Çırağan Sarayı’ndaki yolun trafiğe neden kapatıldığını soran Avukat Sertuğ Sürenoğlu, korumalar tarafından darp edildi. Cumhurbaşkanına hakaret ettiği iddiasına ilişkin zorla tutanak imzalatılan avukat, bir gece gözaltında kaldıktan sonra sulh ceza hâkimi tarafından ev hapsine alındı.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, avukatın feci şekilde darp edildiği bu duruma sert tepki gösterdi.

Feyzioğlu'nun açıklamalarından öne çıkan kısımlar şu şekilde:

"Fotoğrafa iyi bakın. Gözü patlamış, kafa travması geçirmiş bu genç bir Türk vatandaşı. Aynı zamanda avukat. Ona bunu yapanlar ise devletimizin polis üniforması giydirdiği, polisliğin yüz karası 3-5 kabadayı. Benim devletimin verdiği silahı, kimlik kartını taşıyan ama benim devletimin verdiği silahı taşıyan ama polis olmayı becerememiş çapulcu, kabadayı, çete üyesi. Bu çocuğa kafa travması geçirten Türk polisi üniforması giyen, insanlığa ve polisliğe layık olmayan sefil yaratık. Ben bu işin peşini bırakmam. And olsun bırakmam. Çırağan Sarayı'nda düğün var. Memleketin pek önemli iki ailesinin düğünü var. Devlet büyükleri orada. Çırağan'ın trafiğe kesilmesi lazım. Çünkü vatandaşın bu memlekette 3 kuruşluk hükmü yok. Ben bu devleti bu hale getirenlere soruyorum. Yazıklar olsun. Süslü hanımefendilerin, süslü beyefendilerin, limuzinlerin, süslü beyefendilerin düğününe gitmesini bekliyor insanlar. Korumak için yemin ettikleri topluma, devlete acımasızca zarar verdi bunlar. 

Sonra bir savcı, tuttu kafası gözü patlatılmış bu vatandaşı tutuklamaya sevk etti. Ey Türk vatandaşı, bak... Bu sensin. Bu şu anda sensin. Bu kafası gözü parçalanan sensin. Gözü moraltılan, kaşı yarılan sensin. Ne beklersiniz? Buradan bu Türk vatandaşını hemen savcılığa sevk edip onun suç duyurusunu almasını beklersin değil mi? Ben bu devletin bunu yapmasını beklerim. Bu benim devletim. Ben bu devlet ayakta kalsın diye mücadele ediyorum. Siz de onun için yapıyorsunuz. Çocuğu savcılığa götürüyorlar. Cumhurbaşkanına hakaret ettin diye hakkında soruşturma başlıyor. Başka bir savcı tutuklamaya sevk ediyor. Hakim, evlere şenlik, evlere kabus bir kararla yeterli delil yok, delil karartma tehlikesi yok. Bundan tutuklamıyorum diyor. Oh diyorsun, şükür. Polis kılığında kabadayıdan dayak yedi. Bizim dimdik ayakta tutmak için canımızı vereceğimiz devletimizin polis olması gereken çapulcusundan dayak yedi. Hadi gelin bana da... Hadi. Terbiyesizler, kanunsuzlar. Ve savcılık tutuklamaya sevk etti. Dayak yiyeni tutuklamaya sevk etti. 30 yıldır okuduğum, okuttuğum, savunduğum devletimin etkisini kullanarak 3-5 tane çapulcunun yaptığına bak. Hakim, delil durumu vsvs... Kanun bilmiyor hakim de. Elimde malzeme yok ama suç cumhurbaşkanına hakaret ya, ev hapsi veriyor. Sen hangi fakültede okudun? Sana kim hukuk okuttu?

>> İstanbul Barosu: 'Bunun hesabını soracağız'

Gece gözümü kırpmadım. Sabahı zor ettim, geldim. Adli kontrol kararı tam kanunsuz, vicdansız, hukuksuz. Savcının tutuklamaya sevk etmesi akla zarar. Cumhurbaşkanına elbette hakaret edemezsin ama hiçbir vatandaşa hakaret edemezsin. Hiçbirimizin birbirine üstünlüğü olmamalı. Kim kime hakaret etti diye sen bugüne kadar ey savcı tutuklamaya sevk ettin? Ey hakim... Kim kime tutuklamaya sevk etti diye adli kontrol kararı verip eve tıktın?

Sayın Cumhurbaşkanı bu adamı tutuklamaya sevk edilen Cumhuriyet Savcısı size zarar veriyor. Tutuklamadım ama adli kontrol kararı verdim diyen size zarar veriyor. Sayın İçişleri Bakanı bizim varımızı yoğumuzu sizin korumanız gerekiyor. Yeri geldi yabancı devletler size saldırdığında ben sizi savundum. Devletime saldırı olduğunda savunurum. Devletimin vatandaşımı korumasını bekliyorum."