Türk Ceza Kanunu’nun 183. maddesinde “İlgili kanunlarla belirlenen yükümlülüklere aykırı olarak, başka bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli bir şekilde gürültüye neden olan kişi, iki aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde çevreye karşı olan suçlar başlığı altında düzenlenmiştir. 

Çevresel zararlara sebep olabilecek eylemleri içeren bu suçlar arasında yer alan gürültüye neden olma suçu, Mülga 765 sayılı ETCK’nun 546. maddesinde “Her kim, gürültü veya velvele ile mutat hilafı olarak çan ve alatı saire çalarak yahut kanun ve nizam ahkamına muhalif surette gürültülü bir meslek ve sanat icar eyliyerek halkın veya meclis ve mahfillerin meşguliyet veya huzur ve rahatını ihlal ederse on beş liraya kadar hafif cezayı nakdiye mahküm olur. Bu fiil gece yarısından iki saat evvelinden sonra işlenirse hafif cezayı nakdi otuz liraya kadardır. Mükerrirler hakkında birinci fıkrada muharrer ahvalde otuz ve ikinci fıkrada muharrer halde elli liraya kadar hafif cezayi nakdi hükmolunur.” şeklinde kabahat olarak düzenlenmişti.

KORUNAN HUKUKİ DEĞER

Gürültünün bilhassa insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini göz önüne bulundurduğumuzda Anayasamızın 56. maddesinde “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.” denilerek bireylerin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşamalarına elverişli koşullar korunmak istenmiştir.

MADDİ UNSURLAR

SUÇUN KONUSU

Bu suç kapsamında gürültüye maruz kalan çevre olup suçun konusu etrafta gerçekleşen gürültü sonucu çevredir. Gürültüye neden olma suçunun konusu, gürültüye maruz kalan çevredir[1].

FAİL VE MAĞDUR

Gürültüye neden olma suçunun faili herhangi bir kişi olabilir, suç düzenlemesinde faile herhangi bir nitelik atfedilmemiştir.

Suçun mağduru, Yargıtay tarafından “Gürültüye neden olma suçunun belli bir mağduru yoktur. Toplumda yaşayan herkes bu suçun mağduru olabilir. Gürültünün belli olmayan bir kimseye karşı yapılması bu suçu TCK'nın 123. maddesindeki kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçundan ayırmaktadır. TCK'nın 123. maddesindeki suçun faili belli bir kimseyi hedef almakta iken, TCK'nun 183. maddesindeki suçun faili belli bir kimseyi hedef almamaktadır.” denilerek açıklanmıştır[2].

FİİL VE İLLİYET BAĞI

Suçu oluşturan fiil kanunda yalnızca “gürültüye neden olmak” olarak belirtilmiştir. Bu tanımdan yola çıkıldığında kanunda sınırlı hareket tipleri belirtilmemiş olup bu suç serbest hareketlerle işlenebilen bir suçtur. Kanunda hareketin gerçekleştirme şekli üzerinde durulmamış, hareket somutlaştırılmamış ise serbest hareketli suçtan bahsetmemiz mümkündür[3]. Suçu oluşturan fiiller arasında gece canlı müzik yayını yapılması[4], iş yerinde ses izolasyonu yapılmaması[5] ekmek fırınında yalıtım olmadan hamur karma makinesi çalışması[6] veya kuru sıkı tabanca ile havaya ateş edilmesi[7] örnek gösterilmektedir.

Öte yandan, kanunda “ilgili kanunlarla belirlenen yükümlülüklere aykırı” denilme suretiyle farklı kanunlara ve diğer düzenlemelere göndermede bulunmaktadır. Bunlar arasında 2872 sayılı Çevre Kanunu, Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği bulunmaktadır.

