden bu konu hakkında talepte bulunulabilecektir. Olağan yönetim durumları kanunda sayılmamış olup hakimin takdir yetkisine bırakılmıştır. Örneğin; ortak bir taşınmazın çatısının aktığını düşünürsek, bunun tamirinin olağan yönetim işi olduğunu kabul edebiliriz. Fakat diğer bir ihtimal ise bu taşınmazın satılması işlemi olağanüstü yönetim işine gireceğini düşünebiliriz.

Mal ortaklığı rejiminde üçüncü kişilere karşı sorumluluk durumlarını; borçlardan sorumluluk ve kısmi kişisel borçlarından sorumluluk olarak sayabiliriz. Kişisel borçlardan sorumluluk söz konusu olduğunda eşlerden birisi bir kişisel borcundan dolayı sorumlu olduğunda kişisel mallarının tümü ve ortaklık mallarının yarısı ile bu borçtan sorumlu olacaktır. Belli başlı bazı hallerde ise borçlardan tam sorumluluk vardır. Borçlardan tam sorumluluk halinde eşlerden birisinin hem tüm kişisel malvarlığıyla hem de ortaklık mallarının tamamıyla sorumluluğu doğacaktır.

Tam sorumluluk halleri şu durumlarda gerçekleşebilecektir:

-Evlilik birliğini temsil amacıyla gerçekleşen harcamalar

-Ortaklık mallarını yönetme yetkisine dayanarak yapılan harcamalar

-Ortaklık mallarına giren gelirleri kullanarak bir meslek veya sanatın icra edilmesi nedeniyle gerçekleştirilen borçlar

-Diğer eş için de kişisel sorumluluk doğuran bir hal varsa tam sorumluluk hali ortaya çıkacaktır.

Son duruma örnek olarak; eşlerin birlikte haksız fiilde bulunduklarını düşündüğümüzde meydana gelen manevi zarardan eşler birlikte sorumlu olacaklarından diğer eş için de kişisel sorumluluk doğacaktır. Kişisel malların yanında ortaklık mallarından da sorumlu olacağına ilişkin bir anlaşma yaptılarsa bu durumda ortaklık mallarının tamamından sorumluluk söz konusu olacaktır. Mal rejimi tasfiyesinde ise; kişisel mal ile ortaklık malı arasındaki denkleştirmede; bir eşin kişisel mallara ilişkin borçları ortaklık mallarından veya ortaklık mallarına ilişkin borçları kişisel mallarından ödenmişse, tasfiye sırasında denkleştirme istenebilir. Her borç ilişkin bulunduğu mal kesimini yükümlülük altına sokar. Hangi kesime ait olduğu anlaşılamayan borç ortaklık mallarına ilişkin sayılır. Yani tasfiye süresinde iki durumda denkleştirme alacağı meydana gelmektedir. Bir eşin kişisel mallara ilişkin borçları, ortaklık mallarından veya ortakllık mallarına ilişkin borçları kişisel mallarından ödenmişse denkleştirme alacağı gündeme gelecektir.

Değer artış payı ise aynı Türk medeni kanununun 274. maddesinde düzenlenmiştir:

Bir eşin kişisel malı veya ortaklık malıyla bir başka mal kesimine giren malvarlığı değerinin edinilmesi, iyileştirilmesi veya korunmasına katkıda bulunulmuşsa, edinilmiş mallara katılma rejiminde değer artış payına ilişkin hükümler uygulanır.

Eşlerden biri diğer eşin sahip olduğu malın iyileştirilmesine yönelik bir katkıda bulunduysa eğer, edinilmiş mallara katılma rejiminde uygulanan bu değer artış payı alacağı mal ortaklığında da uygulanacaktır. Mal ortaklığı rejiminde aile konutu söz konusuysa hakim, eşlerden birinin sosyal ve ekonomik durumuna göre veya çocukların menfaatinin gerektirdiği şekilde ortak konutun eşlerden birine verilmesine yönelik karar alabilir. Burada önemli olan eşlerden birinin ortak konuttan yararlanma konusunda üstün bir yararı olduğunu ispat etmesidir.