Yargıtay, bir iftira davasında "gizli kamerayla yapılan ses ve görüntü kayıtlarının yalnızca ve koşullar oluştuğunda savunma hakkına dayalı olarak delil olabileceğini ancak belirtilen istisna dışında hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin suçun kanıtlanmasında kullanılamayacağının kabul edilmesi gerektiğine" hükmetti.
Malatya'nın Darende İlçesi'nde yaşanan davaya konu olay, 2005 tarihinde işlediği iddia edilen iftira suçuna ilişkin yürütülen soruşturmaya gizli kamera kaydının sunulmasıyla başladı. Kayıtta sanığın daha önce kavga ettiği tanık Ömer'in sanığın aleyhine işlediği ileri sürdüğü yaralama suçuyla ilgili konuşmalar yer aldı. Savcılık da görüşme kayıtlarından yola çıkarak dava açtı. Sanık ile Ömer arasında geçen görüşmeyle ilgili olarak işyerindeki webcam kaydına ilişkin CD kaydını değerlendiren Darende Asliye Ceza Mahkemesi, sanık hakkında mahkumiyet kararı verdi. Karara itiraz edilence dosya Yargıtay'ın gündemine geldi.

-KOŞULLARI OLUŞTUĞUNDA SAVUNMA HAKKINA DAYALI OLARAK DELİL OLABİLİR-

Yargıtay 4. Ceza Dairesi, kamera kaydında, işyeri sahibi olarak konuşan kişinin "bunların hepsini gizli kamerayla çektim. Konuşturdum, Ramazan'ı. Ben hepsini konuşturdum gel bir kaydına bak bilgisayar açık demi" şeklinde konuştuğunun açıklanması karşısında yapılan "vurmadılar vuramazlar da yani" sözlerinin gizli kamera kaydı olarak gerçekleştirildiğine dikkat çekti. Daire, yerel mahkemenin hukuka aykırı olduğu saptanan gizli kamera çekimine ilişkin kayıtların delil olarak kullanılamayacağını gözetmeksizin mahkumiyete ilişkin verdiği kararı bozma gerekçesi saydı.
Kişilerin özel yaşamlarının ve haberleşme gizliliği ilkelerinin Anayasa'yla güvence altına alındığını anımsatan Daire, Türkiye'nin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde özel yaşamın gizliliğinin korunduğunu, AİHM içtihatlarında da özel yaşamın gizliliği ilkesine aykırı olarak elde edilen delilleri kabul etmediğine atıfta bulundu. 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda yasa ve hukuka aykırı delillerin hükme esas alınamayacağını belirten Daire, yerel mahkemenin kararını bozdu.

-GÖRÜŞMENİN GİZLİCE KAYDEDİLMESİ HUKUKA AYKIRI

Daire'nin bozma gerekçesinde, şöyle denildi:
"Doktrinde ses ve görüntü kayıtlarının yalnızca, kayıt yapan kişiye yönelik olarak işlenen bir suçun kanıtlanması amacıyla kaydın planlı olmaksızın kendiliğinden gerçeklemesi dolayısıyla hukuka uygun görülebileceği fakat aynı kaydın kayıt sahibi dışındaki bir kişiye yönelik olarak işlenen bir suçta kanıt olarak ileri sürülebilmesinin olanaklı bulunmadığı belirtilmektedir. Gizli kamerayla yapılan ses ve görüntü kayıtlarının yalnızca ve koşulları oluştuğunda savunma hakkına dayalı olarak delil olabileceği ancak belirtilen istisna dışında hukuka aykırı olarak ede edilen delillerin suçun kanıtlanmasında kullanılamayacağı kabul edilmelidir. Açıklanan yasal düzenlemeler karşısında yalnızca hukuka ve yöntemine uygun biçimde kaydedilmesi durumunda kişilerin ses ve görüntü kayıtlarının delil niteliği bulunacak buna karşın bir kişinin yaptığı görüşmenin gizlice kaydedilmesi hukuka aykırı olduğundan delil olarak değerlendirilmesi olanaklı bulunmayacaktır."(ANKA)
(YE/ÖMR)