Madde gerekçesinde “gürültünün başkalarının sağlığının zarar görmesine elverişli olabilecek şekilde yüksek olması gerekir.” denilerek gürültünün seviyesi tarif edilmiştir. Gürültüye neden olma suçu, somut tehlike suçu olarak kabul edilmektedir. Suçun tamamlanması için hukuki manada bir zarar meydana gelmesinin arandığı suçlara zarar suçları, yalnızca zarar oluşma ihtimalinin yeterli olduğu suçlara tehlike suçları denilmektedir. Tehlike suçları somut tehlike ve soyut tehlike suçları olarak ikiye ayrılmaktadır. Soyut tehlike suçları, gerçekleştirilen fiilin o suç düzenlemesinde korunan hukuki değer açısından tehlike doğurup doğurmamasına bakılmayan suçlar iken somut tehlike suçları ise yapılan hareketin o suça ilişkin korunan hukuki değerle ilgili bir tehlike meydana getirmesi gerekli olan suçlardır[8].

Buna ilişkin Yargıtay suç tipini, “TCK’nın 183. maddesinde suç olarak tanımlanan gürültünün insan sağlığının zarar görmesine “elverişli” olması gerektiği kabul edilmiştir. Bu durumda “elverişlilik” ibaresinin, insan sağlığının zarar görmesi ihtimalini, zarar vermeye uygun olmayı ifade ettiği, dolayısıyla suçun tehlike suçu olarak düzenlendiği, suçun oluşumu için somut zararın gerçekleşmesi gerekmediği kabul edilmelidir.” şeklinde tanımlamıştır.

Bu doğrultuda, başka bir kişinin sağlığını tehlikeye düşürecek şekilde gürültü çıkaran bir kişi, TCK m.183 uyarınca suç işlemiş olacaktır. Maruz kalan kişilerin sağlığının zedelenmesi şart değildir; sağlığın sadece tehlikeye düşmüş olması yeterlidir. Failin sorumluluğu için, gürültünün kişilerin sağlığını tehlikeye sokabilecek bir düzeyde olması gerekmektedir. Sadece fiziksel sağlığın değil, ruhsal sağlığın da zarar görmesi olasılığı bu suç kapsamında değerlendirilmelidir[9].

MANEVİ UNSUR

Gürültüye neden olma suçu, yalnızca kasten işlenebilen bir suçtur ve taksirle işlenemez. Bu suçun oluşabilmesi için, failin ilgili kanunlarda belirtilen yükümlülüklere aykırı olarak, bir kişinin sağlığına zarar verebilecek şekilde bilerek ve isteyerek gürültü yapması gerekmektedir.

HUKUKA AYKIRILIK UNSURU

Suçun bir diğer unsuru olarak hukuka aykırılık, gerçekleştirilen fiile hukuk düzeni tarafından cevaz verilmemesi, fiilin tüm hukuk düzeni ile çelişki ve çatışma hâlinde olmasıdır. Yalnızca istisnai hâllerde hukuk düzeni, hukuka uygunluk nedenleri olarak tanımladığımız durumlarda şartların sağlanması halinde fiil artık suç teşkil etmez ve hukuka aykırılığı ortadan kaldırır[10].

NİTELİKLİ HALLER

Bu suçun kanuni düzenlenmesinde daha hafif cezayı veya daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hali düzenlenmemiştir.

SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ

TEŞEBBÜS

Türk Ceza Kanunu'nun 183. maddesinde öngörülen gürültüye neden olma suçu teşebbüse elverişli bir suçtur. Somut tehlike suçları, sonuç doğurabilecek suçlar yani neticeli suçlar olduğu için bu suçlara teşebbüs mümkündür. Gürültüye neden olma suçu, gürültü olarak kabul edilebilecek eylemin gerçekleştirilmesiyle tamamlanır. Suçun faili, bir kişinin sağlığına zarar verebilecek kadar gürültü yapma amacıyla bilerek ve isteyerek harekete başlasa ve ardından elinde olmayan nedenlerle bu hareketleri tamamlayamasa dahi suç teşebbüs aşamasında kabul edilir[11]. Örnek vermek gerekirse; bir apartman dairesinde ses sistemi kurulduktan sonra elektriklerin gitmesiyle birlikte gürültüye sebep verilememişse burada failin elinde olmayan sebeplerle elverişli hareketleri kesildiğinden teşebbüs hali mümkündür.

