İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararında, delilerin büyük ölçüde telefon dinlemelerine dayandırıldığı ifade edildi. 53 dinleme kararının 18 Haziran 2013’ten itibaren ‘suç örgütü kurma ve yönetme’ suçuna ilişkin alındığı, 2 Aralık 2014’te ‘hükûmete karşı suç’ kapsamında talepte bulunulduğu, bu tarihten sonra bir daha dinleme kararının verilmediği anlatıldı. Dinlemelerin hukuka aykırı yapıldığı belirtilerek, “Zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir’ ilkesi göz önüne alındığında tapelerin yasak delil niteliğinde olduğu kabul edilmiştir” denildi. Teknik araçla izleme kararlarının da hukuka aykırı olduğu vurgulandı.

Sanık Ayşe Mücella Yapıcı’nın Gezi Parkı eylemlerinden ötürü İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yasadışı gösteri’ suçundan beraat ettiği hatırlatılarak, verilen karara göre “Eylemlerin anayasal toplanma ve örgütlenme hakkı ile ifade özgürlüğü boyutunda kaldığı, Taksim Dayanışması’nın suç örgütü olduğunu gösterir kanıt bulunmadığı” anlatıldı.

Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi önünde toplanan Çarşı Grubu taraftarlarının ‘hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs, suç işlemek amacıyla örgüt kurup yönetmek’ suçlarından İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıp beraat ettiği ifade edildi. Tanıkların görgüye dayalı bilgisinin olmadığı kaydedildi. MASAK raporuna göre Kavala’nın eylemcileri finanse etmek amacıyla hesap açıp para aktarmadığı vurgulandı.

Kararda, sanıkların marjinal grupları ve yasadışı sol örgütleri yönlendirerek, hükûmetin icra kabiliyetini engelleyecek düzeyde bir girişimde bulunduklarına dair mahkumiyetlerine yeter derecede delil elde edilemediği için beraata hükmedildiği kaydedildi. Ancak firar sanık Ayşe Pınar Alabora, Memet Ali Alabora, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Handan Meltem Arıkan ve Gökçe Tüylüoğlu’nun dosyası, ciddi iddia ve kanıtlar bulunduğu gerekçesiyle ayrıldı. (İsmail Saymaz / Hürriyet)