İNCELENEN KARARA KONU OLAYIN ÖZETİ
Küçükçekmece 18.Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama ile Küçükçekmece C. Başsavcılığı'nın 22/12/2014 tarih ve 2014/… sayılı iddianamesi ile; Müşteki şirket vekili marifetiyle yapmış olduğu şikayetinde özetle sanıkların T*** A.Ş'nin ortakları olduklarını ve 34 ** *** plaka sayılı aracı kiralayarak kira bedelini ödemediklerini ve aracı da iade etmediklerini belirttiği, sanıklar suçlamayı kabul etmediklerini ve kira bedelini ödediklerini, müşteki ile ticari ilişkilerinin devam ettiğini belirttiklerini, sanıkların eyleminin güveni kötüye kullanmak olduğu, açıklandığı ve özetlendiği üzere sanıkların gerekli yargılamalarının yapılarak sevk maddeleri bölümünde belirtilen maddeler ile cezalandırılmalarına karar verilmesi talebi ile kamu davası açılmıştır.
YEREL MAHKEMENİN DAVA KONUSU OLAYI ÇÖZÜMLEMESİ
İddia, sanık savunması, müşteki beyanı, tanık anlatımları, olay tutanağı, adli rapor ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanıklar ve katılan şirket arasında araç kiralama sözleşmesi tanzim edildiği, katılan şirket kiralanan aracın iadesine yönelik noterden ihtarname düzenlettiği ve ihtarnamede ihtarnamenin tebellüğ tarihinden itibaren 10 gün içinde borç (kiralama) ödenmesi aksi halde sözleşmenin haklı nedenle feshi ve 10 günün sonunda araçların iadesi aksi halde güveni kötüye kullanmadan cezai işlem yapılacağı belirtilmiş ancak noterlik ihtarnamesinin sanıklara tebliğ edilmediği böylece ihtarname ile belirtilen sürelerin ve iade sürecinin başlamadığından sanıkların iade ile yükümlü tutulamayacağından sanıkların üzerilerine atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden atılı suçtan ayrı ayrı beraatlerine dair hüküm kurulmuştur.
KARARA KONU OLAYIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
TCK'nın 155/1. maddesinde düzenlenen "güveni kötüye kullanma" suçunun oluşabilmesi için; Bir başkasına ait taşınır ya da taşınmaz bir malın, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyetliğinin faile devredilmiş olması, failin, söz konusu mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunması veya bu devir olgusunu inkar etmesi" aranmaktadır. Bahse konu hükümden açık bir şekilde ifade edildiği üzere bu suçun oluşması için taşınırın zilyetliğinin faile geçmesi gerekmekle birlikte kişinin eşya üzerindeki tasarrufu ile kendisi veya başkası için yarar sağlamak amacı ile kasten ve bilerek hareket etmesi gerekmekte veya devir olgusunun inkarı gerekmektedir. Bahse konu yerel mahkeme kararına konu olay irdelendiğinde ise, zilyetliğin amacı dışında tasarrufta bulunma unsuru oluşmadığı anlaşılmakla birlikte ihtarname tebliğ edilmediği ve sanığın kiraya veren katılan tarafından aracın iadesinin talep edildiğinden haberdar olduğuna dair başkaca delil elde edilemediği de açıktır. Dolayısıyla iade yükümlülüğünün ancak sanığa bildirilmesi durumunda doğacağı hususu ile birlikte usulsüz tebligat yapılması ile suçun kanuni tanımındaki unsurların sanık yönünden gerçekleşmediği göz önünde bulundurulduğunda yerel mahkemece verilen karar yönünden herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından kararın hukuka uygun olduğu söylenebilecektir.
Av. Dicle KANAY