İŞTİRAK

Gürültüye neden olma suçunu birlikte işleyenler, TCK’nun 37/1. maddesi gereğince müşterek fail olarak, başka birini araç olarak kullanmak suretiyle işleyen fail TCK’nun 37/2 uyarınca dolaylı faillik kapsamında sorumludur.

Şeriklik bakımından ise gürültüye neden olma suçuna azmettirmeden (TCK m. 38) veya gürültüye neden olan kimseye yardımda bulunan kişi, bu suçun işlenmesine yardım eden olarak (TCK m. 39) şerik sıfatıyla sorumludur.

İÇTİMA

Gürültüye neden olma fiili sürekli bir şekilde devam ederse, yalnızca tek bir suç meydana gelir. Bununla birlikte, aynı suçu işlemeye yönelik kararın uygulanmasına ara verilerek ve kişilerin sağlığına zarar verme potansiyeline sahip bir şekilde yeniden gerçekleştirilirse, zincirleme suç hükümleri uygulanacaktır[12].

YAPTIRIM VE MUHAKEME USULÜ

Gürültüye neden olma suçunun cezası, iki aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası olarak öngörülmüştür. Gürültüye neden olma suçu kapsamında, suçun kişinin sağlığının zarar görmesine elverişi olup olmadığı hususu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bilirkişiye başvurularak tespit edilip, örneğin kulak burun boğaz uzmanı hekimin verdiği rapor doğrultusunda Cumhuriyet Savcılığı kamu davasının açılması gerekip gerekmediğine göre karara varacaktır. Bu suç bakımından uygulanacak olan dava zamanaşımı ise 8 yıldır.

 

 KAYNAKÇA

ARTUK, Mehmet Emin , GÖKCEN Ahmet v.dğr., Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yayınları, 13.Baskı

CENTEL Nur, ZAFER Hamide, ÇAKMUT Özlem, Türk Ceza Hukukuna Giriş, Beta Yayınları, 9.Bası.

DEMİRBAŞ Timur, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 8. Baskı.

MADEN Mehmet, “Bir Tehlike Suçu Olarak Gürültüye Neden Olma (TCK, m. 183) ve Tehlike Suçlarına İlişkin Genel Tespitler”, AHBVHF Hukuk Dergisi, C.25,S. 1, 2021, s.455.

SEVÜK YOKUŞ Handan, “Gürültüye Neden Olma Suçu (TCK m.183)”, MÜHF Hukuk Araştırmaları Dergisi, C.19, S.2, s. 363 – 380, 2013.

https://karararama.yargıtay.gov.tr/

(Bu köşe yazısı, Avukat Maşallah MARAL tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

 

----------------

[1] SEVÜK YOKUŞ Handan, “Gürültüye Neden Olma Suçu (TCK m.183)”, MÜHF Hukuk Araştırmaları Dergisi, C.19, S.2, 2013, s.373.

[2] Y. 18. CD E. 2016/14794, K.2019/31 T. 07.01.2019.

[3] ARTUK, Mehmet Emin , GÖKCEN Ahmet v.dğr., Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yayınları, 13.Baskı, s.329.

[4] Y. 4. CD E. 2013/24365, K. 2015/1452, T. 19.01.2015

[5] Y. 4. CD E. 2012/17482, K. 2012/18402, T. 25.09.2012

[6] Y. 4. CD E. 2013/30354, K. 2015/1453, T. 19.01.2015

[7] Y. 4. CD E. 2016/13160, K. 2017/16626, T. 05.06.2017

[8] CENTEL Nur, ZAFER Hamide, ÇAKMUT Özlem, Türk Ceza Hukukuna Giriş, Beta Yayınları, 9.Bası, 260-262.

[9] Sevük Yokuş, s.374.

[10] DEMİRBAŞ Timur, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 8. Baskı, s.254.

[11] Sevük Yokuş, s.376; MADEN Mehmet, “Bir Tehlike Suçu Olarak Gürültüye Neden Olma (TCK, m. 183) ve Tehlike Suçlarına İlişkin Genel Tespitler”, AHBVHF Hukuk Dergisi, C.25,S. 1, 2021, s.455.

[12] Sevük Yokuş, s.377; Maden, s.456.