GAZZE (AA) - MUSTAFA HABBUŞ - Gazze'de cuma gününden bu yana devam eden "Toprak Günü" gösterileri için sınıra çadırlar kuran Filistinliler, barışçıl eylemlerle direnişe devam ettikleri gündüzlerin gecelerinde şiirler okuyor, halaylar çekiyor.

Filistinliler, sürgün edildikleri topraklarına geri dönme ve Gazze'ye yönelik hukuksuz ablukanın kaldırılması talebiyle başlattıkları "Büyük Dönüş Yürüyüşü" eylemlerini sürdürüyor.

İsrail sınırında kurulan "Dönüş Kampı"nı ziyaret eden AA ekibi, Gazzelilerin gündüzü direniş azmi, gecesi yaşam sevinciyle dolu anlarına tanıklık etti.

- "Bu topraklarda yaşamaya değer şeyler var"

Girişinde, Filistin bayrağı ile Mahmud Derviş'in "Bu topraklarda yaşamaya değer şeyler var" mısrasının yazılı olduğu büyük beton bir kapının bulunduğu "Dönüş Kampı", 1948'de kurulan Filistin mülteci kamplarının arşiv fotoğraflarındaki gibi düzenlenmiş.

Muntazaman sıralanan beyaz çadırların yanında su, çay ve kahve dağıtımı yapan yerler, yemek pişirilen bölüm ve çocukların futbol oynaması için ayarlanmış bir alan bulunuyor. Kampın girişinde ayrıca göstericilerin, çadırları İsrail mermilerinden koruması için oluşturduğu kum tepeleri de dikkati çekiyor.

Kampın doğu tarafında kalan sınırda ise ellerinde Filistin bayrakları, başlarında kefiyeler bulunan gençlerin eylem yaptığı görülüyor. Tel örgülerin arkasında her türlü teçhizatla donatılmış İsrail askerleri, taş atan gençlere göz yaşartıcı gazla karşılık veriyor. Atılan gazla bir süre dağılan gençler daha sonra yeniden toplanarak tekbir getirip İsrail karşıtı sloganlar atıyor. Askerler bu kez daha yoğun gazla birlikte gerçek ve plastik mermi kullanıyor.

Gazın yoğunluğu gençlerin dayanabileceği düzeyi aşınca bazıları boğulma tehlikesi geçiriyor. Bu durumda da kampta hazır bekleyen ambulanslar devreye girerek gazdan etkilenen gençlere müdahale ediyor.

Gösterilerde sadece gazdan etkilenmiş olanlar, İsrailli keskin nişancıların gerçek ya da plastik mermiyle hedef aldıklarının yanında şanslı sayılıyor. Yaralanan Filistinliler, ambulanslarla şehir merkezindeki hastanelere naklediliyor.

- Sınırda güneş batıyor ve başka bir dünyanın kapısı aralanıyor

Gazlar, mermiler, molotofkokteylleri ve yanan araba lastiklerinin gri bir görüntü oluşturduğu sınırda güneşin batışıyla birlikte Filistin kültürünün birçok detayının görüldüğü ve hissedilebildiği bambaşka bir dünyanın kapıları açılıyor.

Havanın kararmasıyla çadırlarına çekilen ve burada "dönüş nöbeti" tutan Gazzeliler, akşam ezanının ardından cemaatle namazlarını kılıyor. Daha sonra çocuklar futbol için ayrılan alanlara koşuyor ve burada maçlar düzenleniyor.

Sahanın biraz ötesinde ise ateş yakan gençler akşam yemeğini hazırlıyor. Akşam menüsü olarak patlıcan salatası, kızarmış domates, biber, soğan ile beyaz peynir ve çay servis ediliyor.

- Çadır ateşi etrafında toplanan gençlik hayalleri

Akşam yemeğinin ardından çadırların önlerinde ateşler yakılıyor. Aileler ve akrabalar bu ateşler üzerinde kahve pişirip ikramda bulunuyor. Gençler etrafına toplandıkları ateşin başında hayallerini, umutlarını ve yaşadıkları maceraları birbirleriyle paylaşıyor.

Dönüş Kampı'nın yaşlıları ise büyük bir çadırda toplanıp rebap çalarak eski halk kasidelerinden okuyor. Çoğu, küçük yaştakilerin anlayamayacağı türden olan bu şiirler, Filistin'in acılarla dolu geçmişine tanıklık eden yaşlılarını gençlik dönemlerine götürüyor.

- "Neden burayı terk edelim? Kaybedecek bir şeyimiz yok"

Kaside arasında yaşlı bir adama gösterilerin heyecanının sönmemesinin, kampı terk etmemelerinin ardındaki sebep soruluyor. Dayfullah Abdullah Ebu Seyf isimli Filistinli şu cevabı veriyor:

"Buradaki herkes günlük olarak zulme maruz kalıyor. Neden burayı terk edelim? Gazze'den haksızlık ve abluka kaldırılana kadar gösterilerimizi sürdüreceğiz. İsrail son saldırılarda evlerimizi yıktı, çocuklarımızı, eşlerimizi öldürdü, tarlalarımızı yaktı. Kaybedecek bir şeyimiz yok."

Yaşlı Filistinli bu sözlerin ardından yeniden rebap çalmaya başlıyor.

Çadırın hemen yanında çay ve kahve servisinin yapıldığı alanda bir halka oluşturan gençler ise Biladüşşam'da (Filistin, Lübnan, Ürdün, Suriye) yaygın olan geleneksel halk oyunu debkeyi sergiliyor.

Dönüş Kampı'nın kadınlarından bazıları ise tedavi gördükten sonra çadırlarına dönme konusunda ısrarcı olan yaralılarla ilgileniyor. Bazıları da çadır önlerinde sohbet ederek geceyi geçiyor.

İsrail namlularının birkaç metre ötesinde bu hâlde geceleyerek "dönüş nöbeti" tutan Filistinliler, mücadelelerini dünyaya duyurabilme, 10 yıldan uzun süredir devam eden ablukadan kurtulabilme ve topraklarına geri dönme umuduyla yeni bir sabaha hazırlanıyor.

- "Toprak Günü" nedir?

İsrail, 30 Mart 1976'da ülkenin kuzeyindeki Celile bölgesinde yaşayan İsrail vatandaşı Filistinlilere ait binlerce dönüm araziye el koydu. Bunun üzerine Filistin halkı, bu gaspı protesto etmek için genel greve gitti ve gösteriler düzenledi.

İsrail polisi gösterilere katılan Filistinlilere ateş açarak 6 kişiyi şehit etti, çok sayıda kişiyi yaraladı. "Toprak Günü" olarak anılan bu olay, İsrail ile Filistin arasındaki çatışmanın kaynağı olan toprak konusunda Filistinlilerin gösterdiği direnişin simgesi olarak görülüyor.

Filistinliler, Toprak Günü'nün 42'nci yıl dönümü kapsamında Gazze-İsrail sınırında cuma günü başlattıkları barışçıl "Büyük Dönüş Yürüyüşü" gösterilerine altı hafta boyunca devam etmeyi planlıyor.