Polis şiddeti sonucu hayatını kaybeden Amerika Birleşik Devletleri (ABD) vatandaşı siyah George Floyd'un ailesinin Minneapolis kent yönetimine açtığı davada taraflar anlaşma sağladı. Anlaşmaya göre, Minneapolis Belediyesi Floyd'un ailesine 27 milyon dolar tazminat ödeyecek. Ailenin avukatları yargılama öncesi sağlanan anlaşmada rekor bir tazminat üzerinde anlaşmaya varıldığını duyurdu.

Minneapolis Belediye Başkanı Jacob Frey, anlaşmayı memnuniyetle karşılarken "Bugünkü anlaşma ırksal adaleti geliştirme yönündeki ortak yükümlülüğümüzün bir tezahürüdür" dedi. Frey, kentteki siyahların Floyd'un polis şiddetiyle öldürülmesi sonrası "ağır ve derin bir travma" yaşadığını söyledi. Floyd'un ailesi Minneapolis kent yönetimine karşı tazminat davası açmıştı. Belediye Meclisi, oy birliğiyle aileye tazminat ödenmesini kabul etti.

Ailenin avukatı Chris Stewart, sanık polis hakkındaki davadan bağımsız olarak aileye tazminat ödenecek olmasının adaletin sağlanması açısından "anlamlı, önemli ve gerekli" olduğunu belirtti. Floyd'un kardeşi Rodney ise mahkeme dışı varılan anlaşmanın "yasla başa çıkabilmek için gerekli bir adım" olduğunu söyledi.

"İkinci derece cinayet"le suçlanıyor

Diğer yandan George Floyd'un ölümüne neden olan beyaz polis memuru Derek Chauvin hakkındaki yargılama süreci ise pazartesi günü başladı. Floyd'un ölümünün ardından işten çıkarılan eski polis memuru Derek Chauvin, ikinci dereceden cinayetle suçlanıyor. Minnesota eyaletinde bu suça 40 yıla varan hapis cezası öngörülüyor. Chauvin, Ekim ayında 1 milyon dolar kefalet karşılığında serbest bırakılmıştı. Dava sürecinde sadece jüri üyelerinin belirlenmesinin üç hafta sürmesi bekleniyor.

25 Mayıs 2020'de meydana gelen olayda 46 yaşındaki Floyd, sahte 20 dolarlık banknot verdiği gerekçesiyle polis tarafından gözaltına alınarak bir manav dükkanının önünde yere yatırılmış, polis memuru Derek Chauvin dokuz dakika boyunca dizini yerde yüz üstü yatan Floyd'un ensesine bastırarak ölümüne neden olmuştu.

Cep telefonundan kayda alınan görüntülerde Floyd'un 20'den fazla kez "Nefes alamıyorum" dediği duyuluyordu. Olay tüm dünyada yoğun tepkilere yol açmış, siyahlara yönelik ayrımcılık ve ırkçılık tartışmalarını ve kitle gösterilerini beraberinde getirmişti.